22 Ağustos 2018 Çarşamba

TAHARET (TEMİZLİK) ABDEST NASIL ALINIR ?, GUSUL ABDESTİ NASIL ALINIR ?, TEYEMMÜM ABDESTİ NASIL ALINIR ?

TAHARET (TEMİZLİK)
Temizlik nedir?
İslam dini temizliğe büyük önem göstermiştir. Temizlik, maddi ve manevi kirlerden arınmaktır. Bazı ibadetleri yapabilmek için temizlik şart koşulmuştur. Temiz olmayan bir insan Allah (c.c.)’ın manevi huzuruna giremez. Nitekim Yüce Mevla’mız bir  ayeti kerimesinde şöyle buyurmaktadır; “Şüphesiz ki Allah (c.c.) çokça tövbe edenleri ve iyice temizlenenleri sever.” (Bakara süresi:222)
Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Temizlik imanın yarısıdır” buyurarak İslam dininin temizliğe verdiği önemi vurgulamışlardır.
Netice olarak bir müslümanın maddi ve manevi olarak kendisini temizlemesi şarttır. Çünkü Allah-u Teala’nın farz kılmış olduğu ibadetleri yapabilmesi için, pislikten ve abdestsizlikten arınması gerekir. Bu da iki türlü olur.
1-) Hadesten Taharet: Abdestsiz olan kimsenin abdest alması, gusletmesi gerekenin gusletmesi veya su olmadığı takdirde teyemmüm almasıdır.
2-) Necasetten Taharet: Gözle görülen pisliklerin temizlenmesi demektir. Namaz kılarken elbisemizin, bedenimizin ve namaz kılınacak yerin temiz olmasıdır.
SULAR VE HÜKÜMLERİ
Su latif bir cisimdir ki, her büyüyen şeyin hayatı onunla kaimdir. Sular çeşit itibariyle “mutlak” ve “mukayyed” sular diye iki kısma ayrılır.
1-) Mutlak Su: Yaratılış halini koruyan aslı bozulmayan, kendisine başka maddelerin karışmadığı sulara denir. Abdestsizlik su ile giderilir. Mutlak su denilince akla akar sular, (nehir, dere, çay) kaynak, kuyu, deniz, yağmur, kar ve dolu suyu gelir.
Mutlak sular temiz ve temizleyici olup olmaması bakımından beş kısımdır.
a-) Temiz ve temizleyici olup kullanılması mekruh olmayan sulardır. Bunlar yukarıda zikredilen “mutlak sular”dır. İnsan ve eti yenen hayvanların artığı olan sular bu kısma dahildir. Bu tür sular içilebilir, yemeklerde kullanılır ve kendileriyle her türlü temizlik yapılabilir.
b-) Temiz ve temizleyici olmakla beraber, kullanılması mekruh olan sulardır. Bunlar eti yenmeyen evcil hayvanların yahut çaylak, doğan, şahin gibi yırtıcı kuşların artığı olan sulardır.
c-) Temiz fakat temizleyici olmayan sulardır. Bunlar ibadet niyetiyle kullanılan yahut alınan abdest veya boy abdestinde (gusülde) kullanılan sulardır. İbadet niyetiyle kullanılan su, yemekten önce veya sonra sünnet niyetiyle elleri yıkamak için kullanılan su gibi veya abdestsizliği ve cünüplüğü giderme niyetiyle kullanılmış olan sulardır.
d-) Temiz olmayan sulardır. Bunlar içine pislik düşen sulardır. Köpeğin, hınzırın ve diğer yırtıcı hayvanların artığı olan sularda temiz değildir ve hiçbir temizlikte kullanılmaz.
e-) Kendisi temiz olup, temizleyici olup olmadığında şüphe olan sulardır. Bunlar eşek ve katırın içtiğinden geriye kalan sulardır. Temiz su bulunmadığında bunlarla abdest ve gusül alınırsa da ayrıca teyemmüm de alınması gerekir.
2-) Mukayyed Su: Temiz bir maddenin kendisine katılmasıyla incelik ve akıcılığını kaybeden veya mutlak olarak su tabirinin daha da ötesinde özel isimle anılan “meyve sular” gibi olan sulardır.
Bu sularla abdest alınmaz, gusül yapılmaz. Fakat akıcı olup yağlı ve kaygan olmayanlarıyla hakiki necasetler giderilebilir.
ABDEST 
Abdest, belli organları usulüne uygun olarak yıkamak ve meshetmek suretiyle yapılan bir temizliktir.
Abdest her şeyden önce her türlü pislik ve kirlilikten kurtulmak yani maddi ve manevi bütün pislik ve mikroplardan uzak kalmak için İslam dininin emrettiği önemli bir ibadettir. Mikrobun en kolay ürediği yer ağızdır. Ağızdan başlayarak el, yüz ve ayakların günde beş defa temizlenmesi, İslam dininin temizliğe verdiği önemi gösterir. Böylelikle İslam dini yüzyıllar önce temizliğin üzerinde durup, insanoğlunu maddi-manevi her türlü pislik ve mikroptan korumayı hedeflemiştir.
Bunun yanında abdest alan bir insan, kendini manen temiz ve rahat hisseder ve bu güzel his ve temiz duyguyla Allah (c.c.)’a ibadete durur. Bu da ruhun temizliğini sağlamaktadır. İnsanın yaratılış gayesi olan Allah (c.c.)’a kulluk böyle bir temizleme ameli ile başlayınca insanoğluna vereceği zevk ve rahatlığın değeri sonsuzdur.
İnsan abdestle bedenen ve manen temizlendikten sonra Allah (c.c.)’ ın huzuruna çıkar. Böyle bir temizlenme ile günlük bütün yorgunlukları ve yükleri geride bırakır.
Abdest almakla, dünyevi ve uhrevi bir çok fazilet ve güzellikler elde edilir. Hz. Peygamber (s.a.v.) abdestle ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:
“Bir Müslüman abdest alıp yüzünü yıkadığında, yüzündeki azaların işlediği bütün günahları; el ve ayaklarını yıkadığında el ve ayaklarıyla işlediği bütün hata ve günahları; su damlalarıyla beraber akıp gider ve kendiside tertemiz olur. Hatta kirpik ve tırnak diplerin deki günahlarından eser kalmaz. Adap ve erkanına uymak suretiyle abdest alıp kıbleye dönerek: “Eşhedü en la ilahe illallahü vahdehu la şerike leh ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Rasülühü” diyen bu kul için, cennet kapıları açılmıştır. O, cennet kapılarının dilediğinden içeri girer.”
Abdestsiz Olarak Yapılması Yasak Olan Hususlar:
1- Namaz kılmak.
2- Kur’an-ı Kerim’e el sürmek.
3- Tilavet secdesi yapmak.
4- Cenaze namazı kılmak.
5- Kabe’yi tavaf etmek.
ABDESTİN FARZLARI
1 – Yüzü Yıkamak 
Yüzün bir defa yıkanması farzdır. Yüzün sınırları, saçın bittiği yerden sakal veya çene altına, kulakların köklerine kadar olan bölümdür. Gözlerin içine suyun ulaştırılması gerekmez. Ancak abdest alırken gözler kapatılmaz, tamamen açık bırakılmaz. Normal bir şekilde yüz yıkanır. Dudaklar yumulduğu zaman, dışarıda kalan kısımlar yüzün sınırlarıdır. Seyrek sakal, bıyık ve kaşın altına suyu ulaştırmak gereklidir.
2- Kolları Yıkamak
Parmak uçlarından kol dirseklerine kadar (dirsekler de dahil) olan kısmı bir defa yıkamak farzdır. Eğer iğne ucu kadar kuru bir yer kalırsa veya tırnağının altına suyu geçirmeyecek (hamur, boya, çamur vb.) bir madde bulunursa, abdest alınmış sayılmaz. Ancak boyacıların tırnakların- daki boyalardan kaçınmanın mümkün olmamasından dolayı, bunlar abdeste zarar vermez. Tırnaklar parmak uçlarından dışarı taşacak kadar uzamış olursa o fazlalığı da yıkamak gerekir. Bir kimse abdest aldıktan sonra bu uzamış tırnağı keserse abdestini yenilemesi gerekmez. Parmakta yüzük var ve bu geniş ise abdest alırken bunu oynatmak sünnet, eğer yüzük dar ve altına su geçirmeyecek kadar parmağa oturmuşsa onu oynatmak farzdır.
3- Başı Meshetmek
Mesh sözlükte, “eli bir şeyin üzerinden geçirmek” demektir. İbadet hukukunda ise, “suyun bir vücut organına isabet etmesidir.” Başın meshedilmesindeki farz oranı alın miktarıdır. Bu miktar ise başın dörtte biridir. Meshederken üç veya daha fazla parmağı kullanmak gerekir. Başa giyilen sarık veya takke üzerine meshetmek geçerli değildir. Kadınlar da baş örtüleri üzerine meshedemezler.
4- Ayakları Yıkamak
Sağlam ve çıplak ayakları topuklarıyla birlikte bir defa yıkamak farzdır. Sargı veya mestle örtülü ayakları yıkamaya gerek olmayıp sadece meshetmek yeterlidir. Allah-u Teala ve Resulü Hz. Muhammed (s.a.v.) ayakların tamamen yıkanmasını emretmiştir.
ABDESTİN SÜNNETLERİ
1- Abdeste başlarken “Euzu Besmele” çekmeli.
2- Abdeste niyet etmeli.
3- Önce bileklere kadar elleri yıkamalı.
4- Misvak kullanmak veya dişleri parmakla ovalamak.
5- Ağza ve burna üçer defa su vermeli. (mazmaza ve istinşak)
6- Kulakları, boynu mesh etmeli.
7- Başın tamamını mesh etmeli.
8- Yıkanması gereken uzuvları üçer defa yıkamalı.
9- Abdeste organları ara vermeden yıkayarak devam etmeli.
10- Sırayı bozmamalı.
11- Abdest almaya sağ taraftan başlamalı.
ABDESTİN EDEBLERİ
 1- Abdest alırken başkasından yardım istememeli.
2- Abdest alırken suyun sıçramaması için dikkatli davranmalı.
3- Kıbleye doğru yönelmeli.
4- Gereksiz yere konuşmamalı.
5- Niyet ederken dil ile niyet etmeli.
6- Her uzvu iyice ovmalı.
7- Abdest dualarını okumalı.
8- Kullanılmış su ile abdest almamaya dikkat etmeli.
9- Her uzvu yıkarken niyeti korumakla birlikte “Bismillah” demeli.
10- Kulağı meshederken serçe parmaklarının uçlarıyla kulak deliklerini meshet meli.
11- Burna ve ağza suyu alırken sağ elini kullanmalı.
12- Sol el ile sümkürmeli.
13- Özür sahibi olmayan bir kişi namaz vaktinden önce abdest almalı.
14- Abdest bittikten sonra kıbleye karşı ayakta kelime-i şehadet getirmek ve dua yapmalı.
ABDESTİN MEKRUHLARI
Abdestin sünnet ve adabına ters düşen her şey abdestin mekruhların dan sayılır. Biz burada bu mekruhların başlıcalarını belirtiyoruz:
1- Suyu israf etmek. İhtiyacından ve lüzumundan fazla su kullanmak.
2- Suyu çok açmak.
3- Suyu azalara çarparak kullanmak.
4- Lüzumsuz yere abdest arasında konuşmak.
5- Zaruret yokken başkasından yardım istemek. 
ABDESTİ BOZAN DURUMLAR
1- İdrar veya dışkı yollarından yani ön ve arkadan herhangi bir şeyin çıkması. (İdrar, dışkı, yel, vedi, mezi, meni vb.)
2- Aklın idrak gücünü gideren hususlar, uyumak, bayılmak, delirmek, sarhoş olmak vs.dir. Ancak oturduğu yerde yaslanmadan uyuyan kimsenin abdesti bozulmaz.
3- Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya sarı su çıkması ve etrafına yayılması. Ağızdan akan kana bakılır, şayet bu kan tükürük kadar veya tükü rükten fazla ise abdesti bozulur.
4- Ağız dolusu kusmak.
5- Cinsi münasebette bulunmak.
6- Teyemmüm yapan kimsenin su bulması.
7- Namazda sesli gülmek.
ABDESTİ BOZMAYAN DURUMLAR

1- Kişinin ön veya arka yollarından başka vücudunun herhangi bir yerinden kan çıkıp, dağılmaması.
2- Kabuk bağlamış bir yaranın kan çıkmadan kabuğunun düşmesi.
3- Yaradan, burundan yahut kulaktan bir vücud kurdunun düşmesi.
4- Tenasül uzvuna (cinsi organına) el sürmek.
5- Kadın vücudunun herhangi bir yerine dokunmak.
6- Ağız dolusu olmayan kusuntu.
7- Ağızdan çıkan balgam.
8- Oturduğu yerde yaslanmadan uyumak.
9- Ağlamak.
ABDEST DUALARI
1) Abdeste başlarken euzü besmeleden sonra:
اَلْحَمْدُ ِللهِ الَّذِى جَعَلَ الْمَاءَ طَهُورًا وَجَعَلَ اْلاِسْلاَمَ نُورًا
MANASI: Suyu temiz, İslamı nur kılan Allah’a hamd olsun

2) Ağza su verirken:
اَللَّهُمَّ اسْقِنِى مِنْ حَوْضِ نَبِيِّكَ كَاْسًا لاَ اَظْمَأُ بَعْدَهُ اَبَدًا
MANASI: Allah’ım! Bana Peygamberinin havuzundan öyle bir kase içir ki, ondan sonra bir daha susamayayım.

3) Burnuna su verirken:
اَللَّهُمَّ لاَ تُحَرِّمْنِى رَائِحَةً نَعِيمِكَ وَجَنَّاتِكَ
MANASI: Allah’ım, bana nimetinin ve cennetlerinin kokusunu haram kılma

4) Yüzünü yıkarken:
اَللَّهُمَّ بَيِّضْ وَجْهِى بِنُورِكَ يَوْمَ تَبْيَضُّ وُجُوهٌ وَتَسْوَدُّ وُجُوهٌ
MANASI: Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı, bazı yüzlerin kararacağı günde yüzümü beyazlat.

5) Sağ kolu yıkarken:
اَللَّهُمَّ اَعْطِنِى كِتَابِى بِيَمِينِى وَحَاسِبْنِى حِسَابًا يَسِيرًا
MANASI: Allah’ım! Kitabımı sağ tarafımdan ver ve hesabımı kolaylaştır

6) Sol kolu yıkarken:
اَللَّهُمَّ لاَ تُعْطِنِى كِتَابِى بِشِمَالِى وَلاَ مِنْ وَرَاءِ ظَهْرِى وَلاَ تُحَا سِبْنِى حِسَابًا شَدِيدًا
MANASI: Allah’ım! Kitabımı sol tarafımdan ve arkamdan verme, beni zor bir hesaba çekme.

7) Başı meshederken:
اَللَّهُمَّ غَشِّنِى بِرَحْمَتِكَ وَاَنْزِلْ عَلَىَّ مِنْ بَرَكَاتِكَ
MANASI: Allah’ım! Başımı rahmetinle ört, üzerime bereketlerini indir.

8) Kulakları mesh ederken:
اَللَّهُمَّ اجْعَلْنِى مِنَ الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ اَحْسَنَهُ
MANASI: Allah’ım! Beni, sözü işitip sözün en güzeline uyanlardan eyle.

9) Boynu meshederken:
اَللَّهُمَّ اَعْتِقْ رَقَبَتِى مِنَ النَّارِ
MANASI: Allah’ım! Boynumu cehennemden azad eyle.

10) Ayakları yıkarken:
اَللَّهُمَّ ثَبِّتْ قَدَمَىَّ عَلَى الصِّرَاطِ يَوْمَ تَزِلُّ فِيهِ اْلاَقْدَامُ
MANASI: Allah’ım! Ayakların kayacağı günde ayaklarımı Sırat üstünde sağlam tut.

11) Abdest bitince:
اَللَّهُمَّ اجْعَلْ لِى سَعْيًا مَشْكُورًا وَذَنْبًا مَغْفُورًا وَتِجَارَةً لَنْ تَبُورًا
MANASI: Allah’ım! Bana beğenilecek bir çalışma ver, günahımı affedip makbul amel ve karlı bir ticaret ihsan eyle. 
ÖZÜRLÜLERLE İLGİLİ HÜKÜMLER
Özür Nedir?
Sürekli devam eden abdest bozucu hallere özür denir. Mesela, idrarını tutamama, devamlı gaz çıkarma, sık sık burnu kanama, yarasından devamlı su akma gibi haller, birer özür halidir.
Kendisinde bu gibi abdest bozucu bir özür bulunan kimseye ise, “sahib-i özür” (özür sahibi) veya “ma’zur” (özürlü) denir.
Özürlü Sayılmanın Şartı Nedir?
Kişinin özürlü sayılabilmesi için, abdest bozucu bir halin, tam bir namaz vakti boyunca devam etmesi, yani abdest alıp namaz kılacak kadar kısa bir süre dahi olsun kesilmemesi şarttır. (Bu özrün başlamasının şartıdır.) Bundan sonra da, her namaz vaktinde, en az bir kere aynı hal ortaya çıkmalıdır. (Bu da özrün devamının şartıdır.)
Bunu bir misalle izah edelim:
Bir kimsenin burnu, öğle vaktinin başlangıcından itibaren kanamaya başlasa ve bu hal, öğle vakti geçinceye kadar hiç kesilmeden devam etse, bu kişi için özür halinin başlama şartı gerçekleşmiş olur. Artık bundan sonraki her namaz vakti içinde en az bir kere bu kanama hali görülse, o kimse “ÖZÜRLÜ” sayılır. Çünkü, her namaz vakti içinde özür hali tekerrür ettiği için, özrün devam ettiği ortaya çıkmış, özürlü sayılmanın ikinci şartı da böylece gerçekleş miştir. Özür durumunun ortadan kalkması için, özür halinin bir namaz vakti içinde tamamen ortadan kalkması, hiç görülmemesi gereklidir. Böyle olan kimse, artık özürlü sayılmaktan çıkmış olur.
Özür Sahipleri İle İlgili Hükümler Nelerdir?
Özür sahipleri için, dinimiz büyük bir kolaylık göstermiştir. Bunların abdestleri, abdest bozucu özürleri devam ettiği halde bozulmaz. Bu halde iken namazlarını kılarlar. Abdest bozucu kan, irin, idrar gibi akıntıların kirlettiği yeri tekrar temizlemekle de mükellef tutulmazlar. Çünkü, bu kirler temizlendikten hemen sonra yeniden meydana gelmektedir. Mesela, devamlı idrarı gelen bir kimsenin, abdestini idrar akıntısı bozmadığı gibi, gelen bu idrarın kirlettiği yeri yıkamak mecburiyeti de yoktur. İdrar kirletmesi mevcut olduğu halde namazını kılar.
Dinimizin özür sahiplerine sağladığı bu kolaylığa karşı, onların da dikkat edecekleri bir husus vardır. O da şudur:
Özürlü olduğunu tespit eden kimse, her namaz vakti için, ayrı abdest alır, o vakit için aldığı bu abdestle dilediği kadar nafile veya kaza namazı kılabilir. Vitir ve cenaze namazlarını eda edebilir.
Özür sahibinin aldığı abdest, sadece içinde bulunduğu namaz vakti süresince geçerlidir. Bir namaz vaktinin çıkıp diğer vaktin girmesiyle abdesti bozulur. Giren yeni vakit namazı için, yeniden abdest alması gerekir. Mesela; bir özür sahibi öğle namazı için vaktinde abdest alsa, bu abdesti ikindi namazının vaktinin çıkmasına kadar geçerlidir. Vaktin çıkmasıyla abdest bozulur, hükmü kalmaz. Artık bu abdestle hiçbir namaz kılamaz.
Özür sahiplerinin dikkat edecekleri bir hususta, özürlü olmayanlara imamlık yapamayacaklarıdır. Bu bakımdan özürlüleri imamlığa zorlamak doğru olmaz.
Özürlülerin sabah namazı için aldıkları abdest, güneş doğmasıyla bozulduğu için, bayram ve kuşluk namazları için ayrıca abdest almaları gerekir.
GUSÜL (BOY ABDESTİ)
Gusül, tepeden tırnağa kadar vücudun her tarafını hiçbir yer kuru kalmayacak şekilde yıkamaktır. Ergenlik çağına gelmiş her Müslüman erkeğin ve kadının şu durumlarda boy abdesti alması gerekir.
1-) Cünüplük; yani cinsi münasebet, ihtilam ve ne şekilde olursa olsun meninin (sperm) şehvetle vücut dışına çıkması.
2-) Hayız (kadının adet görmesi) ve nifas (lohusalık) hallerinin sona ermesi.
Bu hallerde gusletmek farzdır. Bazı durumlarda da gusletmek, sünnet veya müstehabdır. Mesela; Hac ve Umre yapmak maksadıyla Mekke ve Medine’ye girmeden önce, Hac mevsiminde Mina ve Müzdelife’de bulunma- dan önce, yağmur duasından önce, herhangi bir hayırlı iş için Müslümanlarla bir araya gelmeden ve mübarek gecelerde gusletmek sünnet ve müstehabdır.
Namaz için alınan abdest “küçük abdest” kabul edilerek, gusle “büyük abdest” veya “boy abdesti” adı verilmektedir.
GUSLÜN FARZLARI
Guslün farzları üçtür.
1-) Ağza su alıp boğaza kadar çalkalamak.
2-) Buruna su çekmek ve yıkamak.
3-) Tepeden tırnağa bütün vücudu yıkamak.
Vücut yıkanırken en ufak bir yerin kuru kalmamasına dikkat edilmelidir. Aksi taktirde gusül yerine gelmemiş olur. Onun için kulaklar, göbek çukuru, saç, sakal ve bıyıkların dipleri iyice yıkanır.
GUSLÜN SÜNNETLERİ
1) Gusle besmele ve niyet ile başlamalı.
2) Avret yerini yıkamak ve bedenin herhangi bir yerinde pislik varsa onu temiz lemek.
3) Gusülden evvel abdest almak.
4) Abdestten sonra, önce üç defa başa, sonra üç defa sağ, üç defa da sol omu za su dökerek her defasında bedeni iyice ovuşturmak.
5) Guslederken çok fazla veya çok az su kullanmaktan kaçınmak.
6) Kimsenin göremeyeceği bir yerde yıkanmak.
7) Tenha bir yerde yıkanılsa bile, avret yerini açmamak.
8) Guslederken konuşmamak.
9) Gusül bitince bedeni bir havlu ile kurutmak
10) Gusülden sonra çabucak giyinmektir.
GUSÜL ABDESTİ NASIL ALINIR?
Guslün adabı aynen abdest adabı gibidir. Gusletmek isteyen kimse, önce besmele çekerek gusle niyet eder. Ellerini bileklerine kadar yıkar ve üzerinde yapışıp kurumuş bir şey varsa onları temizler. Sonra herhangi bir pislik olmasa bile avret yerlerini ve uyluklarını yıkar. Sonra sağ avucu ile ağzına bolca su alarak iyice çalkalar, bunu üç defa tekrar eder, oruçlu değilse suyun boğazına ulaşmasını sağlar. Sonra yine sağ eli ile burnuna üç defa su çekerek iyice temizler.
Bundan sonra namaz abdesti gibi bir abdest alır. Şayet yıkandığı yere su toplanıyorsa, ayaklarını abdest alırken değil gusülden çıkarken yıkar. Abdest aldıktan sonra, önce başına sonra sırayla sağ ve sol omuzları na üçer defa su döker. Her defasında vücudun her tarafını iyice ovuşturur. Hiçbir yerinin kuru kalmaması için dikkat eder. Bunun için saçlarının, sakallarının diplerine, göbeğinin içine suyun ulaşmasını sağlar. Eğer vücudunun bir yerinde, herhangi bir yaradan dolayı ilaç veya sargı varsa ve fazla su bunlara zarar verecekse, bunların üzerinden suyu hafifçe geçirmekle yetinir, bu da zarar verirse sadece eliyle üzerini mesheder.
GUSÜLSÜZ YAPILMAYAN İŞLER
Cünüp bir kimsenin veya hayız ve nifas halindeki bir kadının bu durumdayken yapması haram olan hususlar, şunlardır:
1-) Namaz kılmak
2-) Kur’an niyetiyle Kur’an’dan bir parça okumak (ancak dua niyetiyle okumak caizdir. Ayrıca Kur’an ayetlerini çocuklara kelime kelime öğretmek, Kelime-i Şehadet getirmek, tesbih ve tekbirde bulunmakta da sakınca yoktur).
3-) Kur’an-ı Kerim’e ve onun en ufak bir parçasına dokunmak ya da tutmak. (Fakat bitişik olmayan bir kılıf veya kutu içerisinde ise tutmak caizdir.)
4-) Kabe-i Muazzamayı tavaf etmek ve zaruret olmadığı halde bir mescide girmek ve içinden geçmek.
5-) Üzerinde ayet yazılı olan bir levhayı veya buna benzer bir şeyi tutmak.
TEYEMMÜM
Teyemmüm; su bulunmadığı veya bulunsa da kullanma gücü olmadığı zaman, temiz toprak cinsinden bir şeyle hadesi (abdest almak veya gusül gerektiren hali) gidermek amacıyla yapılan hareketlere denir.
TEYEMMÜMÜ GEREKTİREN HALLER
1- Su, temizlenecek kimsenin bulunduğu yerden en az dört bin adım, yani üç kilometre uzaklıkta bulunursa.
2- Suyun kullanılması durumunda hastalanma, hastalığın artması veya uzaması gibi tehlike mevcut ise.
3- Yakında bulunan suyu elde etme hususunda nefse, mala, ırz ve namusa tehlike gelme hali var ise.
4- Elde bulunan su, abdest veya gusle yetmeyecek ise.
5- Suyun kullanılması halinde kendisinin, arkadaşının veya hayvanının susuz luktan helak olacağına kanaat getirilir ise.
6- Kuyudan su çekmek için ip veya kova bulunmaz ise.
7- Bulunan su ile abdest alındığı veya gusül edildiği takdirde bayram veya cenaze namazlarını tamamen geçirme ihtimali var ise teyemmüm alınır.
TEYEMMÜMÜN FARZLARI
Teyemmümün farzları “iki darb bir niyet” diye tabir edilir ki, o da, “Niyet ederek  elleri toprağa vurup yüzü ve kolları mesh etmektir.”
TEYEMMÜMÜN SÜNNETLERİ
1-) Önce besmele çekmek.
2-) Uzuvları sırayla meshetmek.
3-) Mesih işlemini ara vermeden yapmak.
4-) Elleri yere vurduktan sonra önce ileri, sonra geri hareket ettirmek.
5-) Parmakları açık bulundurmak.
6-) Eller yerden kaldırıldığında avuç içlerinde toz kalmışsa birbirine vurarak silkelemek.
TEYEMMÜMÜ BOZAN HALLER
1-) Abdesti bozan veya guslü gerektiren haller teyemmümü de bozar, hüküm süz bırakır. Teyemmümü mübah kılan özrün ortadan kalkmasıyla da teyem müm bozulur. Mesela su bulunmadığından veya hastalıktan dolayı yapılmış olan bir teyemmüm, su bulunduğu veya hastalık geçtiği anda bozulur.
2-) Teyemmüm almış kimse, namaz içinde iken su bulursa, namazı bozulur. Abdest alıp namazı yeniden kılması gerekir.
3-) Bir özürden dolayı teyemmüm eden kimse, diğer bir özre tutulsa, birinci özrü son bulmasıyla teyemmümü de son bulur. Diğer özrü için tekrar teyem müm etmesi gerekir.


Kaynak: http://www.ismailaga.com.tr/taharet-bolumu.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder