10 Mart 2015 Salı

MUHAMMED-Suresi 19. Ayet

MUHAMMED-Suresi 19. Ayet 
Fa’lem ennehu lâ ilâhe illâllâhu vestagfir li zenbike ve lil mu’minîne vel mu’minât(mû’minâti), vallâ hu ya’lemu mutekallebekum ve mesvâkum.

Şimdi şunu bil ki, Allah'tan başka hiçbir ilah yoktur. Bil de günahına, inanan erkeklere ve inanan kadınlara bağışlanma dile. Allah, dolaştığınız yeri de bilir, durduğunuz yeri de.

Allah'ı zikretmekle ilgili hadisi şerifler

1   1-..İlim beldesinin kapısı Hz. Ali (K.V.) Şanlı Peygamberin huzurunda Sahabelerle birlikte oturuyordu. Buyurdu ki: “Ye Resülullah! anam, babam Sana feda olsun. Hz. Allah’a vuslat (kavuşma) yolunun en yakını ve kullarına en kolayı ve Allah indinde en faziletlisi ne ise bize bildir’ ricasında bulundu.
Hz. Resul (s.a.v.), Ya Ali yanaş!.. Dizlerini, dizlerime daya. Gözlerini yum. Benim Vech-i Pâkimi gözlerinin önüne getir. Söylediklerimi tekrarla: “Fa’lem ennehu Lâ ilâhe illallah.” Üç defa tekrarladılar. Buyurdular ki; Ya Ali bu zikre devam et!..
Hz. Peygamber (s.a.v.), Mekke’den Medine’ye Hicret ettikleri sırada gizlendikleri mağarada diz çökmüş bir vaziyette gözlerini yumarak Hz. Ebubekir’in kulağına “Tevhid” Kelimesini (Lâ İlâhe illallah) üç defa fısıldamış. Bunun üzerine Hz. Ebubekir’e kulakların duymadığı, gözlerin görmediği.. Hadisinde işaret edilen sırla, keşiflere müyesser olmuştur.
Hz. Peygamber (s.a.v.) bir gün Hz. Ömer’e zikr’e devam etmesini buyururken; “Lâ iIâhe illallah”ın önce ayrı ayrı “Lâ” sını; sonra “İlâhe”sini; sonra da bitişik olarak “İllallah”ını üç kere söylemek suretiyle ‘telkin’de bulunmuşlardır.
Yine birgün Hz. Osman’ın eşleri ölünce; Hz. Peygamber (s.a.v.), Osman’ı taziyeye gitmişti. Bir ara O’nu karşısına alarak; “Zihninden dünyaya ait şeyleri çıkar”, buyurduktan sonra, hiçbir ses çıkarmadan “Lâ ilâhe illallah”ı telkin etmişlerdi (vermişlerdi). (1)

2- “Efdeli zikri Lâ İlâhe illallah – Zikrin faziletlisi (erdemlisi) Lâ ilâhe illallah’tır”. (2)
3- “Bir anlık tefekkür, bir yıllık ibadetten hayırlıdır”. “Bir anlık tefekkür, yetmiş yıl ibadetten hayırlıdır”. “Bir anlık tefekkür, bin yıl ibadetten hayırlıdır”.(3)
4- “Zikirlerin en değerlisi, Ben ve Benden önce gelen Nebilerin yaptığı ‘Lâ İlâhe illallah’tır”.(4)
5- Hâkim, “Müstedrek” adlı eserinde Evs’ten rivayet eder: Evs söylüyor ve Ubadet İbn-i Sâmid hazır olmakla onu tasdik ediyordu. Dedi ki: Huzur-u Resulullah’da bulunuyorduk. Buyurdular ki: “İçinizde garib, yani Ehl-i Kitap’tan kimse var mı?.. “Yoktur, Ya Resulallah! dedik. Kapıyı kapatmamızı emrettiler ve ellerinizi kaldırın, “Lâ İlâhe illallah” deyiniz buyurdular.
Bir saat kadar ellerimizi kaldırdık ve “Tevhid”i zikrettik. Sonra “Elhamdülillah! Ya Rab! Sen, Beni bu Kelime ile ba’settin ve Onu emrettin ve Onunla Cennet’i vaad buyurdun. Senin vaadinde hulf (sözünde durmamak) olmaz…” Sonradan bize dönerek: “Mübeşşer (mutlu) olunuz! Hz. Allah, sizi mağfur kıldı (bağışladı)” buyurdular.(5)
6- Ashaptan Hanzala (r.a.) Hz. Resulullah (a.s.v.)’a gelerek: “Hanzala münafık oldu! Çünkü Senin yanında bulunduğumuzda bize Cenneti ve Cehennemi hatırlatıyorsun. O esnada onları gözle görür gibi oluyoruz. Senin yanından çıktığımızda ise hanım, çoluk çocuk ve geçim işleriyle meşgul oluyoruz. Bu sebeple çok şeyi unutuyoruz”, deyince Resulullah (a.s.v.):
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin olsun ki, eğer siz Benim yanımda bulunduğunuzda elde ettiğiniz hali muhafaza edip zikre devam edebilseydiniz, Melekler sizinle yataklarınızda ve yollarınızda musafaha ederdi. Fakat Ya Hanzala! Bazen öyle, bazen böyle olur”, buyurdu ve bunu üç defa tekrar etti.(6)
7- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar: “ İman, yetmiş küsur şubedir. En faziletlisi “Lâ İlâhe illallah”, en alt derecesi yoldaki bir eziyeti kaldırmaktır. Hayâ da İmandan bir şubedir”. (7)
8- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar: “Yakîni öğreniniz!” (8)
9- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v) buyururlar: “Yakîn, tamamıyla İmandır!” (9)
10- Cenab-ı Resulullah (a.s.v.) buyururlar: “Allah’tan başka hiçbir İlâh olmadığına, Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet edinceye, Namazı kılıp Zekatı verinceye kadar insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıklarında canlarını ve mallarını Benden korumuş olurlar. Ancak İslâm’ın hakkı olarak alınan kısımları hariç”. (10)
11- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar: “Bazen Kalbimde bir bulanıklık ve örtülü olma hali hisseder, hemen Allah’a yetmiş defa (bir başka rivayette yüz defa) tövbe ve istiğfar ederim”. (11)
12- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar:
“Gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve insan aklından geçmeyen şeyler vardır”. (12)
13- Cenab-ı Resulullah (a.s.v.) buyururlar:
“Günahtan tövbe eden, günahsız kimse gibidir!”. (13)
14- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar:
“(İlmi ile amel eden) Âlimler, Peygamberlerin; (Sabreden) Yoksullar-Fukara, Ermişlerin Varisleridir”. (14)
15- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar:
“Allah Taalâ’nın yollarda gezen ve Ehl-i Zikri arayan Melekleri vardır. Allah’ı zikreden bir cemaat buldukları zaman birbirlerine; aradığınız buradadır, geliniz derler”. (15)
16- Cenab-ı Resulullah (a.s.v.) buyururlar:
“Allah’ı zikretmek için toplanan bir Cemaatı Melekler kuşatır, Onları Rahmet kaplar. Üzerlerine Sekinet ve Vakar iner. Cenab-ı Hak da Onları katında bulunan Meleklere metheder”.(16)
17- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar:
“Allah, Allah diyen biri bulundukça Kıyamet kopmaz”. (17)
18- Cenab-ı Resulullah (a.s.v.) buyururlar:
“Sözlerim Şeriat, Davranışlarım Tarikat, Halim Hakikattır”. (18)
19- Sevgili Peygamberimiz (a.s.v.) buyururlar:
“Dostları arasındaki Şeyh, Ümmeti arasındaki Peygamber gibidir”. (19)
20- İbn-i Ömer (r.a.)’den; Resulullah (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Cennet bahçelerine uğradığınız zaman, otlayın (nasibinizi alın)”. Ashab sordu: “Ya Resulallah, Cennet bahçeleri nedir? Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurdu:
“(Onlar) Zikir halkalarıdır; çünkü Allah’ın gezip dolaşan Melekleri vardır, Onlar Zikir halkalarını ararlar. Bu Zikir halkalarına geldikleri zaman, Onları kuşatırlar”. (20)
21- Ebu Said el Hudri ve Ebu Hureyre (r.a.)’den: Resulullah (a.s.v.)’ın şöyle buyurduğuna şahid olmuşlardır:
“Allah’ı Zikretmek için oturan bir toplumu muhakkak ki Melekler çevreler ve Rahmet Onları kaplar; Üzerlerine Huzur iner ve Allah Tealâ Bunları, Kendi Katında olanlara ( Meleklere…) anlatıp över”. (21)
22- Ebu Hureyre’den; Resulullah (a.s.v.) şöyle buyurdular:
“Müferridûn öne geçmişlerdir”. Sahabiler dediler ki, Müferridûn kimlerdir Ya Resulallah?.. Resulallah(a.s.v.) “Allah’ı çok zikreden erkekler ve kadınlardır”, buyurdular. (22)
23- Ömer ibni’l Hattab (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Kim okumasını âdet edindiği Zikrini yahut Ondan bir kısmını (geceleyin yerine getirmeyip) uyur da sonra onu, sabah Namazı ile öğle Namazı arasında okursa, geceleyin onu okumuş (Zikretmiş) gibi kendisine sevap yazılır”. (23)
24- Cenab-ı Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır:
“Rabbını zikreden kimse ile O’nu zikretmeyenin durumu, ölü ile diri gibidir!”. (24)
25- Muhacirlerden Sahabiye Yüseyre Hanım’dan rivayet edildiğine göre, “Peygamber (a.s.v.) kadınlara Tekbir, Takdis, Tesbih ve Tehlil getirip bunları gözetmeyi (ihmal etmemeyi) ve parmak uçları ile saymalarını (böylece Zikir sayılarını doldurmalarını) emretmiştir. Çünkü parmaklar ve (bütün iş organları) yapılanlardan sorumludurlar ve yapılan işleri haber vermek için konuşturulurlar”, buyurdu. (25)
26- Sahabi Abdullah b. Büsr’den rivayet edilmiştir:
“Bir adam dedi ki: Ya Resulallah! İslâm’ın hükümleri bana çok gelmektedir; bana bir şey bildir de, ben ona bağlanayım, tutunayım; dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber (a.s.v.) Ona şöyle buyurdu: “Dilin devamlı Allah Teâlâ’yı Zikirden ıslak kalsın!”. (26)
27- Ebu Said el Hudri’den rivayet edlmiştir:
“Resulullah (s.a.v.)’e soruldu: Kıyamet Gününde, Allah Taalâ Katında derece bakımından en faziletli ibadet hangisidir? Hz. Peygamber (s.a.v.):
‘Allah’ı çok Zikredenlerdir’, buyurdu. Ben dedim ki:
Ya Resulallah! Aziz ve Yüce olan Allah yolunda savaşan gaziden de mi (daha üstündürler)?.. Peygamber (s.a.v.):
“Eğer gazi, kılıcı ile kılıcı kırılıncaya ve kanla bulaşıncaya kadar kafirlere ve müşriklere kılcı ile vuraydı, Allah’ı Zikredenler yine Ondan daha faziletli olurdu”, buyurdular. (27)
28- Ebu Derdâ (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre; demiştir ki, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular:
“Melikiniz (Rabbınız) Katında amellerinizin en hayırlı ve en verimlisini, derecelerin en yükseğini, altın ve gümüş harcayıp yedirmenizden size daha hayırlısını, düşmanınızla karşılaşıp onların boyunlarını vurmanızdan size daha hayırlısını bildireyim mi?” (Ashab):
Evet, dediler. Peygamber (s.a.v.) buyurdular:
“Allah Taalâ’yı Zikretmektir!”
29- Ebu Musa (r.a.) anlatıyor: Resulullah (a.s.v.) buyurdular ki:
“İçerisinde Allah Zikredilen evlerin misali ile içerisinde Allah zikredilmeyen evlerin misali; diri ile ölünün misali gibidir”. (29)
      (1) Âriflerin menkıberleri (Menakib-ül Ârifin), Cev. Tahsin Yazıcı, MEB yayınları. S.708-709, C.3, S.405.
(2)Cabir (r.a.)’den; Tirmizi, Riyazü’s Salihin, Diy.İşl.Bşk. Yayın., 1976, C.3, S.39.; İbn Mâce, Sünen, C. 2, S. 1249.
(3)Sırrül Esrar, Seyyid Abdülkadir Geylani, S.33, Çev. A. Akçiçek, Bahar Yayın., 1968-İstanbul
(4) Aynı Eser, S. 65.
(5)Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, C. 3, Tarikat Maddesi, MEB Yayınları.
(6) Müslim, Tövbe, 12; Tirmizi, Kıyame, 59 (Hadis No: 2514)
(7) Müslim, İman, 57-58; Buhari, İman, 3; Ebu Davud, Sünnet, 14; Nesai, İman, 16; Ahmed, Müsned, 2, 414,442; İbn Mâce, Mukaddime, 9.
(8) Ebu Nuaym, Hilye, 6, 95; Ali el Muttaki, Kenzu’l Ummal, 3, 438 (Hadis no:7337), Zebidi, İthafu’s Sâde, 1, 409.
(9) Beyhaki, Kitabü’z Zühd, 361 (No:984); Ebu Nuaym, Hilye, 5, 24; Taberani, el-Mu’cemu’l Kebir, 9, 107; Hâkim, Müstedrek, 2, 442.
(10) Müslim, İman, 24-26; Tirmizi, İman, 1; Nesai, Chad,1; İbn Mâce, Fiten,1; Buhari, İman, 17, İ’tisam, 28.
(11) Müslim, Zikir, 41; Ebu Davud, Vitr, 26.
(12) Buhari, Bedu’l Halk, B.8; Tevhid, B. 35; Müslim, İman, 312, Cennet, 5-6.
(13) İbn Mâce, Zühd,30; Taberani, el Mu’cemu’l Kebir, 10, 50; Beyhaki, Şuabu’l İman, 5, 439; Acluni, Keşfü’l Hafa, 1, 296.
(14) Buhari, İlim, 10; Ebu Davud, İlim, 1; İbn Mâce, Mukaddime, 17; Tirmizi, İlim, 19; Acluni, Keşfu’l Hafa, 2, 64.
(15) İbn Hanbel, C.2, S. 359.
(16) Müslim, Zikir, 38-39; Tirmizi, Kur’an, 10.
(17) Müslim, İman, 66.
(18) Acluni, C.2, S. 4.
(19) Suyuti, el-Leali, 1, 154; Acluni, C.2, S. 17.
(20) El Ezkâr, Nevevi, terc. A.Fikri Yavuz, S.42.
(21) Müslim, Tirmizi.
(22) Müslim, Tirmizi.
(23) Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Muvatta.
(24) El Ezkâr, Nevevi, Buhari.
(25) Buhari ve Müslim.
(26) El Ezkâr, Nevevi, Tirmizi.
(27) El Ezkâr, Nevevi; Tirmizi.
(28) Nevevi, Tirmizi, İbn-i Mâce, Hâkim, El Müstedrek.
(29) Buhari, Daavât, 66; Müslim, Salatü’l Müsafirin, 211 (799).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder