Sayfalar

18 Ağustos 2017 Cuma

Et Tevvab (c.c.) Zikri Fazileti Ve Faydaları

Yâ Tevvab (c.c.) Zikri Fazileti Ve Faydaları

Yâ-Tevvâb (c.c.) esmasının manası : Tövbeleri  kabul  eden, günahları  bağışlayan, kullarına tekrar tekrar tövbe etmeleri için sebepler hazırlayan demektir. Tövbelere kucak açan, tövbeleri çok kabul  eden, tövbe  kapısını  açık  tutarak  tövbe  imkanı  veren, bağışlayan, pişman  olanların bağışlanma taleplerini kabul eden. 
Yâ-Tevvâb : التوّاب
Yâ Tevvâb : يَا تَوَّابُ

Fazileti ve faydaları :
* 5 vakit namazdan sonra 409 kere ” Ya Tevvâb celle celâlühû ” zikrine devam edenin tövbeleri kabul olunur.
* Vakit namazlarından sonra 41 kere ” Tevvâb celle celâlühû ” ism-i şerifini okuyan geçim sıkıntılarından kurtulur.
* Kötü alışkanlıkları olan birine karşı her gün 409 kere ” Ya Tevvâb celle celâlühû ” ism-i şerifi okunup dua edilirse o kişi kötü alışkanlıklarından kurtulur.
* Et-Tevvab ism-i şerifi, günah işlemekten kurtulmak, rızkın geniş ve kazancının bereketli olması için, “Ya Tevvab Celle Celalühü” diyerek 409 kere okunur.
* Duha namazının ardından Et-Tevvab ism-i şerifi, 360 kere “Ya Tevvab Celle Celalühü” diyerek okuyanın tevbesi kabul olur.
* Zalime karşı Et-Tevvab ism-i şerifi, 10 kere “Ya Tevvab Celle Celalühü” diyerek okuyan zulümden kurtulur.
* Günde 409 defa Ya Tevvab ismini zikreden kişinin dünyevi ve uhrevi bütün işleri halolur.
Et-Tevvâb esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati :
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 409
Zikir günü ; Perşembe
Zikir saati ; Müşteri (Sabah erken güneş doğarken ve ikindi sonrası. Gece okumalarında tam gece yarısı.)
Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Sol omuz, sol kol.
Gezegeni : Jüpiter.
İçinde et Tevvab İsm-i şerifi geçen Kur’an ayetleri :
1-) Bakara suresi 37. ayet
فَتَلَقَّى آدَمُ مِن رَّبِّهِ كَلِمَاتٍ فَتَابَ عَلَيْهِ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
Fe telekkâ âdemu min rabbihî kelimâtin fe tâbe aleyh (aleyhi), innehu huvet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Sonra Âdem, Rabbinden kelimeleri telakki etti (öğrendi) (ve Rabbine tövbe etti.). Bunun üzerine (Allah), onun tövbesini kabul buyurdu. Muhakkak ki O, Tevvab’tır (tövbeleri kabul edendir), rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir).
2-) Bakara suresi 54. ayet
وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُمْ بِاتِّخَاذِكُمُ الْعِجْلَ فَتُوبُواْ إِلَى بَارِئِكُمْ فَاقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
Ve iz kâle mûsâ li kavmihî yâ kavmi innekum zalemtum enfusekum bittihâzikumul icle fe tûbû ilâ bâriikum faktulû enfusekum zâlikum hayrun lekum inde bâriikum fe tâbe aleykum innehu huvet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Ve Musa (a.s) kavmine: “Ey kavmim! Buzağıyı (ilâh) edinmenizle muhakkak ki siz, kendi nefslerinize zulmettiniz. Hemen Yaratıcınız’a tövbe edin. Artık nefslerinizi (birbirinizi) öldürün. bu, Yaratıcınız katında sizin için daha hayırlıdır.” demişti. Böylece O, tövbenizi kabul buyurdu.Muhakkak ki O, O tövbeleri kabul eden ve Rahîm olandır.
3-) Bakara suresi 128. ayet
رَبَّنَا وَاجْعَلْنَا مُسْلِمَيْنِ لَكَ وَمِن ذُرِّيَّتِنَا أُمَّةً مُّسْلِمَةً لَّكَ وَأَرِنَا مَنَاسِكَنَا وَتُبْ عَلَيْنَآ إِنَّكَ أَنتَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
Rabbenâ vec’alnâ muslimeyni leke ve min zurriyyetinâ ummeten muslimeten leke ve erinâ menâsikenâ ve tub aleynâ, inneke entet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Rabbimiz, bizim ikimizi sana teslim olanlardan kıl, zürriyetimizden de sana teslim olan bir ümmet (kıl) ve bize (hac) ibadetinin yerlerini (ve kurallarını) göster ve tövbemizi kabul et. Muhakkak ki Sen, Sen, tövbeleri kabul edensin, rahmet edensin (rahmet nuru gönderensin).
4-) Bakara suresi 160. ayet
إِلاَّ الَّذِينَ تَابُواْ وَأَصْلَحُواْ وَبَيَّنُواْ فَأُوْلَئِكَ أَتُوبُ عَلَيْهِمْ وَأَنَا التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
İllellezîne tâbû ve aslahû ve beyyenû fe ulâike etûbu aleyhim, ve enet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Tövbe edenler, ıslâh olanlar (nefsleri tezkiye olanlar) ve beyan edenler (açıklayanlar) hariç (onlara lânet olunmaz). O taktirde, işte onların tövbelerini kabul ederim. Ve Ben tövbeleri kabul eden, rahîm esmasıyla tecelli edenim.
5-) Nisa suresi 27. ayet
وَاللّهُ يُرِيدُ أَن يَتُوبَ عَلَيْكُمْ وَيُرِيدُ الَّذِينَ يَتَّبِعُونَ الشَّهَوَاتِ أَن تَمِيلُواْ مَيْلاً عَظِيمًا
Okunuşu :
Vallâhu yurîdu en yetûbe aleykum ve yurîdullezîne yettebiûneş şehevâti en temîlû meylen azîmâ (azîmen).
Anlamı :
Ve Allah sizin tövbenizi kabul etmek ister, şehvetlerine uyanlar ise, sizin büyük bir meyille (şehvete) meyletmenizi isterler.
6-) Nisa suresi 64. ayet
وَمَا أَرْسَلْنَا مِن رَّسُولٍ إِلاَّ لِيُطَاعَ بِإِذْنِ اللّهِ وَلَوْ أَنَّهُمْ إِذ ظَّلَمُواْ أَنفُسَهُمْ جَآؤُوكَ فَاسْتَغْفَرُواْ اللّهَ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمُ الرَّسُولُ لَوَجَدُواْ اللّهَ تَوَّابًا رَّحِيمًا
Okunuşu :
Ve mâ erselnâ min resûlin illâ li yutâa bi iznillâh (iznillâhi). Ve lev ennehum iz zalemû enfusehum câûke festagferûllâhe vestagfera lehumur resûlu le vecedûllâhe tevvâben rahîmâ (rahîmen).
Anlamı :
Biz her peygamberi sırf, Allah’ın izni ile itaat edilmek üzere gönderdik. Eğer onlar kendilerine zulmettikleri zaman sana gelseler de Allah’tan günahlarının bağışlamasını dileseler ve Peygamber de onlara bağışlama dileseydi, elbette Allah’ı tövbeleri çok kabul edici ve çok merhametli bulacaklardı.
7-) Şura suresi 25. ayet
وَهُوَ الَّذِي يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّئَاتِ وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ
Okunuşu :
Ve huvellezî yakbelut tevbete an ibâdihî ve ya’fû anis seyyiâti ve ya’lemu mâ tef’alûn (tef’alûne).
Anlamı :
Ve O, kullarının tövbelerini kabul eden ve seyyielerini (günahlarını) affedendir. Ve yaptığınız şeyleri bilir.
Mümin suresi 3. ayet
غَافِرِ الذَّنبِ وَقَابِلِ التَّوْبِ شَدِيدِ الْعِقَابِ ذِي الطَّوْلِ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ إِلَيْهِ الْمَصِيرُ
Okunuşu :
Gâfiriz zenbi ve kâbilit tevbi şedîdil ikâbi zît tavli, lâ ilâhe illâ huve, ileyhil masîr (masîru).
Anlamı :
(O ki) günahları mağfiret eden, tövbeleri kabul eden, cezası şiddetli olan, ihsan, fazl ve kerem sahibi olandır. O’ndan başka İlâh yoktur. Dönüş, O’nadır.
9-) Tevbe suresi 104. ayet
أَلَمْ يَعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ هُوَ يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَأْخُذُ الصَّدَقَاتِ وَأَنَّ اللّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
E lem ya’lemû ennallâhe huve yakbelut tevbete an ibâdihî ve ye’huzus sadakâti ve ennallâhe huvet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Allah’ın kullarından, tövbeleri kabul ettiğini ve sadakaları aldığını (kabul ettiğini) bilmiyorlar mı? Ve muhakkak ki Allah, tövbeleri kabul eden ve Rahîm (rahmet nuru gönderen)’dir.
10-) Tevbe suresi 118. ayet
وَعَلَى الثَّلاَثَةِ الَّذِينَ خُلِّفُواْ حَتَّى إِذَا ضَاقَتْ عَلَيْهِمُ الأَرْضُ بِمَا رَحُبَتْ وَضَاقَتْ عَلَيْهِمْ أَنفُسُهُمْ وَظَنُّواْ أَن لاَّ مَلْجَأَ مِنَ اللّهِ إِلاَّ إِلَيْهِ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ لِيَتُوبُواْ إِنَّ اللّهَ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُ
Okunuşu :
Ve alâs selâsetillezîne hullifû, hattâ izâ dâkat aleyhimul ardu bimâ rahubet ve dâkat aleyhim enfusuhum ve zannû en lâ melcee minallâhi illâ ileyhi, summe tâbe aleyhim li yetûbû, innallâhe huvet tevvâbur rahîm (rahîmu).
Anlamı :
Ve geri bırakılan (âyet-106: gazadan geri kalıp, haklarındaki hüküm ertelenen) üç kişinin de (tövbeleri kabul edildi: âyet 117). Hatta yeryüzü geniş olmasına rağmen onlara dar gelmişti. Ve nefsleri de kendilerine dar geldi. Kendilerine Allah’tan başka bir melce (sığınak) olmadığını anladılar (kesin olarak idrak ettiler). Sonra (tövbeleri kabul edilerek) ruhlarını yeniden Allah’a ulaştırsınlar diye tövbelerini kabul etti. Muhakkak ki Allah, O; Tevvab’tır (tövbeleri kabul eden), Rahîm’dir (rahmet nurunu gönderen).
11-) Hucurat suresi 12. ayet
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اجْتَنِبُوا كَثِيرًا مِّنَ الظَّنِّ إِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ إِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَب بَّعْضُكُم بَعْضًا أَيُحِبُّ أَحَدُكُمْ أَن يَأْكُلَ لَحْمَ أَخِيهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ تَوَّابٌ رَّحِيمٌ
Okunuşu :
Yâ eyyyuhâllezîne âmenûctenibû kesîran minez zanni, inne ba’daz zanni ismun, ve lâ tecessesû ve lâ yagteb ba’dukum ba’dâ (ba’dan), e yuhıbbu ehadukum en ye’kule lahme ahîhi meyten fe kerihtumûhu, vettekullâhe, innallâhe tevvâbun rahîmun.
Anlamı :
Ey iman edenler! Zannın birçoğundan sakının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurlarını ve mahremiyetlerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini yapmayın. Herhangi biriniz ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz! Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah tövbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir.
12-) Nasr suresi 3. ayet
فَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّكَ وَاسْتَغْفِرْهُ إِنَّهُ كَانَ تَوَّابًا
Okunuşu :
Fe sebbih bi hamdi rabbike vestagfirhu, innehu kâne tevvâbâ (tevvâben).
Anlamı :
O zaman Rabbini hamd ile tespih et. Ve O’ndan mağfiret dile. Muhakkak ki O, tövbeleri kabul edendir.
13-) Tevbe suresi 15. ayet
وَيُذْهِبْ غَيْظَ قُلُوبِهِمْ وَيَتُوبُ اللّهُ عَلَى مَن يَشَاء وَاللّهُ عَلِيمٌ حَكِيمٌ
Okunuşu :
Ve yuzhib gayza kulûbihim, ve yetûbullâhu alâ men yeşâu, vallâhu alîmun hakîm (hakîmun).
Anlamı :
Ve onların kalplerindeki öfkeyi giderir. Ve Allah, dilediği kimsenin tövbesini kabul eder. Ve Allah; Alîm’dir (bilen), Hakîm’dir (hikmet sahibi, hüküm sahibi).
14-) Bakara suresi 222. ayet
وَيَسْأَلُونَكَ عَنِ الْمَحِيضِ قُلْ هُوَ أَذًى فَاعْتَزِلُواْ النِّسَاء فِي الْمَحِيضِ وَلاَ تَقْرَبُوهُنَّ حَتَّىَ يَطْهُرْنَ فَإِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ أَمَرَكُمُ اللّهُ إِنَّ اللّهَ يُحِبُّ التَّوَّابِينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّرِينَ
Okunuşu :
Ve yes’elûneke anil mahîd (mahîdi), kul huve ezen, fa’tezilûn nisâe fîl mahîdi, ve lâ takrabûhunne hattâ yathurn (yathurne) fe izâ tetahherne fe’tûhunne min haysu emerekumullâh (emerekumullâhu) innallâhe yuhıbbut tevvâbîne ve yuhibbul mutetahhirîn (mutetahhirîne).
Anlamı :
Sana hayz halinden (kadınların belirli günlerinden) soruyorlar. De ki: “O bir ezadır. Bu yüzden hayz zamanında (belirli günlerinde) kadınlardan (cinsel olarak) uzak durun ve temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman ise artık Allah’ın emrettiği yerden onlarla biraraya gelin. Muhakkak ki Allah, tevvabin olanları (tövbe edenleri) sever ve temizlenenleri sever.
Et Tevvâb : Tövbe; dönmek, pişman olmak, günahı terk etmek anlamlarına gelir. Yüce Allah’ın ise kullarının tövbesini sürekli kabul eden, onları cezalandırmaktan vazgeçen, affeden manasındadır. Hz. Peygamber (s.a.s.) ” Günahtan tövbe etmek, günahı terk edip bir daha ona dönmemektir. ” İbn Hanbel, 1, 446) buyurmaktadır. Allahu Teâlâ da ayet-i kerimede böylesi bir tövbeyle O’na yönelenlere:”Ben tövbeleri çok kabul eden ve çok merhametli olanım” (Bakara suresi 160. ayet) buyurmaktadır. Yaptıklarımızı bilen (Şuara suresi 25. ayet), günahımızı bağışlayan da O’dur. (Mümin suresi 3. ayet), O, dilediğinin tövbesini kabul eder (tevbe suuresi 15. ayet), et-Tevvâb ismi ile tövbe edenleri ise çok sever (Bakara suresi 222. ayet).
Tevxâb ismi Kur’an’da duadan, tövbeden  ve tövbe emrinden bahseden ayetlerde geçmekte, Peygamberlerin tövbe ve dualarında bu ismi celilin nasıl kullanılacağına dair örnekler bulunmaktadır. Bunlardan biri de Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in duasıdır: ” Ey Rabbimiz! Tövbemizi kabul et. Çünkü sen tövbeleri çok kabul eden, çok merhamet edensin.” (Bakara suresi 128. ayet)
Not : Alıntıdır (Diyanet takvimi 15, 08, 2016)
Yazıda geçen Kur’an ayetleri tüm bölüm içindedir.
64
Çocuk ağlamasının def’i için
وَ اَسْئَ لُكَ بِاَسْمَٓائِكَ يَا Ve es’elüke biesmâike
Yâ Ğaffâr
Yâ Settâr
Yâ Kahhâr
Yâ Cebbar
Yâ Sabbâr
Yâ Razzâk
Yâ Fettâh
Yâ ‘Allâm
Yâ Vehhâb
Yâ Tevvâb
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ نَجِّنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l ne’l-emâne neccinâ mine’n-nâr.
Allah’ım Senden şu isimlerinin hakkı için istiyor ve yalvarıyorum.
Ey çok affeden Gaffar,
Ey bütün ayıpları örten Settar,
Ey her şeye galip gelen ve bütün düşmanlarını kahreden Kahhar,
Ey istediğini zorla yaptıran Cebbar,
Ey çok sabreden ve kullarına sabır gücü veren Sabbar,
Ey bütün rızka muhtaç olanları rızıklandıran Rezzak,
Ey her şeyi hikmetle açan Fettah,
Ey her şeyi çok iyi bilen Ahham,
Ey bol bol hediyeler veren Vehhab,
Ey bütün tevbeleri kabul eden Tevvab,
Sen bütün kusur ve noksan sıfatlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok ki bize imdat etsin. Eman ver bize, Eman diliyoruz. Bizi cehennemden kurtar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder