Hicrî yılın son ayı olup dört haram aydan biri olan ve sözlükte “hac ayı” anlamına gelen Zilhicce (zülhicce, zülhacce) kamerî yılda zilkadeden sonra gelir.
Hac menâsikinin ifasına başlandığı zilhiccenin sekizinci günü “terviye”, dokuzuncu günü “arefe” ismiyle anılır. Kurban bayramı zilhiccenin onuncu günü başlar ve dört gün devam eder. Bu ayın onuncu gününe “nahr/zebh günü”, on ve on ikinci günlerine “eyyâm-ı nahr” veya aynı günlerde hacıların Mina’da bulunmaları sebebiyle “eyyâm-ı Minâ”, on bir ve on üçüncü günlerine de “eyyâm-ı teşrîk” adı verilir.
Müfessirlerin çoğunluğu, Fecr sûresinin 2. âyetinde üzerine yemin edilen on gecenin zilhicce ayının ilk on gecesi olduğu görüşündedir.
İbn Abbas (Radıyallahu Anh)ın, “Bilinen günlerde Allah’ın ismini zikretsinler” âyetinde geçen[1] “bilinen günler” ifadesini de zilhiccenin ilk on günü veya teşrik günleri diye yorumladığı nakledilir.
Hazreti Peygamber’in, “Allah katında ibadet edilecek -sâlih amel işlenecek- günler içinde zilhiccenin ilk on gününden daha hayırlısı yoktur” [2]
“Allah katında zilhiccenin ilk on gününde yapılan amellerden daha değerlisi yoktur; bugünlerde tesbihi çok yapın; tahmîdi, tehlîli ve tekbiri çok söyleyin” buyurduğu nakledilir.[3] Resûl-i Ekrem zilhiccenin ilk dokuz günü sürekli oruç tuttuğu için bu günlerde oruç tutmak müstehaptır.
Yorgun düşmeleri ihtimali bulunan hacıların zilhiccenin sekizinci ve dokuzuncu günlerinde, özellikle vakfenin yapıldığı arefe gününde oruç tutmaları mekruh sayılmıştır.
Zilhicce’nin ilk on günü saç ve tırnak kesme hakkında
Resûl-i Ekrem’den nakledilen, “Kesecek kurbanı olan kimse zilhicce ayı girince kurbanını kesinceye kadar saçından ve tırnaklarından hiçbir şey kesmesin” meâlindeki hadisini[4] dikkate alan Mâlikî, Şâfiî ve bir kısım Hanbelî fakihine göre kurban kesecek kişinin zilhicce ayı girince kurbanını kesinceye kadar saçlarını ve tırnaklarını kesmesi mekruhtur.[5]İmam Azam (Rahimehullah) ise mekruh olmadığı görüşündedir.[6]
Bizler Hanefi olduğumuza göre elbette İmam-ı Azam (Rahimehullah)’ı taklid eder ve adı geçen günlerde traş olmanın, tırnak kesmenin mahzurlu olmadığını söyleyebiliriz. Ancak İmam Azam (Rahimehullah)’ın gerçekten bu görüşte olduğunu “Zâhiru’r-rivaye” isimli kitaplarda henüz bulmuş değiliz.
Eğer ona ait olan böyle bir rivayet “Zâhiru’r-rivaye”de yoksa bu sahih hadislere muhalefet etmemizi gerekli kılacak bir delil bulunmadığından bu günlerde traş olmanın en azından mekruh olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. “Hidaye” hadislerini tahriç eden Zeyla’î (Rahimehullah)’da konunun ilk hadisi olarak yukarıya aldığımız hadis-i şerifi vermekte ve sıhhatinde bir kusur zikretmemektedir. [7]
Her ne olursa olsun, Hanefîler olarak bizler de eğer kurban keseceksek, zülhiccenin ilk on gününde tıraşı ve tırnak kesmeyi bırakırsak, Hanefî mezhebine muhalefet etmeden diğerlerine de uymuş oluruz. Çünkü Hanefîler de kesilmemesinin mahzurlu olduğunu söylemiyorlar. Yeter ki kasık ve tırnak temizliği bu on günle kırk günü aşacak olmasın.
Fakat Kurban kesecek olanların elbise giyip, koku sürünebilecekleri konusunda icmâ vardır. Bu da o günlerde tıraş olmamanın hacdaki ihramlılara benzeme ile ilgili bulunmadığını, hikmetinin bu olmadığını gösterir.[8]
Bazı Hükümler
“Şerh-u Şir’ati’l-İslam”‘da zikredildiğine göre; kurban bayramının ilk günü kurban kesmek isteyen zülhiccenin ilk on günü bedeninden kıl koparmaz ve tırnaklarını kesmez. Kendisini ihram giymiş hacıya benzetir. Çünkü kıyamet günü kurban, sahibine fidye olacak her kılı, her azası ve tırnağı kurbanın bereketinden ona ulaşılacaktır. Bu on günde rahmet ve bereket olacağı için traş olmamalı ve tırnak kesmemelidir.Üstadımız Hâce Mahmut Efendi Hazretleri bir Hanefî olmasına rağmen Şafî’î mezhebinin delili olan bu hadis-i şerifi çok önemser ve diğer mezheblerin ihtilafından sakınmak gerektiği düşüncesiyle ihtiyaten bu on günler girdiğinde hacca gitmemişse itikâfa girer, bu zaman diliminde hem traş olmaz, hem de tırnak kesmezlerdi.
Zilhicce’nin ilk onunda yapılan ibadetlerin başka günlerde yapılandan daha faziletli olduğu ile ilgili hadisi şerifleri şöyle zikredebiliriz:
“عَنْ ابْنِ عَبَّاسٍ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ”
“مَا مِنْ أَيَّامٍ الْعَمَلُ الصَّالِحُ فِيهِنَّ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنْ هَذِهِ الْأَيَّامِ الْعَشْرِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلَا الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَا الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ إِلَّا رَجُلٌ خَرَجَ بِنَفْسِهِ وَمَالِهِ فَلَمْ يَرْجِعْ مِنْ ذَلِكَ بِشَيْءٍ”
[9]“مَا مِنْ أَيَّامٍ الْعَمَلُ الصَّالِحُ فِيهِنَّ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنْ هَذِهِ الْأَيَّامِ الْعَشْرِ فَقَالُوا يَا رَسُولَ اللَّهِ وَلَا الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ وَلَا الْجِهَادُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ إِلَّا رَجُلٌ خَرَجَ بِنَفْسِهِ وَمَالِهِ فَلَمْ يَرْجِعْ مِنْ ذَلِكَ بِشَيْءٍ”
Rasûlullah (Aleyhissalâtü Vesselam) şöyle buyurdu:
“Allah katında içinde bulunduğumuz şu günler (Zilhicce’nin ilk on günün)deki salih amelden daha sevimli (salih amelin bulunacağı) başka günler yoktur.”
Sahabeler, sordular:
“Ya Rasûlallah, Allah yolunda cihad da mı?”
Rasûlullah (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) cevap verdi:
“Evet, Allah yolunda cihat da. Meğer ki bir adam canıyla ve malıyla cihada çıkıp da kendisine ait mal ve candan hiçbir şeyi geri getiremez olursa, o başka.”[10]
Başka bir hadis-i şerifte bu günlerin kıymetini anlatan Sevgili Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi ve Selem) şöyle buyuruyor:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ:
“مَا مِنْ أَيَّامٍ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ أَنْ يُتَعَبَّدَ لَهُ فِيهَا مِنْ عَشْرِ ذِي الْحِجَّةِ يَعْدِلُ صِيَامُ كُلِّ يَوْمٍ مِنْهَا بِصِيَامِ سَنَةٍ وَقِيَامُ كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْهَا بِقِيَامِ لَيْلَةِ الْقَدْرِ”
“Allah’a ibadet edilecek günler içinde Zilhicce’nin ilk on
gününden daha sevimli günler yoktur. O günlerde tutulan her günün orucu
bir senelik oruca, her gecesinde kılınan namazlar da Kadir Gecesine
denktir.” [11]“مَا مِنْ أَيَّامٍ أَحَبُّ إِلَى اللَّهِ أَنْ يُتَعَبَّدَ لَهُ فِيهَا مِنْ عَشْرِ ذِي الْحِجَّةِ يَعْدِلُ صِيَامُ كُلِّ يَوْمٍ مِنْهَا بِصِيَامِ سَنَةٍ وَقِيَامُ كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْهَا بِقِيَامِ لَيْلَةِ الْقَدْرِ”
Bu günlerde sadaka vermek hakkında şöyle bir haber varid olmuştur:
“من تصدق في يوم عرفة إحتسابا، قبل الله تعالى منه، وكان كمن ادرك ما فاته من صدقات السنة”
“Her kim Allah rızası niyetiyle Arefe gününde sadaka verirse,
Allah’u Teala o kişiden bunu kabul eder ve bu, sene boyunca veremediği
bütün sadakaların sevabına yetişmiş olur”[12]Rivayet edildiğine göre: “Bu on günde bir fakire sadaka veren Allah’u Te’âlâ’nın tüm nebilerine ve resüllerine yardım etmiş gibi olur. Bu günlerde hasta ziyaret eden Allah’u Te’âlâ’nın tüm velilerini ve seçkin kullarını ziyaret etmiş gibi olur. Bir cenaze ardında giden bütün şehitlerin cenazelerine katılmış gibi olur.
Bir Mü’min’i giydireni Allah’u Te’âlâ cennet hullelerinden giydirir. Bir yetime iyilikte bulunanı Allah’u Te’âlâ kıyamet günü Arş’ın gölgesi altında bulundurur. İlim meclislerinin birinde hazır bulunan sanki tüm enbiyanın ve rasûllerin meclislerinde bulunmuş gibi olur.”[13]
Zilhiccenin İlk On Gecesinin Her Biri Kadir Gecesine Denktir
Geceleri İhya Etmek İçin En Azından Yapılacaklar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder