El-Aliyy (c.c.) esmasının manası : Mutlak ve hakiki yüce, yüceler yücesi, O’nun şanı şerefi mertebe ve hükümranlığı pek yüce, her şeyiyle yüce olan.
El-Aliyy : العلي
Fazileti ve faydaları :
* Her gün 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” ism-i şerifini okumaya devam edenin rızkı bollaşır ve zenginleşir.
* Her gün 110 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam eden herkes tarafından sevilir, ilimde ve mesleğinde ilerler.
* 232 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” ism-i şerifini okuyan ilimde ilerler ve bu nimetlerle ödüllendirilir.
* 5 vakit namazdan sonra 110 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam eden ömrü boyunca kimseye muhtaç olmaz ve her türlü kötülüklerden korunur.
* Birbirine küskün eşler yenen yemek üzerine 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” okuduktan sonra bu yemekten yerse barışırlar ve yuvalarına huzur gelir.
* Borcu olanların, işi bozulanların 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam etmeleri halinde borçlarını ödemesi kolaylaşır, işleri yoluna girer.
* Zillet ve hakaretten kurtulmak ve ilahi yardım ile insanların gözünde büyük görünüp sözlerinin kabülü için, “Ya Aliyyü Celle Celalühü” diyerek 110 kere okunur.
* Yazılarak küçük çocuk üzerine asılırsa çocuk sağlıklı büyür. Gurbete giden kişi üzerine alırsa; selametle döner. Fakir kişi üzerine alırsa inşallah zengin olur.
* Bu ismin zikrini devam eden kimse,her yerde ve her işte sevilen,sayılan ve aranan bir kimse olur. Ancak dikkatli olmak gerekir zira yükseldiği mevkinin kıymetini bilemeyip, şükrünü eda edemeyip, ismin zikrini terk eden kimse, bir daha düştüğü yerden eski makamına ulaşamaz.
* Her gün namazlardan sonra (110) defa okumayı adet edinen kimseyi Cenabı Hakk, her türlü zillet ve meskenetten beri kılar. Kendisine ilim kapılarını açar. Kalbinde hikmet pınarlarını kaynatır. Onu gören kimseler muhabbetinden dolayı ona boyun eğerler. Bütün isteklerini severek yaparlar. Herkes tarafından çok büyük sevgi ve mehabbet görür.
* Aliyy ism-i şerifini zikrederken “Aliyyül azıym” suretinde zikretmek hem dualarının çabucak kabul olunmasına, hem de matlup ve muradlarının kat kat üstünde nimetlerin verilmesine sebep olur.
* Okumayı adet edinenlerin ahlakı düzelir, insanlara şirin görünür.
* Okumayı adet edinenler, hikmetten konuşur.İlmin derinliklerine nüfuz eder. Görenlerinmuhabbetini celb eder. Kısmetinde darlık olanın okuması bir iksirdir. Kötü komşu veya kötü arkadaşı olan, onların ıslahları için okumaya devam ederse, Allah onların ahlaklarını düzeltir.
El-Aliyy esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati :
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 110
Zikir günü ; Pazar
Zikir saati ; Güneş (Sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası.)
Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Sol böğür sağ ayak ucu.
Gezegeni : Jüpiter.
İçinde El Aliyy İsm-i şerifi geçen kur’an ayetleri :
1-) Bakara suresi 255. ayet
اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Okunuşu :
Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm (kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm (nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard (ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih (iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard (arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm (azîmu).
Anlamı :
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur. O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O’nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun lminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek (yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek), Kendisine zor gelmez ve O Alâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür).
2-) Nisa suresi 34. ayet
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
Okunuşu :
Er ricâlu kavvâmûne alân nisâi bi mâ faddalallâhu ba’dahum alâ ba’dın ve bi mâ enfekû min emvâlihim. Fes sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun lil gaybi bi mâ hafizallâh (hafizallâhu). Vellâtî tehâfûne nuşûzehunne fe ızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fîl medâcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlâ (sebîlen). İnnallâhe kâne aliyyen kebîrâ (kebîran).
Anlamı :
Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah’ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah’ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr’dir (büyüktür).
3-) Lokman suresi 30. ayet
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
Okunuşu :
Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr (kebîru).
Anlamı :
İşte bu, Allah’ın hak olması sebebiyledir. Ve O’ndan başka taptıkları şeyler mutlaka batıldır. Muhakkak ki Allah; Âli’dir (yüce), Kebir’dir (büyük).
4-) Şura suresi 4. ayet
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Okunuşu :
Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard (ardı), ve huvel aliyyul azîm (azîmu).
Anlamı :
Göklerde ve yerde olan her şey, O’nundur. Ve O, Âli’dir (Yüce), Azîm’dir (Büyük).
5-) Şura suresi 51. ayet
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَاء حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاء إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ
Okunuşu :
Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm (hakîmun).
Anlamı :
Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.
6-) Sebe suresi 23. ayet
وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِندَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
Okunuşu :
Ve lâ tenfeuş şefâatu indehû illâ li men ezine lehu, hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlûl hakka, ve huvel aliyyul kebîr (kebîru).
Anlamı :
Ve O’nun huzurunda, kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati bir fayda vermez. Onların kalplerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” dediler. (Onlar da) “Hakkı buyurdu.” dediler. Ve O; Âli’dir (çok yüce), Kebir’dir (çok büyük).
7-) Rad suresi 9. ayet
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِ
Okunuşu :
Âlimul gaybi veş şehâdetil kebîrul muteâl (muteâli).
Anlamı :
Görünen (şahit olunan) ve görünmeyeni (gaybı) bilir. Büyüktür, Âlîdir (Yücedir).
37
Gündüz korkusunun izalesi için
Ve es’elüke biesmâike
Yâ Kâfi
Yâ Şâfî
Yâ Vâfî
Yâ Mu’âfî
Yâ ‘Âlî
Yâ Dâ’î
Yâ Râdî
Yâ Kâdî
Yâ Bakî
Yâ Hâdî
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ اَجِرْنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ îâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’I-emâne ecirnâ mine’n-nâr.
Allah’ım ben (mübarek) İsmin hürmetine (Hacetlerimi) senden diliyorum;
Ey (kendisine, güvenip yönelene) yeterle gelen,
Ey (bütün dertlere) şifa veren,
Ey (verdiği ahde) vefa eden,
Ey sıhhat ve afiyet veren,
Ey (yaratıkları) hidayet eden,
Ey (kullarını iyiliğe ve cennete) davet eden,
Ey (hak üzere) hüküm veren,
Ey (salih ve itaatkar) kullarından hoşnut olan,
Ey (her şeyiyle) yüce ve âli olan,
Ey (ebediyen) baki kalan!
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok. Eman ver bize. Bizi cehennemden kurtar.
Cevşen-i Kebir duası
21
Fayda ve menfaat bulmak için
Ve es’elüke biesmâike
Yâ ‘Aliyy
Yâ Vefiyy
Yâ Veliyy
Yâ Ganiyy
Yâ Meliyy
Yâ Zekiyy
Yâ Radiyy
Yâ Bediyy
Yâ HafIyy
Yâ Kaviyy
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ اَجِرْنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne hallisnâ mine’n-nâr.”
Allah’ım ben, ismin hürmetine sana el açıyor (yalvarıyorum),
Ey her şeyiyle yüce olan Ali,
Ey sözünde vefalı olan ve vaadinden dönmeyen Vefi,
Ey Müminlerin dostu olan Veli,
Ey gerçek zenginlik sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Gani,
Ey sonsuz servet ve tükenmez hazineler sahibi Meli,
Ey her cihetten temiz ve pak olan Zeki,
Ey kendisine kulluk edenlerden hoşnut olan Razi,
Ey eser ve ihsanlarıyla varlığı apaçık görünen Bedi,
Ey siddet-i zuhurundan gizlenen Hafi,
Ey güç ve kuvveti sonsuz olan Kavi,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok. Eman ver bize. Bizi cehennemden kurtar.
Not : Cevşen dua alıntısıdır.
El-Aliyy : العلي
Fazileti ve faydaları :
* Her gün 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” ism-i şerifini okumaya devam edenin rızkı bollaşır ve zenginleşir.
* Her gün 110 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam eden herkes tarafından sevilir, ilimde ve mesleğinde ilerler.
* 232 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” ism-i şerifini okuyan ilimde ilerler ve bu nimetlerle ödüllendirilir.
* 5 vakit namazdan sonra 110 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam eden ömrü boyunca kimseye muhtaç olmaz ve her türlü kötülüklerden korunur.
* Birbirine küskün eşler yenen yemek üzerine 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” okuduktan sonra bu yemekten yerse barışırlar ve yuvalarına huzur gelir.
* Borcu olanların, işi bozulanların 100 kere ” Ya Aliyy celle celâlühû ” zikrine devam etmeleri halinde borçlarını ödemesi kolaylaşır, işleri yoluna girer.
* Zillet ve hakaretten kurtulmak ve ilahi yardım ile insanların gözünde büyük görünüp sözlerinin kabülü için, “Ya Aliyyü Celle Celalühü” diyerek 110 kere okunur.
* Yazılarak küçük çocuk üzerine asılırsa çocuk sağlıklı büyür. Gurbete giden kişi üzerine alırsa; selametle döner. Fakir kişi üzerine alırsa inşallah zengin olur.
* Bu ismin zikrini devam eden kimse,her yerde ve her işte sevilen,sayılan ve aranan bir kimse olur. Ancak dikkatli olmak gerekir zira yükseldiği mevkinin kıymetini bilemeyip, şükrünü eda edemeyip, ismin zikrini terk eden kimse, bir daha düştüğü yerden eski makamına ulaşamaz.
* Her gün namazlardan sonra (110) defa okumayı adet edinen kimseyi Cenabı Hakk, her türlü zillet ve meskenetten beri kılar. Kendisine ilim kapılarını açar. Kalbinde hikmet pınarlarını kaynatır. Onu gören kimseler muhabbetinden dolayı ona boyun eğerler. Bütün isteklerini severek yaparlar. Herkes tarafından çok büyük sevgi ve mehabbet görür.
* Aliyy ism-i şerifini zikrederken “Aliyyül azıym” suretinde zikretmek hem dualarının çabucak kabul olunmasına, hem de matlup ve muradlarının kat kat üstünde nimetlerin verilmesine sebep olur.
* Okumayı adet edinenlerin ahlakı düzelir, insanlara şirin görünür.
* Okumayı adet edinenler, hikmetten konuşur.İlmin derinliklerine nüfuz eder. Görenlerinmuhabbetini celb eder. Kısmetinde darlık olanın okuması bir iksirdir. Kötü komşu veya kötü arkadaşı olan, onların ıslahları için okumaya devam ederse, Allah onların ahlaklarını düzeltir.
El-Aliyy esmasının ebced değeri, zikir sayısı, zikir günü ve zikir saati :
Ebced değeri ve zikir sayısı ; 110
Zikir günü ; Pazar
Zikir saati ; Güneş (Sabah güneş doğarken ve ikindi namazı sonrası.)
Vücut haritasındaki yeri (Zikri hangi organa iyi gelir.) : Sol böğür sağ ayak ucu.
Gezegeni : Jüpiter.
İçinde El Aliyy İsm-i şerifi geçen kur’an ayetleri :
1-) Bakara suresi 255. ayet
اللّهُ لاَ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الْحَيُّ الْقَيُّومُ لاَ تَأْخُذُهُ سِنَةٌ وَلاَ نَوْمٌ لَّهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الأَرْضِ مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلاَ يُحِيطُونَ بِشَيْءٍ مِّنْ عِلْمِهِ إِلاَّ بِمَا شَاء وَسِعَ كُرْسِيُّهُ السَّمَاوَاتِ وَالأَرْضَ وَلاَ يَؤُودُهُ حِفْظُهُمَا وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Okunuşu :
Allâhu lâ ilâhe illâ huvel hayyul kayyûm (kayyûmu), lâ te’huzuhu sinetun ve lâ nevm (nevmun), lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fil ard (ardı), menzellezî yeşfeu indehû illâ bi iznih (iznihî) ya’lemu mâ beyne eydîhim ve mâ halfehum, ve lâ yuhîtûne bi şey’in min ilmihî illâ bi mâ şâe, vesia kursiyyuhus semâvâti vel ard (arda), ve lâ yeûduhu hıfzuhumâ ve huvel aliyyul azîm (azîmu).
Anlamı :
Allah ki, O’ndan başka ilâh yoktur (Sadece O vardır). Hayy’dır Kayyum’dur. O’nu ne bir uyuklama ve ne de bir uyku hali tutmaz. Göklerde ve yerde olan herşey O’nundur. O’nun izni olmadan, O’nun katında kim şefaat etme yetkisine sahiptir? Onların önlerinde ve arkalarında olanları (geçmiş ve geleceklerini) bilir. Ve O’nun lminden, O’nun dilediğinden başka bir şey ihata edemezler (kavrayamazlar). O’nun kürsüsü gökleri ve yeri kaplamıştır. Ve o ikisini muhafaza etmek (yerlerin ve göklerin dengesini korumak, gözetmek), Kendisine zor gelmez ve O Alâ’dır (çok yücedir), Azîm’dir (çok büyüktür).
2-) Nisa suresi 34. ayet
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاء بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا أَنفَقُواْ مِنْ أَمْوَالِهِمْ فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِّلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللّهُ وَاللاَّتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلاَ تَبْغُواْ عَلَيْهِنَّ سَبِيلاً إِنَّ اللّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
Okunuşu :
Er ricâlu kavvâmûne alân nisâi bi mâ faddalallâhu ba’dahum alâ ba’dın ve bi mâ enfekû min emvâlihim. Fes sâlihâtu kânitâtun hâfizâtun lil gaybi bi mâ hafizallâh (hafizallâhu). Vellâtî tehâfûne nuşûzehunne fe ızûhunne vahcurûhunn (vahcurûhunne) fîl medâcıı vadrıbûhunne, fe in ata’nekum fe lâ tebgû aleyhinne sebîlâ (sebîlen). İnnallâhe kâne aliyyen kebîrâ (kebîran).
Anlamı :
Erkekler, mallarından (kadınlar için mehir ve nafaka olarak) harcamaları sebebiyle ve Allah’ın, onların bir kısmını, diğerlerine üstün kılmasından dolayı, kadınların üzerinde daha çok kâimdirler (koruyup gözetici, idare edicidirler). Bu bakımdan salih amel (nefs tezkiyesi) yapan kadınlar itaatkârdırlar, Allah’ın (onların haklarını ve iffetlerini) korumasıyla, onlar da gaybde (kocalarının yokluğunda hem kendilerini, hem kocalarının mal ve şerefini) koruyucudurlar. İtaatsizliklerinden (baş kaldırmalarından) korktuğunuz (kadınlara) ise (önce) nasihat ediniz. Ve (sonra da) yataklarında yalnız bırakınız. Ve (hâlâ itaat etmezlerse) onlara vurunuz. Bundan sonra eğer size itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah Âli’dir (yücedir), Kebîr’dir (büyüktür).
3-) Lokman suresi 30. ayet
ذَلِكَ بِأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْحَقُّ وَأَنَّ مَا يَدْعُونَ مِن دُونِهِ الْبَاطِلُ وَأَنَّ اللَّهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
Okunuşu :
Zâlike bi ennallâhe huvel hakku ve enne mâ yed’ûne min dûnihil bâtılu ve ennallâhe huvel aliyyul kebîr (kebîru).
Anlamı :
İşte bu, Allah’ın hak olması sebebiyledir. Ve O’ndan başka taptıkları şeyler mutlaka batıldır. Muhakkak ki Allah; Âli’dir (yüce), Kebir’dir (büyük).
4-) Şura suresi 4. ayet
لَهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْعَظِيمُ
Okunuşu :
Lehu mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ard (ardı), ve huvel aliyyul azîm (azîmu).
Anlamı :
Göklerde ve yerde olan her şey, O’nundur. Ve O, Âli’dir (Yüce), Azîm’dir (Büyük).
5-) Şura suresi 51. ayet
وَمَا كَانَ لِبَشَرٍ أَن يُكَلِّمَهُ اللَّهُ إِلَّا وَحْيًا أَوْ مِن وَرَاء حِجَابٍ أَوْ يُرْسِلَ رَسُولًا فَيُوحِيَ بِإِذْنِهِ مَا يَشَاء إِنَّهُ عَلِيٌّ حَكِيمٌ
Okunuşu :
Ve mâ kâne li beşerin en yukellimehullâhu illâ vahyen ev min verâi hıcâbin ev yursile resûlen fe yûhıye bi iznihî mâ yeşâu, innehu aliyyun hakîm (hakîmun).
Anlamı :
Allah’ın hiçbir insanla konuşması olmamıştır, illâ vahyile veya perde arkasından veya dilediğine izniyle vahyetsin diye resûl (melek) göndererek. Allah, bilir ve hikmet sahibidir.
6-) Sebe suresi 23. ayet
وَلَا تَنفَعُ الشَّفَاعَةُ عِندَهُ إِلَّا لِمَنْ أَذِنَ لَهُ حَتَّى إِذَا فُزِّعَ عَن قُلُوبِهِمْ قَالُوا مَاذَا قَالَ رَبُّكُمْ قَالُوا الْحَقَّ وَهُوَ الْعَلِيُّ الْكَبِيرُ
Okunuşu :
Ve lâ tenfeuş şefâatu indehû illâ li men ezine lehu, hattâ izâ fuzzia an kulûbihim kâlû mâzâ kâle rabbukum, kâlûl hakka, ve huvel aliyyul kebîr (kebîru).
Anlamı :
Ve O’nun huzurunda, kendisine izin verdiği kimseden başkasının şefaati bir fayda vermez. Onların kalplerinden korku giderilince: “Rabbiniz ne buyurdu?” dediler. (Onlar da) “Hakkı buyurdu.” dediler. Ve O; Âli’dir (çok yüce), Kebir’dir (çok büyük).
7-) Rad suresi 9. ayet
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِ
Okunuşu :
Âlimul gaybi veş şehâdetil kebîrul muteâl (muteâli).
Anlamı :
Görünen (şahit olunan) ve görünmeyeni (gaybı) bilir. Büyüktür, Âlîdir (Yücedir).
37
Gündüz korkusunun izalesi için
Ve es’elüke biesmâike
Yâ Kâfi
Yâ Şâfî
Yâ Vâfî
Yâ Mu’âfî
Yâ ‘Âlî
Yâ Dâ’î
Yâ Râdî
Yâ Kâdî
Yâ Bakî
Yâ Hâdî
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ اَجِرْنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ îâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’I-emâne ecirnâ mine’n-nâr.
Allah’ım ben (mübarek) İsmin hürmetine (Hacetlerimi) senden diliyorum;
Ey (kendisine, güvenip yönelene) yeterle gelen,
Ey (bütün dertlere) şifa veren,
Ey (verdiği ahde) vefa eden,
Ey sıhhat ve afiyet veren,
Ey (yaratıkları) hidayet eden,
Ey (kullarını iyiliğe ve cennete) davet eden,
Ey (hak üzere) hüküm veren,
Ey (salih ve itaatkar) kullarından hoşnut olan,
Ey (her şeyiyle) yüce ve âli olan,
Ey (ebediyen) baki kalan!
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok. Eman ver bize. Bizi cehennemden kurtar.
Cevşen-i Kebir duası
21
Fayda ve menfaat bulmak için
Ve es’elüke biesmâike
Yâ ‘Aliyy
Yâ Vefiyy
Yâ Veliyy
Yâ Ganiyy
Yâ Meliyy
Yâ Zekiyy
Yâ Radiyy
Yâ Bediyy
Yâ HafIyy
Yâ Kaviyy
سُبْحَانَكَ يَا لآَ اِلٰهَ اِلآَّ اَنْتَ اْلاَمَانُ اْلاَمَانُ اَجِرْنَا مِنَ النَّارِ Sübhâneke yâ lâ ilahe illâ ente’l-emâ-ne’l-emâne hallisnâ mine’n-nâr.”
Allah’ım ben, ismin hürmetine sana el açıyor (yalvarıyorum),
Ey her şeyiyle yüce olan Ali,
Ey sözünde vefalı olan ve vaadinden dönmeyen Vefi,
Ey Müminlerin dostu olan Veli,
Ey gerçek zenginlik sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayan Gani,
Ey sonsuz servet ve tükenmez hazineler sahibi Meli,
Ey her cihetten temiz ve pak olan Zeki,
Ey kendisine kulluk edenlerden hoşnut olan Razi,
Ey eser ve ihsanlarıyla varlığı apaçık görünen Bedi,
Ey siddet-i zuhurundan gizlenen Hafi,
Ey güç ve kuvveti sonsuz olan Kavi,
Bütün kusurlardan münezzehsin, Senden başka ilah yok. Eman ver bize. Bizi cehennemden kurtar.
Not : Cevşen dua alıntısıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder