Akıl delili Hakk'ın bir mekanda sınırlanmasının imkansızlığını
gösterirken şeriatın dili Allah için mekanda bulunmayı zikretmiştir. Bu
durum, kendilerine peygamber gönderilenlerin dillerindeki ortak
kullanımdan kaynaklanır. Hz. Peygamber zenci cariyeye " Allah nerededir ?
" diye sormuştur. Soruyu peygamberden başkası sormuş olsa idi, akıl
soruyu soranın cahil olduğuna hükmederdi, çünkü Allah için mekan olamaz.
Soruyu soran peygamber olup onun hikmeti ve bilgisi malum olduğu için
, buradan muhatabın Yaratıcısını ancak kendi tasavvuru ölçüsünde
bilebileceğini anladık. Alışık olduğu dilden ve kendi tasavvurundan
başka bir şekilde peygamber kadına hitap etseydi, hiç kuşkusuz,
amaçlanan yarar kalkar, kabul gerçekleşmezdi. Binaenaleyh peygamberin
hikmeti, öyle bir hususu öyle bir soruyla ve ifadeyle sormak şeklinde
tecelli etmiş , kadın göğü işaret ettiğinde Hz. Peygamber " Mümin bir
kadın " , yani Allah'ın varlığını tasdik eden bir kadındır demiş,
halbuki " bilgili bir kadın " dememiştir. Alim bilgisiyle cehaletinde
cahile eşlik edebilir ( onu anlayabilir,anlayacağı dilden hitab
edebilir). Alim olmayan cahil ise alime eşlik edemez ve ona bilgisizce
yaklaşır. Bütün bunlar alemdeki ilahi hikmetlerdir.
Fütuhat - c14,s232 - Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
kaynak : Facebook/Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Yukarda Allah Var Gibi Sözler Yanlıştır.
Mekandan Münezzeh Olan Allah'u Tealaya Mekan Tanzimi Çok Yanlıştır.
Böyle diyenleri uyaralımki yanlış söz söylemesinler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder