1. Her kim aşağıda yazılı olan besmele duasını yüz on sekiz kere okuyup, dua ederse isteği ne olursa olsun duası kabul olur:
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ، اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ
بِفَضْلِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَ بِحَقِّ بِسْمِ اللّٰهِ
الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ وَ بِهَيْبَةِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ
الرَّحِيمِ وَ بِمَنْزِلَةِ بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ،
اِرْفَعْ قَدْرِي وَ يَسِّرْ أَمْرِي وَاشْرَحْ صَدْرِي يَا مَنْ هُوَ
كٓهٰيٰعٓصٓ حٰمٓ عٓسٓقٓ الٓمٓ الٓمٓرٰ حٰمٓ، اَللهُ لَا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ
الْحَيُّ الْقَيُّومُ، بِسِرِّ الْهَيْبَةِ وَ الْقُدْرَةِ وَ بِسِرِّ
الْجَبَرُوتِ وَ الْعَظَمَةِ اِجْعَلْنِي مِنْ عِبَادِكَ الْمُتَّقِينَ وَ
أَهْلِ طَاعَتِكَ الْمُحِبِّينَ وَ افْعَلْ لِي كَذَا، يَا رَبَّ
الْعَالَمِينَ وَ صَلَّى اللهُ عَلَى سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ
وَ صَحْبِهِ وَ سَلَّمَ
2. Allâme el-Hatîb (Rahimehullâh)ın
besmele üzerine yazmış olduğu mukaddimesinde zikretmiş oldukları da
besmelenin faziletine delalet eder ki, o şöyle buyurmuştur:
"Rivayete göre; Âdem (Aleyhisselâm)a ilk nazil olan
'Bismillâhi'r-rahmâni'r-rahîm' oldu. Bunun üzerine Âdem (Aleyhisselâm)
onu çok zikretmeye başladı ve Allâh-u Te'âlâ tevbesini kabul edip,
günahlarını bağışladı.
Besmele-i şerif sonra kaldırıldı ve Nûh
(Aleyhisselâm) zamanında yeniden indirildi, o da gemideyken bunu okudu
ve bunun üzerine gemisi Cudi Dağı üzerine oturdu. Daha sonra Besmele-i
şerif kaldırıldı ve İbrâhîm (Aleyhisselâm)a indirildi. O, mancınığın
kefesindeyken bunu okudu ve ateş İbrâhîm (Aleyhisselâm) için bir
serinlik ve mükemmel bir esenlik oldu.
Sonra kaldırıldı ve Mûsâ
(Aleyhisselâm)a indirildi. Mûsâ (Aleyhisselâm)da Besmele-i şerifle
Firavun'u ve ordusunu mahvetti ve Besmele-i şerifin bereketine deniz
kendisi için yarıldı. Sonra kaldırıldı, daha sonra Süleymân
(Aleyhisselâm)a indirildi.
Allâh-u Te'âlâ Besmele-i şerifin
bereketiyle cinleri, insanları ve kuşları ona itaatkar kıldı. Kendisi
hangi şeye Besmele-i şerifi okursa illa Allâh-u Te'âlâ o anda o şeyi
kendisine itaatkar kıldı.
Sonra kaldırıldı ve Îsâ (Aleyhisselâm)
zamanında yeniden indirildi. Kendisi Besmele-i şerifin bereketiyle
anadan doğma körleri ve alaca hastalarını iyileştirdi ve hatta ölüleri
diriltti. Sonra kaldırıldı ve Rasûlullâh ﷺe indirildi ve bu Efendimiz ﷺ
için büyük bir fetih oldu."
Allâh-u Te'âlâ yemin etti ki; "Hangi
bir mümin bir işinde bunu okursa illa ki o işinde bereket kılınır,
Ümmet-i Muhammed'den her kim bunu okuyup da bir istekte bulunursa o
isteği ne olursa olsun muhakkak ki kabul olur."
3. Her kim
uyumadan önce Besmele-i şerifi yirmi bir kere zikrederse Allâh-u Te'âlâ o
gecede kendisini şeytandan, hırsızın şerrinden, ani ölümden ve her
türlü beladan muhafaza eder.
4. Her kim bir zalimin yüzüne karşı Besmele-i şerifi elli kere okursa Allâh-u Te'âlâ muhakkak onu zelil eder.
5. Besmele-i şerif hangi bir ağrı-sızı üzerine her gün yüzer kere
okunmak üzere üç gün okunursa muhakkak ki Allâh-u Te'âlâ o ağrıyı izale
eder (giderir).
6. Her kim Besmele-i şerifi içinde su olan bir
kaba yedi yüz seksen altı kere okuyup, bu suyu kendisini sevmesini
istediği kişiye içirirse, muhakkak o kişi onu şiddetli bir sevgiyle
sevmeye başlar.
7. Her kim Besmele-i şerifi içinde su olan bir
kaba yedi yüz seksen altı kere okur da anlayışı ve zekası kıt olan kişi
yedi gün boyunca güneş doğarken bu sudan içerse zekası kuvvetlenir ve
her işittiği şeyi ezberlemeye başlar.
8. İsteklerinin hasıl
olmasını isteyen ve hakimin huzuruna çıkacak olan kimse perşembe günü
oruç tutar ve iftarını kuru üzümle veya hurmayla açar, akşam namazını
kılıp ardından yüz yirmi bir kere besmele-i şerif okur.
Sonra
yatsı namazını kılıp uykusu gelinceye kadar besmele-i şerif tilavet
ederek uyuyup cuma günü sabah namazından sonra yine yüz yirmi bir kere
besmele-i şerif okur, bundan sonra da besmele-i şerifi harfleri ayrı
ayrı olarak yani:
ب س م ا ل ل ه ا ل ر ح م ن ا ل ر ح ي م
şeklinde veya bitişik olarak:
بسم الله الرحمن الرحيم
şeklinde yazıp üzerinde taşır.
Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allâh-u Te'âlâ'ya yemin olsun ki
hangi bir kadın veya erkek bunu yaparsa insanların nazarında ayın on
dördü gibi parlak yüzlü ve nurlu olur, heybetli, kıymetli ve itaat
olunan biri olur.
Onu görenler onu sever ve ister-istemez ona meylederler, Allâh-u Te'âlâ onun sevgisini mahlukatın kalplerine yerleştirir.
9. Çocukları yaşamayan kimse besmele-i şerifi altmış bir kere yazıp
üzerinde taşırsa çocukları yaşar in şâ Allâh. Bu böylece tecrübe edilmiş
ve doğru bulunmuştur. Allâh-u Te'âlâ her şeye kadirdir.
10. Her
kim besmele-i şerifi bir kağıda yüz bir kere yazıp bir bahçeye gömerse,
bu bahçe bereketlenir ve bütün afetlerden korunur.
11. Her kim
besmele-i şerifi kurşun bir levha üzerine yazar da balık oltasının
kancasına takarsa, balıklar toplanıp o oltaya gelirler.
12. Her kim bir kağıda beş yüz kere:
اَلرَّحْمٰنُ الرَّحِيمُ
yazıp, ardından bu kağıda yüz elli defa besmele-i şerifi okuyup, bu
kağıdı üzerinde taşıdığı halde bir sultanın veya zalimin yanına girerse
onun şerrinden korunur ve istenmeyen hiçbir şey ona ulaşamaz.
13. Her kim bir kağıda yüz doksan kere:
اَلرَّحِيمُ
yazıp, o kağıdı üzerinde taşıyarak harbe girerse hiçbir silah ona işlemez ve hiçbir zarara uğramaz.
14. Her kim bir kağıda yirmi bir kere besmele-i şerifi yazıp, ağrısı olan kimse üzerine asarsa ağrısı zail olur.
15. Naklolunduğuna göre Abdullâh ibni Ömer (Radıyallâhu Anhümâ) şöyle
anlatmıştır: "Her kimin bir isteği varsa çarşamba, perşembe ve cuma günü
oruç tutsun.
Cuma günü olduğu zaman yıkanıp camiye gitsin ve
(namazdan önce) sadaka olarak bir şey versin. Cuma namazını kıldıktan
sonra şu duayı okusun:
اَللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ بِاسْمِكَ
الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ، اَللهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَ اَلْحَيُّ
الْقَيُّومُ لَا تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلَا نَوْمٌ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ
وَمَا فِي الْاَرْضِ مَنْ ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُٓ اِلَّا
بِاِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ اَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ، اَلَّذِي
عَنَتْ لَهُ الْوُجُوهُ، وَ خَشَعَتْ لَهُ الْأَصْوَاتُ، وَ وَجِلَتِ
الْقُلُوبُ مِنْ خَشْيَتِهِ، أَسْأَلُكَ أَنْ تُصَلِّيَ وَ تُسَلِّمَ عَلَى
سَيِّدِنَا مُحَمَّدٍ وَ عَلَى آلِهِ وَ صَحْبِهِ وَ أَنْ تَقْضِيَ
حَاجَتِي
Bundan sonra da isteğini Allâh-u Te'âlâ'ya arzetsin. Bu
duayı ahmaklarınıza (duasını nerede kullanacağını bilmeyenlere)
öğretmeyin, sonra birbirine beddua ederler de anında kabul olur." [Şeyh
Ahmed ed-Dîrebî, el-Mücerrabât, sh:5-7]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder