Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) amcaları; Haris, Kusem, Zübeyr (142),
Hazma, Abbas, Ebu Talip (asıl adı Abdümenaf), Ebu Leheb (asıl adı
Abdüluzza), Abdülka'be(143), Hacl (asıl adı Muğiyre), Dirar ve
Ğeydak(144)
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) halaları da; Safiyye, Atike, Erveya, Umeyme, Berre ve Ümmü Hekim el Beyda'dır.
Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) amca ve halalarından müslüman olanlar; Hz.Hamza, Hz. Abbas ve Hz. Safiyye'dir.
(142) Zübeyr: Cumhurun görüşüne göre Za harfinin zammeli ve Ba
harfinin de fethalı olarak yazılması şeklinde okunur. İbni'l Mağribi
"Elinas Bi'ilmi'l Ensab" (sayfa 101) adlı eserinde şöyle demektedir:
Ahmed bin Yahya elBelazuri'nin kavline göre Za harfinin fethalı ve Ba
harfinin de kesreli olarak telaffuz edilmesi suretiyle okunur, en
doğrusunu Allah bilir.
(143) O'nun lakabı da "Mukavim" olup, bu her iki isim ayrı iki kişiye aittir diyenler de vardır.
(144) Ğeydak: Ğayn'ın fethalı haliyle okunur - Cömertliğinden
dolayı bu şekilde adlandırılmış olup adlı adı Mus'ab'dır. Bunun Nevfel
veya Hacel olduğuna yönelik farklı rivayetler de vardır. İbni Kudame
"Tebyin" adlı eserinde (sayfa 96) şöyle demektedir: Onların - yani
Abdülmuttalib'in oğullarının - sayısı için Abdülkabe'yi çıkararak on
diyenler de vardır. Bu ravilere göre Abdülkabe aslında Mukavvim'dir yine
Ğeydak ile Hacl'in de aynı kişi olduğunu söylerler. Bkz. "Siretü İbn-i
Hişam" (109/1), "Mearif" (sayfa 118), "Sarhü'l Mümred" (sayfa 143).
Hacl: Bu ismin zabtını Allame Bamahrame, "Kelladetü'n Nahr" (h 31/1)
adlı eserinde şu şekilde kaydetmiştir: Mühmel Ha ve sonra da fethalı Cim
ile yazılır. İbni Nasuriddin de "Tavzihü'l Müştebih" adlı eserinde
(233/2) ve Nevevi de "Tehzibu'l Esmai ve'l Luğat"da bu ismin zaptını tam
aksi şekilde kaydetmişlerdir. Seyyid Kaf'da "Sarhü'l Mümred"de (sayfa
143) şöyle demektedir: "Cahl sözcüğüne gelince, bu sözcük fethalı Cim
harfinin mühmel cezmeli Ha harfinin önüne gelmesi suretiyle telaffuz
edilir." Yine "bu sözcük fethalı Ha harfinin mühmel cezmeli Cim harfinin
önüne gelmesi suretiyle telaffuz edilir ve her iki durumda da ikinci
harf sakin-cezmeli- olup harekeli değildir" denmiştir. Bkz. "Tavzihü'l
Müştebih" (233/2), "Tabsiru'l Müntebih" (244/1), "Kamusu'l Muhit" ve
"Tac'ül Arus" (Hacele Maddesi).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder