18 Mayıs 2020 Pazartesi

"el-Mü'izz, el-Müzill" ESMÂULLÂHİ'L-HÜSNÂ HAVÂSSI VE FAZİLETİ

ESMÂULLÂHİ'L-HÜSNÂ HAVÂSSI (YİRMİ BEŞ VE YİRMİ ALTINCI İSM-İ ŞERİF)

اَلْمُعِزُّ، اَلْمُذِلُّ

"el-Mü'izz, el-Müzill"

el-Mü'izz, Yüce Rabbimizin "Dilediğine izzet ve kuvvet veren; kullarını üstün kılıp onurlandıran; ilimde yükselten; hiçbir zaman mağlup edilmeyen; güç ve kuvvette eşi ve benzeri bulunmayan; izzet, şeref ve üstünlük sahibi" manalarına gelen ism-i şerifidir.


el-Müzill, Yüce Rabbimizin "Dilediğini zelil kılıp rahmetinden uzaklaştıran; hor ve hakir kılan; kafirleri kendi elleriyle alçalmaya mecbur eden" manalarına gelen ism-i şerifidir.

BU İSM-İ ŞERÎFLERİN HAVÂSSI

1. "el-Mü'izz"

اَلْمُعِزُّ

ism-i şerifinin hassalarından biri; okuyanların kalplerinin izzet ve heybetle dolmasıdır. Her kim bu ism-i şerifi pazartesi veya cuma gecesi akşam namazından sonra kırk defa okursa Allâh-u Te'âlâ o kişinin sevgisini mahlukatın kalplerine yerleştirir.

2. Her kim: "el-Mü'izz"

اَلْمُعِزُّ

ism-i şerifini yüz on yedi defa zikrederse Allâh-u Te'âlâ kendisine dünyada ve ahirette heybet ve mahbubiyet (sevilmişlik) ihsan eder.

3. Şerefi yüce olan: "el-Mü'izz"

اَلْمُعِزُّ

ism-i şerifinin zikrine devam eden kimse aziz olur.

Allâh-u Te'âlâ onun zilletini izzete (alçak durumunu yüce bir konuma) döndürür, kalbi kavi (kuvvetli) olur, sa'y-u gayrette metin ve muhkem (yapacağı işlerde güçlü ve sağlam) olur.

4. Müminlerin zikirlerinin büyüklerinden olan: "el-Mü'izz"

اَلْمُعِزُّ

ism-i şerifini her gün sabah namazından sonra yüz yirmi dört defa okuyan kimse daima insanların nazarında aziz ve heybetli olur.

5. Aşağıda yazılı olan Mü'izz ism-i şerifinin duasını okumaya devam eden kimse dünya ve ahirette aziz olur. Ona bir kimse hakaret etmek isterse Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle korku ve dehşete kapılarak fikrinden ve maksadından vazgeçer. Çünkü Allâh-u Te'âlâ'nın aziz kıldığını kimse hakir ve zelil edemez. izzet bir nur-u ilahidir ki zorba ve zalimlerin gözünü görmez kılar. İşte bu mübarek duayı okuyan ve okumaya devam eden kimseye hiç kimse hakaret edip alçaltamaz. Dua şöylecedir: "Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla! Ey aziz kılan Zat! Dostlarını aziz kılan, bela ve zorluklarını yüklenme gücünü peygamberlere yükleyen, kuvvetinle ve galibiyet gücünle her şeyi ayakta tutan ancak Sensin. O şerefli ve koruyan izzetin, o güçlü ve kudretli lütfun ve değerli-değersiz bütün yaratıkların üzerindeki hakların hürmetine Senden dilerim ki beni insanlara muhtaç olmayıp ancak Sana muhtaç olarak yaratıkların arasında aziz kılasın.

Ey Allâh! Senin yanında aziz olabilmem için beni doğru kapıda hakkı müşahede üzere sabit kılarak aziz eyle ve kıyamet günü güçlü delillerin ortaya çıktığı zaman esirgemenden bir nebzeye kavuşabileyim için iman ehlinin kalplerinde izzetimi neşreyle. Ey çok şefkat sahibi! Ey çok lütuf sahibi! Ey alemlerin Rabbi (dualarımı kabul eyle)!"

6. "el-Müzill"

اَلْمُذِلُّ

ism-i şerifinin hassası ise kendisini okuyanı zalim, hasetçilerden veya zarar veren herhangi bir yaratıktan korumasıdır. Kişi böyle bir duruma uğradığında bu ism-i şerifi yetmiş beş kere okuyup ardından secdeye vararak dua ederse Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle o anda sıkıntısından kurtulur.

7. "el-Müzill"

اَلْمُذِلُّ

ism-i şerifini çok zikredenin Allâh-u Te'âlâ düşmanlarını helak eder.

8. Her kim: "el-Müzill"

اَلْمُذِلُّ

ism-i şerifini yedi yüz yetmiş kere zikrederse Allâh-u Te'âlâ'dan hakkıyla korkma ve nefsini hakir görme mertebesine erişir. Artık bütün zorbalar bu kişinin karşısında boyun eğmek zorunda kalır.

9. Her kim birisinin kendisine itaat edip, sözünü dinlemesini isterse; çarşamba günü başlayarak perşembe ve cuma günleri oruç tutup, cuma günü orucunu açmadan önce (akşamı kıldıktan sonra) Allâh rızası için iki rekat namaz kılar ve her bir rekatında Fâtiha Suresi'nden sonra (zamm-ı sureden önce), rüku'dayken, rüku'dan doğrulunca ve her iki secdede yüzer defa: "Yâ Müzill"

يَا مُذِلُّ

zikrini okur. Selam verdikten sonra da tekrar yüz defa: "Yâ Müzill"

يَا مُذِلُّ

zikrini okur.

Bundan sonra: "Yâ Müzill! Ezille lî fülânen"

يَا مُذِلُّ! أَذِلَّ لِي فُلَانًا

duasını okur. Lakin "fülânen" yerine kendisine itaat etmesini istediği kişinin ismini zikreder. İşte Allâh-u Te'âlâ bunu yapan kişiye o kişiyi itaatkar kılar.

10. Aşağıda yazılı olan Müzill ism-i şerifinin duasını okuyan kişi düşmanlarını kahr-u perişan etmek, zalim ve zorbaları zelil edip, hor ve hakir kılmakta Allâh-u Te'âlâ'nın yardımına mazhar olur.

Düşmanın şerrinden ve herhangi bir zalimin zulmünden ve zararından korkan kimse her gün sabahları bu duayı üç defa okursa korktuğundan emin olur. Artık düşmanları ona zulmedip zarar veremezler. Dua şöylecedir: "Rahmân ve Rahîm olan Allâh'ın adıyla! Ey Allâh! Zorbaları zelil kılan, yakalaması muhkem olan, tutması acı veren, kahrı büyük olan, bütün zıtlardan ve ortaklardan yüce olan, arkadaşlardan ve evlattan münezzeh olan ancak Sensin! Düşmanları kahretmek ve zorbaları vazgeçirmek ancak Senin işindir. Dilediğin şekilde hilelere karşılık veririsin. Zaten hilelere karşılık verenlerin en hayırlısı ancak Sensin.

Alınları kendisi karşısında eğdiğin (düşmanları) kendisiyle kaleler(in)den indirdiğin, düşmanların kalplerine kendisi hürmetine korku saldığın ve bedbahtları kendisiyle mahrum bıraktığın o yüce ismin hürmetine Senden dilerim ki Sen bana 'Alçak edici' isminin inceliklerinden bir latife ile öyle bir imdat edesin ki o lütuf benim külli ve cüzi bütün uzuvlarıma sirayet etsin de neticede ben istediğim kişiye istediklerimi yapma gücüne sahip olayım da artık hiçbir zalim bana bir kötülük ulaştıramasın ve hiçbir zorba bir eziyetle üzerime saldıramasın. Ey Allâh! Sen benim öfkemi ancak Senin için ve Senin hakkında yapılan kötülüklere karşı harekete geçir ve gazabımı Senin yüce Zat'ın için yine Senin lütfunla devreye sok. Düşmanlarımın suratlarını mahvet, kalplerini katılaştır ve onlarla benim arama öyle bir sur çek ki içinde rahmet, dışında ise azap bulunsun. Şüphesiz yakalaması şedid (güçlü) ve azabı, elim (acı verici) olan ancak Sensin!" [Yûsuf ibni İbrâhîm, Kazâu'l-hâcât, sh:30; eş-Şeyh Mâu'l-'ayneyn, Fâtiku'r-ratk alâ Râtikı'l-fetk, sh:325; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:55-56; Muhammed Şebrâvî, Fevâidü'l 'ızzi'l-esnâ fî şerhi esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:34-36; Yûsuf en-Nebhânî, Se'âdetü'd-dâreyn, sh:507; Seyyid Süleyemân el-Hüseynî, Kenzü'l-havâs, sh:1/81-83, 3/191-192]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder