MEŞLUL DUASI
“Günahından Dolayı Cezalandırılan Gencin Duası”
Bu dua Kef’amî’nin
kitaplarından ve “Muhecu’d-Deavat” kitabından nakledilmiştir. Bu duayı
Emirul Müminin Hz. Ali (as), babasına karşı işlediği günah ve sitemdem
dolayı felç olan bir gence öğretmiştir. Genç bu duayı okuduktan sonra
rüya âleminde Resulullah’ın (saa) gelip elini onun bedenine sürdüğünü
ve “Allah’ın ism-i azamını gözet; senin işin hayırla sonuçlanacaktır”
buyurduğunu görüyor. Uykudan uyanınca iyileştiğini ve vücudunun
sapasağlam olduğunu görüyor.
Duanın fazileti hakkında Hz. Ali (as) şöyle buyurmuştur:
İçerisinde Allah’ın ism-i azamı olan bu duayı kim okursa, Allah Teala
onun duasını kabul eder; gam, üzüntü, hastalık ve fakirlik onun
yaşandısından uzaklaşır, günahları ise bağışlanmış olur.
Bu dua şöyledir:
“Allah’ım! Ben senin
“Bismillahirrahmanirrahim” ismin hürmetine senden diliyorum; ey yücelik
ve ikram sahibi, ey diri ve varlıkları ayakta tutan, ey kendisinden
başka ilah olmayan diri, ya Hu, ey kendisinden başka kimse “Hu”nun ne
demek, nasıl, nerede, hangi nitelikte olduğunu bilmeyen; ey saltanat ve
melekût sahibi, ey izzet ve iktidar sahibi, ey –âlemin– padişahı, ey
bütün kusurlardan münezzeh, ey selametlik beren, ey gözetip kontrol
eden, ey izzet ve kudret sahibi, ey azametli, ey yaratan, ey var eden,
ey şekillendiren, ey yarar veren, ey düzen veren, şiddetli olan, ey
icat eden, ey varlıkların mercii, ey –zalimleri– helak eden,
ey iyilerin dostu, ey övülmüş, ey ma’bud, ey –herkesten– uzak, ey
–herkese– yakın, ey kabul eden, ey gözeten, ey hesaba çeken, ey icat
eden, ey –makamı– yüce, ey mevkisi yüksek, ey duyan, ey bilen, ey halim,
ey kerim, ey hekim, ey kadim, ey ulu, ey azim, ey şefkatli, ey nimet
veren, ey mükâfat veren, ey yardım dilenilen, ey yücelik sahibi, ey
cemal sahibi, ey vekil, ey yeten, ey sürçmeleri bağışlayan!
Ey nimet ulaştıran, ey azamet sahibi
zat, ey yol gösteren, ey hidayet eden, ey her şeyin başlangıcı, ey
evvel, ey ahir, ey zahir, ey batın, ey ayakta duran (müstakil) tutan,
ey sürekli, ey âlim, ey hakim, ey yargılayan, ey adil, ey herkesten
ayrı, ey herkes ve her şeyle birlikte olan, ey tertemiz, ey tertemiz
eden, ey her şeye gücü yeten, ey iktidar sahibi, ey büyük, ey azamet
sahibi, ey yegane, ey tek, ey ihtiyaçsız, ey doğurmayan ve doğrulmayan
ve hiçbir şey O’nun dengi olmayan, –ey– eşi ve kendisiyle birlikte
yardımcısı olmayan ve kendisine müşavir tutmayan, bir desteğe ihtiyacı
olmayan ve kendisinden başka ilah bulunmayan; senden başka ilah yoktur;
sen zalimlerin söylediklerinden çok yüce ve büyüksün, ulusun.
Ey yüce, ey makamı yüksek, ey şanı
yüce, ey (müşkülleri) açan halleden, ey çok bağışta bulunan, ey
rahatlatan ve dinlendiren, ey yardım eden, ey zalime karşı gelen, ey
imdada yetişen, ey helak eden, ey intikam alan, ey ölüleri dirilten, ey
–insanlardan sonra âlemin– varisi olan, ey talep eden, ey galip olan,
ey kendisinden hiç kimse kaçamayan, ey tevbeleri kabul eden, ey
inleyenlerin imdadına koşan, ey çok bağışlayan, ey sebepleri yaratan, ey
–kapalı– kapıları açan, ey nerede çağrılırsa icabet eden, ey tertemiz,
ey şükredenlere nimet veren, ey affeden, ey bağışlayan, ey nurun nuru,
ey işleri düzene koyan, ey şefkatli, ey her şeyden haberdar olan, ey
sığınak veren, ey aydınlatan, ey basiret sahibi, ey destek veren, ey
yüce, ey yegâne, ey tek, ey ebedi, ey dayanak, ey ihtiyaçsız, ey yeten,
ey şifa veren, ey vefa eden, ey afiyet veren, ey ihsan eden, ey
iyilik yapan, ey nimet veren, ey üstün, ey yüce, ey tek olan, ey yüce
olup kahreden, ey malik olup güç yetiren, ey gizli olup her şeyden
haberi olan, ey ibadet edilip mükâfat veren, ey kendisine karşı günah
işlenip bağışlayan, ey düşünceler kendisini ihata etmeyen, hiçbir göz
kendisini göremeyen ve hiçbir şey kendisine gizli kalmayan!
Ey beşere rızık veren, ey bütün
kaderleri takdir eden, ey makamı yüce olan, ey erkânı sağlam olan, ey
zamanı değiştiren, ey kurbanı kabul eden, ey nimet ve ihsan sahibi, ey
izzet ve saltanat sahibi, ey Rahim ve Rahman olan, ey her gün bir işte
olan, ey hiçbir şey kendisini başka bir şeyden alıkoymayan, ey şanı
yüce, ey her yerde hazır olan, ey bütün sesleri duyan, ey duaları kabul
eden, ey talepleri yerine getiren, ey hacetleri reva eden, ey
bereketleri indiren, ey gözyaşlarına acıyan, ey sürçmeleri affeden, ey
sıkıntıları gideren, ey iyiliklerin dostu, ey dereceleri yükselten, ey
istekleri veren, ey ölüleri dirilten, ey dağınıkları bir araya
toplayan, ey niyetlerden haberdar olan, ey geçip gideni geri getiren,
ey sesler kendisine karışmayan, ey istekler kendisini usandırmayan ve
karanlıklar kendisini örtmeyen, ey yerin ve göklerin nuru, ey nimetleri
veren, ey ıstırapları gideren, ey insanları yaratan, ey ümmetleri bir
araya toplayan, ey dertlere şifa veren, ey nur ve karanlıkları yaratan,
ey bağış ve ihsan sahibi, ey arşına hiçbir adım ulaşmayan, ey
cömertlerin en cömerdi, ey bağışta bulunanların en fazla bağışta
bulunanı, ey duyanların en iyi duyanı, ey görenlerin en iyi göreni!
Ey kendisine sığınanları koruyan, ey
korkanların güveni, ey sığınanların desteği, ey müminlerin dostu, ey
yardım isteyenlerin imdadına koşan, ey talep edenlerin maksadı, ey
bütün gariplerin arkadaşı, ey bütün yalnızların munisi, ey avarelerin
sığınağı, ey kaçanlara yer veren, ey bütün kaybolanları koruyan, ey
yaşlı ihtiyarlara merhamet eden, ey küçük bebeğe rızık veren, ey
kırılmış kemiği onaran, ey bütün esirleri kurtaran, ey fakir
zavallıları zenginleştiren, ey korkup sığınanların koruyucusu, ey
tedbir ve takdir sahibi, ey zorlar kendisine çok kolay olan, ey
açıklamaya ihtiyacı olmayan, ey her şeye kadir olan, ey her şeyden
haberi olan, ey her şeyi gören, ey rüzgârları gönderen, ey sabahları
yaran, ey ruhları –diriltip mezarından– dışarı çıkaran, ey bağış ve
ikram sahibi, ey bütün –hacetlerin– anahtarları elinde olan, ey bütün
sesleri duyan, ey geçip giden her şeyden önde olan, ey bütün canları
ölümlerinden sonra dirilten, ey zor durumda hazırlığım, ey gurbet
(yalnızlık) zamanımda koruyucum, ey yalnızlık zamanımda can yoldaşım,
ey nimetli zamanımda velinimetim, ey bütün yollar beni aciz bıraktığı
(yüzüme kapandığı) ve akrabalarım beni olayların kucağına teslim ettiği
ve arkadaşlarım yardımlarını esirgeyerek beni yalnız bıraktığı zaman
sığınağım!
Ey desteği olmayanların desteği, ey
dayanağı bulunmayanların dayanağı, ey birikimi olmayanların birikimi,
ey sığınağı olmayanların sığınağı, ey koruyucusu olmayanların
koruyucusu, ey hazinesi olmayanların hazinesi, ey dayanağı olmayanların
dayanağı, ey imdada koşacak kimsesi olmayanların imdadı, ey komşusu
olmayanların komşusu, ey sürekli yanımda olan komşum, ey sağlam
dayanağım, ey yakin üzere benim ilâhım, ey çok eski Kâbe’nin Rabbi, ey şefkatli, ey arkadaş!
Beni olayların zor zincirlerinden
kurtar, benden bütün gam ve kederleri, fakirlik ve yoksulluğu gider,
beni karşısında gücüm olmayan şerden koru ve gücüm yeten şeyde de bana
yardım et; ey Yusuf’u Yakub’a döndüren, ey Eyyub’un dert ve acısını
gideren, ey Davud’un hatasını affeden, ey İsa b. Meryem’i yükseltip
Yahudilerin elinden kurtaran, ey –denizin– karanlıklarında Yunus’un
nidasına icabet eden, ey Musa’yı –vahiy– kelimelerini almak için seçen,
ey Adem’in hatasını bağışlayan ve İdris’i rahmetiyle yüce makama
yükselten, ey Nuh’u boğulmaktan kurtaran, ey ilk Ad kavmini ve onun
peşinden Semud kavmini helak eden, ey Lut kavmini yok eden ve Şuayb
kavmine öfkelenip kahreden, ey İbrahim’i kendisine Halil eden, ey
Musa’yı kendisiyle konuşmak için seçen, ey Muhammed’i –Allah’ın salatı
onun ve bütün Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun– kendisine habip kılan, ey
Lokman’a hikmet veren, ey Süleyman’a ondan sonra kimsenin layık
olmadığı bir saltanat veren, ey zorba padişahlar karşısında
Zülkarneyn’e yardım eden, ey Hızır’a hayat veren, Yuşa b. Nun için
güneşi battıktan sonra geri çeviren, ey Musa’nın annesinin kalbine ilgi
yerleştiren ve İmran kızı Meryem’in rahmini temiz kılan, ey Zekeriya
oğlu Yahya’yı günahtan koruyan, ey Musa’nın –kardeşi ve kavmine karşı–
öfkesini yatıştıran, ey Zekeriya’ya Yahya’yı müjdeleyen, ey büyük bir
kurbanlığı fidye vererek İsmail’i kurban olarak kesilmekten kurtaran,
ey Habil’in kurbanını kabul eden ve Kabil’in üzerine laneti kılan, ey
Muhammed –Allah’ın salatı onun ve bütün Ehl-i Beyt’inin üzerine olsun–
fethi için orduları yenilgiye uğratan! Muhammed ve Ehl-i Beyt’ine,
bütün peygamberlere, mukarreb meleklere ve sana itaat eden herkese
salât eyle!
Senden, senin kendisinden razı olduğun
bir kişinin istediği ve onları kabul etmeyi kendine kesin kıldığın
bütün şeyleri istiyorum! Ey Allah, ey Allah, ey Allah, ey Rahman, ey
Rahman, ey Rahman, ey Rahim, ey Rahim, ey Rahim, ey yücelik ve ikram
sahibi, ey yücelik ve ikram sahibi, ey yücelik ve ikram sahibi; onun
(yücelik ve ikramın) hürmetine, onun hürmetine, onun hürmetine, onun
hürmetine, onun hürmetine, onun
hürmetine, onun hürmetine; kendini isimlendirdiğin veya kitaplarından
birinde indirdiğin ya da kendi yanındaki gayb ilminde kendine mahsus
kıldığın bütün isimlerin, arşının izzetli makamları, kitabının
rahmetinin nihayeti ve “Yeryüzünde bulunan ağaçlar kalem olsa, denizler
de mürekkep olsa, arkasından yedi yüz deniz daha gelip yardım etse de
Allah’ın kelimeleri yazılsa, yine bunlar tükenir, Allah’ın kelimeleri
tükenmez. Allah öyle üstündür, öyle –buyruğunun– hürmetine senden
istiyorum!
Kitabında vasıflandırıp “En güzel
isimler Allah’ındır. O halde O’na o güzel isimlerle dua edin” dediğin
ve “Çağırın beni icabet edeyim size” dediğin ve “Kullarım sana benden
sorarlarsa söyle: Ben onlara yakınım. Dua eden, bana dua ettiği zaman
onun duasına karşılık veririm” dedin ve “De ki: Ey Nefislerine karşı
aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden umut kesmeyin. Allah bütün
günahları bağışlar. Çünkü O, çok bağışlayan, çok esirgeyendir” dedin
güzel isimlerin hürmetine senden istiyorum!
Allah’ım! Ben senden istiyorum, ya
Rabbi sana dua ediyorum, ey efendim! Sana ümit besliyorum ve ey mevlam,
duamı kabul etmene tamah ediyorum. Çünkü sen bana vaat ettin ve ben
emrettiğin gibi dua ettim; o halde benim hakkımda sana yakışır bir
şekilde davran ey kerim; hamd âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Allah’ın salâtı Muhammed ve onun tertemiz Ehl-i Beyt’inin üzerine
olsun.”
*Sonra kendi hacetlerini iste; inşallah
kabul olunur. “Mehcu’d-Deavat” kitabının rivayetine göre bu duanın
taharetli olarak okunacağı bildirilmiştir.
—————
“Mefatihu’l-Cinan” kitabından alıntıdır.
Yazar: Şeyh Abbas Kummî
Sayfa:176
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder