8 Nisan 2017 Cumartesi

Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin!

Allahu Teala Hazretleri Günahlarımı Affetmez Diye Sakın Endişe Etmeyiniz Rabbimiz ne buyurdu

ZUMER Suresi 53. ayeti Kerimesinde


قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ ﴿٥٣﴾
Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yagfiruz zunûbe cemîâ(cemîan), innehu huvel gafûrur rahîm(rahîmu).

 - Elmalılı Hamdi Yazır: De ki: ey nefisleri aleyhine israf etmiş kullarım! Allahın rahmetinden ümidi kesmeyin, çünkü Allah bütün günahları mağrifet buyurur, şübhesiz ki o öyle gafûr öyle rahîm o
 - Elmalılı (sadeleştirilmiş): De ki: «Ey kendi aleyhlerine haddi aşmış kullarım, Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.»
 - Elmalılı (sadeleştirilmiş - 2): De ki: «Ey haddi aşarak nefislerine karşı israf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümid kesmeyin. Çünkü Allah, bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.»

Aklın kısıtlamasından kurtulup hakikatleri idrak ve hazmetmek zordur. Meseleye beşeri idrak ile değil, Hakkın gözü ile bakıp seyreyleyen ancak " Rahmetim her şeyi kuşatmıştır" ilahi hitabını ve Zümer suresi 53. ayeti idrak edebilir.
Sen, sendeki donanıma göre ve sen olarak hüküm vermektesin. Hüküm veren çok dikkatli olmalıdır, zira hükmü veren hakikatte hükmü ile kendini mahkum eder. Hüküm veren kendisi hakkında bir çok kapıyı ve rahmeti kapattığını bir bilse, bir görseydi asla böyle bir şeye meyletmezdi. Lakin şu da bir gerçek ki herkes ilmi nispetinde bir görüş ve bakışa sahiptir. Bu durumda duamız " Rabbim ilmimi arttır" olsun inşaallah.
Allah en doğrusunu bilir.
Kaynak : Ahmet Şahin Uçar

Öyleyse Tövbe Et
En iyisini Allah Bilir.




Konunun Daha İyi Anlaşılması İçin
Kaynak Olarak Aşağıdaki Makaleyi Okuyunuz.
http://www.dinimizislam.com

Tevbe edilen günah affedilir

Sual: Tevbe edince çok büyük de olsa günahımız affolur mu? Tekrar günah işleme ihtimalinden dolayı, tevbe etmemek daha iyi olmaz mı?
CEVAPTevbe edenin günahları affolur. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Tevbe eden, günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]

Tekrar günah işlerim korkusu ile tevbeden vazgeçmemelidir! Günahkâr bir kul, tevbe edince, Cenab-ı Hak, hem o kulunun günahlarını affeder, hem de kulu tevbe ettiği için sevinir. İki hadis-i şerif meali:
(Çölde devesini kaybedip sonra bulan kimsenin sevinmesinden çok, Allahü teâlâ, kulunun tevbe etmesine sevinir.) [Buhari]

(Allahü teâlâ, tevbe edenin tevbesinden dolayı, susamış kimsenin, suya kavuşmasından, çocuğu olmayanın çocuk sahibi olmasından ve bir şey kaybedenin o yitiğini bulmasından daha çok sevinir. Her kim içten ve bir daha günaha dönmemek üzere Allah’a tevbe ederse, Allah da onun günahlarını yazan iki meleğe, kendi organlarına ve günah işlediği yere, bütün bunlara günahlarını unutturur.)
[Ebu-l-Abbas] (Allahü teâlâ, herkese unutturunca günah işlediğine şahit kalmaz.)

Ne büyük lütuf ve ihsan. Biz günahımıza pişman olunca, Cenab-ı Hak seviniyor. Bir âyet meali de şöyledir:
(Ey müminler, Allah’a tevbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Nur 31]

Sual:
Günahım çok, ne yapsam Allah beni affetmez demek doğru mudur?
CEVAPÇok yanlıştır. Çünkü Cenab-ı Hak, tevbe edilen her günahı affeder. Bir kâfir, küfrüne tevbe ederse, mümin olur, bütün günahları affolur. Bir mümin de Allah’a şirk koşsa, sonra pişman olup tevbe etse Allahü teâlâ affeder.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Allah’ın rahmetinden ümit kestirip [dinden] nefret ettirenlere Allah lanet etsin! Kolaylaştırın, güçleştirmeyin!) [Nesai]

(Allah’ı kullarına sevdirin ki, Allah da sizi sevsin!)
[Taberani]

(İnsanlara Rablerinden bahsederken, korku ve sıkıntı veren şeylerden söz etmeyin!) [Beyheki]

(Hak teâlâ buyurdu ki, kulumun, günahı göklere kadar yükselse, benden ümit kesmeyip, af dilerse affederim.)
[Tirmizi]

(İhlasla "La ilahe illallah" diyen Cennete girer.)
[Beyheki]

(Bir kimse, yakînen Allah’ın Rab, benim de Peygamber olduğuma inansa, Cehennem ona haram olur.)
[Hakim]

(Allahü teâlâ, günahını affından büyük görene şiddetli gazap eder.)
[Deylemi]

(Kâfir, Allahü teâlânın rahmetinin çokluğunu bilse, Cennetten ümit kesmezdi.) [Müslim]

(İyilik ve ibadet edene büyük ecir verileceğini müjdeleyin, nefret ettirmeyin!)
[Şir’a]

(Ömründe bir defa Allah’ı anan veya Ondan korkan Cehennemden çıkar.) [Tirmizi]

(Allahü teâlâ buyurdu ki, "Ey kulum, af dilediğin müddetçe, günahlarının çokluğuna bakmadan affederim. Günahların bulutlara kadar yükselse de yine affederim. Yer dolusu günahla gelsen, yer dolusu mağfiretle karşılarım. Yeter ki iman ile gel!")
[Tirmizi]

Allahü teâlâ, Davud aleyhisselama vahyetti ki:
- Ya Davud beni sev, beni seveni sev! Beni de kullarıma sevdir! - Ya Rabbi bunu nasıl yapayım?
- Nimet ve ihsanlarımı onlara hatırlat, onlar benden ancak iyilik beklesinler.
Allahü teâlâya hüsn-i zanMüslüman ömrünün sonlarına doğru, öleceği zaman Allahü teâlâya daha çok hüsn-i zan etmelidir! Yani (Ben her ne kadar günahkâr isem de, Allahü teâlâ beni affeder) diye ümit etmelidir! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Ölürken mutlaka Allahü teâlâya hüsn-i zan etmelisiniz.) [Müslim]
(Allahü teâlâ, "Ben kulumun zannı üzereyim. Beni nasıl zannederse öyle bulur" buyurdu.) [İbni Hibban] (Yani "Allah, beni affeder" diye ümit ediyorsa onu affeder. Allah’tan ümidini keserek, "Ben mutlaka Cehennemliğim" diyorsa Cehenneme gider.)

Ölüm döşeğindeki biri, Peygamber efendimize (Cehenneme gitmekten korkuyorum; fakat Allah’ın rahmetinden de ümidimi kesmiyorum) dedi. Resul-i ekrem, (Müminin kalbinde korku ile ümit varsa, Allahü teâlâ da ona umduğunu verir, korktuğundan da emin eder) buyurdu. (Tirmizi)

Günahlar örtülecek
Sual:
Tevbe edilen günahların affedildiğini kitaplardan okuyoruz. Âhirette bu günahlar, bizim yüzümüze vurulacak mıdır?
CEVAPHayır, asla vurulmayacak, hattâ öyle bir günah işlediğimiz bile unutturulacaktır. Günahımız hatırlatılınca rezil oluruz. Allahü teâlâ affettiği kulunu rezil etmez. Bir hadis-i şerif meali:
(Allahü teâlâ, tevbe edenin günahlarını, yazıcı meleklerine unutturduğu gibi, kulun kendi organlarına ve dünyada bunu bilenlere de, unutturur. O kimse, Allahü teâlâya kavuşunca, artık günahı sebebiyle aleyhine şahitlik edecek kimse kalmaz.) [İ.Asakir]

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Allah, o müminlerin geçmişte yaptıkları en kötü hareketleri bile örtüp bağışlayacak ve yaptıkları amellerin en güzelleriyle mükâfatlar ihsan edecektir.) [Zümer 35]

Bu ne büyük nimettir! Hem günahlar örtülüp gösterilmeyecek, hem de en güzel mükâfatlar verilecektir. O hâlde tevbe edip, tevbesinde sadık olan kullardan olmaya çalışmalıyız.

Affedilmeyen günah mı?
Sual:
Bir arkadaş, içki, kumar, faiz, zina ve livata gibi hemen her büyük günahı işlemiş. Tevbe edip, bunların hepsini bırakmış ama, Allah beni kesinlikle affetmez diyor. Allah hangi günahları affetmez?
CEVAPAllahü teâlâ, tevbe edilen her günahı affeder. Affetmediği tek günah yoktur. Müşrikleri, kâfirleri bile tevbe edince affediyor. İki hadis-i şerif şu mealdedir:
(Hak teâlâ buyurdu ki: Ey Âdemoğlu, dua edip, benden af dilersen, günahların ne kadar çok, ne kadar büyük olursa olsun, hiç birine bakmadan seni affederim. Göklere ulaşacak kadar günah işlesen; ama rahmetimden ümidini kesmeyip, benden mağfiret dilersen, seni affederim.) [Tirmizi]

(Tevbe eden kimse, hiç günah işlememiş gibi olur.) [İbni Mace]

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(De ki, ey çok günah işlemekle haddi aşan kullarım, Allah’ın rahmetinden [bizi affetmez diye] ümidinizi kesmeyin! Çünkü Allah, [iman ehlinin] bütün günahlarını hiç şüphesiz affeder. Elbette O, sonsuz mağfiret ve nihayetsiz merhamet sahibidir.) [Zümer 53]

Bu âyet-i kerime ve hadis-i şerifler gösteriyor ki tevbe edince her günah affolur.

Sual:
Tam İlmihal’de, (Tevbenin kabul olması için, namaz borcu ve kul hakkı olmamak lazımdır. Bir namaz borcu olan, bunu kaza etmedikçe, tevbesi kabul olmaz) deniyor. Mesela içkiye tevbe eden kimse, namaz borcu veya kul hakkını ödemedikçe, tevbesi kabul olmaz mı?
CEVAPTevbesi kabul olmaz demek, mesela namaz borcu olan bir kimse, (Yâ Rabbi, kılmadığım namazlar için tevbe ettim, bunları affet) derse, kaza etmedikçe affedilmez, yani bu tevbesi kabul olmaz. Bunun gibi, üzerinde kul hakkı olan bir kimse, (Yâ Rabbi, kul haklarımı affet) derse, hak sahiplerinin hakkını ödemedikçe, helalleşmedikçe, yine kul hakları affedilmez, yani bu tevbesi kabul olmaz. Bir kimse içki içse, kumar oynasa ve yalnız içkiye tevbe etse, içki içme günahı affolur, kumarı bırakmadığı için kumar günahı affolmaz. Kumarı da bırakırsa ikisi de affolur. Günahlar birbirine bağlı değildir. Hangisine tevbe edilirse o affedilir.

Sualdeki affedilmez ifadesi, (Hiç affa uğramaz, doğruca cehenneme gider) demek de değildir. Ahirette de, helalleşme olacaktır. Hak sahibi, ahirette hakkını helal ederse, mesele kalmaz. Helal etmezse, hakkı kadar sevablar alınıp, hak sahibine verilir. Böylece, kul borcu olanın, sevabları azalmış olur. Sevabları yoksa, hak sahibinin günahlarını, yüklenmek zorunda kalır. Namaz borcu olan da, affa veya şefaate kavuşarak cennete gider. Affa veya şefaate kavuşmazsa, kabirde, mahşerde çektiği sıkıntılar günahlarına kefaret olur.

Günahların birine tevbe etmek
Sual:
Bütün günahlarına değil de, bunlardan birine, mesela kumar oynamaya tevbe edilse, diğer günahlar geciktirilse, tevbe edilen günah affedilir mi?
CEVAPGünahlar birbirine bağlı değildir. Elbette tevbe edilen ve bir daha yapılmayan günah affolur. Bu, kumar olur, içki olur fark etmez; fakat diğer günahların tevbesini geciktirmek doğru değildir.
Tevbe ederken, şu üç şartı gözetmeli:
1- İşlediği günaha pişman olup üzülmeli,
2- Günahtan hemen vazgeçmeli,
3- Bir daha yapmamaya karar vermeli.
Bu üç şartı yapmadan, yalnız dille tevbe etmek, yalancılık olur. Günahtan sonra, hemen tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek, bu günahı işlemekten daha büyük günahtır. Bu günah, her gün bir misli artar. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir. (Berika)
Tevbe günahları affettirir
Sual:
(“Estagfirullah, ellezî lâ ilâhe illâ hü, el hayyel kayyume ve etübü ileyh” diyen savaştan kaçmış olsa da, bütün günahları affolur) mealindeki hadis-i şerife göre, bunu söyleyen bid’at ehli veya kâfirin günahları da affolur mu? Namaz, oruç gibi Hak borçları ve hırsızlık, gasp gibi kul borçları da affolur mu?
CEVAPŞartsız bildirilen bütün hadis-i şeriflerin, meşhur şartları vardır. İlk şart Ehl-i sünnet itikadında Müslüman olmaktır. Müslüman olmayan ve bid’at ehli olan, hangi istigfarı okursa okusun günahları affolmaz.

Ehl-i sünnet itikadındaki bir Müslüman tevbe edince, kul ve Hak borçları hariç diğer günahları affolur. Kul borçları için, ödemek veya helalleşmek lazımdır. Hak borçları için de bunları kaza etmek lazımdır. Mesela, (Kılmadığım namazlarıma, tutmadığım oruçlarıma, vermediğim zekâtlara tevbe ettim) demekle o ibadetler yapılmış olmaz. Namazları kaza etmek, oruçları tutmak ve zekâtları vermek şarttır.

Tevbesiz ölmek
Sual: Bir mümin, işlediği günahlara tevbe etmeden ölse, şefaate de kavuşamasa, mutlaka Cehenneme mi gider?
CEVAPEhl-i sünnet itikadında olmak önemlidir. Ehl-i sünnet olup sevabları günahlarından azsa ve şefaate de uğramamışsa, böyle bir kimsenin tevbe etmediği günahlarını Allahü teâlâ affedebilir. O kimse, Cehenneme uğramadan doğru Cennete gider. (Birgivî vasiyetnamesi)

Puta tapsan da gel!
Sual:
Hazret-i Mevlana, ne kadar liberal ve hümanist bir zatmış ki, (Gel, gel, her kim olursan ol gel, müşrik veya Mecusi de olsan, puta tapsan da gel!) diyor. Niye diğer İslâm âlimleri bu kadar liberal ve hümanist değildir?
CEVAPBu sözün liberal veya hümanist olmakla ilgisi yok. Bir insan çok büyük günah işler, affolmaktan ümidini kesebilir. Bir dinsiz, (Cennet ve Cehennem varsa ben yandım) diyebilir. Bâtıl din sahibi, (Benim dinim bâtılsa cehennemliğim) diye korkabilir. Hazret-i Mevlana bunlara, (Korkma, ne olursan ol gel!) diyor. Bu, (Gel de öyle kal) demek değildir. (Müslüman değilsen Müslüman ol, günahkârsan tevbe et, önceki hâlinden dolayı ümitsiz olma! Allahü teâlâ tevbe edilip bir daha yapılmayan her günahı affeder) demektir. Her İslam âlimi böyle diyor. Bunun aksini söyleyen, (Gel de olduğun gibi kal!) diyen hiçbir âlim yoktur.

Tevbe bin kere bozulsa da af vardır
Sual:
Peygamberlik iddiasında bulunan biri, Nisa sûresinin (İman edip sonra küfre girenleri, sonra yine iman edip tekrar küfre girenleri, sonra da kâfirliklerini arttıranları, Allah ne bağışlar, ne de onları doğru yola iletir) mealindeki 137. âyetini, (Üç kere tevbesini bozan, tekrar tevbe etse de kabul olmaz. O, ebedî kâfirdir) diye tefsir etmiş. Hâlbuki Hazret-i Mevlana (Tevbeni bin kere bozsan da gel) diyor. Peygamberim diyen bu adamın söylediği yanlış değil mi?
CEVAPPeygamberim diyen kimsenin nesi düzgün olur ki? Elbette söylediği yanlıştır. Resulullah efendimiz, öyle tefsir etmediği gibi, hiçbir İslam âlimi de, bu âyet-i kerimeye öyle mânâ vermemiştir. Kur’an-ı kerime yanlış mânâ vermek Müslümanı küfre sokar. Mektubat-ı Rabbânî’deki hadis-i şerifte, (Kur'an-ı kerimi kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu. (Deylemî)

Bildirilen âyet-i kerimede, (Kâfir olduktan sonra tevbe edenler affedilmez) denmiyor, (Kâfirliklerini arttıranlar, küfürde ısrar edenler affedilmez) deniyor. Bir kimse, kaç kere küfre girerse girsin, sonunda tevbe ederse Müslüman olur. Yani bin kere tevbesini bozsa da, sonunda tevbe etmişse, son durumu geçerli olur. Hüküm, neticeye göre verilir. Büyük müfessirlerden İmam-ı Kurtubî hazretleri de buyurdu ki:
Bu âyet-i kerimeye göre, Musa aleyhisselama iman ettikten sonra, Üzeyir aleyhisselamı inkâr edip kâfir olanları, sonra Üzeyir aleyhisselama iman ettikten sonra İsa aleyhisselamı inkâr edip kâfir olanları, sonra da Muhammed aleyhisselamı inkâr ederek küfürlerini artırmış olanları Allah mağfiret etmez. (Sonra da küfürlerini artırmış olanlar) sözünün anlamı, (Küfür üzere ısrar edenler) demektir. (Kurtubî Tefsiri)

Bir kimseye (Üç hakkın vardı, artık tevben kabul olmaz) demek, tevbe kapısını kapatmak ve Allah'ın rahmetinden ümit kestirmek olur. Allahü teâlâ, böyle kimselere lânet etmektedir. Bir hadis-i şerif:
(Allah’ın rahmetinden ümit kestirenlere Allah lânet etsin!) [Nesâî]

Bir âyet-i kerime meali de şöyledir:
(Ey günahta haddi aşanlar, Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Zira Allah, bütün günahları affeder. O, gafururrahimdir, affı, merhameti çoktur.) [Zümer 53]

Yine bir hadis-i şerif:
(Hak teâlâ buyurdu ki: “Kulumun, günahı göklere kadar yükselse, benden ümit kesmeyip, af dilerse, onu affederim.”)
[Tirmizî]

Allahü teâlâ, kâfirlikten tevbe edenleri değil, küfründe ısrar edenleri affetmiyor. En azılı kâfir bile tevbe edince tevbesini kabul ediyor. Önüne gelen Kur’an-ı kerime yalan yanlış mânâ veriyor. Bir de, (Ben Kur’an’dan söylüyorum, delilim âyettir) diyor. Kendi anladığını din zannedip, nakle itibar etmeyenlerin dine verdikleri zarar büyük olur.

Resulullah'a dil uzatmak
Sual: S. Ebediyye’de Peygamber efendimize dil uzatanın tevbesinin kabul olmadığı yazılıdır. Hangi mezhepte tevbesi kabul olmuyor?
CEVAPSadece Hanbelî’de tevbesi kabul olmuyor. İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki:
Hanbelî âlimlerine göre, Peygamber efendimize dil uzatanın tevbesi kabul edilmez. İmam-ı a'zam ile İmam-ı Şâfiî’ye göre tevbe ederse tevbesi kabul edilir. (Redd-ül-muhtar)

(Mir’at-i Kâinat) kitabında diyor ki: Resulullah'ın “sallallahü aleyhi ve sellem” zevceleri ve kızları “radıyallahü teâlâ anhünne” dünyadaki kadınların hepsinden üstündür. Zevcelerini kötüleyen için, Abdullah ibni Abbas hazretleri, (Tevbesi kabul olmaz) buyurdu. Âişe vâlidemize “radıyallahü anha” sövmek, Kur’an-ı kerimi inkâr etmek olacağı için küfür olduğunda sözbirliği vardır. (Eshab-ı Kiram kitabı)
Bazı âlimler diyor ki: (Tevbesi kabul olmaz) demek, (Müslüman olması kabul edilmez) demek değildir. (Tevbe etse de dünyadaki cezadan kurtulamaz) demektir. Zina eden tevbe etse de, sonra zinası meydana çıkarsa, yine dinen cezalandırılır. İçki içene, hırsızlık edene de dünyadaki cezaları verilir. Peygamber efendimize dil uzatan da tevbe etse de, Hanbelî mezhebinde dünyada cezalandırılır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder