el-'Adl, Yüce Rabbimizin "Adaletin kendisi; her hükmünü hak ve adaletle
yerine getiren; hükmünde zulüm olmayan; gerçek adalet sahibi; bütün
icraatları hak ve adalet üzere olan; herkese hakkını veren; koyduğu adil
hükümleri ile zulme razı olmayan" manalarına gelen ism-i şerifidir.
"Mutlak adil, çok adaletli" anlamına
gelen El Adl Esmaül Hüsnası''nın faziletleri nedir? El Adl Esmaül
Hüsnası hangi durumlarda okunur? Ebced değeri nedir? İşte sizlere El Adl
ismi şerifin anlamı, fazileti ve sırları...
"Mutlak adil, çok adaletli" anlamına gelen El Adl Esmaül Hüsnası'nın faziletleri nedir? El Adl Esmaül Hüsnası hangi durumlarda okunur? Ebced değeri nedir? İşte sizlere El Adl ismi şerifin anlamı, fazileti ve sırları...
Adl Esması
Adl: أدلر
El-Adl: العدل
Ya Adl: يا أدلر
Adl İsminin Anlamı
Adl Kuran-ı Kerim’de geçen isimlerden olup Allah’ın sıfatlarından birisidir.
Arapça kökenli bir terimdir.
Adl – عَادِلُ (Adaletli-Adil) :
Allah mutlaka ve daima adil olarak hükmeden, kesinlikle zulmetmeyen, aşırılığa gitmeyen Adl’dır.
El-Adl: Gerçekten tam adalet sahibi olan O’dur.
El-Adl: Mutlak adil olup, herşeyi yerli yerinde yapan O’dur.
El- Adl: Tüm yaptıkları hak ve adalet üzere olan’dır.
El-Adl: Çok Adaletli olan O’dur
El-Adl: Adaletle hükmeden O’dur.
El-Adl: Adalet sahibi olan Adl’dır.
“Allah âdil olanları sever.”
Maide-52
” Biz ise, kıyamet günü için dürüst teraziler koyarız; hiçbir kimseye
zerre kadar zulmedilmez; bir hardal tanesi ağırlığınca da olsa, onu
getirir koruz. Hesap gören olarak da Biz yeteriz.”
Enbiya-47
Rabbinin sözü, doğrulukça da adaletçe de tam kemalindedir. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir
En’am- 115
Adl Esmasının Ebced Değeri ve Zikir Saati
Zikir Adedi: 104
Zikir Günü: Pazar’dır
Zikir Saati: Güneş
Sabah gündogduğu vakitte
İkindinin son vaktinde
Bu esma-i zikir çekilir.
BU İSM-İ ŞERÎFLERİN HAVÂSSI
1. Her kim bu ism-i şerifi, cuma gecesi yirmi tane ekmek parçası
üzerine ayrı ayrı okuyup yazar ve bunları yerse Allâh-u Te'âlâ
mahlukatın kalplerini bu kişiye karşı itaatkar kılar.
2. Beş vakit namazdan sonra bu ism-i şerifi yüz dört kere zikreden kişi Allâh-u Te'âlâ'nın sevdiği adaletli kullardan olur.
3. Yönetici konumunda olan idare sahipleri her gün bu ism-i şerifi yüz
dört kere okumaya devam ederlerse Allâh-u Te'âlâ onlara adaleti muhafaza
etmeyi nasip eder.
4. Alim bir kişi bunu okumaya devam ederse ilmi birçok yere yayılır.
5. Doğru yoldan çıkıp şaşıran bir idareci aleyhine bu ism-i şerifin zikriyle dua edilirse, o kişi görevinden azledilir.
6. Gece yarısından sonra tam bir temizlik üzere tenha bir yerde kıbleye karşı oturulup yüz dört defa: "Yâ 'Adl"
يَا عَدْلُ
diye zikredilerek bir zalim aleyhine dua edilirse Allâh-u Te'âlâ o
zalimi ya uslandırır ya da helak eder.
[Yûsuf ibni İbrâhîm,
Kazâu'l-hâcât, sh:31; eş-Şeyh Mâu'l-'ayneyn, Fâtiku'r-ratk alâ
Râtikı'l-fetk, sh:326; İmâm-ı Zerrûk, Şerhu Esmâillâhi'l-hüsnâ,
sh:58-60; Muhammed Şebrâvî, Fevâidü'l 'ızzi'l-esnâ fî şerhi
esmâillâhi'l-hüsnâ, sh:38-39; Yûsuf en-Nebhânî, Se'âdetü'd-dâreyn,
sh:508-509; Seyyid Süleyemân el-Hüseynî, Kenzü'l-havâs, sh:1/86]
Kaynak : Cübbeli Ahmet Hoca Efendi (Allah Ondan Razı Olsun)
Medya Hesapları:
Youtube : http://www.youtube.com/cubbeliahmethoca
Facebook : http://www.facebook.com/cubbeliahmethoca
Twitter : http://www.twitter.com/c_ahmethoca
Instagram : http://www.instagram.com/c_ahmethoca
Web Site : http://www.cubbeliahmethoca.tv
Alışveriş: https://www.herseybusepette.com/
El-Adl Esması Hz.Ali ve İmam Azam’ın İsmi Azam isimlerinden birisidir.
Cebrail A.S, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed S.A.V’in şahitliğinde
Allah Azze ve celle’nin İsm-i Azamından altı adının bulunmuş olduğu bir
sahifeyi Hz.Ali efendimizin kucağına bırakıp gitmiştir.
Bu konu hakkında Hz Ali (ra) şöyle söylemiştir:
“Ben Cebrail’in şahsını yalnız alaimü’s-sema suretinde gördüm. Sesini işittim, sahifeyi aldım, bu isimleri içinde buldum.”
Sekine Duası Kuran-ı Kerim’de geçen Allah’ın 6 isminin arasında
Adl’da ismi de yer alır. Allah’ın isimleri ve 19 ayetten oluşan muazzam
bir duadır.
Besmele sonrası altı esma-ı şerif
(Ferdun, Hayyun, Kayyumun, Hakemun, Adlun, Kuddusun) diyerek on dokuz defa okunur. 19 ayetde 19 defa okunmaktadır.
Sekine Duası
Adl İsminin Tefekkürü
Allah’u Teâla’dan zalimlere gelen bütün ilahi tokatlar Adl isminin tecellisi ile bu dünya aleminde vuku bulur.
“Kârûn’u, Firavun’u ve Hâmân’ı da helâk ettik. Andolsun, Mûsâ
kendilerine apaçık mucizeler getirmişti de yeryüzünde büyüklük
taslamışlardı. Oysa bizi geçip (azabımızdan) kurtulamazlardı.”
Ankebut-39
“Her birini günahı sebebiyle yakaladık; kimine taşlar savuran
rüzgarlar gönderdik, kimini bir çığlık yok etti, kimini yerin dibine
geçirdik, kimini de suda boğduk. Onlara, Allah zulmetmiyordu, fakat
onlar kendilerine yazık ediyorlardı.”
Ankebut-40
Peygamber Efendimiz Sallahu Aleyhi Vessellem Rabbine münacat duası;
“Allahım, azabından affına, gazabından rızana sığınırım, Senden yine
Sana iltica ederim. Sana gereği gibi hamd etmekten âcizim. Sen Kendini
sena ettiğin gibi yücesin.”
Bu dünya aleminde bütün herşeyi Allah’u Teâla bir denge ve ölçüde yaratmıştır.
Bunuda Rahman süresinde şöyle buyurmuştur:
Rahmân (çok merhametli olan Allah), Kurân’ı öğretti. İnsanı
yarattı.Ona beyanı öğretti. Güneş de ay da bir hesab iledir. Bitkiler ve
ağaçlar secde etmektedirler. Göğü yükseltti ve mizanı koydu. Sakın
tartıda taşkınlık etmeyin. Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik
yapmayın. (Allah) yeri mahlukat için (aşağıya) koydu. Orada meyvalar ve
salkımlı hurma ağaçları vardır. Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler
vardır. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Allah
insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı. Cinleri de
hâlis ateşten yarattı. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini
yalanlıyorsunuz? (O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir. Şimdi
Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? (Acı ve tatlı) iki denizi
salıverdi birbirine kavuşuyorlar. Fakat aralarında bir engel vardır,
birbirlerine geçip karışmıyorlar. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini
yalanlıyorsunuz? İkisinden de inci ve mercan çıkar. Şimdi Rabbinizin
hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz? Denizde koca dağlar gibi yükselen
gemiler de onundur. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?
Rahman Süresi : 1-25 ayetleri
“Kulların daha adaletli olmasını, insanların bir birlerine karşı
zulmetmemelerini istiyor.
Ey iman edenler, hak ölçülerle hareket edip adaleti yerine getirmeye
uğraşan hakimler, Allah için şahitlik yapan kişiler olunuz. Gerek
kendileriniz veya ana-babanız yahut en yakınlarınız aleyhine olsun;
gerek zengin, gerek fakir olsun. Çünkü Allah, ikisinden de önceliklidir.
Bundan dolayı adaletten uzaklaşıp da nefsinize uymayın. Şahitlik
yaparken dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah
bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”
Nisa-135
Allah azze ve celle yarattığı insanlara karşı hiçbir şekilde zulüm etmez. Zulmü insan insana yapar.
Yarattığı bütün herşeye mahsus ölçülerle vücut vermek, suret giydirmek ve her azayı yerli yerine koymak. Bunların hepsi El-Adl ismiyle bu dünya aleminde tecelli edip vuku bulur.
Üstad Bediuzzaman Said Nursi Adalet kavramını şöyle anlatmıştır.
“Adalet iki şıktır. Biri müsbet, diğeri menfidir.
“Müsbet, hak sahibine hakkını vermektir. Şu kısım adalet, bu dünyada
bedahet derecesinde ihatası vardır. Çünkü herşeyin istidat lisanıyla ve
ihtiyac-ı fıtrî lisanıyla ve ıztırar lisanıyla Fâtır-ı Zülcelâlden
istediği bütün matlubatını ve vücut ve hayatına lâzım olan bütün
hukukunu mahsus mizanlarla, muayyen ölçülerle bilmüşahede veriyor. Demek
adaletin şu kısmı, vücut ve hayat derecesinde kat’î vardır.”
“İkinci kısım menfidir ki haksızları terbiye etmektir. Yani
haksızların hakkını, tazip ve tecziye ile veriyor. Şu şık ise çendan
tamamıyla şu dünyada tezahür etmiyor. Fakat o hakikatin vücudunu ihsas
edecek bir surette, hadsiz işarat ve emarat vardır. Ezcümle, kavm-i Âd
ve Semûd’dan tut, ta şu zamanın mütemerrid kavimlerine kadar gelen
sille-i tedip ve te’ziyâne-i tâzip, gayet âli bir adaletin hükümran
olduğunu hads-i kat’î ile gösteriyor.”
Varlıkların suretleri, Allah’ın (c.c.) varlığının, birliğinin
ilminin, kudretini, hikmetinin delillerini oluşturur. Bu delilleri
Bediüzzaman ( r.aleyh) sık sık dile getirir.
“ Arkadaş! Her bir şey için iki suret ve şekil vardır:
Biri: Maddiyedir ki, adeta bir gömlek gibi, her şeyin vücuduna göre kaderin takdiriyle biçilmiş şu görünen suretlerdir.
Diğeri: Makuledir ki, bir şeyin yaşadığı bir ömürde murur-u zamanla
değiştirdiği muhtelif maddi suretlerin içtimaından tasavvur edilen bir
suret-i vehmiyedir.
“Hem adalet ve mizanla iş görüldüğüne burhan mı istersin? Her şeye
hassas mizanlarla, mahsus ölçülerle vücud vermek, suret giydirmek, yerli
yerine koymak, nihayetsiz bir adalet elini gösterir.”
“ Ya istidat lisanıyladır, bütün nebatat ve hayvanatın duaları gibi
ki, her biri lisan-ı istidadıyla Feyyaz-ı Mutlaktan bir suret talep
ediyorlar ve esmasına bir mazhariyet-i münkeşife istiyorlar.”
Birer birer hak sahibine kabiliyeti orantısında hakkını vermek bu dünyada El-Adl isminin tecellisi ile vuku bulur.
Kul hakkı dediğimiz kavramda çok hassas davranmamız gerekir. Çünkü
insanın insan üzerinde olan bir hak ve hukuku vardır. Kul haklarına
riayet etmemiz gereklidir.
Rabbimize karşı hesap verirken şehit olarak bu dünya aleminde göçüp
gitsek bile bu kul hakkından ahirette sorgu suâle çekileceğimizi
unutmayalım.
Herkese adil, adaletli hak hukuka uyan, insan hakları, kul haklarına
sorumluğumuzun bilincincinde bir insan olarak davranmanız ve yaşamımız
gerekiyor. Allah’ın huzuruna kul hakkıyla gitmemeye çalışalım. Ahir
zaman ümmeti olarak herkese hak ettiği gibi muameleyi göstermeye özen
gösterelim.
Nitekim Hz. Peygamber’in belirttiğine göre “Allah’ın kulları
üzerindeki hakkı, kendisine hiçbir şeyi ortak koşmamaları ve O’na ibadet
etmeleri; kulların Allah üzerindeki hakkı ise kendisine ortak koşmayan
kimselere
Birer birer hak sahibine kabiliyeti orantısında hakkını vermek bu
dünyada El-Adl isminin tecellisi ile vuku bulur. azap etmemesi, onları
cennetine koymasıdır.”
(Müslim, Îmân, 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned,
V, 239.)
Müslümanlara kul hakkı ve ona gösterilecek önemi dikkat çekerek
bizlere öğreten Allah’ın elçisi bize bu dünya aleminde yapılmış olan
bütün haksızlıkların ahirete bırakılması konusunda bunun çok büyük ağır
sorumsuzluk diye ifade eden bu hallere düşmekte olan kişileri de
“müflis” benzeterek şöyle buyurmuştur:
“Asıl müflis, kıyamet gününde kıldığı namaz, tuttuğu oruç ve verdiği
zekâtla gelir. Ancak dünyada iken şuna sövmüş, buna iftira atmış,
ötekinin malını yemiş, berikinin kanını dökmüş, bir başkasını da
dövmüştür. (İhlal ettiği bu hakların karşılığı olarak) iyiliklerinden
alınıp hak sahiplerine verilir. Şayet hesabı görülmeden iyilikleri
biterse, mağdur ettiği insanların günahlarından alınarak bunun üzerine
yüklenir, sonra da cehenneme atılır.”
(Müslim, Birr ve Sıla, 59.)
Rasulullah’ın biz ümmetine olan bu uyarılarından anlaşılan konu bir
insanın “kul hakkı” yediği takdirde onun henüz bu dünyadayken kimin
hakkına girdiyse o kişiyle helalleşmediği vakit yapmış oldukları
ibadetlerinin zayi olacağına işaret etmektedir.
Öyleki Hz. Peygamber Efendimiz S.A.V, İnsan olarak karşılıklı bir
şekilde birbirlerinin haklarına uymakla yapılmış olan tüm haksızlıklara
yönelik bu dünya aleminde yaşıyorken en kısa vakitte helalleşme kul
hakkında konusuna vurgu yaparak bunu sözlerinde şöyle beyan etmiştir:
“Kim kardeşine haksızlık etmişse, onunla helalleşsin…”
(Buhari, Rikâk, 48.)
“Zira ilahî adalet gereği kıyamet günü geldiğinde Allah Teala
boynuzsuz koyuna eziyet eden boynuzlu koyundan bile hesap
soracaktır.”(Müslim, Birr ve sıla, 60.)
• Peygamber Efendimiz bu konu hakkında şöyle buyuruyor;
“Ey insanlar! Allah temizdir ve ancak temiz olanı kabul eder. Allah,
peygamberlerine emrettiği şeyi size de emretmiştir: “Ey peygamberler!
Temiz şeylerden yiyiniz ve iyi ameller işleyiniz. Doğrusu ben, sizin
yaptığınız şeyleri tamamen bilirim.”
(Mü’minûn, 23/51.)
Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların iyi ve temizlerinden yiyin.”
(Bakara, 2/172.)
İnsanların yapmış olduğu iyiliklere güzel mükafatlar veren,yapmış olduğu kötülüklere de gereken cezaları vermek El-Adl isminin tecellisi ile vuku bulmaktadır.
Allah’u Teâla insanların yapmış oldukları iyiliklere en güzel şekilde mukafatlandırır.
Yapmış olduğu kötülükleri karşı da onu cezalandıran adalet sahibi olan O’dur.
Mumine bu dünyada çalışmasının karşılığı olarak cennet vaad eden odur.
Kafire de bu dünya da yapmış olduğunun ve Allah’ın inkâr etmenin karşılığı olarak cehenneme sokacak olan Odur.
Bütün bunlar Adl ismiyle kainat aleminde tecelli edip vuku bulmaktadır.
Adl Esmasının Faziletleri
Havas ve Esrarı
Adil olmak için günlük bu esma-ı zikri ‘Ya Adl’ diye 104 defa okunması gerekiyor.
İnsanlar arasında sevilmek istiyorsanız bu ismi şerifi devamlı olarak ‘Ya Adl’ diye 140 defa okuyun.
Zulmeden zalimlere yönelik okunduğunda zalimi bile hizaya getirdiği gibi yapacağı zulmünden vazgeçmek zorunda kalır.
Sabahın seher vaktinde güneş doğmadan evvel ‘Ya Adl Celle Cellahü’
diye 92 defa okunduğunda kişilere karşı daha adeletli bir davranış
sergiliyor hale gelir.
Bu esma zikir saatinde ‘Ya Adl’ diye 104 defa çekildiği zaman maddi manevi sıkıntılardan kurtuluşa erer.
Adl İsmi Geçen Kur’an Ayetleri
“Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür.”
Zilzal-7-8
“Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı
emreder; hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt
almanız için size böyle öğüt verir.”
Nahl-90
” Allah, size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar
arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu
Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah, hakkıyla
işitendir, hakkıyla görendir.”
Nisa-58
“Rabbinin sözü hem doğrulukça, hem de adaletçe tamamlanmıştır. O’nun
sözlerini değiştirebilecek hiç kimse yoktur. O, işitendir, bilendir.”
En’am-115
“Biz, onda onların üzerine şöyle yazdık: Cana can, göze göz, buruna
burun, dişe diş, yaralamada ödeşme. Kim de bu hakkını sadakasına
sayarsa, o, günahlarının bağışlanmasına vesile olur. Her kim de Allah’ın
indirdiği hükümlerle hükmetmezse, onlar hep zalimlerdir.”
Maide-45
“Eğer inananlardan iki grup birbirleriyle savaşırlarsa aralarını
düzeltin. Eğer biri ötekine karşı haddi aşarsa, Allah’ın buyruğuna
dönünceye kadar haddi aşan tarafa karşı savaşın. Eğer (Allah’ın emrine)
dönerse, artık aralarını adaletle düzeltin ve (onlara) adaletli
davranın. Çünkü Allah, adaletli davrananları sever.”
Hucurat – 9
“Yetim malına, erginlik çağına erişene kadar en iyi şeklin dışında
yaklaşmayın; ölçüyü ve tartıyı doğru yapın. Biz kişiye ancak gücünün
yeteceği kadar yükleriz. Konuştuğunuzda, akraba bile olsa sözünüzde adil
olun. Allah’ın ahdini yerine getirin. Allah size bunları öğüt almanız
için buyurmaktadır.
En’am – 152
” Ey iman edenler, birbirinizden belirli bir vade ile borç
aldığınızda, onu yazın; aranızda doğrulukla tanınmış bir yazı bilen
kişi, onu yazsın. Yazı bilen de kendisine Allah’ın öğrettiği gibi
yazmaktan kaçınmasın. Bir de borçlu adam söyleyip yazdırsın, her biri
Allah’tan korksun ve haktan birşey eksiltmesin. Eğer borçlu, aklı
ermeyen biri yahut küçük veya kendisi söyleyip yazdıramayacak durumda
ise, velisi dosdoğru söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden iki şahit
gösterin. Eğer ikisi de erkek olamıyorsa o zaman doğruluğuna
güvendiğiniz bir erkekle iki kadın şahit olsun ki, biri unutunca diğeri
hatırlatsın. Şahitler de çağrıldıklarında kaçınmasınlar. Siz yazanlar da
az olsun çok olsun onu vadesine kadar yazmaktan üşenmeyin. Bu Allah
yanında adalete en uygun olduğu gibi şahitlik için daha sağlam ve
şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak aranızda peşin
devrettiğiniz bir ticaretse, o zaman bunu yazmamanızda size bir sakınca
yoktur. Alışveriş yaptığınızda da şahit tutun, bir de ne yazana ne de
şahitlik edene zarar verilmesin. Eğer zarar verirseniz bu mutlaka
kendinize dokunacak bir günah olur. Allah’tan korkun! Allah size ilim
öğretiyor ve Allah her şeyi bilir.
Bakara-282
“Ey iman edenler, hak ölçülerle hareket edip adaleti yerine getirmeye
uğraşan hakimler, Allah için şahitlik yapan kişiler olunuz. Gerek
kendileriniz veya ana-babanız yahut en yakınlarınız aleyhine olsun;
gerek zengin, gerek fakir olsun. Çünkü Allah, ikisinden de önceliklidir.
Bundan dolayı adaletten uzaklaşıp da nefsinize uymayın. Şahitlik
yaparken dilinizi eğer, bükerseniz veya çekinirseniz, şüphesiz Allah
bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”
Nisa-135
“Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz!”
Tirmizi
” Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resülullah (aleyhissalatu
vesselam) buyurdular ki: “Kim bir hadd cürmü işler de, cezası dünyada
verilirse, Allah’ın adaleti kuluna ahirette ikinci sefer ceza vermeye
müsaade etmez. Kim de bir hadd cürmü işlemiş, Allah da onun günahını
örtmüş ve affetmiş ise, Allah’ın keremi affettiği şeyden dolayı ona
dönüp ceza vermeye müsaade etmez. “
( Tirrnizi, iman 11)
Kuran-ı Kerim’den Bir Dua Ayeti
BismilahirRahmanirRahim
Arapça-Okunuşu
Fe in tevellev fe kul hasbiyallahu la ilahe illa hu, aleyhi tevekkeltü ve hüve rabbü’l arşi’l azim.
Meal- Anlamı:
“Eğer aldırmazlarsa deki: bana Allah yetişir ondan başka ilâh yoktur, ben ona dayanmaktayım ve o, o büyük Arşın sahibidir.”
Tevbe-129
Adl İsminin Duası
Ey her işi adalet üzere olan
ADL!
Öyle adilsin ki,
zerre miktar iyiliği mukâfatlandırırsın.
Öyle adilsin ki,
zerre miktar kötülüğü cezasız koymazsın.
Öyle adilsin ki,
mahkemede hiç kimsenin hakkı yenmez.
Öyle adilsin ki,
mahkemede mazlumun hakkı asla yerde kalmaz.
Zulmedenlere karşı adaletine sığınırız.
Zulme uğramaktan da,
zulmetmekten de koru bizi!
Hesap günü terazi Senindir.
Sevabımızı ağır, günahımızı hafif eyle!
Kaynak : Alıntı