6 Mart 2019 Çarşamba

Neml Suresi 40. Ayetin Fazileti

(33)
Öyle bir zaman varki 1 gün 50.000 yıla denk
bir gün var 1000 yıla denk.
Öyle bir zaman varki salisenin belkide milyonda 1
yani açıkça IŞIKTAN HIZLI sürat bildiriliyor

Neml Suresi 40. Ayetin bir kısmı

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle
 “Euzübillahimineşşeytanirracim” “Bismillahirrahmanirrahim”

 اَنَا۬ اٰت۪يكَ بِه۪ قَبْلَ اَنْ يَرْتَدَّ اِلَيْكَ طَرْفُكَۜ
 فَلَمَّا رَاٰهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ قَالَ هٰذَا مِنْ فَضْلِ رَبّ۪ي۠


"Ene atike bihi kable en yertedde ileyke tarfük....
Felemma reahü mustekırren ındehu , kale haza min fazlı RABBİ....."
27 NEML 40....
Meali:{ ..Gözün - GÖRÜNTÜ , sana ulaşmadan Onu,Sana GETİRİRİM....
Süleyman - Tahtı yanıbaşında görünce < Bu Rabbimin Lütfundandır , dedi.>

Günde 100 ile 1000 arası okunabilir...

Kitab ehli bir ilim sahibi burada Eşyanın naklini başarıyor . Einstein ' in dediği gibi son hız ışık hızı değilmiş....
Konu ile ilgili Cübbeli Ahmet Hocanın Sohbetinde Bahsedilmişti dileyen kardeşim vakti varsa ilim
dolu bu sohbeti dinlesin
Baktığımızda , gelecek olan GÖRÜNTÜ , gelmeden TAHT GELİYORRR....
Görüntüyü getiren ışık , olduğuna göre burada , hem IŞIKTAN HIZLI sürat bildiriliyor , hemde ışıktan hızlı süratle eşyanın naklolacağı bildiriliyor....

Buradaki HIZ enerji varlıklarınkindende yüksektir.....
Bu anahtar çevrilerek kapısı açılırsa , eşya ve insan nakli mümkündür......

Duaların sonuçlanmasını dahi hızlandırır...
Zamanı YAVAŞLATIR , Ömrü UZATIR....

NEML SURESİ 40. AYETİ KERİMESİNİN TEVSİRİ
----------------------------------------------------------------------
TEVSİR 1 / NEML SURESİ 40. AYETİ KERİMESİNİN TEVSİRİ
-------------------------------------------------------------------
Peygamberin görevi insanlarla savaşarak ganimet elde etmek veya savaş tehdidiyle hediye almak değil, Allah’ın dinini tebliğ etmek, insanların sapkın inançlardan kurtulmalarının yolunu açmak olduğu için Hz. Süleyman, kraliçenin gönderdiği hediyelere iltifat etmemiştir. Ülkenin güvenliği bunu gerekli kıldığı için de teslim ve tâbi olmadıkları takdirde karşı koyamayacakları ordularla üzerlerine gideceğini söyleyerek onları tehdit etmiştir.

 Elçiler dönüp durumu kraliçeye anlatınca kraliçe maiyetindeki ileri gelenlerle birlikte Hz. Süleyman’ı ziyaret edip onun dini hakkında bilgi almak üzere harekete geçmiştir. Öte yandan Hz. Süleyman’a bu bilgi ulaşmış (âyet 42), o da kraliçe gelip teslim olmadan önce onun tahtını getirmelerini yanındaki görevlilerden istemiştir.

 Bu kıssada bir kadın yöneticinin erkek devlet adamlarından daha basiretli davrandığının ima edilmesi de ilgi çekicidir. 39. âyette geçen ifrît, “güçlü, kuvvetli, yaramaz, ele avuca sığmaz kimse” demektir. Sıfat olarak cinler için kullanıldığı gibi insanlar için de kullanılır (Elmalılı, VI, 3678-3679).

  “Kitap ilmine sahip olan biri”nin kimliği hakkında farklı rivayetler vardır. “Bir melek, bir insan, Hızır, Süleyman’ın veziri Âsaf b. Berhiyâ” veya “Süleyman’ın kendisi” denilmiştir. Râzî gerekçelerini de açıklayarak Süleyman’ın kendisi olduğunu söyleyen görüşü tercih etmektedir (XXIV, 197-198).


Kaynak : Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 4 Sayfa: 194-195
-----------------------------------------------------------------------

TEVSİR 2 / NEML SURESİ 40. AYETİ KERİMESİNİN TEVSİRİ
-----------------------------------------------------------------------
Ayeti Kerimenin Tevsiri:
Kendi yanında (Tevrât ve Zebûr gibi, Süleymân (Aleyhisselâm)`dan ön ce indirilmiş) kitap(lar)dan büyük bir ilim bulunan o (Âsaf ibni Berhiyâ isimli sıddîk) kişi (kendisiyle dua edildiği anda kabul eseri görülecek olan ism-i a`zamı bildiği için): “Gözün(ü bir tarafa çevirdi ğinde, o) sana geri dönmeden ben onu sana getiri rim!” dedi. O (zatın, ism-i a`zamı okumasıyla Süleymân (Aleyhisselâm)) onu yanında yerleşmiş bir halde gö rünce(, bu nimete şükretmek üzere): “İşte (göz açıp kapayacak kadar kısa bir zamanda) bu (murâdımın gerçekleşmesi), Rabbimin (bana lût fetmiş bulunduğu) fazlındandır. Tâ ki O, şükürde mi bulunacağım yoksa (kendime bir pay çıkararak yahut hakkıyla şükredemeyerek) nankörlük mü yapacağım diye beni imtihân (edenin muâmelesine tâbi) etsin (için bunu bana vermiştir)! Kim şükrederse, (bununla nimetinin devamını ve artışını sağlayacağından) ancak kendisi için şükret miş olur; her kim de nankörlükte bulunursa, Şüphe siz ki benim Rabbim (kimsenin şükrüne ihtiyacı olma yan bir) Ğaniyy’dir, (nankörlük yüzünden nimetini kes meyecek derecede iyilik sahibi bir) Kerîm’dir.” dedi.

Kaynak: Alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder