Allah'ın güzel isimleri manasına gelen Esmaül Hüsna'dan Hayy zikri 'Ezeli ve ebedi hayat sahibi' manasına gelmektedir. El Hayy Esması hangi durumlarda okunur? El Hayy esmasının ebced değeri ve zikir vakti ne zamandır? Sizler için El Hayy esmasını araştırdık. İşte El Hayy esması hakkında bilmeniz gerekenler...Esmaül Hüsna
En güzel isimler manasına gelen Esmaül Hüsna Allah'ın 99 adet ismi bulunmaktadır. Esmaül Hüsna içerisinde büyük faziletler barındırır. Her ismin ayrı fazileti vardır.Bu yazımızda El Hayy Esmasının faziletlerini bulabilirsiniz. El-Hayy (c.c.) esmasının manası : Daima diri olan, her şeye hayat ve can veren, sonsuz, sınırsız bir hayatın sahibi olan, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten, gerçek hayat sahibi olan demektir.
El-Hayy : الحيّ
Yâ Hayy : يَا حَىُّ
El Hayy isminin fazileti ve faydaları
* Her gün 324 kere ” Ya Hayy celle celâlühû ” zikrine devam edenin sıhhati devamlı olur.
* 300000 kere ” Ya Hayy celle celâlühû ” ism-i şerifini okuyan ebedi olarak hasta olmaz. Kalbi tevhid nuru ile nurlanır. Hastaysa şifaya kavuşur.
* Her gün 324 kere ” Ya Hayy celle celâlühu zikrine devam edenin kalbinde Tevhid nuru parlar.
* Ya Hayy ismini zikreden kişinin ömrü uzun ve afiyette olur.
* Ya Hayyu Ya Kayyum isimlerini birlikte 184 defa zikredenin her muradı gerçekleşir.
* Ya Allah Ya Hayy Ya Kayyum isimlerini birlikte zikreden Allah yolundan ayrılmaz.
* “Yâ Allah, yâ Hayyü yâ Kayyûm” diye okumaya devam eden kimse, insanlığın menfi propagandasının etkisinden kendini korur. Sapık yollardan uzaklaşır.
* 18 veya 324 kere bir hastaya okunursa şifaya kavuşur,çok faydalıdır.
* Bu isme devam eden kimsenin ömrü uzun, sıhhatli olur ve kalbi nurlanır.
* Üzerinde yorgunluk halsizlik hisseden kimse okumaya devam ederse enerjisi yükselir o hallerinden eser kalmaz.
* Seher vaktinde 324 kez okuyan ve devam eden kimse istediği kimsenin kalbini kazanır.
El-Hayy esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 18 (Not : Büyük ebcede göre hesaplanıp 18 X 18 = 324 adet okunması uygun görülmüştür.
Zikir günü ; Pazar
Zikir saati ; Güneş (Sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası.)
Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Başın tamamı, sağ ve sol kollar ve böbrek.
Gezegeni : Güneş
El-Hayy ism-i celilinin geçtiği beş ayet-i kerimede de ana mesaj “tevhid”dir.
1-3. “Allah, başka ilah yok, ancak O, daima yaşayan, daima diri tutan Hayy-u Kayyum’dur…” (Bakara, 255; Al-i İmran, 2; Mü’min, 65) ayetlerinde tevhid, doğrudan işlenen ana temadır.
4. “Ve bütün yüzler o Hayy-u Kayyum’a baş eğmiş ve bir zulüm yüklenen cidden hüsrana uğramıştır.” (Taha, 111) Din günü tüm yüzlerin, Allah’ın (cc) azameti karşısında boyun eğip hesaba yönelmeleri zikredilir. O gün, O’ndan başkasının hesap sorma yetkisi yoktur. Bu, tevhidin izharı, şirkin bertaraf olduğu gündür.
5. “Ve o Hayyı lâ yemut’a (baki olan El-Hayy’a) tevekkül (itimad) kıl da O’na hamd ile tesbih eyle, kullarının günahlarına onun habîr olması yeter.” (Furkan, 58) Şirkin anlamsızlığına temastan sonra tevekkülün yalnızca Allah’a (cc) izafe edilmesi gerektiği cihetle yine ana tema, tevhiddir.
Burada gelinen noktada şöyle bir tespit yapılabilir: Tevhidin hakikatine vukufiyet için, Allah’ı (cc) El-Hayy ism-i şerifiyle bilip tefekkür etmelidir.
Said-i Nursî, risalelerin esma bölümünde bu ismi izah ederken, şöyle der:
“Kâinatın en ehemmiyetli gayesi, büyük neticesi, parlak nuru, mükemmel meyvesi, kâinatın mahiyetleri içine Allah’ın (cc) varlığı ve birliğine şehadet eden delillerin en mükemmeli; HAYAT’tır.
Hayat bir cesede girdiğinde, o cesedi bir âlem hükmüne getirir. Küçük bir parçaya bir bütün gibi kapsam verir. Hayat, kâinatı bölünme kabul etmeyen ve ortaklığı kaldırmayan bir bütün hükmüne getirir.”
Mevcudatın en küçük bir cüz’ünü yaratan, kâinatın tamamını da var eden, hepsini tek tek bilen, birbirleriyle ilişkilerini de takdir eden olmalıdır. Bir karıncayı yaratıp besleyen, onun yaşadığı ortamla ilişkisini de, ihtiyaçlarını da, ihtiyaçlarını karşılayacağı ortamı da yaratan bir olmalıdır. Kâinat bölünme kabul etmez. Bütün kâinatı yaratamayan bir kudret, en küçük bir hayat sahibini yaratamaz. Hayatın oluşması, bütün kâinatın ve içindeki sebeplerin bir araya gelmesine bağlı. Hayat öyle bir iksirdir ki, girdiği yeri bütün kâinatla alakadar ve muhatap yapmaktadır. Bu yönüyle felsefenin determinizm (nedensellik) mantığı iflas etmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de “Hayat” kavramının anlam yolculuğu, zahirden hakikate doğru bir seyr (yol) izler. Maddî yapının canlanması, ölü toprağın yeşermesi ve ölülerin yeniden dirilişi üzerinden, dalalet ve küfr ile ölmüş kalplerin iman ve marifetle yeniden dirilişine geçiş yapılır:
“Ölü iken hidayetle dirilttiğimiz, kendisine insanlar arasında yürüyecek bir nûr verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde kalıp, ondan çıkamayan kimse gibi olur mu? Fakat kâfirlere, yaptıkları böyle süslü gösterilir.” (En’am, 122)
Ruhun ve kalbin diri olmasını ifade eden yönüyle “ihya” fiilinin, hem Rasulullah’a bakan ve hem de dirilmeye namzet tüm insanlara bakan bir yönü vardır:
“İşte biz böylece sana da emrimizden Kur'ân'ı vahyettik. Yoksa sen kitap nedir? İman nedir? bilmiyordun. Fakat biz onu bir nur kıldık. Onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola iletiyoruz. Şüphesiz ki sen de insanları doğru bir yola götürüyorsun.” (Şura, 52)
“Ey iman edenler! Peygamber sizi, size hayat verecek şeylere davet ettiği zaman, Allah'a ve Resul'e icabet edin. Ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Ve siz kesinkes O'nun huzurunda toplanacaksınız.” (Enfal, 24)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder