ÇEŞİTLİ SALAVATLAR VE ÖZELLİKLERİ
ÇEŞİTLİ SALAVATLAR VE ÖZELLİKLERİ
1. İbrâhimiyye salavâtı
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed, kemâ salleyte alâ
İbrâhîme ve alâ âli Ibrâhîm ve bârik alâ Muhammedin ve alâ âli Muhamed,
kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme fi'I- âlemîn inneke
hamîdün mecîd).
"Allah'ım! Hz. İbrâhim ve Ehl-i beytine rahmet eylediğin gibi
Muhammed'e ve Ehl-i beytine de rahmet eyle. İbrâhim ve Ehl-i bey-tini
mübarek kıldığın gibi Hz. Muhammed'e ve Ehl-i beytini de mübarek kıl.
Şüphesiz sen hamde lâyıksın ve yücesin".
İmam Mâlik, Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve Nesâî gibi hadis
âlimlerinin eserlerine aldıkları ve "İbrâhimiyye" adıyla bilinen bu
salavât-ı şerîfe en önemli salavâtlardan biridir ve çokça okunmalıdır.
İmam Nevevî ve diğer bazı âlimler, İbrâhimiyye salâvâtınm en üstün
salavât şekli olduğunu belirtmişlerdir. Buhârî, el-Edebü'l- müfred'inde
(hadis nr. 641), bu salavâtla ilgili olarak Hz. Peygam- ber'den
nakledilen şöyle bir rivayete yer vermektedir: "Kim bu salâtı okursa,
ona kıyamet günü şehadet ve şefaat ederim". Bunu bin kere okumanın,
Efendimizi görmeye vesile olacağı da söylenmiştir (Süleyman Uludağ,
"Delâilü'l-hayrât", DM, IX, 113; Buhârî, "Enbiyâ", 10; Tirmizî, "Vitr",
20; Darîmî, "Salât", 85; Mâlik, el-Muvatta, I, 165; Ahmed b. Hanbel,
Müsned, I, 162, 199; III, 74; IV, 118-119; Nebhânî, Efdalü's-salavât, s.
56).
İmam Nevevî, bu salâtın, Buhârî ve Müslim'in sahihlerinde yer aldığı
için diğerlerinden daha üstün olduğunu belirtmiştir. Hz. Pey- gamber'e
en üstün bir lafızla (ifadeyle) salâtü selâm okuyacağına yemin eden bir
insanın bunu okuması halinde yemininin yerine geleceği de söylenmiştir
(Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 59).
(Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve resülike'n-nebiyyil- ümmiyyi
ve alâ âli Muhammed ve ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ salleyte alâ
İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm ve bârik alâ Muhammedin en- nebiyyil-ümmiyyi
ve alâ âli Muhammed ve ezvâcihî ve zürriyyetihî kemâ barekte alâ
İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîme fi'l-âlemîn inneke hamîdün mecîd).
"Allâh'ım! Senin kulun, resûlüh ve ümmî nebin Muhammed'e, Ehl-i
beytine, hanımlarına, İbrâhîm ve Ehl-i beytine rahmet eylediğin gibi
rahmet eyle. Âlemlerde İbrâhîm ve Ehl-i beytini mübarek kıldığın gibi
Muhammed'i, muhterem hanımlarını ve zürriyetini de mübarek kıl".
2. Geniş Kapsamlı Bir Salavât
(Allâhümme salli alâ Muhammedin en-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed
kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm ve bârik alâ Muhammedin
en-nebiyyil-ümmiyyi ve alâ âli Muhammed kemâ bârekte alâ İbrâhîme ve alâ
âli İbrâhîm inneke hamîdün mecîd. Allâhümme ve terahham alâ Muhammedin
ve alâ âli Muhammed kemâ terahhamte alâ İbrâhîme ve alâ âli İbrâhîm
inneke hamîdün mecîd. Allâhümme ve tehannen alâ Muhammedin ve alâ âli
Muham- med kemâ tehannente alâ Ibrâhîme ve alâ âli İbrâhîm inneke
hamîdün mecîd. Allâhümme ve sellim alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed
kemâ sellemte alâ Ibrâhîme ve alâ âli ibrâhîm inneke hamîdün mecîd).
"Allâh'ım! İbrâhim ve Ehl-i beytine rahmet ettiğin gibi, Ümmî Peygamber
Muhammed ve Ehl-i beytine de rahmet eyle. İbrâhîm ve Ehl-i beytini
mübarek kıldığın gibi, Ümmî Peygamber Muhammed ve Ehl-i beytini de
mübarek kıl. Şüphesiz sen yücesin. Allah'ım! İbrâhim ve Ehl-i beytine
merhamet ettiğin gibi, Muhammed ve Ehl-i beytine merhamet eyle. Şüphesiz
sen hamde lâyıksın ve yücesin. Ey Allâh'ım! İbrâhim ve Ehl-i beytine
şefkat gösterdiğin gibi, Muhammed ve Ehl-i beytine de şefkat eyle.
Şüphesiz sen hamde lâyıksın ve yücesin".
İmam Şa'rânî'nin Keşfü'l-gumme adlı eserinde ifade ettiğine göre
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin, "Bana salâtü se-lâm
getirmek isterseniz şunu söyleyin" dedikten sonra bunu zikrettiği,
arkasından da şöyle buyurduğu nakledilmektedir: "Cebrâil, Mîkâil ve
izzet ve celâl sahibi Allah Teâlâ benim elimde olan şeyi (ümmetim
hakkında yapabileceğim şeyi) böylece saymışlardır. Kim bana bu şekilde
salâtü selâm getirirse, ona kıyamet gününde şehadet ve şefaat ederim".
Bu salâtü selâmın Hz. Ali'den nakledildiği rivayet edilmektedir.
(Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 43).
3. Kısa ve Özlü Dört Salavât
a)
(Allâhümme sallı alâ Muhammedin ve enzilhü'l-menzile'l mukar- rebe minke yevme'l-kıyâmeti).
"Allâh'ım! Muhammed'e rahmet eyle ve onu kıyamet gününde senin katında en yüce makamda konaklandır".
b)
(Allâhümme salli alâ rûhi Muhammedin fi'l-ervâhi ve alâ cesedihî fi'l-ecsâdi ve alâ kabrihî fi'l-kubûr).
"Ey Allâh'ım! Ruhlar arasında Muhammed'in ruhuna, bedenler arasında
onun bedenine ve kabirler arasında onun kabrine sen rah-met eyle"
(Nebhânî, Efdalü's-salavât, s.61).
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendimizin şöyle buyur-duğu
nakledilmektedir: "Kim bu salâtı okursa, beni rüyasında görür. Beni
rüyasında gören kıyamet gününde de görür. Beni kıyamet gü-nünde görene
şefaat ederim. Benim şefaat ettiğim kişi de havuzum-dan içer. Allah
Teâlâ, onun cesedini ateşe haram kılar" (Nebhânî, Efdalü's-salavât,
s.62).
c)
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed salâten tekûnü leke
rızâen ve li-hakkıhî edâen ve a'tıhi'l-vesîlete ve'l-makâ- me'llezî
veatteh).
"Ey Allah'ım! Muhammed'e ve Ehl-i beytine senin rızana uygun ve onun
hakkını yerine getirecek bir salât ile rahmet eyle. Ona vesileyi ve vaad
etmiş olduğun makamı lutfeyle".
d)
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sellim).
"Allah'ım! Muhammed'e ve ehl-i beytine rahmet eyle ve selâmet ver".
4. Şeyh Melevî'nin salavâtı
(Allâhümme yâ Rabbe Muhammedin ve âli Muhammedin salli alâ Muhammedin
ve âli Muhammed ve a'tı Muhammeden ed-dera- cete ve'l-vesîlete
fi'l-cenneti. Allâhümme yâ Rabbe Muhammedin ve âli Muhammedin ıczi
Muhammeden sallallâhu aleyhi ve sellim mâ hüve ehlüh.)
"Ey Muhammed ve Ehl-i beytinin rabbi olan Allah'ım! Ona ve Ehl-i
beytine rahmet eyle, cennette ona yüksek dereceleri ve vesileyi ihsan
et. Ey Muhammed ve Ehl-i beytinin rabbi olan Allah'ım! Mu-hammed'e lâyık
olduğu mükâfatı lutfeyle".
Delâil şerhinde bildirildiğine göre, İmam Secâî, şeyhi Melevî'nin Hz. Peygamber'in şöyle buyurduğunu naklettiğini dinlemiştir:
"Ümmetimden her kim, bir gün içerisinde bu salâtı okursa, yazıcı
meleklerden tam yetmiş tanesini, bin sabah sevap yazma işiyle meşgul
edip yormuş olur ve hem kendisi, hem de anne ve babası bağışlanır"
(Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 66).
5. Mühim Bir Salavât
(Allâhümme salli alâ Muhammedin abdike ve nebiyyike'n- nebiyyi'l-ümmiyyi.)
"Allâh'ım! Kulun ve ümmî peygamberin Muhammed'e rahmet eyle".
Enes b. Mâlik'ten rivayet edildiğine göre birgün Resûlullah sallal-
lâhu aleyhi ve sellem, "Kim bana cuma günü seksen defa salâtü se-lâm
getirirse, seksen yıllık günahı bağışlanır" buyurmuş, bunu duyan
sahâbîlerin, kendisine nasıl salâtü selâm getirilmesi gerektiğini
sormaları üzerine de bu salavâtı öğretmiştir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedV,
s. 378- 379; Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 66).
Bu salavâtı gece gündüz beş yüz defa okumaya devam eden kişi-nin
Peygamber Efendimiz'i rüyasında ya da yakaza halinde görmeden vefat
etmeyeceği, cuma günü bin defa okumaya devam edenin, gece rüyasında
Resûlullah'ı ya da cennetteki makamını göreceği haber verilmektedir.
Abdülkadir Geylânî, el-Gunye adlı eserinde Ebû Hüreyre'nin Hz.
Peygamber'den yaptığı şu rivayete yer vermektedir: "Kim cuma gecesi her
rekâtında Fâtiha'dan sonra Âyetü'l-kürsî ile birlikte on beş İhlâs
okuyarak iki rekât namaz kılar, ardından da bin kere bu salâtı okursa,
bir sonraki cuma gelmeden beni rüyasında görür. Beni gören kişiye cennet
vardır ve Allah, onun işlediği ve daha sonra işleyeceği günahlarını
bağışlar" (Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 66, 67).
6. Ahmed b. Mûsâ'nın Salavâtı
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed ve alâ Ehl-i beytih).
"Allâh'ım! Muhammed'e, âline ve Ehl-i beytine rahmet eyle".
Delâil'ı şerheden âlimlerden Ahmed b. Mûsâ babası vasıtasıyla
dedesinden bu salavât hakkında şöyle bir nakilde bulunmaktadır: "Allah
Teâlâ, bu salavâtı günde yüz defa okuyanın, otuz tanesi dün-yada olmak
üzere yüz ihtiyacını giderir".
Bu müjde, Ibn Hâcer'in es-Savâik adlı eserinde naklettiği ve Câbir'in
Hz. Peygamber'den rivayet ettiği, "Allah Teâlâ, bana günde yüz defa
salâtü selâm getirenin, yetmiş tanesi âhirette olmak üzere yüz
ihtiyacını giderir" (Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 24; Nebhânî,
Efdalü's-salavât, s. 67) hadisine dayandırılmış ve bu mükâfata ulaşmak
için okunacak salavâtm bu olduğu tavsiye edilmiştir.
7. Günahların Affına Vesile Olacak Bir Salavât
(Allâhümme salli alâ Muhammedin fi'l-evvelîn ve salli alâ Muhammedin
fi'1-âhırîn ve salli alâ Muhammedin fi'n-nebiyyîn ve salli alâ
Muhammedin fi'l-mürselîn ve salli alâ Muhammedin fi'l- melei'l-a'lâ ilâ
yevmi'd-dîn).
"Allâh'ım! Evvelkiler ve sonrakiler içinde Muhammed'e rahmet eyle.
Nebiler ve kendisine kitap verilen peygamberler ve yüce ma- kamdakiler
arasında Muhammed'e kıyamete kadar rahmet eyle".
Saîd b. Attâr'ın, bu salâtı sabah akşam üçer kere okuyanın
günah-larının ve kusurlarının silineceğini, sevinç ve mutluluğunun
devamlı olacağını, dualarının kabul edileceğini, arzu ettiği şeylere
kavuşacağını ve düşmanlarına karşı yardım göreceğini söylediği
bildirilmektedir. (Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 21, 22; Sehâvî,
el-Kavlü'l-bedîs. 121).
8. Salât-ı tefrîciye (Allah'ın sır kapılarını açan anahtar bir salavât)
(Allâhümme salli salâten kâmileten ve sellim selâmen tâmmen alâ
seyyidinâ Muhammedini'llezî tenhallü bihi'l-ukadü ve tenfericü bihi'l-
kürabü ve tukzâ bihi'l-havâicü ve tünâlü bihi'r-regâibü ve hüsnü'l-
havâtimi ve yüsteska'l-ğamâmü bi-vechihi'l-kerîm ve alâ âlihî ve sahbihî
fî külli lemhatin ve nefesin bi-adedi külli ma'lûmin lek).
"Allâh'ım! Efendimiz Muhammed'e en mükemmel bir şekilde salât ve
noksansız selâm eyle ki, düğümler onun hürmetine çözülür, hüzün ve
kederler onun hürmetine dağılır, ihtiyaçlar onun hürmetine giderilir,
arzulara ve iyiliklere onun sebebiyle nâil olunur. Bulutlar, onun
mübarek hatırı için yağmurlanır. O'na, âline ve ashâbına sana topyekün
mâlûm olanlar sayısınca her an ve her nefes salât ve selâm olsun".
İmâm Kurtubî'nin bu salavâtı çokça okumayı tavsiye ettiği ve şöyle
dediği nakledilmektedir: "Bu salavât-ı şerîfeyi kim günde kırk bir kere
veya yüz defa ya da daha fazla okursa, Allah onun gam ve kederlerini,
sıkıntı ve üzüntülerini giderir, işlerini kolaylaştırır, mânevi
dünyasını da nurlandırır." Hizbü'l-ebrâr adlı eserin müellifinin şöyle
dediği ifade edilmeketedir: "Bu salavât-ı şerîfenin faydalarını kadın,
erkek, büyük, küçük, kime önerdiysem, bu salavâta devam edenlerin
hepsinin de amaçlarına ulaştıklarını gördüm".
Birçok sahâbinin okumaya devam ettiği söylenen bu salavâtın çok
faziletli olduğu nakledilmektedir. Gerçekleşmesi arzu edilen her türlü
hayırlı iş için, tedavi görmekte olan hastaların şifa bulmasını istemek
niyetiyle ve düşmanların şerrinden emin olmak için halis bir niyet ve
samimi duygularla okunduğunda Allah'ın izniyle maksadın hasıl olacağı
umulmalıdır.
9. Salât-ı Münciye (Kaza, belâ ve sıkıntılara karşı)
(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin salâten tüncînâ bihâ min
cemîi'l-ahvâli ve'l-âfât ve takzî lenâ bihâ cemîa'l-hâcât ve
tutahhirunâ bihâ min cemîi's-seyyiât ve terfeunâ bihâ indeke a'le'd-
derecât ve tübelliğunâ bihâ aksa'l-ğâyât min cemîi'l-hayrâti fi'l-hayâti
ve ba'de'l-memât).
"Allâh'ım! Muhammed'e öyle bir rahmet eyle ki, bütün dehşet ve
afetlerden bizi kurtarasın, bütün ihtiyaçlarımızı gideresin, bütün
kötülüklerden bizi âzâde kılasın, katında en yüce derecelere ulaştı-
rasın, hayatımızda ve öldükten sonra gayelerin en sonu olan bütün
hayırlara ulaştırasın".
Salât-ı münciye olarak meşhur olan bu salât hakkında Hasan b. Ali
el-Üsvânî şöyle demiştir: "Kim, bu salâtü selâmı her önemli olay ve
musibet (felâket) anında bin defa okursa, sıkıntılarından kurtulur ve
selâmete ererek amaçlarına ulaşır" (Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 77).
Amansız salgın hastalıklar görüldüğünde ve deniz yolculuğu es-nasında
kurtuluşa vesile olması niyetiyle okunması faydalı görülmüş-tür. Beş yüz
defa okuyanın, Allah'ın izniyle arzu ettiği rızıklara nâil olup geçim
sıkıntısından kurtulacağı tecrübelere dayanılarak tavsiye edilmiştir
(Sehâvî, el-Kavlü'l-bedV, s. 415).
Şeyh Sâlih b. Mûsâ ed-Darîr'in bir deniz yolculuğunda fırtınaya
yakalandıklarını, rüyasında Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellemi
gördüğünü, onun bu salâtü selâmı bin defa okumalarını tavsiye ettiğini
ve daha üç yüz defa okudukları sırada fırtınanın dindiğini ve
kur-tulduklarını söylediği nakledilmektedir (Nebhânî, Efdalü's-salavât,
s. 78).
Nazillili Şeyh Muhammed Hakkı'nın da, Hazînetü'l-esrâr adlı ese-rinde
bu salâtü selâmın arşın hazinelerinden biri olduğunu ve bunu dünyevî ve
uhrevî maksatların gerçekleşmesi için geceleyin bin defa okunması
halinde, Allah Teâlâ'nın ihtiyaçları gidereceğini söylediği ve bu salâtm
Allah'ın katma şimşekten daha hızlı ulaşacağını belirttiği
bildirilmektedir (Cezûlî, Delâilü'l-hayrât, s. 56; Nebhânî,
Efdalü's-salavât, s. 73).
0. Hasan-ı Basrî'nin Salavâtı
(Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âlihî ve ashâbihî ve evlâdihî ve
ezvâcihî ve zürriyyetihî ve Ehl-i beytihî ve eshârihî ve ensârihî ve
eşyâihî ve muhibbîhî ve ümmetihî ve aleynâ maahüm ec- maîne yâ
erhame'r-râhimîn).
"Allah'ım! Muhammed'e, âline, ashâbına, evlâdına, muhterem hanımlarına,
zürriyetine, Ehl-i beytine, damatlarına, taraftarlarına, sevenlerine,
ümmetine ve bizlere merhamet eyle; ey merhametlilerin en merhametlisi".
Hasan-ı Basrî'nin, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Efendi-mize
salâtü selâm getirmek istediğinde bu salâtı okuduğu ve, "Allah'ın
resulünün Kevser havuzundan kana kana içmek isteyen bunu okusun" dediği
rivayet edilmektedir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedî', s. 144; Nebhânî,
Efdalü's-salavât, s. 74).
Çeşitli salavâtlar ve özellikleri / GALERİ
Çeşitli salavâtlar ve özellikleri / GALERİ
11. Önemli Bir Salavât
(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin abdike ve nebiyyi- ke ve
resûlike'n-nebiyyi' 1-ümmiyyi ve alâ âlihî ve ezvâcihî ve zürriyetihî ve
sellim adede halkıke ve rızâ nefsike ve zinete arşike ve midâde
kelîmâtik).
"Allâhım! Kulun, nebin, ümmî resulün Efendimiz Muhammed'e, âline,
muhterem hanımlarına ve zürriyetine rahmet eyle ve bütün mahlukatın
adedince, zâtının rızasınca, arşının tartışınca ve kelimelerinin
mürekkebince selâmet ihsan eyle".
2. Elfiyye Salavâtı.
(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin hâi'r-rahmeti ve mîmi'l-mülki
ve dâli'd-devâmi es-seyyidi'l-kâmili'l-fâtihi'l-hâtimi ade-de mâ fî
ilmike kâinün ev kad kâne küllemâ zekerake ve zekerâhü'z- zâkirûne ve
küllemâ ğafele an zikrike ve zikrihî el-ğâfilûne salâten dâimeten
bi-devâmike bâkıyeten bi-bekâike lâ müntehâ lehâ düne ilmike inneke alâ
külli şey'in kadîr).
"Allah'ım! Efendimiz Muhammed'e vahametinin 'hâ' sı, mül-künün 'mîm'i,
devamının 'dâl'i, seyyid, kâmil, fâtih, sonuncu olmuş ve olacak
ilmindeki hikmetler sayısınca, onu zikredenlerin zikrettiği, seni ve onu
zikirden gâfil olanların gafletleri miktarınca, senin sonsuz devamın ve
bekan müddetince, senin evvelde ve sonsuz ilminde rahmet eyle. Şüphesiz
sen her şeye kadirsin (senin her şeye gücün yeter)".
Şeyh Muhammed b. Abdullah ez-Zeytûnî'nin, Elfiyye olarak i-
simlendirilen bu salâtı, yirmi kadar şeyhten aldığı bildirilmekte; Ebû
Abbas Ahmed el-Hâcirî'nin de Peygamber Efendimiz'e bu salâtü selâmı
okuyana on iyilik (hasene) verileceğini öğrendiğini söylediği ifade
edilmektedir. Muhtemelen bu ifadeden haberdar olan birinin rüyasında
Resûl-i Ekrem'i gördüğü ve kendisine "Yâ Resûlullah! Sana bu şekilde
salâtü selâm getiren kişiye on hayır ve sevap mı var?" diye sorduğu ve
Efendimiz sallallâhu aleyhi ve sellemin de cevaben, "On salavât vardır
ve her salavâtın karşılığı on hayır ve sevap, her hayır ve sevap da on
misliyle değerlendirilir" buyurduğu rivayet edilmektedir.
13. Önemli Bir Salavât
(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedini'llezî mele'te kalbe- hû min
celâlike ve aynehû min cemâlike fe esbaha ferihan mesrûran müeyyeden
mensûran ve alâ âlihî ve sahbihî ve sellim teslîmen ve'l- hamdü lillâhi
alâ zâlik).
"Allâh'ım! Senin celâlinden kalbini ve cemalinden gözünü dol-durduğun
Efendimiz Hz. Muhammed'e rahmet eyle ki ferah, mesrur, desteklenmiş
olsun. Onun âline ve ashâbına selâmet lutfeyle. Bütün bunlardan dolayı
Allah'a hamdolsun".
14. Kıyamet Nuru Salâtı
(Allâhümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin bahri envârike ve ma'dini
esrârike ve lisâni hüccetike ve arûsi memleketike ve imâmi hazratike ve
tırâzi mülkike ve hazâini rahmetike ve tarîki şerîatike'l- mütelezzizi
bi-tevhîdike insâni ayni'l-vücûdi ve's-sebebi fî külli mevcûdin ayni
a'yâni halkıke'l-mütekaddimi min nûri zıyâike salâten tedûmü bi-devâmike
ve tebkâ bi-bekâike lâ müntehâ lehâ düne ilmike salâten turzîke ve
turzîhi ve terzâ bihâ annâ yâ rabbe'l- âlemîn).
"Allâh'ım! Nurlarının deryası, sırlarının madeni, hüccetinin lisanı,
mülkünün zîneti, rahmetinin hazineleri, senin tevhidin ile lezzetlenen
şeriatının yolunca öyle bir rahmet eyle ki, senin ezelî ilminde sonu
olmayan bekanla bâkı, devamınla daim olsun. Yine seni razı edecek ve
senin onu razı kılacağın ve o rahmet sebebiyle bizden razı olacağın bir
rahmetle rahmet eyle, ey âlemlerin rabbi!".
Kıymetinin çok yüksek olduğu bildirilen ve "kıyamet nuru salâtı" olarak
adlandırılan bu salâtı okuyan kişinin kıyamet gününde nuru-nun artacağı
nakledilmektedir (Sehâvî, el-Kavlü'l-bedî', s. 129; Nebhânî, Efdalü's-
salavât, s.79).
15. İmam Şâfiî'nin Devamlı Okuduğu Salavât
(Allâhümme salli alâ Muhammedin bi-adedi men sallâ aleyhi ve salli alâ
Muhammedin bi-adedi men lem yusalli aleyhi ve salli alâ Muhammedin kemâ
emerte bi's-salâti aleyhi ve salli alâ Muhammedin kemâ tühibbü en
yusallâ aleyhi ve salli alâ Muhammedin kemâ tenbe- ğî es-salâtü aleyhi).
"Allâh'ım! Muhammed'e salât edenlerin ve etmeyenlerin sayısınca salât
eyle! (Rahmet ve bereketini sürekli yap). Ona salavât yapılmasını
emrettiğin gibi salât et. Ona sevdiğin gibi salat et ve onun şanına
yakışır şekilde salât ve selâm eyle!".
İmam Şâfiî'nin devamlı okuduğu bir salavâttır. Ebü'l-Abbas İbn Mindîl,
İmam Şâfiî'yi ölümünden sonra rüyasında gören birisinin Allah'ın
kendisine nasıl davrandığını sorduğunu, onun da cevaben bu salavâtı
devamlı okuması sebebiyle Allah'ın kendisini bağışladığını söylediğini
naklettiği haber verilmektedir.
Taberânî'nin, ed-Duâ adlı eserinde, Peygamber Efendimizi rüya-sında
gördüğünü ve selâm vererek: "Yâ Resûlallah! Allah'ın bana ilham ettiği
kelimelerle sana salâtü selâm getiriyorum" dediğini, Resûl-i Ekrem'in bu
kelimelerin neler olduğunu sorması üzerine, bazı eklemelerle, bu salâtü
selâmı okuduğunu ve Efendimiz Allah'ın kendisinin, mübarek dişleri
görülecek şekilde tebessüm ettiğini ve dişleri-nin arasından bir nur
çıktığını müşahede ettiğini belirttiği ifade edil-mektedir (Sehâvî,
el-Kavlü'l-bedî', s. 466, 467; Nebhânî, Efdalü's-salavât, s. 79).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder