“Elhamdülillâhi Rabbil’âlemîn vessalâtü vesselâmü alâ Resûlinâ Muhammedin ve âlihî ve sahbihî ecma’în.
Yâ Erhamerrâhimîn. Yâ Rabbî! Okuduğum Fâtiha-i şerîfeleri hediyye eyledim. Kabûl eyle. Hâsıl olan sevâbları, sevgili peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmın ve Âlinin ve Eshâbının ve bütün âlimlerin ve sâlihlerin ve velîlerin rûhlarına hediyye eyledim vâsıl eyle. Bilhâssa İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfenin ve Abdülkâdir-i Geylânînin ve İmâm-ı Muhammed Gazâlînin ve Ebû Bekr-i Sıddîkın ve Selmân-ı Fârisînin ve Kâsım ve Ca’fer-i Sâdık ve Bâyezid-i Bistâmî ve Ebül Hasen Harkânî ve Ebû Alî Farmedî ve Yûsüf-i Hemedânî ve Abdülhâlık Goncdevânî ve Ârif-i Rîvegerî ve Mahmûd Encirfagnevî ve Alî Râmitenî ve Muhammed Bâbâ Semmâsî ve Seyyid Emîr Gilâl ve Seyyid Muhammed Behâüddîn-i Buhârî ve Alâüddîn-i Attâr ve Ya’kûb-i Çerhî ve Übeydullâh-i Ahrâr ve Kâdı Muhammed Zâhid ve Dervîş Muhammed ve Hâcegî Emkengî ve Muhammed Bâkî Billâh ve İmâm-ı Rabbânî Ahmed Fârûkî ve Muhammed Ma’sûm ve Seyfeddîn ve Seyyid Nûr Muhammed ve Mazher-i Cân-ı Cânân ve Abdüllah-ı Dehlevî ve Hâlid-i Bağdâdî ve Seyyid Abdüllah şemdînî ve Seyyid Tâhâ-i Hakkârî ve Seyyid Muhammed Sâlih ve Seyyid Fehîm-i Arvâsî ve Seyyid Abdülhakîm ibni Mustafâ hazretlerinin rûhlarına hediyye eyledim, vâsıl eyle yâ Rabbî. Bu velîlerin, bu sevdiklerinin hâtırları ve hurmetleri için benim derdime devâ ve şifâ ihsân eyle, beni bu marâzdan halâs eyle, bana sıhhat ve âfiyet ve emânet ve güzel ahlâk ve kaderine rızâ ihsân eyle yâ Rabbî, âmîn. Velhamdülillâhi Rabbil âlemîn.”
Şifa için başka bir duâ
Bismillâhirrahmânirrahîm. Yâ Rabbî! Hastalığım sebebi ile düşmanlarımı sevindirme. Kur’ân-ı kerîmi benim için şifâ ve devâ eyle. Ben hastayım, sen ise devâ ihsân edicisin. Yâ Rabbî! i’timâd ve ümmîdim Sensin. Senin hakkındaki hüsn-i zannımı şifâm kıl. Yâ Rabbî! Aklımı ve dînimi muhâfaza eyle. Azâmetin hürmetine yakînimi, ya’nî şeksiz şübhesiz îmânımı dâim eyle. Bana yetecek kadar halâl rızk ihsân eyle. Bana eziyyet verecek kimselerin kötülüğünü, şerrini benden uzak kıl. Beni doktorlara muhtâc etme. Yer yüzünde (hayâttayken) hatâ ve kusûrlarımı setreyle. Kabre girdiğim zamanda bana merhamet eyle. Yâ Rabbî! Kıyâmet ve hesâb gününde beni bağışla, bana magfiret eyle. Besmele-i şerîf yolumdur. Allahü teâlânın Rahmân sıfatı mesnedim, arkadaşımdır. Bana dokunan her türlü kötülükden, düğümlere üfüren büyücülerin şerrinden ve hasedcilerin hasedlerini ortaya koydukları zaman, onların kötülüklerinden Rahîm sıfatın ile beni koru. Allahım! Sen birsin. şerîkin ve nazîrin yokdur.
**************************
Eyyüp Peygamberin Duası***********************
Şifa Duası:
(Eyyüp peygamber ağır hastalığını yol açtığı derin umutsuzluklara rağmen uzun yıllar sabretmiş ve sonunda ilahi bir işaretle ayağını vurarak çıkardığı mucuzevi su sayesinde şifa bulmuştur. (Bkz. 38/Sa'd, 41-43.)
Rabbani bir lutuf olarak gelen şifa öncesinde Eyyüp peygamber rabbine bir yakarışta bulunmuştur. Bu kabul gören yakarıştan sonra hem fiziksel sağlığına kavuşmuş hem de ailesi öncekinin iki katına ulaşarak genişlemiştir. (Bkz. 21/Enbiya, 84.)
"Ve Eyyüb'u da an ki, o şöyle yakarmıştı: - Ey Rabbim! Bu dert beni buldu. Ama sen merhametlilerin en merhametlisisin." (21/Enbiya, 83.)
Şifâ âyetleri ve şifâ duâları
İnsanın hastalandığında şifâ için sebeplere müracaat etmesi, bu çerçevede doktora gitmesi, doktorun tavsiyelerine uyması, verdiği ilâçları kullanması, hastalığın hikmetlerini kavrayarak sabretmesi ve şifâyı yalnız Allah’tan beklemesi; sağlıklı günlerinde ise sıhhat ve âfiyetini gözetmesi ve sıhhatini bozmamaya dikkat göstermesi hiç şüphesiz şifâ için önemli birer fiilî duâ niteliği taşır. Şifâ için olsun, devâ için olsun, derde derman için olsun, Bedîüzzaman Hazretlerinin ifâdesiyle, duâyı fiilî olarak yapmak, bununla berâber kavlî duâyı da ihmal etmemek gerekir.1
Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bir insana teveccüh buyurdu mu, o insanın maddî-mânevî ne hastalığı varsa şifâ bulur, ne derdi varsa kaybolur giderdi. Onun yönelişi şifâ demekti, nazarı şifâ demekti, sözleri şifâ demekti, ilgisi şifâ demekti, gülümseyişi şifâ demekti. Onun getirdiği Kur’ân da şifâ hükmündedir.
* Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebû Katâde’nin genç kalması için şöyle duâ lütfetti: “Efleha’llahü vecheke Allahümme bârik lehû fî şa’rihî ve beşerihî” (Allah yüzünün güzelliğini arttırsın. Allah’ım saçını ve vücudunu kendisi için mübârek kıl.) Ebû Katâde (ra) bu duânın bereketiyle yetmiş yaşında vefât ettiği zaman on beş yaşında bir genç gibi gösteriyordu.2
* Yine bir gazvede Ebû Katâde’nin (ra) yüzüne ok isâbet etmiş ve yırtılmıştı. Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm mübârek eliyle meshetti. Ebû Katâde (ra) der ki: “Kat’iyyen ve asla ne acısını ve ne de cerahatini görmedim.”3
* Bir gün İmam Ebû Kâsım Kuşeyrî Hazretlerinin çocuğu hastalanmıştı. Çok üzüntü çektiği günlerde Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ı rüyasında gördü. Ve Efendimiz’den (asm) şifâ talep etti. Peygamber Efendimiz (as): “Oğluna şifâ âyetlerini oku” buyurdu. Hazret-i İmam da oğluna şifâ âyetlerini okudu ve Allah’ın izniyle oğlu şifâ buldu.
Şifâ âyetleri şunlardır:
1- “Ve yeşfî sudûra kavmi’m-mü’minîne ve yüzhib ğayza kulûbihim.” (Allah mü’minler topluluğunun gönüllerini ferahlandırsın, şifâ versin ve kalplerindeki ıztırabı gidersin.)4
2- “Yâ eyyühe’n-nâsü kad câet küm mev’ızatun min Rabbikum ve şifâü’l-limâ fi’s-sudûri ve hüden ve rahmetün li’l-mü’minîn.” (Ey İnsanlar! Size Rabbinizden bir öğüt, gönüllerin derdine şifâ, mü’minlere bir hidâyet ve rahmet gelmiştir.)5
3- “Yahrucu mim-butûnihâ şarâbüm-muhtelifün elvânühû fîhi şifâü’l-linnâsi inne fî zâlike le’âyete’l-likavmi’y-yetefekkerûn.” (Onların karınlarından çeşitli renklerde bir şerbet çıkar ki, onda insanlar için şifâ bulunur. Düşünen bir topluluk için şüphesiz bunda bir delil vardır.”)6
4- “Ve nünezzilü mine’l-Kur’âni mâ hüve şifâü’v-ve rahmetü’l-li’l-mü’minîn.” (Biz Kur’ân’da mü’minler için şifâ ve rahmet olan âyetleri indiriyoruz.)7
5- “Ve izâ meridtü fehüve yeşfîn.” (Hastalandığımda bana şifâ veren Allah’tır.”8
6- “Kul hüve li’llezîne âmenû hüden ve şifâün.” (De ki: Kur’ân, inananlar için hidâyet ve şifâdır.)9
Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm hastalara şöyle duâ etmiştir:
1-“Allahümme rabbi’n-nâsi ezhibi’l-be’se işfi. Ente’ş-şâfî. Lâ şifâe illâ şifâüke. Şifâen lâ yüğâdiru sekamen. Allahümme işfi abdeke yenke’ leke adüvven ev yemşî leke ilâ salatin.” (Allah’ım! Ey insanların Rabbi! Şifâ ver! Şifâ veren ancak Sen’sin! Sen’den başka şifâ verecek kimse yoktur! Allah’ım! Şu kuluna şifâ ver ki, Senin bir düşmanına acı versin veya Senin rızânı kazanmak için namaz kılmak üzere yürüsün.)10
2- “Bismillâhi erkîke min külli şey’in yü’zîke min şerri külli nefsin ev aynü hâsidin. Allahümme yeşfîke bismillâhi erkîke.” (Sana ıztırap veren her şeyden, her kıskanç nefisten, her hasetçi gözden Allah’ın adıyla sana şifâ dilerim. Allah sana şifâ versin. Allah’ın adıyla sana şifâ dilerim.)11
haşiye:
1- Sözler
2- Mektûbât,
3- a.g.e., 139;
4- Tevbe Sûresi: 14-15;
5- Yûnus Sûresi: 57;
6- Nahl Sûresi: 69;
7- İsrâ Sûresi: 82;
8- Şuarâ Sûresi: 80;
9- Fussilet Sûresi: 44;
10- Ebû Dâvud, Tıb, 3883; Ebû Dâvud, Cenâiz, 3107;
11- Tirmizî, Cenâiz, 972
******************************
Yazar : Risale Forum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder