22 Mayıs 2021 Cumartesi

ZALİMLERİN ŞERRİNİ DEFEDİP ONLARI KAHRETMEK İÇİN OKUNAN DUA

 

ZALİMLERİN ŞERRİNİ DEFEDİP ONLARI KAHRETMEK İÇİN OKUNAN ŞEYH EBÛ BEKR EL-MULLÂ EL-AHSÂÎ HAZRETLERİNE AİT "HATÎM DUASI"
(Başta Doğu Türkistandaki kardeşlerimiz olmak üzere, zulüm altında olan tüm müslüman kardeşlerimiz niyetine okuyalım!)
 
"Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla!
Bütün hamdler hamde layık, hiçbir şeye muhtaç olmayıp her şey Kendisine muhtaç olan, herkes tarafından kastedilen, kerem ve cömertlik, geniş lütuf ve sürekli fazl-u kerem sahibi olan Allâh-u Te'âlâ'ya mahsustur.
Azîz ve Bâkî olan, koruyan kollayan ancak Sensin. İzzet ve beka, lütuf ve güzellik, arz ve sema (yer-gök), onların aralarındakiler ve toprak altında ne varsa hepsi Sana aittir.
Sen başlangıcı olmayan Evvel'sin, sonu olmayan Âhir'sin. En güzel isimler ve en yüce sıfatlar Sana mahsustur. Beğenilen de Sana kaçar, kovulan da Sana müracaat eder.
Senden eman dileyeni korursun, Sana sığınanı muhafaza edersin, Sana güveneni kimseye muhtaç bırakmazsın, Sana itaat edeni irşad edersin, Seninle izzet arayanı aziz edersin, korkana eman verirsin, mazluma yardım edersin, mahruma verirsin. Sabah-akşam çokça hamd ancak Sana mahsustur.
Ey Allâh! Senin güvencen üzere sabahladık, kapında kaim olarak Senden rahmet ve duamıza icabet beklemekteyiz. Kötü amellerimizden ve büyük günahlarımızdan Sana firar ettik.
Sana yaklaşmak için yanımızda yine Senden başka bir vesile yoktur, Senden kaçış ve kurtuluş yine ancak Sanadır ve Seninledir. Ey Allâh! Seni hamd ile tesbih eder, Senden mağfiret talep eder ve Sana tevbe ederim.
Ey Allâh! Mukarreb meleklerine ve irsal buyurduğun nebilerine salat eyle.
Muhammed ﷺ ve Ehl-i Beyti'ni ise salat ve selamın en faziletlisiyle tahsis eyle.
İbrâhîm (Aleyhisselâm) ve ailesine bereketler ihsan buyurduğun gibi Muhammed ﷺ ve alini de mübarek eyle. Tüm şehitlere ve salihlere rızanı bahşeyle. Hamde layık olan ululuk sahibi ancak Sensin.
Ben Senden, önce Senin isimlerin sonra onların isimleri hürmetine, önce Senin hakkın sonra onların hukuku bahşına dilerim ki; makirlerin hilesine, zalimlerin cevrine, hilekarların tuzağına, hasitlerin hasedine, tacirlerin azgınlığına, takipçilerin hilekarlıklarına, münafıkların bunalımına ve riyakarların ikiyüzlülüğüne karşı bize kafi gelesin.
Ey Allâh! Sen bizi korunaklı kalenle hıfz eyle, muhkem izzetinle aziz eyle, sağlam ipine vasleyle, örten perdenle setreyle, ezici gücünle bize rahmet eyle, kuşatan lütfundan üzerimize yağdır, gece ve gündüz daima eşrarın, fasıkların, habis (bozuk) kimselerin, kahinlerin, sahir (büyücü)lerin ve zarar veren maridlerin (azgınların) şerrini üzerimizden kaldır.
Ey Allâh! Sen bizi ezelde geçen yazının (hakkımızda) şerli olmasından, nimetin kaybından, afiyet halinin değişmesinden, kötü akibetten, azab inmesinden, helak getiren fenalıklardan, helak eden arzudan, boş yere oyalayan arkadaştan, eziyet veren komşudan, azab getiren yorgunluk ve gayretkeşlikten muhafaza eyle. Gerçekten biz (gücümüz yetmeyen belalardan) Sana firar ettik ve bütün işlerimizde ancak Sana tevekkül ettik.
Ey Allâh! Durduğumuz bu mekanımızda yahut herhangi bir mekanda, bu yılımızda yahut herhangi bir senede, bu ayımızda yahut herhangi bir ayda, bu günümüzde yahut herhangi bir günde, bu gecemizde yahut bundan sonraki herhangi bir gece veya günde, bu saatimizde yahut herhangi bir saatte, bu vaktimizde yahut herhangi bir vakitte, bu cihetimizde yahut herhangi bir yönde, yakın, uzak, hür, köle, erkek, dişi cümle mahlukatından her kim eliyle veya diliyle bize istenmedik bir fenalık yahut bir zarar dokundurmak dilediyse veya dilerse ya da kalbinde bize karşı bir kötü niyet gizlediyse yahut gizleyecekse, o sebeple Sen onun gönlünü dar et, işini mahvet, şerrine kifayet et hilesini ona sardır, zararını bizden kaldır, dilini sustur, parmaklarını kurut.
Kalbini korkut, temellerini sars, yardımcılarını dağıt, onu kendi derdiyle uğraştır, pişman ederek öldür, öfkesiyle ve elleri boş olarak geri döndür, ardını kes, fikrini meşgul et, ömrünü sonlandır, gücünü, kökünü kopar, görüşlerini darmadağın et.
Boyunu devir, topluluğunu defeyle, helakını acele eyle, bedenini parçala, silahını işletme, sayısını azalt, çocuklarını yetim bırak, ona ne kendisini barındıracak bir ev, ne yeterli gelecek bir mal, ne örtecek bir elbise, ne dua edecek bir çocuk, ne de sığınacak bir barınak bırakma.
Sen onu memleketlerde darmadağın hale getir, yanındakine de uzaktakine de ibret yap, Semud ve Ad'ı, kazıklar sahibi Firavn'ı, şehirlerde azanları, oralarda çokça fesat çıkartanları helak ettiğin azaplarla onu da helak eyle, (çünkü Sen): 'Bu sebeple Rabbin onlar üzerine (türlü türlü) karışık azaplar (yağdırıp) dökmüştü. Şüphesiz senin Rabbin elbette (mekandan münezzeh olduğu halde, kulların amellerini) gözetim yerindedir.' (buyurmaktasın).
(Ey Rabbim!) Sen o (bize düşman ola)na (yere tutunacak) parmağının peşine parmak, tırnağının peşine tırnak ve adımının peşine atacak adım bırakma.
Ey Allâh! Sen ona isabetli okunu at, Sen onu delip geçen kıvılcımınla yak, galip olan kahrınla parçala, gittiği, yürüdüğü her yerde onun etrafını parçala, ebediyyen onun için bir sancak kaldırma, onu arkasındakilere ibret eyle. Âmîn!
Ey Allâh! Bize tuzak kuran, silah doğrultan ve kötülük için el uzatanın şerrine karşı bize kifayet eyle ki ebediyyen bize istenmedik bir şey ulaşamasın.
Ey Allâh! Sen onun elini bizden çek, pazusunu bizden geri bırak, ayağını kötürüm et, iki yanının arasında kalbini kopar, gözünün ışığını mahvet, kulağını ve kalbini bize karşı mühürle, Sen onu bizden engelleyecek zorba ve zalimlerle uğraştır. Âmîn!
Ey Allâh! Sen erkek ve kadın tüm kullarının kalplerini esirgeme ve acıma hisleriyle bize karşı yönelt. Allâh ile korunarak, tüm esma-i hüsnasına sığınarak Allâh'ın manevi civarında sabahladık. Allâhu Ekber! Allâhu Ekber! Allâhu Ekber! (Duamıza) icabet sahih oldu, bize ve Müslümanlara eziyet edenlere karşı (bedduamızın) isabeti zahir oldu.
Ey Allâh! İşte bu dua(mız)dır, icabet Sendendir. İşte bu gayretimizdir, tevekkülümüz ancak Sanadır. Acıyanların en merhametlisi ancak Sensin. Sen 'Bana dua edin, size icabet edeyim.' buyurdun. Senin kavlin aşikare haktır, Sen vaatte bulundun ki Senin vaadin şüphesiz doğrudur. Biz Sana bize emrettiğin üzere dua ettik, öyleyse bize söz verdiğin üzere duamızı kabul eyle, şüphesiz Sen sözü bozmazsın. Senden dilerim ki duamıza icabet buyurasın ve bu belayı bizden gideresin.
İlâhım! İşte bu (içine düştüğüm) halim, kerem sahibi Rabbin ve o yüce padişahın kapısındaki zelil kulun durumudur. Ey Allâh! Ey pek güçlü ve kuvvet sahibi Zat! Gücün ve kuvvetin hürmetine, Sen bizi bu makamdan, kovulmuş, mahrum ve eli boş kimseler olarak geri çevirme. O pek yüce ve çok büyük olan Allâh'ın yardımı olmadan hiçbir güç ve kuvvet yoktur. Allâh-u Te'âlâ Efendimiz Muhammed'e, Ehl-i Beyti'ne ve ashabına salat-ü selam eyleye, Âmîn!" [es-Seyyid Muhammed ibnü 'Alevî el-Mâlikî, Ebvâbu'l-ferac, sh:82-85]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder