Cenab-ı Hakkın kullarına gıdalanmaları için verdiği onlarında yediği
şeylere rızık denir.Rızık ile alakalı kuranı kerimde geçen Ayetler
şunlardır:
2:3 - Onlar ki gaybe iman edip namazı dürüst kılarlar ve kendilerine verdiğimiz rızıktan (Allah yolunda) harcarlar.
2:22
- O (Rabb) ki yeri sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı. Gökten
su indirdi, onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Öyleyse
siz de, bile bile, Allah'a eşler koşmayın.
2:25 - İnanıp yararlı
işler yapanlara, altlarından ırmaklar akan cennetlerin kendilerine ait
olduğunu müjdele! Onlardaki herhangi bir meyveden
rızıklandırıldıklarında: "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir" derler
ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, kendilerine sunulacak. Orada
çok temiz zevceler de onların. Hem onlar orada ebedî kalacaklar.
2:57
- Ve üstünüze o bulutu gölge yaptık, ve size ihsan ettiğimiz hoş
rızıklardan yiyin, diye üzerinize kudret helvası ve bıldırcın indirdik.
Onlar, bize zulmetmediler, lakin kendi nefislerine zulmediyorlardı.
2:60
- Hani bir zamanlar Musa, kavmi için su istemişti, biz de "asanla taşa
vur!" demiştik, bunun üzerine o taştan on iki pınar fışkırmıştı. Her
kısım insan kendi su alacağı yeri bildi. Allah'ın rızkından yiyin ve
için de bozgunculuk ve saldırganlık yaparak yeryüzünü fesada vermeyin.
2:126
- Ve o vakit İbrahim "Ey Rabbim, burasını güvenli bir belde kıl,
halkından Allah'a ve ahiret gününe iman edenleri çeşitli meyvalarla
rızıklandır" diye yalvardı. Allah buyurdu ki: "küfredeni dahi
rızıklandırır da hayattan biraz nasip aldırırım, sonra da onu ateş
azabına uğratırım ki, orası ne yaman bir duraktır!"
2:172 - Ey
iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların hoş ve temiz olanlarından
yiyin ve Allah'a şükredin, eğer yalnız O'na kulluk ediyorsanız.
2:212
- Dünya hayatı, inkar edenler için bezendi. (Onlar), iman edenlerle
eğleniyorlar. Halbuki takva sahibi olan o müminler, kıyamet günü onların
üstündedir. Allah dilediğine hesapsız rızık verir.
2:254 - Ey
iman edenler! Kendisinde hiçbir alış verişin, hiçbir dostluğun ve hiçbir
şefaatin bulunmadığı bir gün gelmeden önce, size verdiğimiz rızıklardan
Allah yolunda harcayın. Kâfirlere gelince, onlar zalimlerdir.
3:27
- Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine sokarsın;
ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Dilediğine de hesapsız
rızık verirsin.
3:37 - Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde
kabul buyurdu ve onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın
himayesine verdi. Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun
yanında yeni bir yiyecek bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?"
deyince, o da: "Bu, Allah katındandır." derdi. Şüphesiz Allah,
dilediğine hesapsız rızık verir.
3:169 - Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar.
4:5
- Allah'ın, sizi başına diktiği mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o
mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz söyleyin.
4:8
- Paylaşma sırasında akrabalar, öksüzler, yoksullar hazır bulunurlarsa,
onlara da bir şey verin ve onlara güzelce sözler söyleyerek gönüllerini
alın.
4:39 - Bunlar, Allah'a ve ahiret gününe iman etselerdi ve
Allah'ın verdiği rızıktan gösterişsiz harcasalardı kendilerine ne zarar
gelirdi? Allah onların söz ve işlerini çok iyi bilendir.
5:88 - Allah'ın size verdiği rızıklardan helal ve temiz olarak yeyin ve inandığınız Allah'tan korkun.
5:114
- Meryemoğlu İsa da: "Allah'ım, Rabbımız, bizim üzerimize gökten bir
sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram
ve senden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en
hayırlısısın!" dedi.
6:140 - Bilgisizlik yüzünden beyinsizce
çocuklarını öldürenler ve Allah'ın kendilerine verdiği rızkı, Allah'a
iftira ederek haram kılanlar muhakkak ki, ziyana uğradılar. Bunlar,
doğru yoldan sapmışlardır; hidayete erecek de değillerdir.
6:142 -
Hayvanlardan da (çeşit çeşit yarattı). Kimi yük taşır, kiminin yününden
döşek yapılır. Allah'ın size verdiği rızıktan yiyin ve şeytanın
adımlarına uymayın (peşinden gitmeyin); çünkü o, sizin için apaçık bir
düşmandır.
6:151 - De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını
okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin,
fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da
rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de
yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın.
Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti.
7:32 - De ki:
"Allah'ın kulları için çıkardığı zinetleri ve tertemiz rızıkları kim
haram kılmış?" De ki: "Bunlar, bu dünya hayatında inananlar içindir,
kıyamet gününde de yalnız onlara mahsustur". İşte böylece biz âyetleri
bilen bir topluluğa uzun uzun açıklıyoruz.
7:50 -
Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın
size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler
de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler.
7:160
- Biz onları oniki kabileye, o kadar ümmete ayırdık. Ve kavmi
kendisinden su istediği zaman Musa'ya, elindeki asâ ile taşa vur, diye
vahyettik, vurunca hemen o taştan oniki pınar akmaya başladı. Halkın her
biri su alacağı yeri iyice öğrendi. Bulutu da üzerlerine gönderdik,
gölgeledik. Onlara kudret helvası ve bıldırcın indirdik. Size rızık
olarak ihsan ettiğimiz nimetlerin temizinden yiyiniz, dedik. Onlar zulmü
bize yapmadılar, lakin kendi kendilerine zulmediyorlardı.
8:3 - Onlar ki, namazı gereği gibi kılarlar ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yoluna harcarlar.
8:4 - İşte gerçekten mümin olanlar onlardır. Onlara Rablerinin katında dereceler vardır, bağışlanma ve değerli rızık vardır.
8:26
- Düşünün ve hatırlayın o zamanları ki, hani bir vakitler siz
yeryüzünde güçsüzdünüz, hor görülen bir azınlıktınız. İnsanların sizi
hırpalamasından korkuyordunuz, öyle iken O, sizi barındırdı ve sizi
yardımıyla destekleyip güçlendirdi ve şükretmeniz için temizlerinden
rızık verdi.
8:74 - O kimseler ki, iman ettiler, hicret ettiler
ve Allah yolunda cihada katıldılar, bir kısımları da onları barındırıp
yer, yurt sahibi yaptılar ve yardıma koştular, işte bunlar hakkıyla
mümin olanlardır. Bunlara bir mağfiret ve cömertçe bir rızık vardır.
10:31
- De ki, "size gökten ve yerden kim rızık veriyor? O, kulaklara ve
gözlere hükmeden kim? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran kim? İşleri
idare eden kim?" Hemen "Allah'dır" diyecekler. De ki, "O halde Allah'a
karşı gelmekten sakınmaz mısınız?"
10:59 - De ki, "Baksanıza,
Allah sizin için nice rızıklar indirdi, siz onlardan bir kısmını haram,
bir kısmını helâl yaptınız". De ki, "Size Allah mı izin verdi, yoksa siz
Allah'a iftira mı ediyorsunuz?"
10:93 - Gerçekten
İsrailoğulları'nı çok güzel bir yurda yerleştirdik ve onlara hoş
nimetlerden rızıklar verdik. Anlaşmazlığa düşmeleri de kendilerine ilim
geldikten sonra oldu. Şüphe yok ki, Rabbin, o anlaşmazlığa düştükleri
konularda kıyamet günü aralarında hüküm verecektir.
11:6 -
Yeryüzünde rızkı Allah'a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların
karar kıldıkları yerleri de, emaneten durdukları yerleri de bilir.
Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.
11:88 - Şu'ayb dedi ki: "Ey
kavmim! Şayet ben Rabbimden ispat edici bir delil üzerinde bulunuyorsam
ve şayet bana, O kendi katından güzel bir rızık ihsan etmişse, söyleyin
bakalım ben ne yapmalıyım? Ben size karşı çıkmakla sizi menettiğim
şeylere kendim düşmek istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar
ıslah etmeye çalışıyorum. Muvaffakiyetim de ancak Allah'ın yardımı ile
olacaktır. Ben yalnızca O'na dayandım ve ancak O'na döneceğim."
12:37
- Yusuf dedi ki: "Size yiyecek olarak verilecek bir yemek gelmeden önce
onun tabirini size bildiririm. Bu, Rabbimin bana öğrettiği
ilimlerdendir. Çünkü ben Allah'a inanmayan ve ahireti inkâr eden bir
kavmin dinini terkettim."
13:22 - Rablerinin rızasını kazanmak
arzusuyla sabrederler ve namazı dosdoğru kılarlar ve kendilerine
verdiğimiz rızıklardan gizli ve açıkça Allah yolunda harcarlar ve
çirkinlikleri güzelliklerle yok ederler. İşte bunlar, bu hayatın akibeti
kendilerinin olacak olanlardır.
13:26 - Allah, dilediği kimseye
rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile
ferahlanmaktalar. Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yol
azığından ibarettir.
14:31 - (Ey Muhammed!) İman eden kullarıma
söyle: "Namazı dosdoğru kılsınlar, alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir
günün gelmesinden önce, kendilerine verdiğimiz rızıktan açık ve gizli
(Allah için) harcasınlar."
14:32 - Allah öyle bir Allah'tır ki;
gökleri ve yeri yarattı, gökten su indirdi, onunla size rızık olarak
çeşitli meyveler çıkardı; emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için
gemileri emrinize verdi, ırmakları da emrinize verdi.
14:37 -
"Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bir kısmını namazı dosdoğru kılmaları için,
senin Beyt-i Haram'ının yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Artık
sen de insanlardan bir kısmını onlara meylettir. Ve onları bazı
meyvelerle rızıklandır ki şükretsinler.
15:20 - Orada hem sizin için, hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık.
16:56
- Bir de müşrikler kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden
tutuyorlar mahiyetini bilmedikleri şeylere (putlara) pay ayırıyorlar.
Allah'a andolsun ki, siz bu yaptığınız iftiralardan mutlaka hesaba
çekileceksiniz.
16:67 - Hurma ve üzüm ağaçlarının meyvalarından
da hem içki, hem de güzel gıdalar edinirsiniz. Şüphesiz ki bunda aklını
kullanan kimseler için büyük bir ibret vardır.
16:71 - Allah,
rızık yönünden bir kısmınızı diğerlerinden üstün kıldı. Kendilerine bol
rızık verilenler, rızıklarını ellerinin altındakilere vermiyorlar ki,
onda eşit olsunlar. Durum böyle iken Allah'ın nimetini inkâr mı
ediyorlar?
16:72 - Allah, size kendi cinsinizden eşler, o
eşlerinizden de oğullar ve torunlar yarattı. Sizi helal ve güzel
gıdalarla rızıklandırdı. Onlar, hâlâ batıla mı inanıyorlar? ve Allah'ın
nimetini inkâr mı ediyorlar?
16:73 - Müşrikler, Allah'ı bırakıp,
göklerden ve yerden kendileri için hiçbir rızka sahip olmayan ve sahip
olmaya da güçleri yetmeyen şeylere taparlar.
16:75 - Allah,
hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının malı olmuş bir köle ile, kendisine
güzel bir rızık verilen ve o rızıkdan gizli ve açık olarak harcayan hür
bir insanı misal verdi. Hiç bunlar eşit olur mu? Bütün hamd Allah'a
mahsustur. Doğrusu insanların çoğu bilmezler.
16:112 - Allah bir
şehri misal olarak verdi: Bu şehir güvenli, huzurlu idi, Oraya her
yerden rızkı bol bol geliyordu. Ne var ki onlar Allah'ın nimetlerine
karşı nankörlük ettiler. Allah da onlara, yaptıkları işler yüzünden
açlık ve korku elbisesini (felâketini) tattırdı.
16:114 - Artık
Allah'ın size rızık olarak verdiği şeylerden helal ve temiz olarak
yiyin. Allah'ın nimetine şükredin, eğer gerçekten O'na ibadet
edecekseniz.
17:30 - Gerçekten senin Rabbin, kullarından
dilediğinin rızkını genişletir ve dilediğini kısar. Şüphesiz ki Allah,
kullarının durumlarından haberdardır, her şeyi görendir.
17:31 -
Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de
rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur.
17:70
- Andolsun ki biz, insanoğlunu şan ve şeref sahibi kıldık. Karada ve
denizde taşıtlara yükledik ve temiz yiyeceklerden onları rızıklandırdık.
Onları yarattıklarımızın birçoğundan üstün kıldık.
18:19 -
Onları bir mucize olarak uyuttuğumuz gibi, birbirlerine sorsunlar diye
kendilerini uyandırdık da içlerinden bir sözcü şöyle dedi: "Ne kadar
durup kaldınız?" (Kimi) "Bir gün ya da günün bir parçası kadar kaldık"
dediler. (Kimi de) şöyle dediler: "Ne kadar durduğunuzu, Rabbiniz daha
iyi bilir. Şimdi siz birinizi, bu gümüş paranızla şehre gönderin de
baksın, hangi yiyecek daha temiz ise, ondan size azık getirsin. Hem çok
dikkatli davransın ve sizi kimseye sezdirmesin."
19:62 - Onlar orada boş bir söz işitmezler. Ancak "Selam" işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır.
20:81
- Size verdiğimiz rızıkların en temizlerinden yiyin ve bunda taşkınlık
etmeyin, sonra üzerinize gazabım iner. Kimin üzerine de gazabım inerse,
muhakkak o mahvolur.
20:131 - Kâfirlerden bir kısmına, onları
sınamak için dünya hayatının zineti olarak verdiğimiz ve onunla
kendilerini geçindirdiğimiz şeye (mal ve saltanata) sakın rağbetle
bakma. Rabbinin (ahiretteki) rızkı daha hayırlı ve daha devamlıdır.
20:132
- (Ey Muhammed!) Ehline namaz kılmalarını emret, kendin de ona sabırla
devam et. Biz senden bir rızık istemiyoruz. Seni biz rızıklandırırız.
Güzel akibet takva sahiplerinindir.
22:28 - Ta ki kendilerine ait
birtakım menfaatlere şahid olsunlar; Allah'ın kendilerine rızık olarak
verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken O'nun adını ansınlar.
Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun.
22:34 - Her
ümmet için Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık
hayvanların üzerine O'nun adını ansınlar diye bir mabed yapmışızdır.
Hepinizin ilâhı bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O'na teslim olan
müslümanlar olun. (Ey Muhammed!) Allah'a itaat eden alçak gönüllüleri
müjdele.
22:35 - Ki Allah anıldığı vakit onların kalpleri titrer.
Onlar başlarına gelene sabreden, namaz kılan kimselerdir. Kendilerine
verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcarlar.
22:50 - İşte iman edip salih amel işleyenler için hem bir mağfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rızık vardır.
22:58
- Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüş veya ölmüş olanlara
gelince, elbette Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır.
Çünkü Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır.
23:72 - (Resulüm!)
Yoksa sen onlardan bir haraç mı istiyorsun? Rabbinin vergisi daha
hayırlıdır. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
24:26 - Kötü
kadınlar, kötü erkeklere, kötü erkekler ise kötü kadınlara; temiz
kadınlar temiz erkeklere, temiz erkekler de temiz kadınlara yaraşır.
İşte bu temiz olan, (iftiracıların) söylediklerinden çok uzaktırlar.
Kendileri için bağışlanma ve güzel bir rızık vardır.
24:38 -
Çünkü Allah, kendilerine işledikleri amellerin en güzeli ile ecir
verecek, lütfundan fazlasını da bahşedecektir ve Allah, dilediğine
hesapsız rızık verir.
27:64 - (Onlar mı hayırlı) yoksa, önce
yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten, hem yerden
rızıklandıran mı? Allah ile beraber başka bir ilâh mı var? De ki: Eğer
doğru söylüyorsanız, siz kesin delilinizi getirin haydi!
28:54 -
İşte onlara, sabretmelerinden ötürü mükafatları iki defa verilecektir.
Bunlar kötülüğü iyilikle savarlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan da
Allah rızası için harcarlar.
28:57 - "Biz seninle beraber doğru
yola uyarsak, yurdumuzdan atılırız" dediler. Biz onları, kendi
katımızdan bir rızık olarak her şeyin ürünlerinin toplanıp getirildiği,
güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi?
Fakat onların çoğu bilmezler.
28:82 - Daha dün onun yerinde
olmayı isteyenler de: "Demek ki Allah kullarından dilediğine rızkı çok
da, az da verir. Şayet Allah bize lütufta bulunmuş olmasaydı, bizi de
yerin dibine geçirirdi. Demek ki inkârcılar iflah olmazmış" demeye
başladılar.
29:17 - "Siz Allah'ı bırakıp sadece birtakım putlara
tapıyor, asılsız sözler uyduruyorsunuz. Bilmelisiniz ki, Allah'ı bırakıp
da taptıklarınız, size rızık veremezler. O halde rızkı Allah katında
arayın. O'na kulluk edin. Ancak O'na döndürüleceksiniz."
29:60 -
Nice hayvanlar var ki, rızkını (biriktirip yanında) taşımıyor. Çünkü
onların da, sizin de rızkınızı Allah veriyor. O, her şeyi işitir ve
bilir.
29:62 - Allah, kullarından dilediğine rızkı bol bol verir, dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
30:23
- Yine gecede ve gündüzde uyumanız ve lütfundan nasib aramanız da O'nun
âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda dinleyecek bir kavim için nice
ibretler vardır.
30:28 - Allah, size kendinizden bir misâl verdi:
Hiç size rızık olarak verdiğimiz şeylerde elleriniz altındaki
kölelerinizden ortaklarınız bulunur da onlarla siz eşit olur, aranızda
birbirinizi saydığınız gibi, onları da sayar mısınız? İşte biz,
düşünecek bir kavim için âyetleri böyle açıklıyoruz.
30:37 -
Onlar görmediler mi ki, Allah dilediği kimseye rızkı serer ve daraltır.
Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için ibretler vardır.
30:40
- Allah, O'dur ki, sizi yarattı, sonra da size rızık verdi, sonra sizi
öldürür, sonra sizi diriltir. Hiç sizin ortak koştuklarınızdan,
bunlardan birini yapacak olan var mı? Allah, onların ortak
koştuklarından münezzeh ve yücedir.
32:16 - Onların yanları
yataklardan uzaklaşır, korku ve ümid içinde Rablerine dua ederler ve
kendilerine verdiğimiz rızıklardan hayıra sarfederler.
33:31 -
Yine sizden her kim Allah'a ve Resulü'ne boyun eğer, salih bir amel
işlerse, ona da mükâfatını iki kat veririz. Hem onun için bol bir rızık
hazırlamışızdır.
34:4 - Çünkü Allah iman edip iyi ameller
işleyenlere mükafat verecektir. İşte onlar için bir mağfiret ve cömertçe
verilmiş bol rızık vardır.
34:15 - Andolsun ki Sebe' kavmi için
oturdukları yerde bir ibret vardı: Sağve soldan iki bahçe! (onlara):
"Rabbinizin rızkından yiyin de O'na şükredin, ne güzel bir belde ve çok
bağışlayıcı bir Rab!" (denildi).
34:24 - De ki: "Size göklerden
ve yerden rızık veren kimdir?" Yine de ki: "Allah'tır, herhalde ya biz,
ya da siz mutlak bir hidayet üzerindeyiz veya açık bir sapıklık
içindeyiz."
34:36 - De ki: "Rabbim rızkı dilediğine genişletir, dilediğine sıkar. Fakat insanların çoğu bilmezler."
34:39
- De ki: "Gerçekten Rabbim kullarından dilediği kimseye rızkı hem
genişletir, hem daraltır. Her neyi hayra harcarsanız O, onun yerine
başkasını verir. Hem O, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
35:3 -
Ey insanlar! Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın. Allah'tan başka bir
yaratıcı mı var? O size gökten ve yerden rızık verir. O'ndan başka ilâh
yoktur. O halde (haktan) nasıl çevrilirsiniz?
35:29 - Allah'ın
kitabını okuyan, namazı kılan ve kendilerine verdiğimiz rızıktan gizli
ve açık olarak verenler, kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticaret
umarlar.
36:47 - Onlara: "Allah'ın size rızık olarak verdiği
şeylerden hayra harcayın" dendiği zaman, o kâfirler, müminler için:
"Allah'ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz
apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?" dediler.
37:41 - İşte onlar için belli bir rızık vardır.
38:54 - İşte bu, bizim rızkımız; muhakkak ki ona hiç tükenmek yoktur.
39:52
- Hâlâ bilmediler mi ki; Allah, rızkı dilediğine açar ve kısar.
Şüphesiz ki bunda iman edecek bir kavim için nice ibretler vardır.
40:13 - Size âyetlerini gösteren, sizin için gökten bir rızık indiren O'dur. Fakat onları ancak gönül verip düşünenler anlar.
40:40
- "Her kim bir kötülük yaparsa, ona ancak yaptığının bir misli ile ceza
verilir. Erkek veya kadın, her kim de mümin olarak iyi bir amel
işlerse, işte onlar cennete girerler. Orada kendilerine hesapsız rızık
verilir."
40:64 - Allah, O'dur ki sizin için yeri bir karargâh,
göğü de bir bina yapmıştır. Size şekil vermiş, sonra şekillerinizi
güzelleştirmiştir. Hoş nimetlerden size rızık vermiştir. İşte Rabbiniz o
Allah'tır. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne yücedir!
41:10 - O,
yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi.
Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde belli bir
seviyede takdir edip, düzene koydu.
42:12 - Göklerin ve yerin
kilitleri O'na aittir. O dilediğine rızkı genişletir ve daraltır.
Şüphesiz ki O, her şeyi hakkıyla bilir.
42:19 - Allah kullarına çok lütufkârdır. Dilediğine rızık verir. O çok kuvvetlidir, çok güçlüdür.
42:27
- Eğer Allah rızkı kullarına bol bol verseydi, mutlaka yeryüzünde
azgınlık ederlerdi. Fakat O dilediğini belli bir ölçüye göre indiriyor.
Şüphesiz ki O, kullarından haberdardır, onları hakkıyla görür.
42:38
- Onlar, Rablerinin davetini kabul ederler ve namazı dosdoğru kılarlar.
Onların işleri de kendi aralarında bir istişare iledir. Kendilerine
verdiğimiz rızıktan onlar Allah yolunda harcarlar.
45:5 - Gece
ile gündüzün değişmesinde ve Allah'ın gökten bir rızık sebebi olan
yağmuru indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve
rüzgârları yönlendirmesinde aklını kullanan bir topluluk için nice
deliller vardır.
45:16 - Andolsun ki biz, vaktiyle
İsrailoğulları'na kitap, hüküm ve peygamberlik vermiştik. Onları temiz
rızıklarla rızıklandırmıştık. Ve onları âlemlerden üstün kılmıştık.
50:11
- Bunları kullara rızık olması için (yetiştirmekteyiz). O su ile ölü
bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir.
51:22 - Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir.
51:57 - Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum.
51:58 - Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır.
56:82 - Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
56:89 - Ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır.
62:11
- Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve
seni ayakta bıraktılar. De ki: "Allah'ın yanında bulunan, eğlenceden ve
ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır."
63:10
- Birinize ölüm gelip de: "Rabbim, beni yakın bir süreye kadar
erteleseydin de sadaka verip iyilerden olsaydım!" demesinden önce, size
verdiğimiz rızıktan (Allah) için harcayın.
65:3 - Ve onu ummadığı
yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Allah, emrini
yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.
65:7 -
Eli geniş olan genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan
da Allah'ın kendisine verdiğinden versin. Allah bir kişiye ne vermişse
ancak onu teklif eder. Allah bir güçlükten sonra bir kolaylık
yaratacaktır.
65:11 - Size Allah'ın açık açık âyetlerini okuyan
bir elçi (gönderdi) ki inanıp faydalı işler yapanları, karanlıklardan
aydınlığa çıkarsın. Kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa (Allah)
onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere
sokar. Allah ona gerçekten ne güzel rızık vermiştir.
67:15 - O
size yeri boyun eğer kıldı. Haydi onun omuzlarında (dağlarında,
tepelerinde) yürüyün ve Allah'ın rızkından yeyin. Dönüş ancak O'nadır.
67:21
- Allah size verdiği rızkı kesiverse, size rızık verecek olabilen
kimdir? Hayır, onlar azgınlık ve nefrette direnip durmaktadırlar.
72:16 - Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.
89:16 - Ama her ne zaman da sınayıp rızkını daraltırsa, o vakit de, "Rabbim beni zillete düşürdü." de
RIZIK VE RIZKI HELALDEN KAZANMAK İLE İLGİLİ HADİSLER:
- Helâl nafaka temini için çalışmak her Müslü-man’a farzdır.
- İyi mal iyi kimse için ne güzeldir. (İhya C.4 S.195)
-Allah’a karşı takvâya yardımcı olan mal ne güzel-dir. (İhya C.4 S.195)
- Çalışın, herkes niçin yaratılmışsa ancak onu bilir(İhya C.4 S.169)
- Helâli aramak (kazanmak), farz üzerine farzdır. (İhya C.1 S. 307)
-
Kırk gün helâl yiyenin kalbini Allahü Teâlâ nur-landırır ve kalbinden
g394. Dürüst tüccar kıyâmet günü sıddıklar ve şehitlerle haşrolunur.
(İhya C.2 S.163)
- Allahü Teâlâ sanatkâr olan mü’min kulunu sever. (İhya C.2 S.163)
- Size ticâret tavsiye ederim. Zira rızkın onda doku-zu ticârettedir. (İhya C.2 S.164)
özlerine hikmet pınarları akıtır. (İhya C.1 S. 307)
ÇALIŞMAK HAKKINDA :
Bütün
insanlar Allah'a göre fakirdir, "el-fukarâ ilallah"dır. O'na muhtaçtır.
(20) Ama yoksulluğu prensip haline getirerek mecbur kalmadıkça
başkalarına muhtaç olmamalıdırlar, olmamaya çalışmalıdırlar.
Hz. Peygamber: "Seyahat edin, ticaret yapın, hem sağlıklı hem de zengin olursunuz, maddi kazanç elde edersiniz." (21)
buyurmuştur.
Yine
Ahmed İbn Hanbel'in Müsned'indeki bir hadisten öğrendiğimize göre de
"Allah Resûlü'nün arkadaşları kara,deniz demeden seyahat ediyorlar,
ticaret yapıyorlar, bağ ve bahçelerde çalışıyorlardı."
İslâm'ın ilk dönemlerinde de Müslümanlar, inançları, çalışmaları ve azimleri sayesinde Roma'nın 800 senede yaptığını 80
senede yapmışlardır.
Hz.
Ömer, "Sakın ola ki sizden hiçbiriniz Allah'ım bana rızık ver, yiyecek
bir şeyler gönder diye dua ederek rızık temini için çalışmaktan geri
durmasın. Siz pekâlâ bilirsiniz ki gökten ne altın yağar ne de gümüş. "
"Ailemin, çoluk çocuğumun rızkını temin etmek için alışveriş yaparken ölümün bana geldiği yer, en sevdiğim mahaldir"
sözü yine büyük halife, adâleti, hakkaniyeti ile dünyaya ün salmış olan Hz. Ömer'e aittir.
"Cuma günü iş yapılmaz" şeklinde yanlış inanç yıllarca halkımız üzerinde menfi tesir yapmıştır. Halbuki bu konudaki ayet-i
kerime gayet açıktır:
"Ey
inananlar! Cuma günü namaz için ezan okunduğu zaman Allah'ı anmaya
koşun, alışverişi bırakın. Bilesiniz bu sizin için daha hayırlıdır.
Namaz bitince yeryüzüne dağılın, (çalışarak) Allah'ın lütfundan rızık
isteyin." (22)
Hz. Peygamber kendisine bir şeyler istemek için gelen bir sahâbîye:
"Çarşıda-pazarda hamallık yaparak, çalışarak birşeyler kazanmasının dilencilik yapmasından çok daha iyi olduğunu" (23)
söylemiştir.
"Yine eğer dilencilikteki günahın mahiyetini bilmiş olsaydınız, hiçbiriniz diğerine birşey istemek için gitmezdi, yürüyemezdi"
(24), "Mecbur kalmadıkça insanlardan dilenen kimse, kıyamet günü yüzünde hiçbir et parçası kalmamış olarak
gelecektir." (Terğîb, I,573) buyurmuşlardır.
Görüldüğü
üzere Resûlüllah bu hadisleri ile Müslümanların daima çalışarak,
ellerinin emeklerini yemeleri gerektiğini ifade buyurmuş, tembelliği ve
dilenciliği kötülemiştir.Görüldüğü üzere Resûlüllah, insana,
Müslümanlara, çalışmamanın, tembelliğin maruz bırakacağı bu onur kırıcı
durumundan kurtulmanın yollarını göstermiştir.
O'nun (s.a.s.) tarafından konuyla ilgili olarak dikkate sunulan bir diğer ikazı da şöyledir:
"Benim hakkınızda korktuğum şu dört şeyden siz de sakının:
1- Şişmanlık,
2- Çok uyumak,
3- Tembellik,
4- İman zayıflığı." (26)
Dikkat edilirse, bu rahatsızlıkların her biri peşinden gelenin sebebi durumundadır.
Yazımızı Sevgili Peygamberimiz'in şu duasıyla bitirelim:
"Allah'ım, fakirlikten, açlıktan, zelil ve hakir olmaktan, zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım." (27)
21- Kudâî, Müsnedü'ş-Şihâb, I, 364 nr. 403; el-Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, I, 539 nr. 1455.
22- Cum'a, 9-10.
23- Buhârî, Sahîh, Zekât, 50; Müslim, Sâhih, Zekât 35 nr. 106; Mâlik b. Enes, Muvatta, II, 998-999.
24- Nesâî, Sünen, V, 95-96 nr. 2586.
26- es-Suyûtî, Cem'u'l-Cemâvi', 832.
27- Nesâî, Sünen, VIII, nr. 5460, 5462; Ahmed İbn Hanbel, Müsned, II, 305, 325, 254; Beyhakî, Sünen, VII, 12;
Mişkât, nr. 2467
Kaynak : http://www.fetvalar.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder