Ali ibni Ebî Tâlib (Kerramellâhu Vechehû)den rivâyet olunan bir hadîs-i şerîfinde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
عَنْ عَلِيِّ بْنِ أَبِي طَالِبٍ كَرَّمَ اللّٰهُ وَجْهَهُ رَوٰى عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ:«إِذَا رَأَيْتَ الْهِلَالَ أَوِ الشَّهْرَ فَقُلِ اللّٰهُ أَكْبَرُ ثَلاَثًا اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي خَلَقَنِي وَخَلَقَكَ وَقَدَّرَ لَكَ مَنَازِلَ وَجَعَلَكَ أٰيَةً لِلْعَالَمِيَن، يُبَاهِي اللّٰهُ بِـكَ الْمَلاَئِـكَةَ وَيَقُولُ:يَـا مَلاَئِكَتِي اشْهَدُوا أَنِّي قَدْ أَعْتَقْتُ هٰذَا الْعَبْدَ مِنَ النَّارِ.»
“(Yeni beliren) hilâli veya (birkaç günlük) ayı gördüğünde üç kere:
«اَللّٰهُ أَكْبَرُ»
‘Allâh her şeyden büyüktür’ dedikten sonra:
«اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي خَلَقَنِي وَخَلَقَكَ وَقَدَّرَ لَكَ مَنَازِلَ وَجَعَلَكَ أٰيَةً لِلْعَالَمِيَن.»
‘Bütün hamdler, beni ve seni yaratan, sana konaklar (ve burçlar) takdir eden ve seni âlemler için büyük bir âyet yapan Allâh-u Te‛âlâ’ya mahsustur” de.
(O zaman) Allâh-u Te‛âlâ seninle meleklere iftihar eder ve: ‘Ey Benim Meleklerim! Şâhit olun ki muhakkak ben işte bu kulumu cehennemden âzad ettim’ buyurur!” (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/144; Nu‛mân el-Âlûsî, Ğâliyetü’l-mevâ‛ız, sh:30)
Rivâyete göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) yeni hilâli gördüğünde:
«اَللّٰهُ أَكْبَرُ اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ لاَ حَوْلَ وَلاَ قُوَّةَ إِلاَّ بِاللّٰهِ، اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْــرَ هٰذَا الشَّهْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ الْقَدَرِ وَمِنْ سُوءِ الْحَشْرِ.»
“Allâh her şeyden büyüktür, bütün hamdler Allâh’a mahsustur. Allâh’ın yardımı olmadan hiçbir günahtan dönüş ve hiçbir ibadete kuvvet olamaz.
Ey Allâh! Ben Senden bu ayın hayrını isterim, kaderin şerli olanından ve mahşere kötü çıkıştan da Sana sığınırım!” derdi. (Müsnedü Ahmed, Nu‛mân el-Âlûsî, Ğâliyetü’l-mevâ‛ız, sh:30)
Talha ibni Ubeydillâh (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hilali gördüğünde:
«اَللّٰهُمَّ أَهِلَّهُ عَلَيْنَا بِالْيُمْنِ وَالْإِيمَانِ وَالسَّلاَمَةِ وَالْإِسْلاَمِ وَالتَّوْفِيقِ لِمَا تُحِبُّ وَتَرْضٰى رَبِّي وَرَبُّكَ اللّٰهُ.»
“Ey Allah! Onu bize bereket ve îmanla, selâmet ve İslâm’la ve sevip razı olduğun şeylere muvaffakiyetle (gelen bir) hilal yap!
(Ey hilâl!) Benim de Rabbim, senin de Rabbin ancak Allah’tır” derdi. (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/144; Nu‛mân el-Âlûsî, Ğâliyetü’l-mevâ‛ız, sh:30)
Enes (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
عَنْ أَنَسٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالٰى عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:«مَا مِنْ عَبْدٍ مُؤْمِنٍ رَأَى الْهِلاَلَ فَحَمِدَ اللّٰهَ وَأَثْنٰى عَلَيْهِ ثُمَّ قَرَأَ الْفَاتِحَةَ سَبْعَ مَرَّاتٍ إِلَّا عَافَاهُ اللّٰهُ تَعَالٰى مِنْ شِكَايَةِ الْعَيْنِ ذٰلِكَ الشَّهْرَ!»
“Her hangi bir imanlı kul hilali gördüğünde, Allâh-u Te‛âlâ’ya hamd-ü senâda bulunur, sonra yedi defa Fâtiha okursa mutlaka Allâh-u Te‛âlâ ona o ay boyunca göz şikâyetinden âfiyet verir.” (Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 1/144)
Abdullâh ibni Hişam (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre yeni sene veya yeni ay girdiğinde Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in ashâbı:
«اَللّٰهُمَّ أَدْخِلْهُ عَلَيْنَا بِالْأَمْنِ وَالْإِيمَانِ وَالسَّلاَمَةِ وَالْإِسْلاَمِ وَرِضْوَانٍ مِنَ اللّٰهِ وَحَذَارٍ مِنَ الشَّيْطَانِ.»
“Ey Allâh! Onu bize emniyet ve îmanla, selâmet ve İslâmla, Allâh’tan rıza ve şeytandan korunmayla kavuştur” duasını okumayı birbirlerinden öğrenirlerdi. (Taberânî, Heysemî, Mevâridü’z-zam’ân, sh:590; İbni Receb, Fedâilü şehri ramazân, sh:146)
Râfi‛ ibni Hadîc (Radıyallâhu Anh)dan rivâyete göre:
عَنْ رَافِعِ بْنِ خَدِيجٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالٰى عَنْهُ قَالَ:كَانَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ إِذَا رَأَى الْهِلاَلَ قَالَ:«هِلَالَ خَيْرٍ وَرُشْدٍ» ثَلاَثًا، ثُمَّ قَالَ:«اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ هٰذَا الشَّهْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهِ»، ثَلاَثَ مَرَّاتٍ.
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hilali gördüğünde üç kere:
«هِلاَلَ خَيْرٍ وَرُشْدٍ.»
“(Ey Allâh! Bu ayı) hayır ve rüşd (olgunlaşıp kemâle erme ve maddî mânevî bereketlere nâiliyet) hilâli (yap)!” buyururdu.
Sonra da üç kere:
«اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ هٰذَا الشَّهْرِ وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّهِ.»
“Ey Allâh! Muhakkak ki ben Senden bu ayın hayrını istiyorum ve onun şerrinden Sana sığınıyorum!” diye dua ederdi. (Taberânî, el-Mu‛cemü’l-kebîr, 4/329; Heysemî, Mecma‛u’z-zevâid, 10/139, 12/13330; İbni Receb, Vezâifü şehri ramazân, sh:145)
Ebû Dâvûd’a âit bir rivâyette ise:
وَفِي رِوَايَةٍ لِأَبِي دَاوُدَ بِزِيَادَةِ: وَيَقُولُ: «اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذِي ذَهَبَ بِشَهْرِ -كَذَا- وَجَاءَ بِشَهْرِ -كَذَا- أٰمَنْتُ بِالَّذِي خَلَقَكَ.»
“Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) ‘Bütün hamdler, falan ayı giderip falan ayı getiren Allâh’a mahsustur! (Ey hilâl!) Seni yaratana îman ettim’ buyururdu” şeklinde bir ilâve vardır.
Ali (Radıyallâhu Anh)dan rivâyet edildiğine göre Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) hilali gördüğünde:
«اَللّٰهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ خَيْرَ هٰذَا الشَّهْرِ؛ فَتْحَهُ وَنَصْرَهُ وَنُورَهُ وَبَرَكَتَهُ وَطُهُورَهُ وَرِزْقَهُ وَنَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا بَعْدَهُ.»
“Ey Allâh! Şüphesiz ben Senden bu ayın hayrını; fethini, yardımını, nûrunu, bereketini, temizliğini ve rızkını istiyorum. Sonrasının şerrinden de Sana sığınıyorum” derdi. (Taberânî, Kitâbu’d-Du‛â:136, no:909-910, 2/1225-1226)
İmâm-ı Sübkî (Rahimehullâh)ın beyânına göre; yeni ay görüldüğünde Tebâreke Sûresi’ni okumak müstehaptır. Zirâ onun bir ismi “Münciye” yani “Kurtarıcı”dır.
Bu sûre bir ayın günleri sayısınca otuz âyet olduğundan, her bir âyeti hilal görüldüğünde kendisini okuyan kişiyi, ay boyunca her bir gün gelecek felâketlerden muhafaza eder. (Nu‛mân el-Âlûsî, Ğâliyetü’l-mevâ‛ız, sh:30)
Kaynak :
https://www.cubbeliahmethoca.com.tr/tr/basinduyuru/yeni-hicri-ay-girdiginde-okunacak-hilal-dualari
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder