Allâh-u Te'âlâ Mûsâ (Aleyhisselâm)a: "Benim falan yerde bir dostum vardı, git onun cenaze namazını kıl" diye vahyetti. O da oraya varınca insanların onun hakkında kötü konuştuklarını ve onu bütün günahlarla vasıfladıklarını gördü.
Fakat Mûsâ (Aleyhisselâm) Rabbinin kendisine emretmiş olduğu şeyi yaptı. Sonra: "Ya Rabbi! İnsanlar bu kulunu şöyle şöyle kötülüklerle niteliyorlar" deyince Rabbü'l-İzzeti ve'l-Celal Hazretleri:
"Doğru söylediler. Lakin o Bana beş kelimeyle münacatta bulundu, Ben de onu bağışladım" buyurdu.
Bunun üzerine Mûsâ (Aleyhisselâm) "Ya Rabbi! Nasıl münacatta bulundu" diye sorunca
Allâh-u Te'âlâ: "O Bana:
'Ya Rabbi! Sen biliyorsun ki ben salih biri değilsem de salihleri severim, Sen biliyorsun ki ben fasık biri isem de fasıkları sevmem.
Ya Rabbi! Ben, cennete girmenin Senin mülküne bir şey katacağını bilmiş olsam, Senden cennet istemem.
Cehennemden kurtuluşun Senin mülkünden bir şey eksilteceğini bilsem, Senden kurtuluş istemem. Ya Rabbi! Sen bana merhamet etmezsen ya kim bana acıyacak' dedi.
Ben de ona rahmet ettim.
Ey Mûsâ! Bu kelimeleri konuşmuş olan birini mahrum olarak reddetmem Benim keremime yakışır mıydı?!" buyurdu.
[Ebu'l-fedâ Muhammed Ârif, Dü'âü's-sâlihîn, sh:172]
Bunun üzerine Mûsâ (Aleyhisselâm) "Ya Rabbi! Nasıl münacatta bulundu" diye sorunca
Allâh-u Te'âlâ: "O Bana:
'Ya Rabbi! Sen biliyorsun ki ben salih biri değilsem de salihleri severim, Sen biliyorsun ki ben fasık biri isem de fasıkları sevmem.
Ya Rabbi! Ben, cennete girmenin Senin mülküne bir şey katacağını bilmiş olsam, Senden cennet istemem.
Cehennemden kurtuluşun Senin mülkünden bir şey eksilteceğini bilsem, Senden kurtuluş istemem. Ya Rabbi! Sen bana merhamet etmezsen ya kim bana acıyacak' dedi.
Ben de ona rahmet ettim.
Ey Mûsâ! Bu kelimeleri konuşmuş olan birini mahrum olarak reddetmem Benim keremime yakışır mıydı?!" buyurdu.
[Ebu'l-fedâ Muhammed Ârif, Dü'âü's-sâlihîn, sh:172]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder