11 Temmuz 2021 Pazar

ZÜ'L-HİCCE AYININ İLK ON GÜNÜNÜN FAZİLETİ

 


İbni Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan rivayet edildiğine göre; bir keresinde Rasûlullâh ﷺ: "Kendisinde amel-i salih işlenmesi (Zü'l-hicce'nin ilk) on gün(ün)de Allâh-u Te'âlâ'ya sevimli (O'nu hoşnut ve razı edici) olduğu kadar, hiçbir günde olmamıştır" buyurunca (sahabe-i kiram:) "Allâh yolunda cihat da mı (o günlerdeki amelden üstün olamaz)?" dediler.
Bunun üzerine Rasûlullâh ﷺ: "Allâh yolunda cihat bile (bugünlerdeki amellerden fazilet bakımından daha üstün) değildir. Ancak bir adam(ın cihadı bu günlerdeki amelden üstün olabilir) ki, malıyla ve canıyla (cihada) çıkmış ve bunlardan hiçbiriyle (cihattan) geri dön(e)memiş, (malını da canını da Allâh için cihat meydanlarında feda etmiş)tir." [et-Tirmizî, es-Sünen, es-Savm:52, rakam:757, 3/130; Ebû Dâvud, es-Sünen, es-Savm:62, rakam:2440, 2/301; İbnü Mâce, es-Sünen, es-Sıyâm:39, rakam:1727, 1/550]
Ebû Hureyre (Radıyallâhu Anh)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurdu: "Zü'l-hicce'nin ilk onunda Allâh-u Te'âlâ'ya ibadet edilmesinden, Allâh-u Te'âlâ'ya daha sevgili hiçbir gün yoktur. Onlardan her bir günün orucu, bir senenin orucuna, her bir gecenin kıyamı (ibadetle ihyası) da, Kadir Gecesi'nin kıyamına denktir." [et-Tirmizî, es-Sünen, es-Savm:52, rakam: 758, 3/131]
Bu hadis-i şeriflerden kesin bir şekilde anlaşıldığı üzere; daha çok sevap kazanılması cihetinden Zü'l-hicce'nin ilk on günündeki ameller, sene içerisindeki diğer bütün günlerden üstündür.
Ebu'd-Derdâ (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: "On günlerde oruca devam edin. Duayı, istiğfar ve sadakayı çok yapın, zira ben Peygamberiniz ﷺ'i: 'On günlerin hayrından mahrum olanların vay haline' buyururken işittim." [Ebu'l-Leys es-Semerkandî, Tenbîhü'l-ğâfilîn, rakam:470, sh:327]
Âişe (Radıyallâhu Anhâ)dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte Rasûlullâh ﷺ şöyle buyurmuştur: "Her kim Zü'l-hicce'nin on gecelerinden birini (ibadetle geçirerek) ihya ederse, bir sene boyunca hac ve umre yapanların ibadeti kadar ibadet etmiş gibi olur. O günlerde bir gün dahi oruç tutsa geri kalan senesinin tümünü Allâh-u Te'âlâ'ya ibadetle geçirmiş gibi olur." ['Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/40)
Vehb (Radıyallâhu Anh) şöyle anlatmıştır: "Rabb Tebârake ve Te'âlâ Mûsâ (Aleyhisselâm)a: 'Kavmine emret de on günlerde, yani Zü'l-hicce'nin onunda Bana yönelsinler ve Bana dua etsinler, onuncu gün olduğu zaman Bana (ibadet edecekleri musallaya) çıksınlar da onları affedeyim' buyurdu. İşte Yahudilerin (bağışlanmak için) arayıp da şaşırdıkları gün o (Kurban Bayramı) gün(ü)dür. (Gökteki ay hesabında) Arapların sayısından daha doğru bir adet yoktur. (Yahudilerin hesabı hilale göreyse de onlar, güneş aylarına uysun diye her üç senede bir ay nesi -geciktirme- yaptıklarından onların hesabı isabetli değildir.)" [Ahmed ibnü Hanbel, ez-Zühd, rakam:351, sh:109; es-Süyûtî, ed-Dürru'l-mensûr, 6/539]
Ebû Osmân el-Nehdî (Radıyallâhu Anh)da Zü'l-hicce'nin ilk on günü hakkında şöyle demiştir: "Alimler ve salihler senedeki üç adet on günü diğer günlere göre çok üstün tutarlar. Bunlar da Zü'l-hicce'nin ilk on günü, Muharrem'in ilk on günü ve Ramazân'ın son on günüdür.
Ayrıca bize ulaşan rivayetlere göre Zü'l-hicce'nin ilk on günü, diğer iki on güne göre daha üstündür. Çünkü onun içerisinde Terviye, Arefe ve Kurban Bayramı günü vardır." [İbnü'l-Cevzî, Müsîru'l-'azmi's-sâkin, 1/232]
Ebû Zübeyr (Rahimehullâh): "Dünyanın günlerinin en faziletlisi on günlerdir" demiştir. [İbnü 'l-Cevzî, Müsîru'l-'azmi's-sâkin, 1/230; el-Fâkihî, Ahbâru Mekke, 318-9]
Sa'îd ibni Cübeyr (Radıyallâhu Anh): "Bu on gecelerde kandillerinizi söndürmeyin" diyerek ibadete devam etmenin önemine dikkat çekerdi. ['Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/40]
Allâh-u Te'âlâ beş peygamberden her birine on şey vermiştir ki bu nebiler; Âdem, İbrâhîm, Şu'ayb, Mûsâ ve bizim peygamberimiz Muhammed Mustafa (Salevâtüllâhi Selâmühû 'Aleyhim Ecme'în)dir. Bizim Peygamberimiz ﷺ'e verilen ise Zü'l-hicce'nin onudur. Bu ümmetten bu on güne değer verene (namazlarını, oruçlarını ve zikirlerini ifa edenlere) de on ikramda bulunulur. Bunlar da ömrüne bereket, malında ziyadelik, ailesine koruma, günahlarına kefaret, sevaplarına katlama, ölüm anında kolaylık, kabir karanlıklarında nur, mizanda ağırlık, cehennem derekelerinden kurtuluş ve cennet derecelerine yükseliştir. ['Abdülkâdir el-Geylânî, el-Ğunye, 2/40]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder