RAMAZÂN-I ŞERİF'İN İLK GECESİNİN VE GÜNÜNÜN FAZİLETİ
Ramazân-ı şerifin ilk gecesi, Kadir Gecesinin kendisinde aranacağı çok mübarek gecelerden biridir. Nitekim Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte: "Onu ilk gecede arayın" buyrulmuştur. [İbni Ebi Âsım, Kitabu's-sıyâm, İbni Receb Letâifü'l-meârif, sh:325]
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "Ramazân ayından ilk gece olduğunda şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur; cehennem kapıları sıkıca kapatılır, artık (ramazan boyu) ondan hiçbir kapı açılmaz.
Cennet kapıları da tamamen açılır, artık onun hiçbir kapısı kapanmaz ve bir münadi (çağırıcı):
"Ey hayır dileyen! (hakka ibadete) gel! Ey şer dileyen! (günah işlemekten) vazgeç (artık)!" diye çağırır." [Tirmizî, Savm:1, No: 682, 3/66-67, Neseî, Sıyam:3, İbni Mâce, No: 1642, 1/526; İbnü Huzeyme; No: 1883, 3/188; Hâkim, el-Müstedrek, 1/421; 1/421, Beyhakî, Şu'abu'l-îman, no: 3327, 5/217; Beğavî, Şerhu's-sünne, no: 1705, 6/215]
Abdullâh ibni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan nakle göre; O, Rasûlullâh ﷺ'i şöyle buyururken işitmiştir: "Ramazân ayının ilk gecesi olduğunda, Arş'ın altında bir rüzgar eser ki ona (hareket geçiren anlamında) 'Müsira' denilir.
O, cennet ağaçlarının yapraklarını ve (cennet köşklerinin) kapı kanatlarının tokmaklarını sallayarak öyle bir ses çıkartır ki bundan dolayı, dinleyenlerin, kendisinden daha güzelini işitmedikleri pek hoş nağmeler duyulur.
Bunu işiten hur-i i'yn sıçraya sıçraya cennet (saraylarının) şerefelerine çıkarlar ve:
'Bizi Allâh'tan isteyen yokmu ki onu (bizimle) evlendirsin?!' diye seslenirler.
Sonra iri gözlü ve beyaz tenli huriler (cennet bekçisine):
'Ey Rıdvân! Bu gece ne gecedir?' derler. O kendilerine 'Buyrun!' diye cevap verdikten sonra:
'Bu, ramazân ayının ilk gecesidir ki, Muhammed ﷺ'in ümmetinden oruç tutanlar için cennet kapıları kendisinde açılacaktır!' der.
Bunun üzerine Allâh-u Azze ve Celle: 'Ey Rıdvân! Cennet kapılarını aç!
Ey Mâlik! Ümmet-i Muhammed ﷺ'den oruç tutanlara cehennemin kapılaranı kapat!
Ey Cibrîl! Yeryüzüne in de, azgın şeytanları bağla ve onları bukağılar içinde zircirle, sonra da onları denizlerin dalgalarına at ki, Habibim Muhammed ﷺ'in ümmetini(n oruçlarını) ifsat edemesinler!' buyurur." [Beyhakî, Şu'abu'l-îmân, No:3421, 5/276-278; Münzirî, et-Terğîb, 2/100-101; Abdülkâdir-i Geylânî, el-Ğunye, 2/11-12; Ebu'I-Leys es-Semerkandî, Tenbîhü'l-ğâfilîn, sh:265; İbni Hacer el-Heytemî, İthâf-u ehli'l-İslâm, sh: 47-48; Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr, 2/223-224]
Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir:
"Ramazân ayı yaklaştığında Rasûlullâh ﷺ o ayın büyüklüğüne dikkat çekmek üzere: "Sübhanallâh(; şaşılacak şey)! Neyi karşılıyorsunuz? O size yönelen şey ne acayip şeydir?" buyurdu.
Bunun üzerine Ömer ibni Hattâb (Radıyallâhu Anh): "Anam babam sana feda! Ey Allâh'ın Rasülü! Vahiy mi indi, yoksa düşman mı geldi?" diye sorunca, Rasûlullâh ﷺ: "Hayır! Lakin ramazân ayı (geldi)! Allâh-u Te'âlâ onun ilk gecesinde işte bu kıblenin ehli olan herkesi mağfiret eder" buyurdu.
Cemaat içerisinde başını sallayarak: "Oh! Ne a'la!" diyen bir adam vardı. Rasûlullâh ﷺ ona:
"Duyduğun müjdeden dolayı sanki senin göğsün daralmış gibi" buyurunca, o: "Hayır! Ya Rasûlallâh! Lakin münafığı düşündüm (de, o da mı affolacak diye şaşırdım?)!" dedi.
Bunun üzerine Rasûlullâh ﷺ: "Münafık kafir (demek)dir.
Kafir içinse bun(ca mükafat)da hiçbir şey yoktur." buyurdu. [İbni Huzeyme, No:1885, 3/189; Ukaylî, ed-Du'afâ, 3/266; es-Sehmî, Târîhu Cürcân, sh:153; Beyhakî, Şu'abü'l-îmân, no:3349, 5/231-232; Fedâilü'l-evkat, no:49, sh:165-166; Heysemî, Mecma'u'z-zevâid, no:4790, 3/345; İbni Hacer, el-Metâlibü'l-âliye, 1/272; ; Suyutî, ed-Dürrü'l-mensûr, 2/214-215]
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre; Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurdu:
"Ramazân ayının ilk gecesi olunca, Allâh-u Te'âlâ mahlukatına nazar eder.
Allâh-u Te'âlâ bir kuluna (bir kere) baktığında ise artık ona ebediyyen azap etmez." [İsbahânî, et-Terğîb, Hâfız Münzirî, et-Terğîb, 2/98, Suyûtî, ed-Dürru'l-mensûr, 1/226]
Nebî ﷺ'in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: "Ramazânın ilk gecesi olduğunda Allâh-u Te'âlâ:
'Kimdir bizi seven ki, Biz de onu sevelim?
Kimdir Bizi arayan ki Biz de onu arayalım?
Kimdir Bizden mağfiret talep eden ki Biz de ramazân hürmetine onu bağışlayalım?!' diye nida eder." [Kitâbü'l-hayât, Osman el-Hobevî, Dürretü'n-nâsihîn, sh:4]
İbrâhîm (Aleyhisselâm)ın sahifelerinin bu gece inmiş olması da bu geceye ayrı bir değer kazandırmıştır. Nitekim: Vâsile ibni Eska' (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur:
"İbrâhîm (Aleyhisselâm)ın sayfaları ramazân-ı şerifin ilk gecesi indirilmiştir." [Ahmed ibni Hanbel, el-Müsned, 4/107]
Ebu Mes'ûd el-Ğıfârî (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edildiğine göre; ramazân-ı şerif hilali göründüğü birgün Rasûlullâh ﷺ: "Kullar ramazânın ne (kadar büyük) olduğunu bilseydi, elbette ümmetim, bütün senenin ramazan olmasını temenni ederdi" buyurdu.
Bunun üzerine Huza'a kabilesinden bir adam: "Ey Allâh'ın Nebîsi! (Madem öyle, sen) bize anlat!" deyince, Kainatın Efendisi ﷺ şöyle buyurdu:
"Ramazânın ilk günü olduğu zaman, Arş'ın altından esen bir rüzgar cennet (ağaçlarının) yapraklarını sallar da bunu gören hur-i i'yn:
'Ya Rabb! Bu ayda kullarından bize öyle eşler nasip et ki bizim gözlerimiz onlarla ruşen olsun, onların gözleri de bizimle aydın olsun!' derler!" [İbnü Huzeyme Sıyam, 7, No: 1886, 3/190, Ebû Ya'lâ, el-Müsned, no:5273, 9/180-181]
Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ: "Şüphesiz ki Allâh-u Te'âlâ, ramazânın ilk gününün sabahında Müslümanlardan affetmedik bir kişi bırakmaz." [İbni Hacer, Lisânü'l-mîzan, no: 179, 1/304; Hatîb, Târîh-u Bağdâd, no:2487, 5/91; Suyûtî, el-Leâli'l-masnû'a, 2/101; İbni Arrâk, Tenzîhü'ş-şerî'a, 2/154; Nu'mân el-Âlûsî, Ğâliyetü'l-mevâ'ız, sh:29] buyurmuştur.
Tabi ki burada kastedilen Müslümanlardan maksat, namaz ve oruç ehli olan, günahkar birtakım insanlardır. Yoksa Müslüman geçinen fakat abdest namaz nedir bilmeyen kişilerin bu müjdelerden nasibi yoktur.
Haberde şöyle varid olmuştur: "Ramazân hilali (ilk gece) belirdiğinde, Arş, Kürsi, melekler ve onların dışındakiler:
'Allâh indinde kendileri için hazır bulunan keramet (ikram ve şeref)lerden dolayı Ümmet-i Muhammed'e müjdeler olsun' diye bağırır.
Böylece güneş, ay ve yıldızlar dışında yeryüzündeki tüm canlılar gece ve gündüz onlar için istiğfar eder.
Sabaha çıktıklarında ise, Allâh-u Te'âlâ onlardan affetmedik bir fert bırakmaz ve Allâh-u Te'âlâ meleklere:
'Ramazânda tüm duanızı ve tesbibinizi Muhammed ﷺ'in ümmetine ayırın!' buyurur." [Zübdetü'l-vâ'ızîn, Osman el-Hobevî, Dürratü'n-nâsihîn, sh:8]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder