8 Kasım 2018 Perşembe

Bir Ayet (Resulüm! Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma!)

“Resulüm! Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından gafil sanma! Ancak, Allah onları cezalandırmayı, korku­dan gözlerinin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. Za­limleri bomboş olarak kendilerine bile dönüp bakamaz durumda, gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar.” (İbrahim, 14/42–43)


 ---------------------------------------------------------------------
 http://www.kuranimecid.com/ 
TEVSİR
 
 İbrahim, 14/42
  Sakın ha sen Allâh’ı, o zâlimlerin yapmakta oldukları şeylerden gâfil (ve habersiz) sanma! O onları(n hak ettikleri azâbı) ancak öyle büyük bir gün(de gerçekleştirmek) için geciktirmektedir ki, onda gözler yerin de durama(yıp yuvalarından fırla)yacaktır/ gözler açık kalıp kapanamayacaktır/!Âyet-i celîledeki muhâtabın tayini hakkında iki görüş vardır:
a) Bu hitap, zâlim kâfirlerin, yaptıklarına karşı cezalandırılmadıklarını görüp de, Allâh-u Te`âlâ’nın onların amellerinden gâfil olduğunu sanan câhillere aittir.
b) Hitab, birçok yerde olduğu gibi, burada da muhâtapların Efendisi olan Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`e âit kabul edilirse, iki îzâh şekli vardır:
1- Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in böyle bir düşünceden münezzeh olduğu herkesçe bilinen bir gerçek olduğuna göre, bu radaki nehiyden maksat; Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`den, bulunduğu hal üzere devamını talep etmektir. Nitekim “Müşriklerden olmaması”, “Gâfillerden olmaması” gibi birçok yasaklama larda da bu husus esas alınmıştır. Yine böylece iman edenlere: “İman edin!” buyrulurken, bu inançlarında sebat etmeleri emre dilmiş olmaktadır. (Yûnus Sûresi: 105, A`râf Sûresi: 205, Nisâ Sûresi: 136)
2- Burada maksat; Rasûlûllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)`in bu tür düşüncelerden nehyedilmesi olmayıp: “Allâh-u Te`âlâ’nın, onun düşmanlarının yapmakta oldukları zulümlerden son derece haberdâr olduğu” bildirilerek, düşmanlarının çok yakında helâk edileceği müjdesinin, kesinlik ifade eden bir yolla kendisine ulaştırılmasıdır. (Hâzin, Âlûsî)



 İbrahim, 14/42–43
 (Sen onları) başlarını (hiçbir tarafa döndüremeyip, mecburen yukarı doğru) kaldıranlar ve (Allâh-u Te’âlâ’nın huzurunda toplanmaya çağırana doğru bo yun uzatıp korku ve endişe içinde) süratlice koşanlar olarak (görürsün) ki, (evvelce her an açıp kapanan) göz kapakları (şaşkınlık ve dehşetlerinden dolayı açık kalıp, bir daha) onlara doğru geri dönmez! Kalpleri de (akıl ve anlayıştan) boştur/ kalpleri de (yerlerinden çıkıp) hava (gibi boşlukta kalmış)dır/!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder