17 Ocak 2019 Perşembe

el-Mübdi ism-i şerifı'nin fazileti

 el-Mübdi ism-i şerifı'nin fazileti
  el-Mübdi ism-i şerif: “Varlıkları, daha önce bir misli ve benzeri olmaksızın, ilk defa yaratan."

 el-Mübdi ism-i şerifıni her gün 56 kere zikreden kişinin fehmi ve idraki (zekası ve anlayışı) çok kuvetlenir. (Cübbeli Ahmet Hoca)


El-Mübdi (c.c.) esmasının faydaları : Mahlukatı maddesiz ve örneksiz olarak yoktan var eden, bütün varlıkları ilk yaratan, her şeyi yokken var eden demektir. Tüm varlıkları benzerleri mevcut olmadığı halde yoktan var eden.
El-Mübdi’ : المبدىء
Ya Mübdi :  يَا مُبْدِىُٔ

Fazileti ve faydaları :
* 5 vakit namazdan sonra 57 kere ” Ya Mübdi celle celâlühû ” zikrine devam eden ilimde ve fende başarılı olur.
* Düşük ihtimali olan hamile bayanlar eşleriyle beraber 99  “El Mübdi celle celâlühû” zikrine devam ederlerse maksatlarına erişirler.
* Bir işe karar vermede kararsız olan, bu mübarek ismi (1000) defa okursa karar verme gücü kazanır.
* Evin dört tarafına yedi gün boyunca her gün 70’er defa okunursa kaybolan, salimen eve döner.
* El-Mübdiü, el-Müıydü” isimlerini birlikte okumayı sürdürenler, unuttuğunu hatırlama gücü kazanırlar ve bazı gizli şeylerin esrarına vakıf olurlar.
* Hamile bayanların çocuğunu düşürme endişesi duyuyorlarsa, sağ elini batnı üzerine koyup, bu ismi celili 99 defa okursa, Allah Teala çocuğunu zayi olmaktan muhafaza buyurur.
* İşlerine bu ismi celil ile başlayan kimse o işte başarıya ulaşır.
* Sevdiği bir kimseyi müşahede edemeyen, rüyasında onu görebilmek için yatarken 57 okumalıdır.
* Ya Mübdi ismini zikreden hikmet sahibi olur, hikmetli konuşur. Gizli olan işlerden haberdar olur.
* Her gün 56 defa Ya Mübdi ismini zikreden başladığı her işi başarıyla bitirir. İşe başlarken okunursa işte muvaffak olunur.



--------------------------------------------------------
  el-Mübdi ism-i şerif
---------------------------------------------------------
Varlıkların yaratılışı iki tarzdadır: Birisi ibdâ’, diğeri ise inşâ. İbdâ’, daha önce yapılmış bir başka şeyi taklit etmeden, bir şeyi ilk ve son olarak en mükemmel ve misilsiz şekilde yaratmak demektir. Ne güneş sistemi bir başka sistemden örnek alınarak yaratılmıştır, ne insan, ne de bir başka canlı.

Bunların hepsinde Mübdî’ ismi tecelli etmiştir.

Bütün varlık âleminin çekirdeği olan Nur-u Muhammedî (asv) de ibdâ’ ile vücut bulmuştur.

Nur Külliyatında geçen, “Eşya zeval ve ademe gitmiyor, belki daire-i kudretten daire-i ilme geçiyorlar” (Mektûbat) cümlesinde, “eşya yokluk ve hiçlikten gelmiyorlar, belki ilim dairesinden kudret dairesine geçiyorlar” hükmü de saklıdır. Zira, yokluğa gitmeyen, yokluktan da gelmiyor demektir.

Bu hikmet dersinin ışığında şöyle diyebiliriz:

İlâhî ilimde, mahiyetleri ve bütün özellikleri tayin edilen varlıkların, şu âlemde boy göstermeleri, ibdâ’ iledir.

Her şeyin, kendisine has müstakil özellikleri vardır. Bu yönüyle her şey, bir eşi ve benzeri olmaksızın, ilk defa dünya yüzüne gelmektedir. Ve bu yaratılışta Mübdî’ ismi tecelli etmektedir.

İnşâ ise, hikmet âlemi olan bu dünyada, bazı şeylerin bir anda yahut zamansız olarak değil de, belli bir zaman dilimi içerisinde ve kademeli olarak yaratılmasıdır. İnşâda, ‘terbiye fiili’ daha hâkimdir.

Bu mânâ Nur Külliyatı'nda çok güzel dile getirilir:

“Kadîr-i Mutlak’ın iki tarzda, hem ibdâ’ hem inşâ suretinde icadı var. Varı yok etmek ve yoğu var etmek; en kolay en suhuletli, belki daimî, umumî bir kanunudur. Bir baharda, üç yüz bin enva’-ı zîhayat mahlukatın şekillerini, sıfatlarını, belki zerratlarından başka bütün keyfiyat ve ahvallerini hiçten var eden bir kudrete karşı, ‘yoğu var edemez!’ diyen adam, yok olmalı!..” (Lem’alar)

Kendi simamıza ve parmak izimize bakalım; bu yüz ve bu iz, ilk defa yaratılmıştır. Daha önce bir benzeri görülmemiştir. Buna göre insanın bedeni nutfe, alâka... dönemlerinden, çocukluk, gençlik çağlarından bir inşâ ile geçmiş olsa bile, onun ruhu, simasının şekli ve daha nice hususiyetleri ilk defa vücut bulmakta ve Mübdî’ isminin bir tecellisini sergilemektedir.

Kula düşen vazife, bu tecellileri tefekkürle okumak ve her şeyi misalsiz olarak yaratan O misilsiz zâtın, varlığına iman ederek, O’na hakkıyla kulluk etmeye çalışmaktır.

Kaynak : Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder