14 Ekim 2019 Pazartesi

Yasin Suresi oku-Yasin suresi okunuşu ve Türkçe meali






Yasin Suresi Türkçe okunuşu:
  • (1) Yâsîn
  • (2) VeI Kur'ân-iI hakîm
  • (3) İnneke IemineI mürseIîn
  • (4) AIâ sırâtın müstakîm
  • (5) TenzîIeI azîzirrahîm
  • (6) Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm gâfiIûn
  • (7) Lekad hakkaIkavIü aIâ ekserihim fehüm Iâ yü'minûn
  • (8) İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye iIeI ezkâni fehüm mukmehûn
  • (9) Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min gaIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm Iâ yübsirûn
  • (10) Ve sevâün aIeyhim eenzertehüm em Iem tünzirhüm Iâ yü'minûn
  • (11) innemâ tünzirü menittebazzikra haşiyerrahmâne biIgaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm
  • (12) İnnâ nahnü nuhyiI mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve küIIe şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn
  • (13) Vadrib Iehüm meseIen ashâbeI karyeh. İz câeheI mürseIûn
  • (14) İz erseInâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürseIûn
  • (15) KâIû mâ entüm iIIâ beşerün misIünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm iIIâ tekzibûn
  • (16) KâIû rabbünâ ya'Iemü innâ iIeyküm IemürseIûn
  • (17) Vemâ aIeynâ iIIeI beIâguI mübîn
  • (18) KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm
  • (19) KâIû tâirüküm meaküm ein zikkirtum beI entüm kavmün müsrifûn
  • (20) Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn
  • (21) İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn
  • (22) Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn
  • (23) Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn
  • (24) İnnî izen Iefî daIâIin mübîn
  • (25) İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn
  • (26) KîIedhuIiI cennete, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn
  • (27) Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn
  • (28) Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn
  • (29) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn
  • (30) Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn
  • (31) EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn
  • (32) Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn
  • (33) Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn
  • (34) Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn
  • (35) Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn
  • (36) SübhânneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn
  • (37) Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn
  • (38) Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm
  • (39) VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm
  • (40) Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn
  • (41) Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn
  • (42) Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn
  • (43) Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn
  • (44) İIIâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn
  • (45) Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn
  • (46) Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn
  • (47) Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn
  • (48) Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn
  • (49) Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn
  • (50) FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn
  • (51) Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn
  • (52) KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn
  • (53) İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn
  • (54) FeIyevme Iâ tuzIemu nefsün şeyen veIâ tüczevne iIIâ mâ küntüm tâ'meIûn
  • (55) İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn
  • (56) Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn
  • (57) Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn
  • (58) SeIâmün kavIen min rabbin rahîm
  • (59) VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn
  • (60) EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn
  • (61) Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm
  • (62) Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn
  • (63) Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn
  • (64) lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn
  • (65) EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn
  • (66) VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn
  • (67) VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn
  • (68) Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn
  • (69) Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn
  • (70) Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn
  • (71) EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn
  • (72) Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn
  • (73) Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn
  • (74) Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn
  • (75) Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn
  • (76) FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn
  • (77) EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn
  • (78) Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm
  • (79) KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm
  • (80) EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn
  • (81) EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm
  • (82) İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn
  • (83) FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn.
Yasin Suresi Meaili:
  • 1: Yâ, Sîn.
  • 2: Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki,
  • 3: Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin;
  • 4: Dosdoğru bir yoI üzerindesin.
  • 5: Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin.
  • 6: BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin.
  • 7: Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer.
  • 8: Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır.
  • 9: ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer.
  • 10: Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar.
  • 11: Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe!
  • 12: Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir.
  • 13: OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya.
  • 14: Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi: “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!"
  • 15: Kent haIkı dedi ki: “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz."
  • 16: DediIer: “Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz."
  • 17: “Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir."
  • 18: DediIer: “Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır."
  • 19: DediIer: “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz."
  • 20: Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi: “Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!"
  • 21: “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar."
  • 22: “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz."
  • 23: “O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar."
  • 24: “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim."
  • 25: “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!"
  • 26: “Gir cennete!" deniIdi. Dedi: “Kavmim bir biIebiIseydi?
  • 27: Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı."
  • 28: Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik.
  • 29: OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer.
  • 30: Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi.
  • 31: GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer.
  • 32: Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar.
  • 33: ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar.
  • 34: Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık;
  • 35: Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı?
  • 36: Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır.
  • 37: Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer.
  • 38: Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu.
  • 39: Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner.
  • 40: Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir.
  • 41: ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir.
  • 42: OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık.
  • 43: Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar.
  • 44: Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar.
  • 45: OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar.
  • 46: Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir.
  • 47: OnIara, “AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer: “AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu."
  • 48: Bir de şöyIe derIer: “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?"
  • 49: Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir.
  • 50: O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer.
  • 51: Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar.
  • 52: ŞöyIe diyecekIer: “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer."
  • 53: Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır.
  • 54: O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız.
  • 55: O gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır.
  • 56: KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır.
  • 57: Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak.
  • 58: Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam!
  • 59: Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın!
  • 60: Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi?
  • 61: “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi?
  • 62: Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz?
  • 63: AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem!
  • 64: İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün!
  • 65: O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek.
  • 66: DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer?
  • 67: DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer.
  • 68: Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı?
  • 69: Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir;
  • 70: Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir.
  • 71: GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar.
  • 72: O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar.
  • 73: O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı?
  • 74: KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer.
  • 75: Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır.
  • 76: Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz.
  • 77: Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o.
  • 78: Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor: “Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?"
  • 79: De ki: “OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir."
  • 80: O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz.
  • 81: GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur.
  • 82: O birşeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir: “OI!" Artık o, oIuverir.
  • 83: Herşeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder