18 Şubat 2021 Perşembe

RECEB-İ ŞERİF'İN İLK CUMA GECESİNİN (REĞÂİB GECESİ'NİN) FAZİLETİ

 


RECEB-İ ŞERİF'İN İLK CUMA GECESİNİN (REĞÂİB GECESİ'NİN) FAZİLETİ

(18 ŞUBAT PERŞEMBEYİ 19 ŞUBAT CUMAYA BAĞLAYAN GECE)

Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)ın rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "...Recebin ilk cuma gecesinden gafil olmayın, çünkü o meleklerin, kendisine (rağbet edilecek bol bahşişler, hediyeler ve mükafatlar anlamına gelen) 'Reğâib' ismini verdikleri bir gecedir. O gecenin üçte biri geçince, göklerde ve yerde bir melek bile kalmayıp hepsi Kabe ve civarında toplanırlar.

O anda Allâh-u Te'âlâ onlara bir tecelli ile muttali olarak: 'Ey Benim meleklerim! Benden dilediğinizi isteyin' buyurur.

Onlar da: 'Senden dileğimiz, receb orucunu tutanları mağfiret etmendir (bağışlamandır)' derler. Allâh-u Te'âlâ da: 'Muhakkak Ben bunu yaptım' buyurur." [Hâfız Muhammed İbnü'n-Nâsır, Emâlî İbni'l-Husayn, Meclis no:14; Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 1/331; Safûrî, Nüzhetü'l-mecâlis, 1/144; İbni Arrâk, Tenzîhü'ş-şerî'a, Salât:50, 2/90-92; Zebîdî, İthâfü's-sâde, 3/422-423; Zübdetü'l-vâ'ızîn, el-Hobevî, Dürretü'n-nâsıhîn, sh:47]

Recebin ilk cuma gecesi Rasûlullâh ﷺ'in kendisinden yaratıldığı temiz ve mübarek nutfenin, babası Abdullâh (Radıyallâhu Anh)ın sulbünden annesi Âmine (Radıyallâhu Anhâ) validemizin rahmine döküldüğü gece olması hasebiyle de Allâh-u Te'âlâ indinde büyük değer taşımaktadır.

Nitekim Hatîb-i Bağdâdî (Rahimehullâh) Sehl ibni Abdillâh et-Tüsterî (Kaddesallâhu Sirruhû)nun şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Allâh-u Te'âlâ recebin ilk cuma gecesi, Muhammed ﷺ'i, annesinin rahm-i şerifinde (mübarek karnında) yaratmak dileyince, cennetin bekçisi Rıdvan'a, Firdevs-i A'la'nın kapılarını açmasını emretti. O zaman bir münadi, göklerde ve yerde: "Agah olun! Arap, Kureyşli ve Tihameli, hidayetçi Muhammed Nebi'nin, kendisinden oluşacağı gizli ve saklı nur, bu gece annesi Âmine'nin rahmine yerleşecektir.

Böylece onun yaratılması orada tamamlanıp, kendisi müjdeleyici ve uyarıcı olarak insanlara çıkacaktır" diye nida etti. [Kastalânî, el-Mevâhibü'l-ledünniyye, 1/117-119; Zürkânî, Şerhu'l-Mevâhib, 1/124-125; Muhammed Rahmî, Enîsü'l-celîs, sh:193; Nu'mân el-Âlûsî, Ğâliyetü'l-mevâ'ız, 2/120; Fethullâh el-Bennânî, Fethullah fi mevlid-i Hayri halkıllâh, sh:108]

Kâ'bu'l-Ahbâr (Radıyallâhu Anh)ın bu gece hakkında şöyle demiştir:

"O gece dünyadaki bütün putlar tersyüz oldu. Kureyş büyük bir kıtlık ve darlık içindeyken, toprak yeşillendi, ağaçlar yüklendi, her taraftan onlara bolluk geldi.

Bu yüzden o sene: 'Fetih ve ibtihac (neşelenme) senesi' diye isimlendirildi."

İbni Abbâs ve diğerlerinin (Radıyallâhu Anhüm) rivayetine göre; o gece Kureyş'e ait bütün hayvanlar dile gelerek:

"Kabe'nin Rabbi'ne yemin olsun ki, Muhammed anne karnına düştü, o dünyanın emanı (güvencesi) ve halkının güneşidir" deyiverdi.

Dünya krallarından her birinin tacı tahtı tepe taklak hale geldi. Şarkta yaşayan hayvanlar, batının canlılarına koşup, sevinçli haberler verdi.

O gece hiçbir mekan karanlıkta kalmayıp, hepsine nur girdi.

İblis, Ebu Kubeys dağına çıkıp bağırarak bütün şeytanları başına toplayıp:

"Gerçekten Muhammed ﷺ annesinin rahminde yerleşti.

Allâh-u Te'âlâ onu keskin kılıçla gönderecek" diye inim inim inledi. [İmâm-ı Kastalânî, el-Mevâhibü'l-ledünniyye, 1/117-119; Zürkânî, Şerhu'l-Mevâhib, 1/124-125; Safûrî, Nüzhetü'l-mecâlis, 2/73; Fethullâh el-Bennânî, Fethullâh fî mevlid-i Hayri halkıllâh, sh:108-109; Muhammed Rahmî, Enîsü'l-celîs, sh:193]

 

 

Kaynak : Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder