18 Şubat 2024 Pazar

ZİHİN CANLILIĞI, HÂFIZA ÇABUKLUĞU VE ZEKÂ ARTIŞI İÇİN MÂNEVÎ TAVSİYELER

 

ZİHİN CANLILIĞI, HÂFIZA ÇABUKLUĞU VE ZEKÂ ARTIŞI İÇİN MÂNEVÎ TAVSİYELER
1. Nâne kaynatılıp balla tatlandırılır, içerisine bir kaşık çörek otu yağı, varsa bir kaşıkta yeşil fıstık yağı konularak çay ve kahve yerine içilir.
Bu arada zikir ile meşgul olmaya ve çokça Kur'ân-ı Kerîm okumaya devâm edilir. Biiznillâh iyileşme hâsıl olur. [Ahmet Mahmut Ünlü, Resâil-i Ahmediyye 33, sh:59]
 
2. Her gün on kere Enbiyâ Sûresinin 79. âyet-i kerîmesiyle birlikte aşağıda zikredilecek duânın okunması kuvvetli bir hâfıza kazanılması için için denenmiştir:
"يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ يَا رَبَّ مُوسٰى وَ هَارُونَ وَ نُوحٍ وَ إِبْرَاهِيمَ وَ عِيسٰى وَ مُحَمَّدٍ ﷺ أَكْرِمْنِي بِجَوْدَةِ الْحِفْظِ وَ سُرْعَةِ الْفَهْمِ وَارْزُقْنِي الْحِكْمَةَ وَ مَعْرِفَةَ الْعِلْمِ وَ ثَبَاتَ الذِّهْنِ وَ الْعَقْلِ وَ الْحِلْمِ بِحَقِّ مُحَمَّدٍ ﷺ يَا رَبَّ الْعَالَمِينَ".
"Ey Hayy ve Kayyûm olan Allâh! Ey Mûsâ'nın, Hârûn'un, Nûh'un, İbrâhîm'in ve Muhammed ﷺ'in Rabbi! Ey bütün âlemlerin Rabbi! Muhammed ﷺ'in hakkı için, Sen bana kuvvetli hâfıza, süratli anlayış, hikmet, ilmi iyi anlamak, zihin ve anlayışta sebat, bir de aceleci davranmamakta istikrar nasîb et". [Seyh Ahmed ed-Dîrebî, el-Mücerrebât, sh:92]
 
3. Rivâyete göre Ali ibni Ebî Tâlib (radiyallâhu anh) hâfizasının azlığından şikâyet edince Rasûlullâh ﷺ ona:
"اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ تَعْلَمُ سِرِّي وَعَلاَنِيَتِي فَاقْبَلْ مَعْذِرَتِي وَتَعْلَمُ حَاجَتِي فَأَعْطِنِي سُؤْلِي وَتَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي فَاغْفِر لِي ذَنْبِي يَا مَنْ يَعْلَمُ خَاءِنَةَ الْأَعْيُنِ وَ مَا تُخْفِي الصٌُدُورُ ﴿وَاللَّهُ يَقْضِي بِالْحَقِّ وَالَّذِينَ يَدْعُونَ مِن دُونِهِ لَا يَقْضُونَ بِشَيْءٍ إِنَّ اللَّهَ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ﴾".
"Ey Allâh! Hiç şüphesiz ki, Sen Benim gizlimi de açığımı da bilmektesin, o halde özrümü kabul et, dileğimi bilmektesin, bana murâdımı ver, içimde olanı bilmektesin, öyleyse günahımı bağışla.
Ey gözlerin hâin bakışını ve gönüllerin gizlediğini bilen Zât!
Allâh hak ile hükmeder, O'nu bırakıp taptıkları ise hiçbir şeyle şeyle hüküm veremezler.
Muhakkak ki Allâh, hakkıyla işiten de, ziyâde gören de ancak O'dur!" duâsını okumasını emretti. [Şeyh Ahmed Dîrebî, el-Mücerrebât, sh:92-93]
 
4. Zarîr-i Antakî'nin "et-Tezkire"sinin zeylinde bâzı ulemâdan naklolunduğuna göre: "Zekâsının, ilminin ve malının artmasını ve unutkanlıktan kurtulmayı arzu eden kimse, her sabah namazından sonra, ihlâs ile şu istiğfâra devam etmelidir:
'أَسْتَغْفِرُ اللّٰهَ الْعَظِيمَ الَّذِي لَا إلٰهَ إلَّا هُوَ الْحَيَّ الْقَيُّومَ بِدِيعَ السَّمَاوَاتِ وَ الْأَرْضِ وَ مَا بَيْنَهُمَا مِنْ جَمِيعِ جُرْمِي وَ إِسْرَافِي عَلَى نَفْسِي وَ أَتُوبُ إلَيهِ'.
'Bütün suçlarımdan ve nefsimin aleyhine işlemiş olduğum taşkınlıklardan dolayı, Hayy (diri) ve Kayyûm olan (her şeyi yöneten), gökleri, yerleri ve o ikisi arasındakileri eşsiz bir şekilde yaratan ve Kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan O büyük Allâh'tan mağfiret dilerim'. [Tezkiratü üli'l-elbâb ve Câmi'u'l-ucbi'l-'ucâb:3/197]

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder