5 Nisan 2024 Cuma

Kadir Gecesi Namazı

 

 


Kadir Gecesi Namazı

2) Kadir Gecesi namazı hakkında İbnü Mes‘ûd (Radıyallâhu Anh)dan Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:

وَفِي الْخَبَرِ عَنِ ابْنِ مَسْعُودٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالٰى عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ: «مَنْ صَلّٰى فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ رَكْعَتَيْنِ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ مَرَّةً وَثَلَاثَ مَرَّاتٍ ﴿ قُلْ هُوَ اللّٰهُ اَحَدٌۚ ﴾، ثُمَّ يَقُولُ بَعْدَ فَرَاغِهِ: «سُبْحَانَ مَنْ هُوَ قَائِمٌ لَا يَسْهُو، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ دَائِمٌ لَا يَلْهُو، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَافِظٌ لَا يَغْفُلُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ غَنِيٌّ لَا يَفْتَقِرُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ جَوَادٌ لَا يَبْخَلُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَلِيمٌ لَا يَعْجَلُ»، ثُمَّ يَقُولُ: «سُبْحَانَ اللّٰهِ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ وَلَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ أَكْبَرُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ، سُبْحَانَكَ يَا عَلِيمُ يَا عَظِيمُ، اِغْفِرْ لِي الذَّنْبَ الْعَظِيمَ»، مَنْ قَالَهَا طُوبٰى لَهُ ثُمَّ طُوبٰى لَهُ ثُمَّ طُوبٰى لَهُ، يُعْطِيهُمُ اللّٰهُ مَا لَا عَيْنٌ رَأَتْ وَلَا أُذُنٌ سَمِعَتْ وَلَا خَطَرَ عَلٰى قَلْبِ بَشَرٍ وَيُعْطِيهُمُ اللّٰهُ مِنَ الثَّوَابِ عَدَدَ رَمْلِ عَالِجٍ وَقَطْرِ الْأَمْطَارِ وَعَدَدَ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَوَرَقِ الْأَشْجَارِ.»

“Her kim Kadir Gecesi’nde bir kere Fâtiha, üç kere de İhlâs Sûresi okuyarak iki rekât kılar ve namazdan sonra:

‘Kāim (mahlûkātı üzerine tam bir gözetici) olup yanılmayan Zât’ı tesbîh ederim. (Her zaman) dâim olup abesle iştiğâl etmeyen Zât’ı tesbîh ederim. (Her vakit kullarına) Hâfiz (koruyucu) olup hiç gâfil olmayan Zât’ı tesbîh ederim. Zengin olup hiç muhtaç olmayan Zât’ı tesbîh ederim. Cömert olup hiç cimri olmayan Zât’ı tesbîh ederim. Hilm sâhibi olup (kullarına cezâ vermekte) acele etmeyen Zât’ı tesbîh ederim.’ der ve sonra:

Allâh-u Te‘âlâ’yı tesbîh eder ve O’na hamdederim. Allâh-u Te‘âlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur. Allâh-u Te‘âlâ her şeyden büyüktür. O Yüce ve Büyük olan Allâh-u Te‘âlâ’nın yardımı olmadan hiçbir günahtan dönüş, hiçbir ibâdete de kuvvet yoktur. Seni (noksan sıfatlardan) tenzîh ederim (Allâhım). Ey (her şeyi bilen) Alîm! Ey (her şeyden büyük olan) Azîm! Benim için büyük günahlarımı bağışla.’ der.

Kim (bu namazı kılıp namazdan sonra da) böyle d(uâ ed)erse, ona müjde olsun, ona tekrar müjde(ler) olsun. Allâh-u Te‘âlâ ona hiçbir göz görmedik, hiçbir kulak işitmedik ve hiçbir beşerin kalbine (hayâli dahî) gelmedik nîmetler verecektir.

Allâh-u Te‘âlâ ona; Âlic’in (üst tarafı Yemâme yakınındaki ed-Dehnâ bölgesine ulaşan, aşağı kısmı ise Necd bölgesine -Suûdî Arabistan’ın başkenti Riyad’a- ulaşan ve Arap topraklarının çoğunu kuşatacak kadar geniş olup kumlarının çokluğuyla meşhur sıradağların) kum tâneleri ve yağmur damlaları adedince, gece ve gündüz(lerin) sayısınca ve ağaçların yaprakları kadar sevap verecektir. (Ebû Sa‘îd ‘Abdurrahmân en-Neysâbûrî el-Hanefî, Tefsîru’l-Hanefî, Süleymâniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, rakam:81, verak:87b-88a)

Duânın Okunuşu

«سُبْحَانَ مَنْ هُوَ قَائِمٌ لَا يَسْهُو، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ دَائِمٌ لَا يَلْهُو، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَافِظٌ لَا يَغْفُلُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ غَنِيٌّ لَا يَفْتَقِرُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ جَوَادٌ لَا يَبْخَلُ، سُبْحَانَ مَنْ هُوَ حَلِيمٌ لَا يَعْجَلُ، سُبْحَانَ اللّٰهِ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ وَلَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ أَكْبَرُ، وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ، سُبْحَانَكَ يَا عَلِيمُ يَا عَظِيمُ، اِغْفِرْ لِي الذَّنْبَ الْعَظِيمَ.»

3) Yine Kadir Gecesi namazı hakkında İbnü Abbâs (Radıyallâhu Anhümâ)dan Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur:

رُوِيَ فِي صَلَاةِ لَيْلَةِ الْقَدْرِ عَنِ ابْنِ عَبَّاسٍ رَضِيَ اللّٰهُ تَعَالٰى عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ تَعَالٰى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَنَّهُ قَالَ: «مَنْ صَلّٰى فِي لَيْلَةِ الْقَدْرِ رَكْعَتَيْنِ يَقْرَأُ فِي كُلِّ رَكْعَةٍ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ مَرَّةً وَالْإِخْلاَصَ سَبْعَ مَرَّاتٍ، فَاِذَا سَلَّمَ يَقُولُ: «أَسْتَغْفِرُ اللّٰهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ»، سَبْعِينَ مَرَّةً فَلاَ يَقُومُ مِنْ مَقَامِهِ حَتّٰى يَغْفِرَ اللّٰهُ لَهُ وَلِأَبَوَيْهِ وَيَبْعَثُ اللّٰهُ تَعَالٰى مَلاَئِكَتَهُ إِلَى الْجِنَانِ يَغْرِسُونَ لَهُ الْأَشْجَارَ وَيَبْنُونَ لَهُ الْقُصُورَ وَيُجْرُونَ الْأَنْهَارَ وَلاَ يَخْرُجُ مِنَ  الدُّنْيَا حَتّٰى يَرٰى ذٰلِكَ كُلَّهُ.»     

“Her kim Kadir Gecesi’nde iki rekât kılar da her bir rekâtında bir Fâtiha, yedi kere de İhlâs okursa, selâm verdiğinde ise yetmiş kere:

«أَسْتَغْفِرُ اللّٰهَ وَأَتُوبُ إِلَيْهِ.»

Allâh-u Te‘âlâ’dan af isterim ve Sana tevbe ediyorum.’ derse, Allâh-u Te‘âlâ kendisini ve anne babasını affetmedikçe yerinden kalkmaz.

Allâh-u Te‘âlâ cennete melekler gönderir de onlar onun için ağaçlar dikerler, köşkler yaparlar ve ırmaklar akıtırlar. Kendisi de bunların tümünü görmedikçe dünyâdan çıkmaz.” (Muhammed Hakkî en-Nâzillî, Hazînetü’l-esrâr, sh:39)

4) Yirmi yedinci gece on iki rekât kılar, her rekâtta Fâtiha’dan sonra üç kere İnnâ Enzelnâ, on kere İhlâs sûrelerini okur, namazı bitirince:

«سُبْحَانَ اللّٰهِ وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ وَلَا إِلٰهَ إِلَّا اللّٰهُ وَاللّٰهُ أَكْبَرُ وَلَا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللّٰهِ الْعَلِيِّ الْعَظِيمِ، عَدَدَ مَا عَلِمَ اللّٰهُ وَزِنَةَ مَا عَلِمَ اللّٰهُ وَمِلْءَ مَا عَلِمَ اللّٰهُ »

“Allâh-u Te‘âlâ’nın bildikleri adedince, Allâh-u Te‘âlâ’nın bildikleri ağırlığınca ve Allâh-u Te‘âlâ’nın bildiği şeyler dolusunca (şu zikirleri yapıyorum ki); Allâh-u Te‘âlâ (bütün noksan sıfatlardan) münezzehtir, bütün hamdler Allâh-u Te‘âlâ’ya mahsustur, Allâh-u Te‘âlâ’dan başka hiçbir ilâh yoktur, Allâh-u Te‘âlâ her şeyden büyüktür, O pek yüce ve çok büyük olan Allâh-u Te‘âlâ’nın yardımı olmadan hiçbir (şeye) güç ve kuvvet yoktur.” der. (Muhammed ibnü Hatîriddîn, el-Cevâhiru’l-hams, sh:61)

5) Rivâyete göre sâlihler son on gecenin her birinde Kadir Gecesi’nin kıyâmına niyet ederek iki rekât kılarlardı.

Ebu’l-Leys (Rahimehullâh)ın beyânına göre Kadir Gecesi namazının en azı iki rekât, ortası yüz rekât, en çoğu ise bin rekâttır. Her bir rekâtta kırâatın ortası, Fâtiha’dan sonra bir İnnâ Enzelnâ, üç kere de İhlâs okumaktır. Her iki rekâtta bir selâm verilir, selâmın ardından da Rasûlüllâh (Sallellâhu Aleyhi ve Sellem)e salevât okunur. (İsmâ‘îl Hakkî el-Bursevî, Rûhu’l-beyân, 10/483)

 

Kaynak : https://www.cubbeliahmethoca.com.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder