1. Bir kimse bu surenin tamamını temiz bir kağıda yazıp muska yaparak üzerinde taşırsa, Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle şeytanın şerrinden kurtulur.
Ayrıca bu kişi insanlar
arasında sayılan ve sözü dinlenilen bir kimse haline gelir. ['Abdullâh
ibnü Es'ad el-Yâfi'î, ed-Dürrü'n-nazîm fî havâssi'l-Kur'âni'l-'Azîm,
sh:96]
2. Bir kimse, hasmı (düşmanı) tarafından hile ile aleyhine
delil uydurulup mahkum duruma düşer ve hasmı ile doğrudan mücadele
edemeyecek hale gelirse, davayı kazanmak ve hasmının bu kötü planını
bozmak için önce abdest alıp daha sonra en temiz elbisesini giyerek bir
ikindi namazından sonra bu sure-i celilenin:
اِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ اَمِينٍۙ ﴿٥١﴾ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۚ ﴿٥٢﴾ يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَاِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِلِينَۚ ﴿٥٣﴾ كَذٰلِكَ۠ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍۜ ﴿٥٤﴾ يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَاكِهَةٍ اٰمِنِينَۙ ﴿٥٥﴾ لَا يَذُوقُونَ ف۪يهَا الْمَوْتَ اِلَّا الْمَوْتَةَ الْاُو۫لٰىۚ وَوَقٰيهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِۙ ﴿٥٦﴾ فَضْلًا مِنْ رَبِّكَۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿٥٧﴾ فَاِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ﴿٥٨﴾ فَارْتَقِبْ اِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ ﴿٥٩﴾
(ed-Duhân Suresi:51-59) ayet-i kerimeleri misk, zaferan (safran) gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple yaz beyaz bir ipek kumaş üzerine yazıp bu kumaşı (belinden aşağı gelmeyecek şekilde) üst cebine koyup (mahkemede) hasmının karşısına böylece çıkarsa, Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle bundan sonra hasmı onu hiçbir şekilde mahcup ve mağlup edemeyecektir.
Hatta hasmı olan kimse bu tertipten sonra, felaketlere düşüp perişan olacak, bir daha kendisine hiçbir şekilde kötülük yapmaya yeltenemeyecektir. ['Abdullâh ibnü Es'ad el-Yâfi'î, ed-Dürrü'n-nazîm fî havâssi'l-Kur'âni'l-'Azîm, sh:96-97; Muhammed ibnü Ahmed et-Temîmî, Havâssu'l-Kur'âni'l-'Azîm, Süleymâniye Kütüphânesi, Servili, rakam:227, verak 64a-64b]
Kaynak : Alıntı
اِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي مَقَامٍ اَمِينٍۙ ﴿٥١﴾ فِي جَنَّاتٍ وَعُيُونٍۚ ﴿٥٢﴾ يَلْبَسُونَ مِنْ سُنْدُسٍ وَاِسْتَبْرَقٍ مُتَقَابِلِينَۚ ﴿٥٣﴾ كَذٰلِكَ۠ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِينٍۜ ﴿٥٤﴾ يَدْعُونَ فِيهَا بِكُلِّ فَاكِهَةٍ اٰمِنِينَۙ ﴿٥٥﴾ لَا يَذُوقُونَ ف۪يهَا الْمَوْتَ اِلَّا الْمَوْتَةَ الْاُو۫لٰىۚ وَوَقٰيهُمْ عَذَابَ الْجَحِيمِۙ ﴿٥٦﴾ فَضْلًا مِنْ رَبِّكَۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ ﴿٥٧﴾ فَاِنَّمَا يَسَّرْنَاهُ بِلِسَانِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ ﴿٥٨﴾ فَارْتَقِبْ اِنَّهُمْ مُرْتَقِبُونَ ﴿٥٩﴾
(ed-Duhân Suresi:51-59) ayet-i kerimeleri misk, zaferan (safran) gül suyu karışımından yapılan bir mürekkeple yaz beyaz bir ipek kumaş üzerine yazıp bu kumaşı (belinden aşağı gelmeyecek şekilde) üst cebine koyup (mahkemede) hasmının karşısına böylece çıkarsa, Allâh-u Te'âlâ'nın izniyle bundan sonra hasmı onu hiçbir şekilde mahcup ve mağlup edemeyecektir.
Hatta hasmı olan kimse bu tertipten sonra, felaketlere düşüp perişan olacak, bir daha kendisine hiçbir şekilde kötülük yapmaya yeltenemeyecektir. ['Abdullâh ibnü Es'ad el-Yâfi'î, ed-Dürrü'n-nazîm fî havâssi'l-Kur'âni'l-'Azîm, sh:96-97; Muhammed ibnü Ahmed et-Temîmî, Havâssu'l-Kur'âni'l-'Azîm, Süleymâniye Kütüphânesi, Servili, rakam:227, verak 64a-64b]
Kaynak : Alıntı