(15)Yüksek makam , Rahmet....
19.Meryem Suresi...50.ayet.
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle
“Euzübillahimineşşeytanirracim” “Bismillahirrahmanirrahim”
وَوَهَبْنَا لَهُمْ مِنْ رَحْمَتِنَا وَجَعَلْنَا لَهُمْ لِسَانَ صِدْقٍ عَلِياًّ۟
"Ve vehebna lehum min rahmetina ve
cealna lehum lisane sıdkın aliyya.."
19.Meryem Suresi...50.ayet.
Meali: ''Rahmetimizden ihsanlarda bulunduk, onların her zaman her yerde yüksek bir saygıyla anılmasını sağladık.''
günde
en az 19 okunmalı , 100 okunursa kısa zamanda faydalar görülür , sayı
çok daha artırılırsa
devam edilirse hiç ummadık
yerlerden rahmet ve ihsan yağmurları yağar, insanlar faydalı olmak için
çalışır , hased ve nazar enerjisi eriyip yok olur, tutunamaz..Madde ve manada semavi destekli mertebe ve makam artar.
Gören gözler severek bakar , heryerde ve makamda saygıyla kabul görür..
Surelerin Fazileti,Ayetler,Dualar,Salavatlar,Esma-ül Hüsna,rızık,dilek,hacet,namaz,istiğfar,zikir,iş,nazar duası
28 Şubat 2019 Perşembe
27 Şubat 2019 Çarşamba
Bereket (karınca) duası okunuşu ve Türkçe anlamı
Bereket duasının bir diğer adı da Karınca duasıdır. İslam aleminin bolluğa ve berekete erişebilmek için Allah’dan yardım isteyerek niyaz ettiği dualardan birisidir. Helal ve hayırlı rızka kavuşabilmek için okuyabileceğiniz bereket duası burada. İşte bereket diğer adıyla karınca duası okunuşu ve Türkçe anlamı.
BEREKET DUASI OKUNUŞU
Allahümme ya Rabbi Cebrâîle ve Mîkâile ve İsrâfile ve Azrâile ve İbrahime ve İsmaile ve İshaka ve Yakube ve münzilel berakâti vet Tevrâti vez-Zebûri vel İncili vel Furkan. Ve lâ havle ve lâ kuvvete illa billahil aliyyil azim. Lâ ilâhe illallahül melikül hakkul mübin. Muhammedü-Resülüllahi sadikul va'dil emin. Ya Rabbi, Ya Rabbi, Ya Hayyu, Ya Kayyum, Ya zel Celali vel İkram. Es'elüke ya Rabbel arşil azimi en yerzükani rizkan halalen tayyiben birahmetike ya erhamer Rahimin. Yemliha, Mekseline, Mislina, Mernüş, Debernüş, Şazenüş, Kefetatayyuş, Kıtmîr.
BEREKET DUASI ANLAMI
Ey Cebrailin, Mikailin, İsrafilin, Azrailin, İbrahimin, İsmailin, İshak ve Yakubun rabbi Allahım, ey bereketleri indiren, Tevrat, Zebur, İncil ve Kuranı indiren rabbim. Güç ve kudret yalnızca büyük ve yüce olan Allaha aittir. Apaçık Hak ve yegane Melik olan Allahtan başka hiçbir ilah yoktur. Sözünde sadık ve Emin olan Hz Muhammed Allah'ın Elçisidir. Ey rabbim, Ey Rabbim, Ey diri ve Kaim olan, Ey celal ve ikram sahibi! Ey büyük (azim) olan arşın sahibi, senden beni helal ve hoş bir rızk ile rızıklandırmanı istiyorum, senin rahmetinle ey merhametlilerin en merhametlisi! Debernuş, Şazenuş, Kefeştetayyuş, Kıtmir, Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş (Ashabı Kehf'in isimleri)
Kehf Suresi 23.24. Ayeti Kerimelerin Fazileti Nedir ?
(70) Yapılması istenilen her işten önce Mutlaka İNŞAALLAH denilmesi gereklidir
“Euzübillahimineşşeytanirracim” “Bismillahirrahmanirrahim”
(Vela tekulenne li şeyin inni failun zalike gada.İllâ en yeşâallâhu vezkur rabbeke izâ nesîte ve kul asâ en yehdiyeni rabbî li akrabe min hâzâ reşedâ)
18.Kehf Suresi 23.24. Ayeti Kerimeler
(Ancak, “Allah dilerse yapacağım” de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve “Umarım Rabbim beni, bundan daha hayırlı olana ulaştırır” de.)
Yapılması istenilen her işten önce Mutlaka İNŞAALLAH denilmesi gereklidir
Hiçbirşey için Onu yarın mutlaka yapacağım dememek lazım,Çünkü Allahın Onu İNŞA edip etmeyeceğini bilemeyiz
Yaratılışı ve OL'uşu sebeplerden bilirsek,şirke düşme tehlikesi var
.Sebepler perdesini yırtmak lazım
Perdenin arka planına nüfuz etmek, eşya ve olayları, bir kitap gibi okumak
Dest-i kudretin kalem SES 'lerini dinlemek lazım.Aksi halde
NAZAR sahibi olamayız.
İnsanı insan kılan hakiki unsur NAZAR
Kainata , manay-ı hakiki perspektifinden bakmak
Ve Onu OKU'mak
Halk arasındaki geleneksel yanlış olarak , bu kelimeyi hafife almak daha büyük hatadır.
İnşaALLAH OL'masını
MaşaALLAH ise OL'anın korunmasını sağlayan anahtarlardır.
Kaynak : Alıntı
“Euzübillahimineşşeytanirracim” “Bismillahirrahmanirrahim”
-
وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَداًۙ
﴿٢٣﴾
-
اِلَّٓا اَنْ
يَشَٓاءَ اللّٰهُۘ وَاذْكُرْ رَبَّكَ اِذَا نَس۪يتَ وَقُلْ عَسٰٓى اَنْ
يَهْدِيَنِ رَبّ۪ي لِاَقْرَبَ مِنْ هٰذَا رَشَداً
﴿٢٤﴾
(Vela tekulenne li şeyin inni failun zalike gada.İllâ en yeşâallâhu vezkur rabbeke izâ nesîte ve kul asâ en yehdiyeni rabbî li akrabe min hâzâ reşedâ)
18.Kehf Suresi 23.24. Ayeti Kerimeler
(Ancak, “Allah dilerse yapacağım” de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve “Umarım Rabbim beni, bundan daha hayırlı olana ulaştırır” de.)
Yapılması istenilen her işten önce Mutlaka İNŞAALLAH denilmesi gereklidir
Hiçbirşey için Onu yarın mutlaka yapacağım dememek lazım,Çünkü Allahın Onu İNŞA edip etmeyeceğini bilemeyiz
Yaratılışı ve OL'uşu sebeplerden bilirsek,şirke düşme tehlikesi var
.Sebepler perdesini yırtmak lazım
Perdenin arka planına nüfuz etmek, eşya ve olayları, bir kitap gibi okumak
Dest-i kudretin kalem SES 'lerini dinlemek lazım.Aksi halde
NAZAR sahibi olamayız.
İnsanı insan kılan hakiki unsur NAZAR
Kainata , manay-ı hakiki perspektifinden bakmak
Ve Onu OKU'mak
Halk arasındaki geleneksel yanlış olarak , bu kelimeyi hafife almak daha büyük hatadır.
İnşaALLAH OL'masını
MaşaALLAH ise OL'anın korunmasını sağlayan anahtarlardır.
Kaynak : Alıntı
Cübbeli Ahmet Hocaefendi ile Bu Haftanın Sohbeti 19 Şubat 2019
Cübbeli Ahmet Hocaefendi ile Bu Haftanın Sohbeti 19 Şubat 2019
Allahü tebâreke ve teâlâ lutf ederek enbüyük nimet olara bize iman verdi.
İkinci olarak enbüyük nimeti Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizdir.
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Ümmeti olduğumuzu unuttuk.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz olmadan iman anlaşılamaz...
Eğer ki müslümanım deyipde, Allah-u Teala'ya iman ettim deyipte
Hz. Muhammed Mustafa (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize) sevgiyle muhabetle , tasdikle, kalbinden gelen aşk, tutku ve şevkle tabi olmazsa Allâh-u Teâlâya iman etmiş olmaz...
Şimdiki zamandi iman ile Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz zamanında Sahabe-i Kiram Efendilerimizin
arasındaki iman farkı neydi.
Hadis-i Şerifte
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz
sahabe-i Kiram'a buyurduki sizlere önce iman verildi (kur'an inmeye devam ediyor.) Sonra Kur'ân. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecekki, insanlar imandan önce kur'an verilecek (Kur'an önümüzde bütün herşey önümüzde din ile ilgili bütün bilgiler var) önce öğrenecek sonra iman edecek...
Sahabe-i Kiram Efendilerimiz sorgusuz sualsiz tam bir teslimiyetle iman etmişler ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize tabi olmuşlar...
Allahü tebâreke ve teâlâ lutf ederek enbüyük nimet olara bize iman verdi.
İkinci olarak enbüyük nimeti Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimizdir.
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Ümmeti olduğumuzu unuttuk.
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz olmadan iman anlaşılamaz...
Eğer ki müslümanım deyipde, Allah-u Teala'ya iman ettim deyipte
Hz. Muhammed Mustafa (Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize) sevgiyle muhabetle , tasdikle, kalbinden gelen aşk, tutku ve şevkle tabi olmazsa Allâh-u Teâlâya iman etmiş olmaz...
Şimdiki zamandi iman ile Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz zamanında Sahabe-i Kiram Efendilerimizin
arasındaki iman farkı neydi.
Hadis-i Şerifte
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimiz
sahabe-i Kiram'a buyurduki sizlere önce iman verildi (kur'an inmeye devam ediyor.) Sonra Kur'ân. İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecekki, insanlar imandan önce kur'an verilecek (Kur'an önümüzde bütün herşey önümüzde din ile ilgili bütün bilgiler var) önce öğrenecek sonra iman edecek...
Sahabe-i Kiram Efendilerimiz sorgusuz sualsiz tam bir teslimiyetle iman etmişler ve Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem efendimize tabi olmuşlar...
EVİNDE BÜYÜ, NAZAR,KAVGA,HUZURSUZLUK GİBİ HERTÜRLÜ SIKINTI İÇİN OKUCAK AYET
EVİNDE BÜYÜ, NAZAR,KAVGA,HUZURSUZLUK
GİBİ HERTÜRLÜ SIKINTI İÇİN,
AŞAĞIDAKİ YAZILANLARI OKUYALIM.
Bir sürahi suya başında eüzü besmele çekilerek
19 FATİHA SURESİ - 19 AYETEL KÜRSİ
19 LEV ENZELNA - 19 İNŞİRAH SURESİ
19 İHLAS SURESİ - 19 FELAK SURESİ
19 NAS SURESİ - SÜBHANEKE
okunur ve her seferinde suya huu diye üflenir.
Sonra bu suyu, damacana gibi büyük bir kaba koyun.
Bir kısmınıda bir tasa alın.
Tasın içine parmaklarınızı sokup.
Evin bütün köşelerine serpiştirirkende
Ayetel Kürsi, Flak ve Nas Sureleri okuyabilirsiniz.
Banyo yada tuvalete serpmeyiniz.
GİBİ HERTÜRLÜ SIKINTI İÇİN,
AŞAĞIDAKİ YAZILANLARI OKUYALIM.
Bir sürahi suya başında eüzü besmele çekilerek
19 FATİHA SURESİ - 19 AYETEL KÜRSİ
19 LEV ENZELNA - 19 İNŞİRAH SURESİ
19 İHLAS SURESİ - 19 FELAK SURESİ
19 NAS SURESİ - SÜBHANEKE
okunur ve her seferinde suya huu diye üflenir.
Sonra bu suyu, damacana gibi büyük bir kaba koyun.
Bir kısmınıda bir tasa alın.
Tasın içine parmaklarınızı sokup.
Evin bütün köşelerine serpiştirirkende
Ayetel Kürsi, Flak ve Nas Sureleri okuyabilirsiniz.
Banyo yada tuvalete serpmeyiniz.
26 Şubat 2019 Salı
En'âm Suresi 129. Ayet
En'âm Suresi 129. Ayet
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle
وَكَذٰلِكَ نُوَلّ۪ي بَعْضَ الظَّالِم۪ينَ بَعْضاً بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ۟
Meali : İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimleri birbirine yandaş yaparız
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle
وَكَذٰلِكَ نُوَلّ۪ي بَعْضَ الظَّالِم۪ينَ بَعْضاً بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ۟
Meali : İşte böylece işledikleri günahlardan ötürü zalimleri birbirine yandaş yaparız
Tefsir (Kur'an Yolu)
Şeytanlar
insanlara kötülük işletmiş, insanlar da kendi tercihleriyle onlara
uyarak kötülük işlemişler ve böylece kendi rızâlarıyla kötülüğe iştirak
etmelerinden dolayı Allah onları birbirinin dostları yapmıştır. Şu halde
benimsedikleri inançlar, yaptıkları işler, tuttukları yollar aynı
olanlar birbirinin dostlarıdırlar ve âkıbetleri de aynıdır. Mümin
müminin, münkir münkirin, zalim de zalimin dostudur ve âyetin beyanına
göre bu, ilâhî bir yasadır. Buna göre bir mümin bir münkire veya zalime,
onunla dostluk kurmak için değil, onu inkâr ve zulmünden vazgeçirmek
için yaklaşmalıdır; dostluk ise ancak bu sağlandıktan sonra kurulabilir.
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 470
Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 2 Sayfa: 470
25 Şubat 2019 Pazartesi
Araf Nedir ?
Her şeyin tümseği yüksek yer, burç, sırt, tepe, örfler, âdetler, iki şey arasında kalan kısım arf kelimesinin çoğulu. Bu nedenle atın yelesine, horozun ibiğine de arf denmiştir. Kur’an’da üç ayette geçer:
“İki (taraf) arasında (surdan) bir perde ve A’râf üzerinde de, (Cennetlik ve Cehennemliklerin) her biri simalarıyla tanıyacak adamlar vardır ki onlar henüz oraya (Cennete) girmemiş, fakat onlar girmeyi şiddetle arzu eder olarak Cennet yârânına: “Selâmün Aleyküm ” diye nidâ ederler…
Gözleri ehl-i Cehennem tarafına çevrildiği zaman da “Ey Rabbimiz bizi zalimler gürûhu ile beraber bulundurma” derler.
(Yine) A’râf yaranı (kâfirlerden) simalarıyla tanıdıkları (elebaşı) bir takım adamlara şöyle nidâ ederek derler: “Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekte devam ettiğiniz o kibr (ve azamet) size hiç bir fayda vermedi. ” (el-A’râf, 7/46-48).
Müfessirlere göre bu ayetlerdeki A’râfdan maksad, Cennetle Cehennem arasındaki sur benzeri bir perdenin yüksek tepeleridir.
İbn Cerîr’in rivayetine göre Huzeyfe (Radıyallahu Anh)’e A’râf’ın ne olduğu sorulduğunda şöyle demiştir: “A’râf; iyilikleri ile kötülükleri eşit gelen insanlardır. Kötülükleri Cennet’e girmelerine, iyilikleri de Cehennem’e girmelerine mani olmuştur. Bunlar, Cenâb-ı Hak onların hakkında hüküm verinceye kadar bu sur üzerinde kalacaklardır.”
Kimler A’râf’ta bulunacaktır? Bu hususta çeşitli rivayetler varsa da konuyu şöyle özetlemek mümkündür: İyilikleriyle kötülükleri denk gelenler A’râf’ta bekletileceklerdir. Nitekim İbn Merdûye’nin Câbir b. Abdullah’dan merfu olarak rivayet ettiği bir hadis’te: “Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e iyilikleriyle kötülükleri denk gelenlerin durumu sorulduğu zaman, Hz. Peygamber, “Onlar A’râf’ta bulunacaklardır. Onlar oraya isteyerek girmemişlerdir.” buyurmuştur. Daha sonra bunlar Allah’ın lûtfuyla Cennet’e gireceklerdir. (Muhtasaru Tefsîr, ibn Kesîr, II, 22).
Bazılarına göre de fetret devirlerinde ölenlerle müşriklerin çocukları da burada kalacaklardır.
A’râf konusunda daha başka açıklamalar da yapılmıştır. Ez cümle Hasan-i Basrî Hazretleri “A’râf marifetten gelir. Bu da Cennetliklerle Cehennemlikleri simalarından tanıyan bazı kimseler demektir. Belki de şimdi aramızda olanları vardır.” şeklinde izah etmiştir.
Kaynak: http://ihvanlar.net
“İki (taraf) arasında (surdan) bir perde ve A’râf üzerinde de, (Cennetlik ve Cehennemliklerin) her biri simalarıyla tanıyacak adamlar vardır ki onlar henüz oraya (Cennete) girmemiş, fakat onlar girmeyi şiddetle arzu eder olarak Cennet yârânına: “Selâmün Aleyküm ” diye nidâ ederler…
Gözleri ehl-i Cehennem tarafına çevrildiği zaman da “Ey Rabbimiz bizi zalimler gürûhu ile beraber bulundurma” derler.
(Yine) A’râf yaranı (kâfirlerden) simalarıyla tanıdıkları (elebaşı) bir takım adamlara şöyle nidâ ederek derler: “Ne çokluğunuz (yahut topladığınız mallar), ne de (hakka karşı) yeltenmekte devam ettiğiniz o kibr (ve azamet) size hiç bir fayda vermedi. ” (el-A’râf, 7/46-48).
Müfessirlere göre bu ayetlerdeki A’râfdan maksad, Cennetle Cehennem arasındaki sur benzeri bir perdenin yüksek tepeleridir.
İbn Cerîr’in rivayetine göre Huzeyfe (Radıyallahu Anh)’e A’râf’ın ne olduğu sorulduğunda şöyle demiştir: “A’râf; iyilikleri ile kötülükleri eşit gelen insanlardır. Kötülükleri Cennet’e girmelerine, iyilikleri de Cehennem’e girmelerine mani olmuştur. Bunlar, Cenâb-ı Hak onların hakkında hüküm verinceye kadar bu sur üzerinde kalacaklardır.”
Kimler A’râf’ta bulunacaktır? Bu hususta çeşitli rivayetler varsa da konuyu şöyle özetlemek mümkündür: İyilikleriyle kötülükleri denk gelenler A’râf’ta bekletileceklerdir. Nitekim İbn Merdûye’nin Câbir b. Abdullah’dan merfu olarak rivayet ettiği bir hadis’te: “Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e iyilikleriyle kötülükleri denk gelenlerin durumu sorulduğu zaman, Hz. Peygamber, “Onlar A’râf’ta bulunacaklardır. Onlar oraya isteyerek girmemişlerdir.” buyurmuştur. Daha sonra bunlar Allah’ın lûtfuyla Cennet’e gireceklerdir. (Muhtasaru Tefsîr, ibn Kesîr, II, 22).
Bazılarına göre de fetret devirlerinde ölenlerle müşriklerin çocukları da burada kalacaklardır.
A’râf konusunda daha başka açıklamalar da yapılmıştır. Ez cümle Hasan-i Basrî Hazretleri “A’râf marifetten gelir. Bu da Cennetliklerle Cehennemlikleri simalarından tanıyan bazı kimseler demektir. Belki de şimdi aramızda olanları vardır.” şeklinde izah etmiştir.
Kaynak: http://ihvanlar.net
Çok Faziletli Salavat-ı Şerif
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil murselin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mucahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haifin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haşiin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taiim
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil abidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hamidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil salihin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil raikin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil sacidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kalmin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kaidil
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müttakin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müstağfirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nadimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hafızın
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil zakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil akılin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil muhsınin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil ekremin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil münzirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mübeşşirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil tayyibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nebiyyin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil aiimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin elnebiyye elzekiyye
elnekiyye
Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina Muhammedin elkureyşiyye,
elhaşimiyye
Allahümme salli ve sellima ala seyidina Muhammedin elmedeniyye elarabiyye
elmukarremi yevmelkıyameti
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin seyyidi ehlil
cenneti
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibilmakamil mahmudi
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibissıratiilmüstekimı
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin efzalil evvelinevelahirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin ve ala cemiilenbiyai
velmürselilne ve ala cemlilmelaiketil mukarrebine ve ala ibadillahissalihine min
ehlissemavati ve ehlilardeyne ve aleyna maaküm ecmalne birahmetike ya
erhamerrrahimine ve sallallahulala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi
ve sellüm ecmain.
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Allah’a yemin ederek diyorki bu selavatı şerifeyi hayatı
boyunca bir defacık bir saatte veya bir Cuma gününde veya bir ayda bir defa
okursa Allahü teala o kimseyi sorgusuz sualsiz cennete gönderir.
Her kimki bu selevatı Şerifeyi yazıp üzerinde taşırsa bütün korktuğu şeylerden emin
olur.
Cebrail (a.s.) Peygamber efendimize (s.a.v.) müjdeleyerek “ Bu selevatı
Şerifeyi hayatı boyunca okuyan kimse kıyamet günün yüzü ay gibi parlak olarak
mahşere çıkar ve insanlar hayrette kalıp; Bu bir peygambermidir? Yoksa
melekmi? Diye sorarlar” Ayrıca bu selevatı şerifede ismi azam olduğunu Cebrail
(a.s.)dan rivayet ederler.
Bu selevatı Şerifenin hasenatını saymakla bitmez.Birde
ölenleri kabir azabından korur.Bu Selevatı Şerifeyi okuyan kimseye Resul-u
Ekrem kıyamet günün şefaatçi olurken bu selevatı şerifeyi bilipte ve yanında
olupta başka mümin kardeşlerine vermeyen kimseyi şefaatinden mahrum
bırakacağını bildiriyor.
Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
(A'RAF suresi 179. ayet)
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil murselin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mucahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şahidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haifin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil haşiin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taiim
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil taibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil abidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hamidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil salihin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil raikin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil sacidin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kalmin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil kaidil
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müttakin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil müstağfirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nadimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil şakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil hafızın
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil zakirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil akılin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil muhsınin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil ekremin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil münzirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil mübeşşirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil tayyibin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil nebiyyin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin seyyidil aiimin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin elnebiyye elzekiyye
elnekiyye
Allahümme salli ve sellim barik ala seyyidina Muhammedin elkureyşiyye,
elhaşimiyye
Allahümme salli ve sellima ala seyidina Muhammedin elmedeniyye elarabiyye
elmukarremi yevmelkıyameti
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina Muhammedin seyyidi ehlil
cenneti
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibilmakamil mahmudi
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin sahibissıratiilmüstekimı
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin efzalil evvelinevelahirin
Allahümme salli ve sellim ala seyidina Muhammedin ve ala cemiilenbiyai
velmürselilne ve ala cemlilmelaiketil mukarrebine ve ala ibadillahissalihine min
ehlissemavati ve ehlilardeyne ve aleyna maaküm ecmalne birahmetike ya
erhamerrrahimine ve sallallahulala seyyidina Muhammedin ve ala alihi ve sahbihi
ve sellüm ecmain.
Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Allah’a yemin ederek diyorki bu selavatı şerifeyi hayatı
boyunca bir defacık bir saatte veya bir Cuma gününde veya bir ayda bir defa
okursa Allahü teala o kimseyi sorgusuz sualsiz cennete gönderir.
Her kimki bu selevatı Şerifeyi yazıp üzerinde taşırsa bütün korktuğu şeylerden emin
olur.
Cebrail (a.s.) Peygamber efendimize (s.a.v.) müjdeleyerek “ Bu selevatı
Şerifeyi hayatı boyunca okuyan kimse kıyamet günün yüzü ay gibi parlak olarak
mahşere çıkar ve insanlar hayrette kalıp; Bu bir peygambermidir? Yoksa
melekmi? Diye sorarlar” Ayrıca bu selevatı şerifede ismi azam olduğunu Cebrail
(a.s.)dan rivayet ederler.
Bu selevatı Şerifenin hasenatını saymakla bitmez.Birde
ölenleri kabir azabından korur.Bu Selevatı Şerifeyi okuyan kimseye Resul-u
Ekrem kıyamet günün şefaatçi olurken bu selevatı şerifeyi bilipte ve yanında
olupta başka mümin kardeşlerine vermeyen kimseyi şefaatinden mahrum
bırakacağını bildiriyor.
Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.
(A'RAF suresi 179. ayet)
24 Şubat 2019 Pazar
Diyanet "Banka promosyonu harama yakın"
Diyanet, bankaların promosyon olarak verdiği paralar için, “Tam olarak faiz sayılmasa da şüphe var” değerlendirmesi yaptı.
Diyanet Dergisi'nin “Diyanet'e Soralım” bölümünde “Banka promosyonu caiz midir” sorusuna “İşleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de, şüpheden de tümüyle uzak değildir. Bu itibarla temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları ve ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun olur” cevabı verildi.
FAİZE BENZİYOR
Kamu kurum ve kuruluşlarının, çalışanlarının ücret ve maaşlarını anlaşmalı herhangi bir bankadan alabileceğine dikkat çekilen yazıda şu görüşlere yer verildi:
“Bankaların, bu hizmetleri yürütme konusunda kurum ve kuruluşlarca kendilerinin tercih edilmesi karşılığında, gerek kurum ve kuruluşlara gerekse çalışanlarına vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de şüpheden de tümüyle uzak değildir.”
Diyanet Dergisi'nin “Diyanet'e Soralım” bölümünde “Banka promosyonu caiz midir” sorusuna “İşleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de, şüpheden de tümüyle uzak değildir. Bu itibarla temel ihtiyaçlarını karşılayacak durumda olanların bu parayı kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları yakınları için kullanmamaları ve ihtiyaç sahibi fakirlere vermeleri uygun olur” cevabı verildi.
FAİZE BENZİYOR
Kamu kurum ve kuruluşlarının, çalışanlarının ücret ve maaşlarını anlaşmalı herhangi bir bankadan alabileceğine dikkat çekilen yazıda şu görüşlere yer verildi:
“Bankaların, bu hizmetleri yürütme konusunda kurum ve kuruluşlarca kendilerinin tercih edilmesi karşılığında, gerek kurum ve kuruluşlara gerekse çalışanlarına vermiş oldukları promosyonlar, işleyiş bakımından faize tam olarak benzememekte ise de şüpheden de tümüyle uzak değildir.”
23 Şubat 2019 Cumartesi
22 Şubat 2019 Cuma
Cuma namazından sonra okunacak dua
"Cuma günü İslam dinindeki 5 kutsal andan biridir ve Cuma günü okunacak dualar
ile surelere haliyle çok büyük sevaplar vardır.
Cuma namazı saatlerinde dualarla ibadet edenler İmam-ı Gazali’ye göre Allah evliyaları sınıfına katılır.
Cuma vakti saatinde okunacak dualar Cuma günü ikindi namazı ile güneş batmasına kadar olan zaman diliminde dua edilmesi tavsiye ediliyor.
”La ilahe illa ente ya hannanü ya mennanü ya bedias semavati vel erdi ya zel celali vel ikram”
Cuma namazından sonra okunacak dua;
Allahümme yâ ganiyyü, yâ hamîdü, yâ mübdiü, yâ mu’îdü, yâ rahîmü, yâ vedûd. Eğninî bihalâlike an harâmike ve bifadlike ammen sivâke.
Duanın Türkçe anlamı : Ey Ganî, Hamîd, Mübdi, mu’îd, Rahîm, Vedûd olan Allahım. Beni halâl ettiklerinle iktifâ ettir, haramlara düşürme. Fadlınla, ihsân ederek beni Senden başkasına muhtâc etme! demektir. Bu duaya edenleri Allahü teâlâ başkalarına muhtaç etmez ve ummadığı yerden rızıklandırır."
Cuma namazı saatlerinde dualarla ibadet edenler İmam-ı Gazali’ye göre Allah evliyaları sınıfına katılır.
Cuma vakti saatinde okunacak dualar Cuma günü ikindi namazı ile güneş batmasına kadar olan zaman diliminde dua edilmesi tavsiye ediliyor.
”La ilahe illa ente ya hannanü ya mennanü ya bedias semavati vel erdi ya zel celali vel ikram”
Cuma namazından sonra okunacak dua;
Allahümme yâ ganiyyü, yâ hamîdü, yâ mübdiü, yâ mu’îdü, yâ rahîmü, yâ vedûd. Eğninî bihalâlike an harâmike ve bifadlike ammen sivâke.
Duanın Türkçe anlamı : Ey Ganî, Hamîd, Mübdi, mu’îd, Rahîm, Vedûd olan Allahım. Beni halâl ettiklerinle iktifâ ettir, haramlara düşürme. Fadlınla, ihsân ederek beni Senden başkasına muhtâc etme! demektir. Bu duaya edenleri Allahü teâlâ başkalarına muhtaç etmez ve ummadığı yerden rızıklandırır."
Dünyânın kötülüğü ve ona düşkün olanların zevallılığı
Dünyânın kötülüğü ve ona düşkün olanların zevallılığı...
Yâ Rabbî! Ölüm bizi uyandırmadan önce, sen bizi uyandır! Peygamberlerin efendisi “aleyhi ve aleyhim ve alâ âlihissalâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve efdalühâ” hurmetine, düâmızı kabûl eyle! Tatlı olan mektûbunuz ve kıymetli yazılarınız gelerek bizleri sevindirdi. Buna karşılık olarak, Allahü teâlâ, size iyilikler versin!
Kardeşim! İnsanları dünyâya, yalnız yiyip içmek için ve giyinip süslenmek için göndermediler. İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyflenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık. İnsanların yaratılması, Allahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtâc, zevallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demekdir. Fekat, bu kulluk, Muhammed aleyhisselâmın islâmiyyetinin izn verdiği gibi olmalıdır. Yoksa, müslimân olmıyanların yapdıkları riyâzetler, mücâhedeler, bu parlak islâmiyyete uygun olmadığı için, zarar ve ziyândan başka sonu olmaz. Pişmân olmakdan, üzülmekden başka birşey kazandırmaz. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at denilen doğru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak i’tikâdı düzeltdikden sonra, ibâdetleri yapmakla berâber, kalbi Allahü teâlânın zikri ile süslemelidir. Tesavvuf yolunun büyüklerinden alınan vazîfeyi sık sık tekrarlamalıdır. Bu büyüklerin yolunda, sonda ele geçecek olanlar başlangıcda yerleşdirilmişdir. Bunların bağları, başkalarının bağlarından çok üstündür. Kısa görüşlü olanlar, inansa da, inanmasa da, bu böyledir. Maksadımız, dostları teşvîkdir. İnanmıyanlara bir diyeceğimiz yokdur. Fârisî beyt tercemesi:
Yâ Rabbî! Ölüm bizi uyandırmadan önce, sen bizi uyandır! Peygamberlerin efendisi “aleyhi ve aleyhim ve alâ âlihissalâtü vetteslîmâtü etemmühâ ve efdalühâ” hurmetine, düâmızı kabûl eyle! Tatlı olan mektûbunuz ve kıymetli yazılarınız gelerek bizleri sevindirdi. Buna karşılık olarak, Allahü teâlâ, size iyilikler versin!
Kardeşim! İnsanları dünyâya, yalnız yiyip içmek için ve giyinip süslenmek için göndermediler. İstediklerimizi toplamak, sevdiğimiz şeylerle keyflenmek ve oynayıp zevklenmek için yaratılmadık. İnsanların yaratılması, Allahü teâlâya karşı aşağılığını, gücü yetmezliğini, muhtâc, zevallı olduğunu göstermeleri içindir. Kulluk da, bu demekdir. Fekat, bu kulluk, Muhammed aleyhisselâmın islâmiyyetinin izn verdiği gibi olmalıdır. Yoksa, müslimân olmıyanların yapdıkları riyâzetler, mücâhedeler, bu parlak islâmiyyete uygun olmadığı için, zarar ve ziyândan başka sonu olmaz. Pişmân olmakdan, üzülmekden başka birşey kazandırmaz. Ehl-i sünnet vel-cemâ’at denilen doğru yolun âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak i’tikâdı düzeltdikden sonra, ibâdetleri yapmakla berâber, kalbi Allahü teâlânın zikri ile süslemelidir. Tesavvuf yolunun büyüklerinden alınan vazîfeyi sık sık tekrarlamalıdır. Bu büyüklerin yolunda, sonda ele geçecek olanlar başlangıcda yerleşdirilmişdir. Bunların bağları, başkalarının bağlarından çok üstündür. Kısa görüşlü olanlar, inansa da, inanmasa da, bu böyledir. Maksadımız, dostları teşvîkdir. İnanmıyanlara bir diyeceğimiz yokdur. Fârisî beyt tercemesi:
Masal sanana, masal gibi olur,
Kıymet bilene, çok fâideli olur.
Sözün kısası şudur ki, âhıretde kurtulmak, çok zikr etmeğe bağlıdır. Enfâl sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâyı çok zikr ediniz ki kurtulasınız!) buyuruldu. Bunun için, çok zikr etmek lâzımdır. Buna mâni’ olan herşeyi düşman bilmelidir. Âhıretde kurtulmanın ilâcı, işte budur. Bizden, ancak söylemekdir. Fârisî beyt tercemesi:
Zikr et zikr, bedende iken cânın,
Kalb temizliği, zikrîledir Rahmânın.
Ra’d sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Biliniz ki kalbler zikr ile râhat bulur) buyuruldu. Allahü teâlâ, size bundan başarı nasîb eylesin! Çünki, en lüzûmlu ve en kârlı iş budur. Mubârek zemânlarda çok giyilmiş olan antâri gönderildi. İşleriniz hayrlı olsun! Vesselâm.
(206. Mektub)
Kaynak : https://www.facebook.com/marifetdernegi
Kıymet bilene, çok fâideli olur.
Sözün kısası şudur ki, âhıretde kurtulmak, çok zikr etmeğe bağlıdır. Enfâl sûresinin kırkaltıncı âyetinde meâlen, (Allahü teâlâyı çok zikr ediniz ki kurtulasınız!) buyuruldu. Bunun için, çok zikr etmek lâzımdır. Buna mâni’ olan herşeyi düşman bilmelidir. Âhıretde kurtulmanın ilâcı, işte budur. Bizden, ancak söylemekdir. Fârisî beyt tercemesi:
Zikr et zikr, bedende iken cânın,
Kalb temizliği, zikrîledir Rahmânın.
Ra’d sûresi, otuzuncu âyetinde meâlen, (Biliniz ki kalbler zikr ile râhat bulur) buyuruldu. Allahü teâlâ, size bundan başarı nasîb eylesin! Çünki, en lüzûmlu ve en kârlı iş budur. Mubârek zemânlarda çok giyilmiş olan antâri gönderildi. İşleriniz hayrlı olsun! Vesselâm.
(206. Mektub)
Kaynak : https://www.facebook.com/marifetdernegi
20 Şubat 2019 Çarşamba
El Vâris ism-i şerifi okumaya devam eden kimseye Allah-u Te'ala mal, mülk ihsan eder
El Vâris : "(Bütün mahukat fani olmaya mahkum olduğuna göre) bütün
mevcudat yok olduktan sonra baki kalacak tek varlık olması hasebiyle her şeyin yegane sahibi olan"
anlamındadır.
Bu ism-i şerifi okumaya devam eden kimseye Allah-u Te'ala mal, mülk, vakar ve itibar ihsan buyurur.
El Vâris ism-i şerifi her gün 707 defa okunur.
Bu ism-i şerifi okumaya devam eden kimseye Allah-u Te'ala mal, mülk, vakar ve itibar ihsan buyurur.
El Vâris ism-i şerifi her gün 707 defa okunur.
18 Şubat 2019 Pazartesi
El Bedi ism- Şerifi zikreden sanatında muvaffak olur
Bu ism-i şerifi zikretmeye devam eden bir sanat erbabı ise sanatında terakki eder, ürettiği ürünler
kabul görür. Ayrıca her hangi bir şey icad etmek isteyen kişi de bu hedefinde muvaffak (başarılı) olur.
Kaynak: Cübbeli Ahmet Hoca Efendi (Allah Ondan Razı Olsun)
Sosyal Medya Hesapları:
Web Site : https://www.cubbeliahmethoca.com.tr
Youtube : http://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : http://www.facebook.com/cubbeliahmethoca
Twitter : http://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : http://www.instagram.com/cubbeliahmet...
Alıveriş :https://www.herseybusepette.com/
https://www.lalegultv.com.tr/
https://www.laleguldergisi.com/
Kaynak: Cübbeli Ahmet Hoca Efendi (Allah Ondan Razı Olsun)
Sosyal Medya Hesapları:
Web Site : https://www.cubbeliahmethoca.com.tr
Youtube : http://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : http://www.facebook.com/cubbeliahmethoca
Twitter : http://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : http://www.instagram.com/cubbeliahmet...
Alıveriş :https://www.herseybusepette.com/
https://www.lalegultv.com.tr/
https://www.laleguldergisi.com/
14 Şubat 2019 Perşembe
Faziletli Tesbihler, Zikirler (Nihat Hatipoğlu)
''Sübhane
zil mülki vel melekût.. Sübhane zil azameti ve’l-heybeti ve’l-kudreti
ve’l-ceberut.. Sübhane’l-Meliki’l-Mabud.. Sübhane’l-Meliki’l-Maksud..
Sübhane’l-lezî lâ yenâmu ve lâ yemût..
Sübbuhun, Kuddusün Rabbu’l-melaiketi ve’r-ruh...”
Sübhâne zil-mülki vel-melekût.
Görülen, görünmeyen, bilinen, bilinmeyen bütün mahlukatın sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır.
Sübhâne zil-ızzeti vel-azameti vel cemâli vel-celâli vel-ceberût.
İzzet, azamet, cemal, celal ve ceberut sıfatların sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır.
Sübhân-el melikil mevcûd. Sübhân-el melik-il ma'bûd.
Varlığı lazım olan her şeyin sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır. Her şeye gücü yeten mabudu her türlü eksikliklerden tenzih ederim.
Sübhân-el melikil hayy-illezî lâ yenâmü ve lâ yemût.
Her şeye gücü yeten, uyumayan ve ölmeyen devamlı hayat sahibini [Rabbimizi] tenzih ederim.
Sübbûhun, kuddûsun, Rabbünâ ve Rabb-ül melâiketi ver-rûh.
Bizim ve Meleklerin ve Cebrail’in rabbi, noksan sıfatlardan münezzeh ve kemal sıfatlarla muttasıftır.
Kaynak : Nihat Hatipoğlu
Sübbuhun, Kuddusün Rabbu’l-melaiketi ve’r-ruh...”
Sübhâne zil-mülki vel-melekût.
Görülen, görünmeyen, bilinen, bilinmeyen bütün mahlukatın sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır.
Sübhâne zil-ızzeti vel-azameti vel cemâli vel-celâli vel-ceberût.
İzzet, azamet, cemal, celal ve ceberut sıfatların sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır.
Sübhân-el melikil mevcûd. Sübhân-el melik-il ma'bûd.
Varlığı lazım olan her şeyin sahibi olan [Rabbimiz] her türlü noksanlıktan uzaktır. Her şeye gücü yeten mabudu her türlü eksikliklerden tenzih ederim.
Sübhân-el melikil hayy-illezî lâ yenâmü ve lâ yemût.
Her şeye gücü yeten, uyumayan ve ölmeyen devamlı hayat sahibini [Rabbimizi] tenzih ederim.
Sübbûhun, kuddûsun, Rabbünâ ve Rabb-ül melâiketi ver-rûh.
Bizim ve Meleklerin ve Cebrail’in rabbi, noksan sıfatlardan münezzeh ve kemal sıfatlarla muttasıftır.
Kaynak : Nihat Hatipoğlu
13 Şubat 2019 Çarşamba
Bazı insanlar var ki, Müslüman olduklarını söylerler 'Siz kalbimiz temizdir deyin ve geçin."
Bazı insanlar var ki, Müslüman olduklarını söylerler.
Ama Müslümanlığa ait herşeyden rahatsız olurlar.
Kuran'dan, Hz. Peygamber (s.a.v.)'den, din aliminden, camiden, ezandan velhasılı Allah'ı ve dini hatırlatan her şeyden rahatsız olurlar.
Ama Müslümanlığa ait herşeyden rahatsız olurlar.
Kuran'dan, Hz. Peygamber (s.a.v.)'den, din aliminden, camiden, ezandan velhasılı Allah'ı ve dini hatırlatan her şeyden rahatsız olurlar.
Münafıkların Alametleri Nedir ? (Hadis-i Şerif)
Münafık, en genel tabirle Müslümanı aldatandır. Kur’an-ı Kerim’de
Münafikun Suresi’nde “O münafıkları gördüğün zaman kalıpları hoşuna
gider, konuşurlarsa sözlerini dinlersin. Onlar sanki duvara dayanmış
kütükler gibidir. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar, düşman
olurlar. Onlardan sakın. Allah onların canlarını alsın. Nasıl bu hale
geliyorlar?” (Münafikun, 4) buyrulmaktadır.
Peygamberimiz (s.a.v) “Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez, ona emânet edildiği zaman hıyanet eder” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai) buyurmaktadır. Bu Hadis’in Müslim’deki rivayetinde “Oruç tutup, namaz kılar ve Müslüman olduğunu iddia etse bile” ilavesi kayıtlıdır.
Bir başka Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Kendisinde şu dört özellik bulunan kimse mutlaka münafık olur. Bu dört özellikten birisi kendisinde bulunan kimsenin onu terk edinceye kadar münafık özelliği bulunmuş olacaktır. Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmayıp anlaşmasını bozar, emanete hıyanet eder ve bir kimseyle çekiştiği (davalaştığı) zaman aşırı gider.” (Buhari, Müslim, Tirmizi) buyurmaktadır. Ahmed bin Hanbel’de geçen bir Hadis-i Şerif’te de “Münafıkların kibirli” olduğu belirtilmektedir.
Peygamberimiz (s.a.v) “Münafığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman yerine getirmez, ona emânet edildiği zaman hıyanet eder” (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai) buyurmaktadır. Bu Hadis’in Müslim’deki rivayetinde “Oruç tutup, namaz kılar ve Müslüman olduğunu iddia etse bile” ilavesi kayıtlıdır.
Bir başka Hadis-i Şerif’te Peygamber Efendimiz (s.a.v): “Kendisinde şu dört özellik bulunan kimse mutlaka münafık olur. Bu dört özellikten birisi kendisinde bulunan kimsenin onu terk edinceye kadar münafık özelliği bulunmuş olacaktır. Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmayıp anlaşmasını bozar, emanete hıyanet eder ve bir kimseyle çekiştiği (davalaştığı) zaman aşırı gider.” (Buhari, Müslim, Tirmizi) buyurmaktadır. Ahmed bin Hanbel’de geçen bir Hadis-i Şerif’te de “Münafıkların kibirli” olduğu belirtilmektedir.
"Âhirette münafık erkek ve kadınlar îman etmiş olanlara; 'Bizi bekleyin, nûrunuzdan bir parça ışık alalım.' diyecekler. O gün onlara; alayla 'Dönün arkanızda bir nur arayın.' denilecek de, neticede îman edenlerle aralarında bir duvar olduğunu görecekler. O zaman münâfıklar, mü'minlere şöyle seslenirler: 'Biz sizinle beraber değil miydik?'.'Evet', diyecekler; fakat kendinizi siz kendiniz yaktınız, kuruntunuz sizi aldattı."(Hadid 57/13-15).
"O münafıkların dış görünüşlerine aldanma. Onların liderlerini gördüğün zaman, yakışıklıdır, gövdeleri hoşuna gider. Konuşurlarsa güzel konuşurlar, dinlersin. İşte onlar sıra sıra dizili kereste gibidirler. Her gürültüyü kendi aleyhlerine sanırlar." (Münafıkûn, 63/1-4).
"Âhirette münafık erkek ve kadınlar îman etmiş olanlara; 'Bizi bekleyin, nûrunuzdan bir parça ışık alalım.' diyecekler. O gün onlara; alayla 'Dönün arkanızda bir nur arayın.' denilecek de, neticede îman edenlerle aralarında bir duvar olduğunu görecekler. O zaman münâfıklar, mü'minlere şöyle seslenirler: 'Biz sizinle beraber değil miydik?'.'Evet', diyecekler; fakat kendinizi siz kendiniz yaktınız, kuruntunuz sizi aldattı."(Hadid 57/13-15).
12 Şubat 2019 Salı
Kaza namazları ne zaman ve nasıl kılınır? Sünnetler de kaza edilir mi?
Farz bir namazı vaktinde kılmaya eda, vakti geçtikten sonra kılmaya kaza, bozulan bir namazı tekrar kılmaya da iade denir.
Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Böyle bir hareketten uzak durmalıdır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda, bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Çünkü ölümün ne zaman gelip çatacağı belli olmaz. Ölüm gelip de hazırlıksız yakalarsa, âhirete borçlu olarak gidilmiş olur.
Bu şekilde kılınmayan bir namaz, her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da işlenen günah için ayrıca tövbe istiğfar edip, Allah'tan af dilemek lâzımdır. Bunun için hem kaza hem de tövbe edilmelidir.
Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra, fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir.
Bazı özürler vardır ki, bu hallerde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmezler. Kadınların âdet ve lohusalık hali, beş vakit devam eden sar'a veya cinnet hali bu çeşit özürlerdendir. Zaten âdet gören ve lohusa olan kadının namaz kılması caiz olmayıp haramdır.
Vakti içinde kılınmayan beş vakit namazın kazası farz, vitir namazının kazası vacip, sünnetin kazası da sünnettir. Kazası sünnet olan, yalnız sabah namazının sünnetidir. Günün sabah namazı kazaya kalmış ise, öğleye kadar kılınınca farzıyla birlikte sünneti de kaza edilir; öğleden sonraya kalınca sünnet kılınmaz, sadece farz kaza edilir.
Zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri de daha sonra kılınarak kaza edilir. Meselâ, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı takdirde, farzı kılıp iki rekât sünnetten sonra ayrıca kılınır. Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine cumanın iki rekât farzından sonra kaza edilerek kılınır, îki rekât kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri, aynen bu şekilde dört rekât olarak kaza edilir. Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri kılınmadıkları zamanlar kaza edilmezler. Meselâ ikindi ve yatsı namazının sünnetleri farzdan önce kılınmadıkları zaman daha sonra kılınmazlar.
Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır. Sabah iki, öğle dört, ikindi dört, akşam üç, yatsı dört ve vitir üç rekat olarak kaza edilir.
Her kaza namazı için belirli bir zaman veya mekân tayin edilmez. Yani "ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır" diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir. Kaza namazını kılarken "ikindi namazının yatsıdan önce veya öğlenin sabahtan sonra kılınması gerekir" gibi bir şart da yoktur.
Fakat kerahet vakti dediğimiz zamanlarda kılınmamasına dikkat edilir. Bu vakitler de güneş doğduktan 45 dk sonraya, güneş batmadan 45 dk. önceye kadar ve güneş tam tepede olduğu zaman (öğle vaktinin 30 dk. öncesinden öğle namazı vakti girişine kadar) namaz kılınması hoş görülmemiştir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza namazı kılınabilir.
- Kaza namazları nasıl kılınır?
Vaktinde kılamayıp kazaya kalan namazları altı vakti bulan veya daha çok olan bir kimse, kaza namazları arasında bir sıra gözetmediği gibi, kaza namazları ile vakit namazları arasında da bir sıra takibi yapmaz. Namaz kılmanın mekruh olduğu üç kerahet vaktinin dışında, istediği ve müsait olduğu her zaman kılabilir. Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Meselâ, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir.
Kaza namazlarını kılarken vakti belirlemeye gerek yoktur. Bu çok zor olacağından kolay olanı yapmak daha uygundur. Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır:
Meselâ: "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını" yahut "son öğle namazını kılmaya." Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
Daha kolay olması bakımından "Üzerimde olan bir öğle veya ikindi namazını kaza ediyorum" şeklinde niyet etmek de yeterlidir.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kâfi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir.
Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar.
Aynı namazları kazaya kalmış olan kişiler, bu namazı cemaatle kılabilirler. Fakat farklı farklı namazları kılmaya kalkanlar tek bir cemaat olamazlar; ayrı ayrı kılmaları gerekir.
Kaza namazlarını, mümkünse evde kılmayı tercih etmelidir. Şayet bu namazlar mazeretsiz olarak kazaya bırakılmışsa, bir günah sayılacağından bunu teşhir etmek uygun olmaz...
Kaynak:
Sorularla İslamiyet
Bir namaz ya bile bile kasden kılınmayıp kazaya bırakılır veya bir özürden dolayı kazaya kalır. Bir vakit namazı kasdî olarak kılmayıp kazaya bırakmak büyük bir günahtır. Böyle bir hareketten uzak durmalıdır. Bu çeşit bir hatanın işlenmesi durumunda, bir an önce kaza edilmeli, borçtan kurtulmalıdır. Çünkü ölümün ne zaman gelip çatacağı belli olmaz. Ölüm gelip de hazırlıksız yakalarsa, âhirete borçlu olarak gidilmiş olur.
Bu şekilde kılınmayan bir namaz, her ne kadar kaza edilmekle borçtan kurtulunmuş olunsa da işlenen günah için ayrıca tövbe istiğfar edip, Allah'tan af dilemek lâzımdır. Bunun için hem kaza hem de tövbe edilmelidir.
Unutmak, uyku veya meşru bir mazeretten dolayı vaktinde kılınamayan namazlar da hatırlandığı veya meşru özür geçtikten sonra, fazla vakit geçirmeden kaza edilmelidir.
Bazı özürler vardır ki, bu hallerde kılınmayan namazlar daha sonra kaza edilmezler. Kadınların âdet ve lohusalık hali, beş vakit devam eden sar'a veya cinnet hali bu çeşit özürlerdendir. Zaten âdet gören ve lohusa olan kadının namaz kılması caiz olmayıp haramdır.
Vakti içinde kılınmayan beş vakit namazın kazası farz, vitir namazının kazası vacip, sünnetin kazası da sünnettir. Kazası sünnet olan, yalnız sabah namazının sünnetidir. Günün sabah namazı kazaya kalmış ise, öğleye kadar kılınınca farzıyla birlikte sünneti de kaza edilir; öğleden sonraya kalınca sünnet kılınmaz, sadece farz kaza edilir.
Zamanında kılınamayan bazı vakit sünnetleri de daha sonra kılınarak kaza edilir. Meselâ, cemaate yetişmek için öğle namazının ilk sünneti kılınamadığı takdirde, farzı kılıp iki rekât sünnetten sonra ayrıca kılınır. Cuma namazının ilk sünneti hutbeden önce kılınamadığı zaman, yine cumanın iki rekât farzından sonra kaza edilerek kılınır, îki rekât kılınarak yarıda bırakılan öğlenin ve cumanın ilk sünnetleri, aynen bu şekilde dört rekât olarak kaza edilir. Bu sünnetlerin dışındaki diğer vakit namazlarının sünnetleri kılınmadıkları zamanlar kaza edilmezler. Meselâ ikindi ve yatsı namazının sünnetleri farzdan önce kılınmadıkları zaman daha sonra kılınmazlar.
Kaza namazları, ne şekilde kazaya kalmış ise aynı şekilde kılınacaktır. Sabah iki, öğle dört, ikindi dört, akşam üç, yatsı dört ve vitir üç rekat olarak kaza edilir.
Her kaza namazı için belirli bir zaman veya mekân tayin edilmez. Yani "ikindi namazının kazası ikindi vaktinde kılınır" diye bir sınır yoktur. İstediğiniz zamanda kılınabilir. Kaza namazını kılarken "ikindi namazının yatsıdan önce veya öğlenin sabahtan sonra kılınması gerekir" gibi bir şart da yoktur.
Fakat kerahet vakti dediğimiz zamanlarda kılınmamasına dikkat edilir. Bu vakitler de güneş doğduktan 45 dk sonraya, güneş batmadan 45 dk. önceye kadar ve güneş tam tepede olduğu zaman (öğle vaktinin 30 dk. öncesinden öğle namazı vakti girişine kadar) namaz kılınması hoş görülmemiştir. Bunların dışındaki bütün zamanlarda kaza namazı kılınabilir.
- Kaza namazları nasıl kılınır?
Vaktinde kılamayıp kazaya kalan namazları altı vakti bulan veya daha çok olan bir kimse, kaza namazları arasında bir sıra gözetmediği gibi, kaza namazları ile vakit namazları arasında da bir sıra takibi yapmaz. Namaz kılmanın mekruh olduğu üç kerahet vaktinin dışında, istediği ve müsait olduğu her zaman kılabilir. Çünkü kaza namazları için belli bir vakit yoktur. Meselâ, vaktinde kılınamamış olan bir ikindi namazı yatsıdan sonra, bir yatsı namazı da öğleden sonra kılınabilir.
Kaza namazlarını kılarken vakti belirlemeye gerek yoktur. Bu çok zor olacağından kolay olanı yapmak daha uygundur. Bir kaza namazı şöyle niyet edilerek kılınır:
Meselâ: "Niyet ettim Allah rızası için, vaktine yetişip de kılamadığım ilk öğle namazını" yahut "son öğle namazını kılmaya." Böylece kazaya kalmış olan namazlar, ya ilk kazaya kalmış olanından başlanmış olur veya en son kazaya kalmış olanından başlanmış olur ki, her iki halde de belli bir düzene göre geçmiş namazlar kılınarak azalmış olur.
Daha kolay olması bakımından "Üzerimde olan bir öğle veya ikindi namazını kaza ediyorum" şeklinde niyet etmek de yeterlidir.
Bir vaktin namazı kaza edileceği zaman önce bir ezan okunur, sonra ikamet getirilerek kılınır. Birden fazla kaza namazı kılınacağı zaman da hepsi için bir ezan kâfi gelirken, her farz namazı için ayrı ayrı ikamet getirmek sünnettir.
Kazaya kalmış olan namazların kaç vakit olduğunu kesin olarak bilemeyen kimse, galip tahminine göre hareket eder. Sayı bakımından tam bir tahmin yapamıyorsa, üzerinde kaza namazı kalmadığı kanaatine varıncaya kadar kılar.
Aynı namazları kazaya kalmış olan kişiler, bu namazı cemaatle kılabilirler. Fakat farklı farklı namazları kılmaya kalkanlar tek bir cemaat olamazlar; ayrı ayrı kılmaları gerekir.
Kaza namazlarını, mümkünse evde kılmayı tercih etmelidir. Şayet bu namazlar mazeretsiz olarak kazaya bırakılmışsa, bir günah sayılacağından bunu teşhir etmek uygun olmaz...
Kaynak:
Sorularla İslamiyet
KAYIP BULMAK İÇİN OKUNACAK DUA
Hz. Ömer (ra)'in oğlu Abdullah şöyle buyurmuştur:
Bir eşyasını kaybeden veya çaldıran kişi, iki rekât namaz kıldıktan sonra şöyle dua eder:
Kaynak :
Sorularla İslamiye
Bir eşyasını kaybeden veya çaldıran kişi, iki rekât namaz kıldıktan sonra şöyle dua eder:
ANLAMI:اَللَّهُمَّ رَبَّ الضّآلَّةِ وَهَادِىَ الضَّآلَّةِ رُدَّ عَلَىَّ ضآَلَّتِي بِقُدْرَتِكَ وَسُلْطاَنِكَ فَاِنَّهَا مِنْ فَضْلِكَ وَعَطَاءِكِ"Allâhümme rabbe'd-dâlleti ve hâdiye'd-dâlleti, rudde aleyye dâlletî bi kudretike ve sultânike. Fe in-nehâ min fadlike ve atâike."
"Ey kaybolanların Rabbi ve kaybolanları ve yolunu kaybedenleri doğru yola kılavuzlayan Allah'ım! Kudretin ve saltanatın hakkı için kaybettiğim şeyi bana iade eyle. Çünkü bu senin fazl ve keremindendir." (Bostanu'l-Arifin; Bilal Eren, Açıklamalı Dua Hazinesi, s. 304)Kaybolan, çalınan bir şeyi bulmak için, her gün yirmi beş kere, "Yâ câmi’annâsi li-yevmin lâ raybe fihi innallahe lâ yuhlif-ül mi’âd icma’ beyni ve beyne …" duasını okuyabilir. Buluncaya kadar okumaya devam eder. Noktaların yerinde, kaybolan şeyin ismini söylemelidir. (İbni Âbidin)
Kaynak :
Sorularla İslamiye
11 Şubat 2019 Pazartesi
"el-Vedud" ism-i şerifi okuyan eşler arasındaki sevgi artar
"el-Vedud"
1) Bu ism-i şerifi zikretmek eşler arasındaki sevginin artmasına sebep olur.
Eşiyle arasındaki sevgi bağında kopukluk olan birisi bu ism-i şerifi bir yiyecek üzerine bin (1000) kere okuyup beraberce ondan yerlerse, Allah-u Te'ala'nın izniyle aralarındaki muhabbet kat kat artar.
Kaynak : Cübbeli Ahmet Hoca Efendi
Medya Hesapları:
Youtube : http://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : http://www.facebook.com/cubbeliahmethoca
Twitter : http://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : http://www.instagram.com/c_ahmethoca
Web Site : http://www.cubbeliahmethoca.tv
Alışveriş: https://www.herseybusepette.com/
1) Bu ism-i şerifi zikretmek eşler arasındaki sevginin artmasına sebep olur.
Eşiyle arasındaki sevgi bağında kopukluk olan birisi bu ism-i şerifi bir yiyecek üzerine bin (1000) kere okuyup beraberce ondan yerlerse, Allah-u Te'ala'nın izniyle aralarındaki muhabbet kat kat artar.
Kaynak : Cübbeli Ahmet Hoca Efendi
Medya Hesapları:
Youtube : http://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : http://www.facebook.com/cubbeliahmethoca
Twitter : http://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : http://www.instagram.com/c_ahmethoca
Web Site : http://www.cubbeliahmethoca.tv
Alışveriş: https://www.herseybusepette.com/
8 Şubat 2019 Cuma
Hadis-i Şerif
Suheyb (r.a)'tan rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır:
" Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır;
O’nun her işi hayırdır.
Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur.
Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. "
Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.
" Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır;
O’nun her işi hayırdır.
Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur.
Eğer bir darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur. "
Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.
7 Şubat 2019 Perşembe
Hadis-i Şerif
Rasulullah ( S.A.V.) buyurdu ki :
‘Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki,
sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.
Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!’
(Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et’ime 45; İbni Mâce, Mukaddime, 9)
‘Canım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki,
sizler iman etmedikçe cennete giremezsiniz.
Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.
Yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranızda selâmı yayınız!’
(Müslim, Îmân 93-94; Tirmizî, Et’ime 45; İbni Mâce, Mukaddime, 9)
6 Şubat 2019 Çarşamba
Özlü Sözler Hz. Mevlana K.S.
Sular hep aktı geçti.
Kurudu vakti geçti.
Nice han nice Sultan Tahtı bıraktı geçti.
Dünya bir penceredir. Her gelen baktı geçti.
{Hz. Mevlana}
Nice han nice Sultan Tahtı bıraktı geçti.
Dünya bir penceredir. Her gelen baktı geçti.
{Hz. Mevlana}
3 Şubat 2019 Pazar
2019 YILI DİNİ GÜNLER LİSTESİ
2019 Dini Günler Listesi
2019 YILI DİNİ GÜNLER LİSTESİ
HİCRİ TARİHLER
|
MİLADİ
TARİHLER
|
|||||
GÜN
|
AY
|
YIL
|
GÜN
|
AY-YIL
|
HAF.GÜN
|
DİNİ GÜNLER
|
1
|
C.EVVEL
|
1440
|
07
|
OCAK-2019
|
PAZARTESİ
|
........
|
1
|
C.AHİR
|
1440
|
06
|
ŞUBAT-2019
|
ÇARŞAMBA
|
........
|
30
|
C.AHİR
|
1440
|
07
|
MART-2019
|
PERŞEMBE
|
REGAİB KANDİLİ
|
1
|
RECEB
|
1440
|
08
|
MART-2019
|
CUMA
|
ÜÇ AYLARIN BAŞLANGICI
|
26
|
RECEB
|
1440
|
02
|
NİSAN-2019
|
SALI
|
MİRAC KANDİLİ
|
1
|
ŞABAN
|
1440
|
06
|
NİSAN-2019
|
CUMARTESİ
|
...........
|
14
|
ŞABAN
|
1440
|
19
|
NİSAN-2019
|
CUMA
|
BERAT KANDİLİ
|
1
|
RAMAZAN
|
1440
|
06
|
MAYIS-2019
|
PAZARTESİ
|
RAMAZAN BAŞLANGICI
|
26
|
RAMAZAN
|
1440
|
31
|
MAYIS-2019
|
CUMA
|
KADİR GECESİ
|
29
|
RAMAZAN
|
1440
|
03
|
HAZİRAN-2019
|
PAZARTESİ
|
AREFE
|
1
|
ŞEVVAL
|
1440
|
04
|
HAZİRAN-2019
|
SALI
|
RAMAZAN BAYRAMI (1.Gün)
|
2
|
ŞEVVAL
|
1440
|
05
|
HAZİRAN-2019
|
ÇARŞAMBA
|
RAMAZAN BAYRAMI (2.Gün)
|
3
|
ŞEVVAL
|
1440
|
06
|
HAZİRAN-2019
|
PERŞEMBE
|
RAMAZAN BAYRAMI (3.Gün)
|
1
|
ZİLKADE
|
1440
|
04
|
TEMMUZ-2019
|
PERŞEMBE
|
........
|
1
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
02
|
AĞUSTOS-2019
|
CUMA
|
........
|
9
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
10
|
AĞUSTOS-2019
|
CUMARTESİ
|
AREFE
|
10
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
11
|
AĞUSTOS-2019
|
PAZAR
|
KURBAN BAYRAMI (1.Gün)
|
11
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
12
|
AĞUSTOS-2019
|
PAZARTESİ
|
KURBAN BAYRAMI (2.Gün)
|
12
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
13
|
AĞUSTOS-2019
|
SALI
|
KURBAN BAYRAMI (3.Gün)
|
13
|
ZİLHİCCE
|
1440
|
14
|
AĞUSTOS-2019
|
ÇARŞAMBA
|
KURBAN BAYRAMI (4.Gün)
|
1
|
MUHARREM
|
1441
|
31
|
AĞUSTOS-2019
|
CUMARTESİ
|
HİCRİ YILBAŞI
|
10
|
MUHARREM
|
1441
|
09
|
EYLÜL-2019
|
PAZARTESİ
|
AŞURE GÜNÜ
|
1
|
SAFER
|
1441
|
30
|
EYLÜL-2019
|
PAZARTESİ
|
........
|
1
|
R.EVVEL
|
1441
|
29
|
EKİM-2019
|
SALI
|
........
|
11
|
R.EVVEL
|
1441
|
08
|
KASIM-2019
|
CUMA
|
MEVLİD KANDİLİ
|
1
|
R.AHİR
|
1441
|
28
|
KASIM-2019
|
PERŞEMBE
|
........
|
1
|
C.EVVEL
|
1441
|
27
|
ARALIK-2019
|
CUMA
|
........
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)