Ebu'l-Âliye (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:
"İftar vakti her kim:
'Elhamdülillâhillezî 'alâ fe kahera, ve'l-hamdülillâhillezî nezara fe
(kh)abera, ve'l-hamdülillâhillezî meleke fe kadera,
ve'l-hamdülillâhillezî yühyi'l-mevtâ'
اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى
عَلَا فَقَهَرَ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى نَظَرَ فَخَبَرَ وَالْحَمْدُ
لِلّٰهِ الَّذِى مَلَكَ فَقَدَرَ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِى يُحْيِ
الْمَوْتٰى
'Bütün hamdler, yüce olan ve kahreden (dilediğini zorla da olsa yaptıran) Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur.
Bütün hamdler, (her şeyi) görüp bilen Allâh-u Te'âlâ'ya aittir.
Bütün hamdler, (her şeye) sahip olan ve gücü yeten Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur.
Bütün hamdler, ölüleri dirilten Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur' derse, anasının onu doğurduğu günki gibi günahlarından çıkar."
Bütün hamdler, (her şeyi) görüp bilen Allâh-u Te'âlâ'ya aittir.
Bütün hamdler, (her şeye) sahip olan ve gücü yeten Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur.
Bütün hamdler, ölüleri dirilten Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur' derse, anasının onu doğurduğu günki gibi günahlarından çıkar."
Kaynak : [Abdülkâdir-i
Geylânî, el-Ğunye, 1/335]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder