DUANIN KABULÜ İÇİN GEREKLİ ŞARTLAR
Birçok hadis-i şerifte Beraat gecesi gibi mübarek gecelerde duaların kesinlikle kabul edildiği belirtilmektedir.
Ancak birçok dua edicinin icabete mazhar olmamaları da dikkat çekmektedir. Tabiki bu durum hadis-i şeriflere karşı asla bir şüphe meydana getirmemelidir.
Zira birçok insanın dua edip de duasının kabul olmaması, duanın şartlarının yerine getirilmemesiyle yakından alakalıdır.
Nitekim ulemanın beyanı vechile; duanın şartları, rukünleri, vakitleri, sebepleri ve edebIeri vardır.
Şartlarını kısaca sayacak olursak:
1. Duadan önce tevbe,
2. Kul haklarını iade,
3. Helal yemek,
4. Doğru konuşmak,
5. Tam bir himmetle Mevlâ-i Müte'âl'in kapısına yönelmek.
Rukünlerine gelince:
1. Huzur-u kalp (kalbin Mevlâ Te'âlâ ile birlikteliğini temin etmek),
2. Rikkat (kalp ve gönül yumuşaklığı),
3. Huşu' (Allâh-u Te'âlâ'ya karşı tam bir saygı ve boyun kırıklığı).
Vakitleri:
1. Ezanla kamet arası,
2. Yolculuk zamanı,
3. Hastalık dönemi,
4. Zulme uğrama durumu,
5. Seher vakitleri,
6. Yağmur yağarken,
7. Cuma gününün tamamı,
8. Çarşamba günü ikindiye yakın.
Sebepleri:
1. Yolculuğu uzatmak ki, yolculuk uzadıkça gariplik artacağından, bu durumda kabule mazhariyet kesindir.
2. Giyim kuşama önem vermemek ki, buna yeni tabirle "Dağıtmak" diyebiliriz.
Zira hadis-i şerifte: "Nice saçı sakalı dağınık, kir pas içindeki kimselerin yemin ve dualarını AIlâh'ın boşa çıkarmayacağı" bildirilmiştir.
[Müslim, Ahmed ibni Hanbel, Hâkim, Ebû Nu'aym, Süyûtî, el-Câmi'u's-sağîr, Nebhânî, el-Fethu'l-kebîr, no:6563-6564, 1/606]
Rasûlullâh ﷺ de yağmur duasına tevazulu, boynu kırık ve üstü başı dağınık bir halde çıkmıştır.
Kardeşinin oğlu hapse düşen Mutarrif ibni Abdillâh (Kuddise Sirruhû) en eski elbiselerini giymiş ve: "Böyle giyindim ki Allâh-u Te'âlâ yeğenim hakkındaki şefaatimi kabul eylesin" demiştir.
3. Elleri göğe kaldırmak.
Zira hadis-i şerifte: "İki elini kaldırıp dua edenin ellerini boş çevirmekten Allâh-u Te'âlâ'nın haya ve kerem buyuracağı" bildirilmiştir. [Tirmizî, De'avât:105]
4. Rububiyet sıfatıyla Allâh-u Te'âlâ'ya yalvarışı tekrarlamak da kabülün en büyük sebeplerindendir.
Âişe (Radıyallâhu Anh)dan gelen bir rivayette: "Dört kere 'Ya Rabbi!' diyen kuluna Allâh-u Te'âlâ'nın: 'Kulum! Buyur iste, verileceksin' buyurduğu" zikredilmiştir.
İbni Abbâs ve Ebu'd-Derdâ (Radıyallâhu Anhümâ)dan nakledildiğine göre: "Allâh-u Te'âlâ'nın en büyük ismi: "Rabbi! Rabbi!" dir.
'Atâ (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre: "Beş kere 'Ya Rabbi!' diyen kuluna Allâh-u Te'âlâ mutlaka nazar ve tecelli buyurur."
Zaten Kur'an-ı Kerim'de geçen dualara bakan kişi, ekserisinin "Rab" ism-i şerifiyle başladığını görür.
Duanın edeplerine gelince:
1. Başında ve sonunda hamd-ü sena ile başlayıp bitirmek,
2. Başında ve hitamında salat-ü selam okumak,
3. Ciddiyet ve azimle talepte bulunup, kesinlikle kabulüne şartlanmak,
4. Bir kere değil de birçok kere ilhah (ısrarcı olmak) ki bu ekseri:
يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ يَا ذَا الْجَلَالِ وَ الْإِكْرَامِ
"Yâ Hayyu yâ Kayyûm!" ve "Yâ Ze'l-Celâl-i ve'l-ikrâm" siğalarıyla yapılmalıdır.
5. Dar zamanda da, rahat zamanda da duaya devam edip hiç bırakmamak,
6. Duayı üç kere tekrarlamak,
7. Abdestli olmak,
8. Kıbleye yönelmek,
9. İhlaslı olmak,
Duanın edeplerinden olan bu madde:
"Yardım talebine Allâh-u Te'âlâ'dan başkasını kalben de, dille de ortak etmemek" diye de tarif edilebilir.
10. Günahlara ısrarcı olarak dua yapmamak,
Bilakis geçmişe pişmanlık, gelecekte aynı günahlara dönmemeye kararlılık gerekir.
[Risâletü'l-ed'iyye, Şerhu Riyâzi's-sâlihîn, Enîsü'l-Celîs hâmişi, sh:206]
Kaynak : Alıntı
Birçok hadis-i şerifte Beraat gecesi gibi mübarek gecelerde duaların kesinlikle kabul edildiği belirtilmektedir.
Ancak birçok dua edicinin icabete mazhar olmamaları da dikkat çekmektedir. Tabiki bu durum hadis-i şeriflere karşı asla bir şüphe meydana getirmemelidir.
Zira birçok insanın dua edip de duasının kabul olmaması, duanın şartlarının yerine getirilmemesiyle yakından alakalıdır.
Nitekim ulemanın beyanı vechile; duanın şartları, rukünleri, vakitleri, sebepleri ve edebIeri vardır.
Şartlarını kısaca sayacak olursak:
1. Duadan önce tevbe,
2. Kul haklarını iade,
3. Helal yemek,
4. Doğru konuşmak,
5. Tam bir himmetle Mevlâ-i Müte'âl'in kapısına yönelmek.
Rukünlerine gelince:
1. Huzur-u kalp (kalbin Mevlâ Te'âlâ ile birlikteliğini temin etmek),
2. Rikkat (kalp ve gönül yumuşaklığı),
3. Huşu' (Allâh-u Te'âlâ'ya karşı tam bir saygı ve boyun kırıklığı).
Vakitleri:
1. Ezanla kamet arası,
2. Yolculuk zamanı,
3. Hastalık dönemi,
4. Zulme uğrama durumu,
5. Seher vakitleri,
6. Yağmur yağarken,
7. Cuma gününün tamamı,
8. Çarşamba günü ikindiye yakın.
Sebepleri:
1. Yolculuğu uzatmak ki, yolculuk uzadıkça gariplik artacağından, bu durumda kabule mazhariyet kesindir.
2. Giyim kuşama önem vermemek ki, buna yeni tabirle "Dağıtmak" diyebiliriz.
Zira hadis-i şerifte: "Nice saçı sakalı dağınık, kir pas içindeki kimselerin yemin ve dualarını AIlâh'ın boşa çıkarmayacağı" bildirilmiştir.
[Müslim, Ahmed ibni Hanbel, Hâkim, Ebû Nu'aym, Süyûtî, el-Câmi'u's-sağîr, Nebhânî, el-Fethu'l-kebîr, no:6563-6564, 1/606]
Rasûlullâh ﷺ de yağmur duasına tevazulu, boynu kırık ve üstü başı dağınık bir halde çıkmıştır.
Kardeşinin oğlu hapse düşen Mutarrif ibni Abdillâh (Kuddise Sirruhû) en eski elbiselerini giymiş ve: "Böyle giyindim ki Allâh-u Te'âlâ yeğenim hakkındaki şefaatimi kabul eylesin" demiştir.
3. Elleri göğe kaldırmak.
Zira hadis-i şerifte: "İki elini kaldırıp dua edenin ellerini boş çevirmekten Allâh-u Te'âlâ'nın haya ve kerem buyuracağı" bildirilmiştir. [Tirmizî, De'avât:105]
4. Rububiyet sıfatıyla Allâh-u Te'âlâ'ya yalvarışı tekrarlamak da kabülün en büyük sebeplerindendir.
Âişe (Radıyallâhu Anh)dan gelen bir rivayette: "Dört kere 'Ya Rabbi!' diyen kuluna Allâh-u Te'âlâ'nın: 'Kulum! Buyur iste, verileceksin' buyurduğu" zikredilmiştir.
İbni Abbâs ve Ebu'd-Derdâ (Radıyallâhu Anhümâ)dan nakledildiğine göre: "Allâh-u Te'âlâ'nın en büyük ismi: "Rabbi! Rabbi!" dir.
'Atâ (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre: "Beş kere 'Ya Rabbi!' diyen kuluna Allâh-u Te'âlâ mutlaka nazar ve tecelli buyurur."
Zaten Kur'an-ı Kerim'de geçen dualara bakan kişi, ekserisinin "Rab" ism-i şerifiyle başladığını görür.
Duanın edeplerine gelince:
1. Başında ve sonunda hamd-ü sena ile başlayıp bitirmek,
2. Başında ve hitamında salat-ü selam okumak,
3. Ciddiyet ve azimle talepte bulunup, kesinlikle kabulüne şartlanmak,
4. Bir kere değil de birçok kere ilhah (ısrarcı olmak) ki bu ekseri:
يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ يَا ذَا الْجَلَالِ وَ الْإِكْرَامِ
"Yâ Hayyu yâ Kayyûm!" ve "Yâ Ze'l-Celâl-i ve'l-ikrâm" siğalarıyla yapılmalıdır.
5. Dar zamanda da, rahat zamanda da duaya devam edip hiç bırakmamak,
6. Duayı üç kere tekrarlamak,
7. Abdestli olmak,
8. Kıbleye yönelmek,
9. İhlaslı olmak,
Duanın edeplerinden olan bu madde:
"Yardım talebine Allâh-u Te'âlâ'dan başkasını kalben de, dille de ortak etmemek" diye de tarif edilebilir.
10. Günahlara ısrarcı olarak dua yapmamak,
Bilakis geçmişe pişmanlık, gelecekte aynı günahlara dönmemeye kararlılık gerekir.
[Risâletü'l-ed'iyye, Şerhu Riyâzi's-sâlihîn, Enîsü'l-Celîs hâmişi, sh:206]
Kaynak : Alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder