22 Kasım 2019 Cuma

PEYGAMBERİMİZE SALAT VE SELAM GETİRMEK

RİYAZUS-SALİHİN
PEYGAMBERİMİZE SALAT VE SELAM GETİRMEK
" Şüphesiz Allah ve melekleri Peygamberi överler; ey inananlar! Siz de onu övün, ona salat ve selam getirin ve tam bir teslimiyetle selam verin ." (33 Ahzab, 56)
1398: Abdullah ibni Amr ibni As (Allah Onlardan razı olsun) şöyle dediği rivayet olunmuştur: Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle derken işittim:
"Kim bana bir defa salat-u selam getirirse Allah ona on defa rahmet eder." (Müslim, Salat, 70)
1399: İbni Mesud (Allah Ondan razı olsun)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular:
"Kıyamet günü insanların bana en yakın olanları, bana en çok salevat getirenleridir." (Tirmizi, Vitir, 21)
1400: Evs ibni Evs (Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular: "Günlerin en faziletlisi Cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokça salat ve selam getriniz, çünkü salat ve selamlarınız bana sunulur." Bunun üzerine ashab-ı kiram:
"Ya Rasûlallah, salat ve selamlarımız size nasıl arzedilir, halbuki siz çürümüş olacaksınız" diye sorunca, Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), "Allah Peygamberlerin cesedlerini çürütmeyi toprağa haram kılmıştır" buyurdular. (Ebu Davud, Salat, 201)
1401: Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdular:
"Yanında adım anıldığı halde bana salat ve selam getirmeyen kimse sürüm sürüm sürünsün." (Tirmizi, Deavat, 101)
1402: Yine Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
"Kabrimi bayram yeri haline getirmeyiniz. Bana salat ve selam getiriniz. Zira siz nerede olursanız olun, salat ve selamınız bana ulaşır." (Ebu Davud, Menasık, 97)
1403: Yine Ebu Hureyre (Allah Ondan razı olsun)'dan bildirildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
"Bir kimse bana salat ve selam getirdiği zaman onun selamını almam için Allah, bana ruhumu geri verir." (Ebu Davud, Menasık, 96)
1404: Ali (Allah Ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurmuştur:
"Cimri kimse yanında ismim anıldığı halde bana salevat getirmeyendir." (Tirmizi, Deavat, 101)
1405: Fedale ibni Ubeyd (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) namazında Allah'a hamdetmeden Rasulüne salevat getirmeden dua eden bir adamı işitti de bunun üzerine: "Bu adam acele etti" buyurdu. Sonra o adamı çağırdı, ona veya başka birisine hitab ederek şöyle buyurdu:
"Biriniz dua edeceği zaman önce Allah-u Teala'ya hamdetsin, sonra peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'e salat-u selam getirsin, daha sonra da dilediği duayı yapsın." (Ebu Davud, Vitir, 23)
1406: Ebu Muhammed Ka'b ibni Ucre (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir: Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) yanımıza gelmişti, ona: "Ya Rasulallah, sana nasıl selam vereceğimizi öğrendik, fakat size nasıl salevat getireceğiz?" diye sorduk. O da "şöyle deyiniz" buyurdu:
"Allahümme salli ala Muhammedin ve ala âli Muhammed kema salleyte ala âli İbrahim inneke hamidun mecid, Allahume barik ala Muammedin ve ala âli Muhammedin kema barakte alâ âli İbrahime inneke hamidün mecid = Ey Allahım, İbrahim'in soyundan gelenlere nasıl rahmet ettinse, Muhammed'e ve O'nun soyundan gelenlere de rahmet et. Şüphesiz sen övülmeye layık ve yücesin. Ey Allah'ım, İbrahim'in soyundan gelenleri mübarek kıldığın gibi, Muhammed'e ve onun soyundan gelenleride mübarek kıl. Şüphesiz sen övülmeye layık ve yücelerin yücesisin." (Buhari, Deavat, 32; Müslim, Salat, 66)
1407: Ebu Mesud el-Bedri (Allah Ondan razı olsun) şöyle dedi: Sa'd ibni Ubade ile birlikte oturuyorken Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) yanımıza geldi. Beşir ibni Sa'd ona:
"Ya Rasûlallah, Allah bize senin üzerine salevat getirmemizi emretti. Size nasıl salevat getirelim?" diye sordu. Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) bir miktar sükut etti. Öyle ki, Bişr bu soruyu kendisine sormasaydı diye temenni ettik. Sonra Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem) şöyle buyurdu:
"Allahumme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kema salleyte alâ âli İbrahim ve barik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed kemâ bârekte alâ âli İbrahim inneke hamidün mecid = Ey Allahım, İbrahim'in soyundan gelenlere rahmet ettiğin gibi Muhammed'e ve onun soyundan gelenlere de rahmet et. İbrahim'in soyundan gelenleri mübarek kıldığın gibi Muhammed'i ve onun soyundan gelenleri de mübarek kıl. Hiç şüphesiz sen övülmeye layık ve yücelerin yücesisin" deyiniz, selam ise bildiğiniz gibidir." (Müslim, Salat, 65)
1408: Ebu Humeyd es-Saidi (Allah Ondan razı olsun) şöyle demiştir:
Rasûlullah (sallallahu aleyhi vesellem)'e, "Sana nasıl salevat getireceğiz?" diye sordular. O da şöyle buyurdu:
"Allahumme salli alâ Muhammedin ve alâ ezvacihi ve zürriyetihi, kema salleyte alâ İbrahim ve barik alâ Muhammedin ve alâ ezvacihi ve zürriyetihi kema barekte alâ İbrahim inneke hamidün mecid = Allahım, İbrahim'in soyundan gelenlere nasıl merhamet ettinse Muhammed'e, hanımlarına ve soyundan gelenlere de rahmet et. İbrahim ve soyundan gelenlere bereketler lütfedip mübarek kıldığın gibi Muhammed'e, hanımlarına ve soyundan gelenlere hayır ve bereketler lutfet. Şüphesiz sen övülmeye layık ve yücelerin yücesisin." deyiniz. (Buhari, Enbiya, 10; Deavat, 33)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder