Mahmut Efendi Hazretleri'nin Bizzat Söylediği Hastalıklara ve Nazara Karşı Okunmasını Tavsiye Ettiği 41 Defa Fatiha-i Şerif'e ile Şifa Terkibi
bildirdiği terkip üzere küçük çocuğu okumaya başlamış. Ardından 3 gün geçmeden küçük çocuk iyileşmiş.
41 Fatiha-i Şerif Şu Terkip Üzerine Okunur.
Sabah Namazından Sonra Bir Bardak Suya Her Okuyuşta Başta Besmele çekilerek 41 Fatiha-i Şerif
41. Okuma bitince önce suya ardından hastaya üflenerek tamamlanmış olur.
BİRDE SURELERİ TEVCİD KURALLARINA UYGUN OKUMAYA ÇALIŞALIM.
“Euzübillahimineşşeytanirracim” “Bismillahirrahmanirrahim”
El hamdu lillâhi rabbil âlemîn.
Er rahmânir rahîm.
Mâliki yevmid dîn.
İyyâke na’budu ve iyyâke nestaîn.
İhdinâs sırâtel mustakîm.
Sırâtallezîne en’amte aleyhim gayril magdûbi aleyhim ve lâd dâllîn.AMİN
Ali Küpelioğlu Hocaefendi Mahmut Efendi Hazretleri ile olan bu konu ile ilgili anısını bu sohbette anlatıyor.
30 SENE ÖNCE MAHMUD EFENDİ HZ Bizi yanına çağırdı ! Ali Küpelioğlu Hocaefendi
BİRİNCİ SÛRE-İ CELîLE
el-Fâtiha
SÛRE-İ CELîLESİ
Mekkî (Mekke-i Mükerreme döneminde inmiş)dir.
Besmele-i şerîfe ile birlikte 7 ayettir.
1 Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın ismiyle!
Hanefî
fakihlerince, sûrelerin başlarında bulunan besmeleleri o sûrelerin
birer parçası değildir, ancak müstakil birer âyet olup, sûrelerin
aralarını ayırmak ve kendileriyle teberrük olunmak için mükerrer olarak
inmiştir. Geniş malûmat için bakınız Rûhu`l Furkân: 1/69-70
2 Bütün hamdler (ve övgüler) tüm âlemlerin Rabbi(yaratıcısı ve yöneticisi) olan Allâh’a mahsustur;
3 (Dünyada mümin-kâfir ayırmaksızın her bir kuluna son derece acıyan ve gerçek manada sadece Kendisi nimet vermekte olan) O Rahmân’a; (âhirette yalnız iman edenleri son derecede esirgeyecek olan hakikî nimet sahibi) O Rahîm’e!
4 O, dîn gününün Mâliki (ve ceza gününün yegâne sahibi)ne!
5 (O, yüce Allâh’a itaat eden kullar:) “(Ey Rabbimiz!) Ancak Sana ibadet (ve kulluk) ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz!” (derler.)
6 (Buna mukabil, Allâh-u Te`âlâ: “Peki Benden ne tür bir yardım istiyorsunuz?” buyurunca, onlar şöyle dua ederler:) “Bizi o dosdoğru yola hidâyet et!..
7 Kendilerine (ikrâm ve) in`âm etmiş bulunduğun o (peygamberlerin, sıddîkların, şehitlerin ve salih) kimselerin yoluna! (Senin tarafından) kendilerine gazap edilen (Yahudi)lerin (yoluna) değil, (doğru yoldan sapıtarak) dalâlete düşen (Hristiyan tâife)lerin(in izine) de değil!
”Ebû Hureyre (Radıyallâhu anh)`dan rivayet edilen bir hadîs-i kudsîde Allâh-u Te`âlâ şöyle buyurmuştur: “Namazı (Fâtiha’yı)
Kendimle kulum arasında iki parçaya böldüm. İstediği şey kuluma
verilecektir. Kul: "Hamd, âlemlerin Rabbi Allâh’a aittir!" dediğinde,
Allâh-u Te`âlâ: "Kulum Bana hamdetti!" buyur(arak memnuniyetini ifade buyur)ur.
Kul: "O Rahmân; O Rahîm!" dediği zaman Allâh-u Te`âlâ: ‘Kulum Bana
övgüde bulundu!’ buyurur. Kul: "Ceza gününün Mâliki!" dediği vakit
Allâh-u Te`âlâ: "Kulum Bana tâzimde bulundu!\" buyurur. Kul: "Ancak Sana
ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz!" deyince de Allâh-u
Te`âlâ: "İşte bu, Benimle kulum arasındadır. İstediği şey kulumundur!"
buyurur. Kul: ‘Bizi, gazaba uğrayanların ve dalâlete düşenlerin (yoluna)
değil de, kendilerine in’âm etmiş bulunduğun kimselerin o dosdoğru
yoluna hidâyet buyur!’ dediğinde ise, Allâh-u Te`âlâ: "İşte bu, kuluma
ait (bir talep)tir. İstediği şey kulumundur!’ buyurur.”
(Müslim, Salât: 11, No: 395, 1/296)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder