Yolculuk Hakkında Hadisi Şerifler
"Peygamber Efendimiz ’Eğer insanlar, yalnız başına yolculuk yapmanın sakıncalarını benim kadar bilmiş olsalardı, kimse geceleyin tek başına yola çıkmazdı’ diye buyurmuştur. Peki, Peygamberimiz yolculuğa hangi gün çıkmayı tercih ederdi? Yolculukta neden kafileyi en geriden takip ederdi? Yola çıkarken okunacak dua hangisidir ve Resul-i Ekrem Efendimiz nasıl dua ederdi? Peygamber Efendimizin yolculuk hakkındaki 25 hadisini sizler için derledik.",
" Ka'b b. Mâlik'ten (ra) rivayet edildiğine
göre o, şöyle demiştir: Peygamber, Tebük Seferi'ne perşembe günü çıktı.
O, sefere Perşembe günleri çıkmayı severdi. Buhârî, Cihâd, 103 Sahâbî
Sahr b. Vedâa el-Ğâmidî'den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah şöyle dua etti:
Allah'ım, sabahın erken saatlerini ümmetim için bereketli kıl.
Ebû Dâvûd, Cihâd, 78
Hadisi
Sahr'dan rivayet eden ravi (Umâre b. Hadîd) şu sözleri ilave ediyor:
Peygamber, bir askerî birlik veya bir ordu gönderdiği zaman, sabahleyin
erkenden gönderirdi.
Tüccar olan Sahr da (dua edilen bu berekete
nail olmak için) ticaret mallarını sabah erkenden gönderirdi. Bu
sebepten zengin oldu, malı çoğaldı. Tirmizî, Büyû, 6
İbn
Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir: Eğer
insanlar, yalnız başına yolculuk yapmanın sakıncalarını benim kadar
bilmiş olsalardı, kimse geceleyin tek başına yola çıkmazdı. Buhârî,
Cihâd, 135
Amr b. Şuayb'ın (ra) babası vasıtası ile dedesinden
rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir: Tek başına yola çıkan
binekli ile iki kişi olarak yola çıkan binekli, (âdeta) şeytan (ve
avanesinin kötülüklerine hedef) gibidir. Üç kişilik süvari ise bir
topluluk demektir. Ebû Dâvûd, Cihâd, 79; T1674 Tirmizî, Cihâd, 4
Ebû
Saîd ve Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle
buyurmuştur: (Savaş şartlarında) üç kişi birlikte sefere çıkarlarsa,
içlerinden birini kendilerine emir yapsınlar. Ebû Dâvûd, Cihâd, 80
İbn
Abbâs'tan (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber şöyle demiştir: En
hayırlı beraberlik dört kişiyle olur. Savaşa gönderilen ideal askeri
birlik dört yüz erden; ideal bir ordu da dört bin askerden oluşur. On
iki bine ulaşan bir ordu ise, artık sayı azlığı sebebiyle yenilmez. Ebû
Dâvûd, Cihâd, 81; T1555 Tirmizî, Siyer, 7
Ebû Hüreyre'den (ra)
rivayet edildiğine göre Resûlullah şöyle demiştir: Otlak yerlerde
yolculuk ettiğinizde hayvanların otlamalarına fırsat verin. Kıraç
yerlerde yolculuk yaparsanız hayvanları, takatsiz kalmadan gidilecek
yere varmaları için hızlı yürütün ve bir an evvel onları besleyin. Gece
konaklarsanız yolun kenarına çekilin; çünkü yol, hayvanların geçeceği,
haşeratın geceleyeceği yerdir. Müslim, İmâre, 178
Ebû Katâde'den
(ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Resûlullah yolculuk
esnasında geceleyin konakladığında sağ yanı üzerine yatardı. Sabaha
karşı konakladığında ise sağ dirseğini diker ve başını avucunun içine
koyardı. Müslim, Mesâcid, 313
Enes'ten (ra) rivayet edildiğine
göre Resûlulah: Gece yol almaya bakın, zira geceleyin daha hızlı mesafe
kat edilir, buyurdu. Ebû Dâvûd, Cihâd, 57
Ebû Sa'lebe
el-Huşenî'den (ra) rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Halk bir
yerde konakladığında geçitlere ve derelere dağılırlardı. Bunun üzerine
Resûlullah: Sizin böyle geçitlere ve derelere dağılıvermeniz, şeytanın
bir oyunudur, buyurdu. Bu uyarıdan sonra sahâbîler hep birbirlerine
yakın yerlerde konakladılar. Ebû Dâvûd, Cihâd, 88
Rıdvân
Biatı'nda hazır bulunan ve İbn Hanzaliyye'nin oğlu diye anılan Sehl b.
Amr veya Sehl b. Rabî' b. Amr el-Ensârî'den (ra) rivayet edildiğine göre
o, şöyle demiştir: Resûlullah, karnı sırtına yapışmış bir deveye
rastladı ve 'Derdini dile getiremeyen bu hayvanlar hakkında Allah'tan
korkun, (binmeye)uygun olanlarına binin ve (yenmesi) uygun olanlarını
yiyin.' buyurmuşlardır. Ebû Dâvûd, Cihâd, 44
Ebû Ca'fer Abdullah
b. Ca'fer'den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle demiştir: Bir gün
Resûlullah beni bineğinin arkasına bindirdi ve kimseye söylemeyeceğim
bir sır söyledi. Resûlullah'ın abdest bozacağı zaman yüksek bir yerin
veya bir hurma bahçesi duvarının ardına gizlenmeyi tercih ederdi.
Müslim, Hayız, 79
Enes'ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle
demiştir: Biz bir yerde konakladığımızda hayvanların eyerlerini al(ıp
onları rahatlat)madan nafile namaza durmazdık. Ebû Dâvûd, Cihâd, 44
Ebû
Saîd el-Hudrî (ra) anlatıyor: Seferde bulunduğumuz sırada devesine
binmiş bir adam geldi. (Açlıktan yiyecek bir şeyler bulmak ümidiyle)
sağa sola bakınmaya başladı. Resûlullah: Fazladan binek hayvanı olanlar
olmayanlara versin, fazla azığı olanlar da azığı olmayanlara versin,
buyurdu ve olabilecek her türlü malı zikretti. Böylece hiçbirimizin
fazla mal saklamaya hakkı olmadığını anlamış olduk. Müslim, Lukata, 18
Câbir'den
(ra) rivayet edildiğine göre Allah Resûlü bir gazaya çıkmak üzereyken:
Ey muhacir ve ensar topluluğu! Kardeşlerinizin içinde malı ve kabilesi
bulunmayanlar var. Her biriniz, onlardan iki veya üç kimseyi yanına
alsın, buyurdu. (Cabir anlatıyor:) Bizlerin de ancak nöbetleşerek
binebileceğimiz birer devemiz vardı. Ben de (nöbetleşe binmek için)
yanıma iki veya üç adam aldım. Hâlbuki yalnız (biri ile
nöbetleşebilecek) bir tek devem vardı.' Ebû Dâvûd, Cihâd, 34
Câbir'den
(ra) rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Resûlullah, yolculuk
esnasında geride kalır, zayıf kimseleri (ya kendi veya başkasının)
devesinin arkasına bindirir ve onlar için dua ederdi. Ebû Dâvûd, Cihâd,
94
Abdullah b. Sercis'ten (ra) rivayet edildiğine göre o şöyle
demiştir: Resûlullah sefere çıktığında seferin zorluklarından ve kötü
dönüşlerden, iyi hâllerden kötü hâllere düşmekten, mazlumun bedduasından
ve dönüşte ailesini ve malını kötü hâlde görmekten Allah'a sığınırdı.
Müslim, Hac, 426
Câbir'den (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle
demiştir: Biz (savaşa giderken) yokuş çıktığımızda tekbir getirir,
indiğimizde de Allah'ı tesbih ederdik. Buhârî, Cihâd, 132
İbn
Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre: Peygamber ile askerleri, tepelere
çıkarken tekbir getirirler, inerken de Allah'ı tesbih ederlerdi. Ebû
Dâvûd, Cihâd, 72
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah: Şu üç duanın kabul olunacağında şüphe yoktur: (Bunlar)
mazlumun, yolcunun ve anne ile babanın evlâdına dualarıdır, buyurmuştur.
Tirmizî, Birr, 7
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah şöyle buyurmuştur: Yolculuk bir çeşit eziyettir. Sizi,
(vaktinde) yiyip içmekten ve uyumaktan alıkoyar. Herhangi biriniz
yolculuğa çıktığında işini bitirir bitirmez evine dönmekte acele etsin.
Buhârî, Umre, 19; Müslim, İmâre, 179
Ka'b b. Mâlik'ten (ra)
rivayet edildiğine göre: Resûlullah, seferden döndüklerinde önce mescide
uğrar ve orada iki rekât namaz kılardı. Müslim, Tevbe, 53; Buhârî,
Megâzî, 80
Enes'ten (ra) rivayet edildiğine göre o, şöyle
demiştir: Peygamber ile (Hayber'den) dönüşümüzde Medine'ye yaklaşınca
Resûlullah, 'Biz yolcular tövbe ve ibadet ederek, Rabbimize hamd ederek
dönüyoruz.' buyurdu ve Medine'ye gelinceye kadar bunu söylemeye devam
etti. Müslim, Hac, 429
İbn Ömer'den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah, yolculukta iken gece olduğunda şöyle derdi: Ey yeryüzü!
Senin de benim de Rabbim Allah'tır. Senin ve sende olan şeylerin
şerrinden, sende yaratılanların ve üzerinde gezip dolaşanların şerrinden
Allah'a sığınırım. Aslanların, büyük-küçük yılanların, akreplerin ve bu
diyarda yaşayanların, doğuran ve doğanların şerrinden Allah'a
sığınırım. Ebû Dâvûd, Cihâd, 75",
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder