Bilmelisin
ki ; gerçekte öğreten ve muallim olan Allah'tır. Bütün alem bilgi alan
ve ihtiyaç sahibi bir talebedir. Onun kemali budur. Bu nitelikte olmayan
kimse, hiç kuşkusuz, kendisini bilmemiş demektir. Kendini bilmeyen ise,
hiç kuşkusuz, rabbini de bilmemiştir. Bir şeyi bilmeyen o şeye hakkını
veremez. Bir şeye hakkını vermeyen ise, hiç kuşkusuz, hüküm bakımından
bilgi elbisesinden soyutlanmış demektir. Öyleyse üstünlük ve şerefin
bilgide olduğu açıktır. Onu bilen ise bilgisine göre davranır : Bilgisi
Hakka karşı bir şeyi yapmayı gerektiriyorsa, onu yapar ; yaratıklara
karşı bir amel yapmasını gerektiriyorsa, onu yapar. Öyleyse bilen insan,
bir eğrilik ve engebenin görülmediği beyaz ve düz bir alanda yürüyen
kimsedir.
Fütuhat , c13,s262 - Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Fütuhat , c13,s262 - Muhyiddin İbn Arabi (k.s.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder