Yine bir gün ticaret için yola çıkmıştı. Önüne, tepeden tırnağa kadar silahlı bir eşkıya çıktı ve;
“Mallarını alıp seni de öldüreceğim” dedi. Ebu Ma’lek de;
“İşte malım, al senin olsun, beni bırak” dedi. Eşkıya;
“Benim âdetim bu. Hem mal hem can” dedi. Ebu Ma’lek;
“Madem öyle, müsaade et de namaz kılayım” dedi. Eşkıya;
“İstediğin kadar kıl” dedi... MEÇHUL BİR ATLI BELİRDİ!
Ebu Ma’lek, abdest aldı, sonra namaz kıldı; namazdan sonra ellerini açtı ve şöyle dua etti:
“Yâ
Vedûd! Yâ Vedûd! Yâ Ze’l-arşi’l-mecîd! Yâ Mübdî, Yâ Mu’îd! Yâ Fe’âlün
limâ yürîd! Eselüke bi-nûri vechike’llezî mele’e erkâne arşike ve
es’elüke bi-kudretike’lletî kadderte bihâ halkake ve bi rahmetike’lletî
vesiat külle şeyin. Lâ ilâhe illa ente. Ya Muğîs, eğisnî! Ya muğîs,
eğisnî! Ya muğîs, eğisnî!..”
Bu duasını üç defa tekrarladı. O
esnada bir atlı belirdi. Elindeki mızrağı atının iki kulağı arasına
yerleştirmiş bir şekilde süratle eşkıyaya doğru yöneldi. Atlı, elindeki
mızrağı eşkıyaya öyle bir vurdu ki, anında can verdi. Atlı Ebu Ma’lek’e
dönerek;
“Kalk” dedi. Ebu Ma’lek;
“Anam babam sana feda olsun, sen kimsin?” diye sordu. Atlı;
“Ben
dördüncü kat gökte bulunan bir meleğim. Sen ilk dua ettiğin zaman göğün
kapılarının gıcırdayıp ses verdiğini işittim. İkinci defa dua yapınca
gökte bulunan meleklerin feryadını işittim. Sonra üçüncü defa dua
edince, bana ‘Bu, sıkıntı içindeki bir kulun duasıdır’ dendi. Ben Allahü
tealadan, dua edene yardım ve zalimi öldürmek için izin istedim. İzin
verildi ve sana yardıma geldim” dedi.
DOĞRUCA RESULULLAHA GİTTİ
Bu
hadiseden sonra Ebu Ma’lek (radıyallahü anh) Medine’ye döndü. Doğruca
Kâinatın Efendisinin huzuruna geldi ve başından geçen hadiseyi anlattı.
Resulullah efendimiz şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki, Allahü teala sana esma-i hüsnayı ilham etmiş. O isimlerle Allahü tealaya dua edilirse, istenen verilir.”
Enes
bin Malik buyurdu ki: “Kim bir abdest alır, dört rekat namaz kılar ve
bu dua ile Allahü tealadan bir şey isterse, sıkıntı içinde olsun
olmasın, duası kabul edilir.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder