Her şeyin tümseği yüksek yer, burç, sırt, tepe, örfler, âdetler, iki şey arasında kalan kısım arf kelimesinin çoğulu. Bu nedenle atın yelesine, horozun ibiğine de arf denmiştir. Kur’an’da üç ayette geçer:
“İki (taraf) arasında (surdan) bir perde ve A’râf üzerinde
de, (Cennetlik ve Cehennemliklerin) her biri simalarıyla tanıyacak
adamlar vardır ki onlar henüz oraya (Cennete) girmemiş, fakat onlar
girmeyi şiddetle arzu eder olarak Cennet yârânına: “Selâmün Aleyküm ”
diye nidâ ederler…
Gözleri ehl-i Cehennem tarafına çevrildiği zaman da “Ey Rabbimiz bizi zalimler gürûhu ile beraber bulundurma” derler.
(Yine) A’râf yaranı (kâfirlerden) simalarıyla tanıdıkları
(elebaşı) bir takım adamlara şöyle nidâ ederek derler: “Ne çokluğunuz
(yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekte devam
ettiğiniz o kibr (ve azamet) size hiç bir fayda vermedi. ” (el-A’râf,
7/46-48).
Müfessirlere göre bu ayetlerdeki A’râfdan maksad, Cennetle Cehennem arasındaki sur benzeri bir perdenin yüksek tepeleridir.
İbn Cerîr’in rivayetine göre Huzeyfe (Radıyallahu Anh)’e A’râf’ın ne olduğu sorulduğunda şöyle demiştir: “A’râf;
iyilikleri ile kötülükleri eşit gelen insanlardır. Kötülükleri Cennet’e
girmelerine, iyilikleri de Cehennem’e girmelerine mani olmuştur.
Bunlar, Cenâb-ı Hak onların hakkında hüküm verinceye kadar bu sur
üzerinde kalacaklardır.”
Kimler A’râf’ta bulunacaktır? Bu hususta çeşitli
rivayetler varsa da konuyu şöyle özetlemek mümkündür: İyilikleriyle
kötülükleri denk gelenler A’râf’ta bekletileceklerdir. Nitekim İbn
Merdûye’nin Câbir b. Abdullah’dan merfu olarak rivayet ettiği bir
hadis’te: “Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e iyilikleriyle
kötülükleri denk gelenlerin durumu sorulduğu zaman, Hz. Peygamber,
“Onlar A’râf’ta bulunacaklardır. Onlar oraya isteyerek girmemişlerdir.”
buyurmuştur. Daha sonra bunlar Allah’ın lûtfuyla Cennet’e gireceklerdir.
(Muhtasaru Tefsîr, ibn Kesîr, II, 22).
Bazılarına göre de fetret devirlerinde ölenlerle müşriklerin çocukları da burada kalacaklardır.
A’râf konusunda daha başka açıklamalar da yapılmıştır. Ez
cümle Hasan-i Basrî Hazretleri “A’râf marifetten gelir. Bu da
Cennetliklerle Cehennemlikleri simalarından tanıyan bazı kimseler
demektir. Belki de şimdi aramızda olanları vardır.” şeklinde izah
etmiştir.
Kaynak: http://ihvanlar.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder