“Namaz borcu olan, sünnet kılmaz, nafile kılmaz” diyenler oluyor.
Bu, son zamanlarda İslâm’a yapılan saldırılardan biridir. Ne diye kılınmasın? Peygamber kılmış, sahabe kılmış, büyükler kılmış, mezhep kurucuları kabul etmiş, ilmihal kitaplarında nafile ibadetlere yer verilmiş, faziletinden bahsedilmiş. Hiçbir mezhepte ve ilmihal kitaplarında nafileler terk edilir diye bir ifade yok.
Bu iddia sahipleri, çağdaş müslüman, şeklî müslüman, sözde müslüman… Nasipsiz kimseler de ondan oluyor bunlar.
Bir konuda nâs varsa, o konuda İslâm alimleri birleştiyse, onun tersi yapılmaz.
Ömer Nasuhi Bilmen: “Değil sünnetleri terk, biz nafileleri bile kılarız” der.
Hanefi mezhebinde asla peygamber sünneti terk edilmez. Peygamberin yaptığı bir şey terk edilmez. Çünkü bizim sevaba ihtiyacımız var. Peygamber şefaatine ihtiyacımız var. Biz farzları yerine getirirken sünnete göre yerine getiririz. Sünnete uymadan, nafile kılmadan kurtuluş yoktur.
Tarihi bir olay var:
İbadete bir cuma günü açılan camide, ilk namazı 2. Bâyezid Han kıldırmıştır. Bu hadiseyi de Evliya Çelebi şöyle anlatır:
“Camînin yapısı tamamlanıp bir Cuma günü büyük bir merasimle ibadete açıldı. Bâyezid-i Veli buyurdular ki:
“- Her kim, ömründe ikindi ve yatsı namazlarının ilk sünnetini hiç terk etmemiş ise, Şu mübarek vakitte o imam olsun!”
“-Elhamdülillah! Savaşta ve barışta bir bu sünnetleri terk etmedik!…” dedi
Eğer sünnetleri, nafileleri terk edersek, biz peygamberden, peygamber bizden uzaklaşır. Son zamanlarda sün-netsizler, mezhepsizler türedi. Ziya Paşa’nın ifadesiyle:
“Evvel yoğ idi iş bu rivayet yeni çıktı.” Sünneti terkin, nafileyi terkin kaynağı yok.
Kur’an’da: “İnsanlar imtihandan geçi-rilmeden, sadece ‘İman ettik’ demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?” (Ankebut Sûresi: 2) diyor alemlerin rabbi.
Bir hadiste de: “Ölenlerden kimse yoktur ki, sözü ile ameli tartılmasın. Sözü amelinden ağır gelenin ameli kabul olmaz. Eğer ameli sözünden ağır gelirse, ameli kabul edilir.”(Râmuz 379/11)
– “Bir kimse insanları bir amele davet eder de kendisi bunu yapmazsa, kendisi yapıncaya kadar Allah’ın gazabındadır.” (Age: 420/4)
– “Bir kul kıyamet gününde ilk önce namazdan sorulacak. Eğer namazı tam çıkarsa, kazananlardan ve kurtulanlardan olur. Eğer namazı eksik çıkarsa, kaybedenlerden olur. Farz namazlar eksik çıktığında Cenab-ı Allah: “Bakın kulumun nafile namazı var mı? der. Eksiklikler nafile namazlarla tamamlanır. Diğer amellleri de bu tarzda hesap edilir.” (R. Salihin:2/398) (Tirmizi: Salat: 305) buyrularak nafilelerin önemi belirtilmiştir.
2- Nafile namaz kılmanın faydaları:
Nafile namaz kılmak, insanı Allah’a en güzel şekilde yaklaşmayı sağlar. Allah’la aradaki perdeyi kaldırır. Ayrıca peygambere bağlılığı da pekiştirir. Allah’ın ve Rasulünün sevgisini kazandırır.
Nafile ibadetler, eksik amelleri tamamlar.
Nafile ibadetler, bol sevap kazandırır.
Nafile ibadetler, namazlardaki vesveseyi önler ve zevkle namaz kılmayı sağlar.
3- Namazlar dörde ayrılır:
a) Farz Namazlar
b) Vacip Namazlar
c) Sünnet Namazlar
d) Nafile Namazlar
Nafile namazları peygamberimiz kılmış ve kılın diye tavsiyede bulunmuştur.
Hz. Peygamber; Güneş, ay tutulmalarında, yağmur yağmadığı zamanlarda, bir isteğinin olması durumunda, deprem, fırtına, afat anlarında iki rekat namaz kılmış ve dua etmiştir. Tevbe istiğfardan önce iki rekat namaz kılmayı tavsiye etmiştir.
4- MEZHEBİMİZE GÖRE NAFİLE NAMAZLAR NE ZAMAN KILINMAZ
Nafile namazlar her zaman kılınmaz kılınmayan vakitler şunlardır.
a) Sabah namazı vakti nafile namaz kılınmaz bu konuda Hz Peygamber, “Sabah namazından önce ve sonra sabah namazından başka namaz yoktur” der. (İslâm İlm. H. Döndüren: 209)
b) Güneş tam doğarken zevalde iken ve batarken kılınmaz .
c) İkindi namazı ile akşam namazı arasında kılınmaz
d) Cuma günü ve bayram günü hutbe okunurken kılınmaz .
e) Farz namazın vakti daraldıysa nafile kılınmaz.
Mezhebimize göre bir insanın kaza borçları da olsa, nafile namazı kılar nafile terk edilmez.
Bu saydığımız vakitlerin dışında her zaman nafile namazı kılınır. Nafile namazlar bizim kurtuluşumuzu sağlayacak namaz-lardır. Farz, vacip ve sünnetler zaten bizim borcumuzdur.
1) KUŞLUK NAMAZI
Buna namaza Duha Namazı da denir. Güneşin doğmasından bir saat sonra, öğle namazına bir saat kalaya kadar kılınır .
Nafile namazlar ikişer rekat olarak kılınır .
Kuşluk namazı dört rekat olarak kılınır. Vakti olanlar için sekiz rekat kılmak daha sevaptır. Halk arasında işrak namazını, “gün ışıldak” diye anlayıp, güneş ışıldarken namaz kılanların olduğu söyleniyor. Böyle bir namaz yoktur aynı zamanda güneşin doğmasından en az 45 dakikaya kadar namaz kılmak günahtır.
Kuşluk namazıyla ilgili Hz Peygamber şöyle buyurur:
– “Ebu Derda (ra): “Canımdan daha fazla sevdiğim Peygamber (SAV) bana yaşadığım müddetçe terk etmemek üzere her ay üç gün oruç tutmamı, kuşluk namazını kılmamı tavsiye etti. (Age: 25) der.
– “Bir kimse güneş yükseldiğinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılarsa günahları mağfiret olunur veya anadan doğma gibi olur (Ramuz el-Ehadis 436 /8)
– “Duha’dan iki rekat, Allah yolunda kabul olunmuş nafile hac ve umreye bedeldir.” (Ramuz el-Ehadis 291 /10) müjdesi verilmiştir.
Bir islâm büyüğü şöyle diyor:
– “Dört şey aradık dört şeyde bulduk:
a) Allahın rızasını aradık ona ibadetle, itaatle bulduk
b) Rızık genişliği aradık kuşluk namazında bulduk .
c) Din selameti aradık dili muhafazada bulduk.
d) “Kabir aydınlığı aradık gece namazında bulduk.” Bazı ibadetlerin sevabını çoklarımız bilmeden yapıyor. Tabi bilerek yapmak çok daha güzel çok daha sevaptır.
2- EVVABİN NAMAZI
Akşam namazını kıldıktan sonra konuşmadan iki rekat olarak kılınır. Evvabin çok tevbe edip Allah’a çok yönelen demektir.
İsra sûresi’nin 25. ayetinde: “Allah’ın tevbeye yönelen(Evvabin) ’leri son derece bağışlayıcıdır.” buyurulmuştur.
– “Akşamdan sonra namaz kılan, Evvabinden sayılır.” H.Döndüren İsl. İlm. 346) buyurmuştur.
Nafile namazlar sünnetten sonra, ayrı bir niyetle kılınır. “Akşamla birlikte veya hemen ardından” ifadesini bitiştirerek kılmak şeklinde anlamamak gerekir. Çünkü biri müekket sünnet, biri nafiledir. Kılınışları da aynıdır.
3- TESBİH NAMAZI
Sevabı bol olan bir namazdır. İkişer ikişer olmak üzere dört rekat olarak kılınır. Her rekatta 75 defa “Sübhanallahi velhamdülillahi velâilahe illallahü vallahü ekber velê havle velâ guvvete illa billahil aliyyil azim” demek sûretiyle 300 defa denmiş olur.
Peygamberimizin amcası Abbas (ra), Hz. Peygamberden kendisini Allah’a yaklaştıracak ve büyük fayda göreceği bir amel tavsiye etmesini istemiş, peygamber (SAV) de Tesbih Namazı’nı tarif etmiştir. Ardından da imkan varsa, hergün, değilse her Cuma günleri, olmazsa ayda bir defa, o da olmazsa yılda bir defa, bu da olmazsa ömründe bir defa mutlaka kılmasını tavsiye etmiştir.
Miraçta İbrahim(AS) Peygamberimize: “Ümmetine söyle, cennette fidan diksinler” demiş. Peygamberimiz bunun ne olduğunu sorunca İbrahim Peygamber, tesbih namazında söylenen zikri söylemiştir.
4- ÖĞLE NAMAZINDAN SONRA SÜNNETİN HEMEN ARDINDAN İKİ REKAT NAMAZ KILMAK MÜSTAHAPTIR.
(Müstehap: Sevimli, tercih edilen ve güzel bulunan iş demektir. Peygamberin bazen işlediği, bazen terk ettiği, islâm büyüklerinin yapıp tavsiye ettiği iştir.)
Öğlen namazının son sünneti müekket sünnettir. Nafile ile birleşmez. Çünkü; Nafileler iki rekat kılınır. Nafilede birinci oturuşta, salli barik okunur. Kalkınca da Sübhaneke okunur. Müekket sünnetlerde böyle yapılırsa sehiv secdesi gerekir.
5- İSTİHARE NAMAZI
Araplar neyi nasıl yapacakları konusunda; fal oku çekerlerdi.
İstihare: Hayırlı olanı istemek demektir.
İşlerimizde nasıl hareket edeceğimizi, neyin daha iyi, daha doğru olduğunu anlamak için bir işaret istemek maksadı ile kılınan iki rekat namazdır.
Birinci rekatta Fatiha ve Kâfirun sûreleri okunur. İkinci rekatta Fatiha ve İhlâs Sûreleri okunur. Selam verdikten sonra istihare duası okunur.
Cabir bin Abdullah’tan rivayet edildiğine göre kendisi şöyle anlatmıştır: Rasulullah (SAV) bütün işlerde bize Kur’an’dan bir sûre öğretir gibi istihareyi öğretir ve şöyle buyururdu: sizden biri bir iş yapmak istediği vakit farz dışında iki rekat namaz kılsın ve şöyle dua etsin:
Anlamı: Allahım! “sen bildiğin için, senden hakkımda hayırlısını bana bildirmeni dilerim. Ve gücün yettiği için ben senden güç ve takat isterim. Hayra ermemi, senin büyük fazl ve kereminden niyaz eylerim. Çünkü senin herşeye gücün yeter. Benim ise gücüm yetmez sen her şeyi bilirsin halbuki ben bilmem. Sen gayb âlemini tam olarak bilirsin.
Allahım! Sen bu işin benim dinim, yaşayışım, işimin sonucu veya dünya ve ahiretim hakkında hayırlı olduğunu biliyor isen bunu bana nasip ve müyesser eyle. Sonra bundan benim için feyiz ve bereket meydana getir. Ve eğer bu iş benim dinim, yaşayışım, işimin sonucu hakkında dünyevi ve uhrevi hususlarımda, benim için bir şer ise bunu benden çevir. Beni de bundan çevir. Benim için kalbimde bir meyil bırakma ve benim için hayır nerede ise müyesser kıl, sonra da bu konuda benden razı ol.” (Buhari teheccüd: 25)
İstihare yaptıktan sonra mesele aydınlanmazsa, yukarıda zikredilen istihare namazını ve istihare duasını 7 kere tekrarlamak gerekir. Çünkü İbnü’s Sünnî’den şöyle rivayet edilmiştir.
“Ya Enes! Bir iş yapmak istediğin zaman 7 kere rabbinle istihare et. Sonra kalbine gelene bak, hayır ondadır. Bir kimse namaz kılarak istihare yapmıyorsa o taktirde sadece yukarıdaki duayı okuyarak istiharede bulunabilir.
6- HACET NAMAZI
Herhangi bir isteği olan kimse, yatsı namazından sonra 2 – 4 veya 12 rekat namaz kılar, Hacet duasını okur ve Cenab-ı Allah’a isteğinin olması yolunda dua eder.
Birinci rekatta Fatiha ve üç Ayetel-kürsi okur
İkinci rekatta Fatiha ve ihlas okur.
Eğer dört rekat kılacaksa;
Üçüncü rekatta Fatiha ve Felak Sûresini okur,
Dördüncü rekatta Fatiha ve Nas Sûresini okur
Bu namazla ilgili olarak Hz. Peygamber(SAV) şöyle buyurur: -“Kimin Allah’tan bir dileği olursa iki rekat namaz kılsın sonra Allah’a dua etsin, salavat getirip, hacet duasını okusun” (Tirmizi Vitir: 17) (Bak. H. Döndüren, İslam İlm: 352-353)
Tirmizi’nin Abdulah b. Evfa (ra)’dan naklettiğine göre Rasulullah (SAV) şöyle buyurmuştur: Her kimin Allah’tan bir dileği olursa yahut insanlardan herhangi birinden bir dileği bulunursa önce güzelce abdest alsın ve iki rekat namaz kılsın. Sonra Allah’a hamd ve senada bulunsun, sonra Hz. Peygambere salatu selam getirsin. Sonra şu duayı okusun:
Anlamı: “Halîm ve Kerim olan Allah’tan başka ilah yoktur. Yüce arşın rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Allahım! Rahmetini geciktiren şeyleri, kesin affını, her iyiliği elde etmeyi her günahtan uzak olmayı senden dilerim. Affetmediğin hiçbir günah, feraha çıkarmadığın hiçbir tasa, senin rızana uygun olan hiçbir ihtiyacı da karşılamadan bırakma. Ey merhametlilerin en merhametlisi olan Allah’ım” (Tirmizi vitr: 17)
7- TEVBE NAMAZI
Günah işleyen bir insan tevbe etmeden önce bir miktar sadaka vererek, güzelce abdest alır ve iki rekat namaz kılar ve ondan sonra tevbe eder.
Hz. Peygamber(SAV) şöyle burur:
-“Kul günah işler de sonra kalkıp güzelce abdest alıp, iki rekat namaz kılarsa ve Allah’tan bağışlanmasını dilerse, Allah onu affeder.” Ardından da Al-i İmran sûresinin 135. ayetini okumuştur. (Râmuz: 384/6) Bu ayetin anlamı şöyledir:
“O iman edenler bir kötülük yaptıklarında ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe ve istiğfar ederler. Zaten günahları Allah’tan başka kim bağışlayabilir ki! Bir de onlar, işledikleri kötülüklerde ısrar etmezler.” (Al-i İmran: 135)
8- MESCİD NAMAZI: (Tahıyyat’ül mescid): Mescide selâm vermek demek
Mescide giren, Rabbına selâm vermek ve tâzim gayesiyle iki rekat namaz kılar.
– Vakit, kerahet vakti olmamalıdır. (Şâfiler kılabilir)
– Cemaat namaza başlamış olmamalıdır.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
– “Sizden biriniz mescide girerse iki rekat namaz kılmadan oturmasın.” (Buhari salat: 60)
– “Mescidin hakkı vardır, onun selâmlanması, iki rekat namazdır.” buyurur.
9- ABDEST NAMAZI:
Abdest aldıktan sonra gusül yaptıktan sonra vakit ve durum uygunsa iki rekat namaz kılınır.
Bu namazla ilgili Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:
– “Kim güzelce abdest alıp sonra iki rekat namaz kılar ve Allah’a yönelirse, ona cennet vacip olur. (Buhari Vudu: 24)
– “Kim abdest alıp benim gibi iki rekat namaz kılarsa, günahları affolunur.” (İs. İlm. 1. 316 – Divantaş)
10- YOLCU NAMAZI:
Yola çıkılacağı zaman iki rekat namz kılıp: “Ya Rabbi! yolumu açık eyle, kazalardan belalardan koru, yolculuğumu işlerimi kolaylaştır. Hayırlı insanlarla karşılaştır ve beni sağ salim evime, yakınlarına kavuştur…” diye dua eder. Dönüşte de iki rekat Şükür Namazı kılar: “Ya Rabbi! sana şükürler olsun, beni sağ salim evime döndürdün, beni yakınlarıma kavuşturdun” diye dua eder.
11- KORKU NAMAZI:
Korku veren bir olay ve ciddi bir tahlike karşısında yani korku anında iki rekat namaz kılınır, dua edilir, “Ya Rabbi! bizi koru, korkulardan emin kıl. Bize herhangi bir zararın gelmesinden sen bizi koru. Koruyucumuz kurtarıcımız ve yardımcımız ol…” denir.
12- TEHECCÜD NAMAZI VE GECENİN SIRLARI:
Zaman izafidir. Dünyanın dönmesiyle gece ve gündüz oluşur. Böyle olunca dünyanın her bir ülkesinde 24 saat ezan okunur, namaz kılınır ve Allah anılır. Fakat en güzel vakit gece yapılan ibadettir.
İnanan, inancı doğrultusunda gece hayatı yaşar, inanmayan da kendine göre gece hayatı yaşar.
Cenab-ı Allah hiçbir şeyi boşuna yaratmamıştır. Herşeyin mutlaka bir yaratılış hikmeti vardır.
Az uyuyan Çok yaşıyor:
Kanseri önleme çalışmaları çerçe-vesinde California Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre, gece 8 saat uyuyan kişilerin ömrünün, 7 saat uyuyan kişilere göre 6 yıl içinde yüzde 12 oranında azaldığı belirtildi. Yaşları 30 ila 102 arasında değişen kişiler üzerinde yapılan araştırmayı yürüten psikiyatri profesörü Dr. Daniel Kripke, “5, 6 ya da 7 saat uyuyan kişilerin endişelenecek bir şeyleri yok. Bu insanların 8 saat uykuya ihtiyaçları bulunmuyor.” denmiştir. (01.03.2002 – Zaman)
İlim adamları, bölünen uykunun daha doyurucu ve daha faydalı olduğunu açıklamışlardır. Ayrıca çok uyumanın da zararlarından bahsetmektedirler.
Gece az uyuyanlar, bütün günü zinde olarak geçirirler. Çok uyuyanlar ise akşama kadar esner dururlar. Bütün günü gafletle geçirirler. Atalarımız: “Az ye, az uyu, az konuş.” demişlerdir. Bu da ancak gece ibadeti ile mümkün olur.
Gece ibadeti, herkese nasip olmaz. Yatmasını kalkmasını bilmeyenler, günah işleyip, yaradanına isyan edenler, bazı şeylerden mahrum edilirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder